Malatya Sofrası: Yiyip Doymazsın, Hatırlayıp Susarsın

Malatya’da yemek yalnızca karın doyurmaz; hatıraları, dua seslerini ve eski bir evin sessizliğini taşır. Bu sofraya oturan, doymak için değil… hatırlamak için oturur.
Bir şehir düşün…
Sofrası kurulmadan anlaşılmaz.
Çünkü o sofrada sadece yemek yoktur.
Biraz anne sesi vardır.
Biraz çocukluk.
Biraz da suskunluk.
Malatya’da yemek yemenin adabı,
doymakla değil, hatırlamakla başlar.
Sokak arasında yürürken bir evden duman yükseliyor.
Kapı aralık.
İçeriden bir koku değil,
bir hatıra yayılıyor.
Bir tencere kaynıyor.
İçinde analı kızlı.
Bir kadın kaşığı yavaşça çeviriyor.
Sesi duymasan da kaşığın ritmiyle konuşuyor:
“Anne olan sabırla pişer…
Kız olan narin olur…
Biri korur, diğeri susar.”
Analı kızlı bu yüzden sadece bir yemek değildir.
Bir soy bağının, bir ev içi sükûnetin,
bir kadının el emeğiyle,
bir çocuğun göz bekleyişiyle yoğrulmuş halidir.
Yol kenarına kurulmuş bir ocakta başka bir tava…
Kağıt kebabı.
İsmi kağıt, ama kendisi et gibi ağır.
İnce doğranmış et, domates, sarımsak, biber…
Hepsi bir zarfın içine konur gibi
kağıda sarılır.
Sonra fırına verilir.
Ama sadece pişmez.
Sabreder.
O yemeğin bu kadar lezzetli olmasının sırrı,
ateşte değil…
bekleyiştedir.
Çünkü Malatya’da en güzel yemekler,
hemen değil,
hürmetle pişer.
Bir sofraya oturduk.
Ortaya kiraz yaprağı sarması geldi.
Yanında içli köfte.
Bir tabakta kuru dolma,
diğerinde tandır ekmeği.
Ama herkes sessizdi.
Hiç kimse hemen çatala sarılmadı.
Biri elini açtı.
Dua etti.
“Allah devlete zeval vermesin,” dedi.
“Evladımızı askere aldık, kayıpsız dönsün,” dedi.
Sonra hep birlikte bir lokma alındı.
Ama o lokma sadece et değildi.
O lokma vatan, evlat, dua ve anıydı.
Malatya sofrası kalabalıksa güzeldir.
Ama asıl derinliği yalnızken çıkar.
Çünkü o zaman hatırlarsın:
Bu yemekleri biri yapardı.
Belki deden.
Belki ninen.
Belki annen.
Artık olmayan biri.
Bir kaşık alırsın…
Ve gözlerin dolar.
Bir tabak baklava gelir.
Ama şekerden değil,
hatıradan yanar boğazın.
Sofrayı toplayan kadın yavaş hareket eder.
Çünkü o tabakta sadece yağ kalmaz.
O tabakta ömür kalır.
Bu yüzden Malatya’da yemek bittiğinde,
sadece sofradan kalkılmaz.
Bir zaman kalkar.
Ve biz anlarız ki:
Malatya sofrası doyurmaz…
Hatırlatır.
Yiyip doymazsın.
Hatırlayıp susarsın.
Kalın sağlıcakla
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- Kafamız Hiç Susmuyor: Sessizlikle Başa Çıkamayan Zihinler
- Saat 03:28’de Ezanla Başlayan Şehir: 19 Temmuz’da Malatya’da Geceden Sabah Vaktine
- Malatya’da 19 Temmuz’da Planlı Elektrik Kesintisi: İşte Etkilenecek Bölgeler
- Akrilik Fabrikasında Büyük Patlama: Yaralılar Hastaneye Kaldırıldı
- Yıkılan Şehirde Abonelik İptal, Ceza Tam: Elektrik Yokken Borç Var
- 0SEVDİM
- 1ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.