Malatya
17 Eylül, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    41.29
  • EURO
    49.00
  • ALTIN
    4884.6
  • BIST
    11.183
  • BTC
    116925.56$

'MASTÖB'e İstifasını Sunanları Lavrens'e Benzettiler!...'


'MASTÖB'e İstifasını Sunanları Lavrens'e Benzettiler!...'
Dinçer Ergenekonlu:Bilgin Bey öncelikle şunu belirtmek isterim ki uzun zamandır bu röportajı sizinle yapmak istiyorum. Benimle röportaj yapma fırsatını bana tanıdığınıziçin çok teşekkür ederim.Bilgin Bey; Malatya Sivil Toplum Örgütlerinin 23 Ekim 2010 tarihinde yapılan 4. Olağan Genel Kurulundan önce Genel Kurulda Genel Başkan aday olduğunuzu açıklamanızla Malatya Kamuoyu sizi yakından tanıdı. Genel Kurul sonrası yapmış olduğunuz açıklama ile 4. Genel Kurulun usulsüz yapıldığını öne sürerek şikayetçi olacağınızı açıkladınız. Daha sonrasında ben sizinle bu konular üzerinde ısrarla röportaj yapmak istedim fakat siz gönüllü olmadınız. Hatta böyle bir röportajı çevremdeki gazeteci arkadaşlarımın da istediğini biliyoruz.Öncelikle 4. Olağan Genel Kurul sonrası neler oldu bu hususda bilgi almak isterim.Bilgin Akbal:Dinçer Bey; öncelikle şunu belirmek isterim. Sivil Toplum Örgütleri; toplumda yaşayan bireyler arasında sosyal yardımlaşmayı sağlayan, birey/toplum ile devlet arasında köprü görevi gören ve bireylerin/toplumların talepleri doğrultusunda çözümler üreten kuruluşlardır.Toplumsal sorunların çözümü için çalışmak, çözüm konusunda devletle işbirliği yapmak, devlet yönetiminin etkili, verimli, sorumlu, şeffaf bir hal alması için çalışmak, tüm bireylerin yönetime aktif katılımı ile demokratik ve şeffaf yönetim anlayışı altında toplamayı sağlamak, devlet-birey ilişkilerinde hak ve sorumlulukların adaletli dağıtımını sağlamaya çalışmak gibi temel işlevleri bulunmaktadır.Sivil Toplum Örgütlerinin gelişmesi için üyeler arasında Güven, Dürüstlük, Tutarlılık, Açıklık, Saydamlık, Hizmet Anlayışı, Yardımseverlik gibi etik değerlerin de tesis edilmesiyle mümkündür. Ülkemizde bugüne kadar Dini Temelli Dernekler, Spor, Yardımlaşma, Kalkınma, Mesleki Dayanışma, Toplumsal Hayat, Dostluk, Kültür, sağlık, İmar, Çevre, sosyal, Sivil Havacılık, Gençlik, Hayır İşler, Öğrenci dernekleri ve Uluslararası etkinlikler v.b. olmak üzere 2011 sonu itibarı ile 230 bine yakın dernek kurulmuş, bunlardan 140 bine yakını faaliyetlerine son vermiş ve sonuç olarak hali hazırda 90 Bine yakın Dernek?in tüzel kimliği bulunmakla birlikte faaliyetleri olmayan (Tabela) derneklerde bu sayının içinde yer almaktadır.Almanya?da 2 Milyonun üzerinde Sivil Toplum Örgütü bulunmakta ve nüfusuna oranlandığında yaklaşık 40 kişiye bir dernek düşerken, ülkemizde ise 830 kişiye bir dernek düşmektedir. İsveç?te nüfusun yaklaşık 4 katı sayıda dernek üyeliği bulunmaktadır. Diğer bir değişle ortalama kişi başına 4 dernek üyeliği olmaktadır.Ülkemizde 75 milyon nüfusumuza karşılık derneklere yaklaşık 6.8 Milyon Erkek ve 1.4 milyon Kadın olmak üzere toplam 8.2 Milyon üye bulunmaktadır. Buna göre ülkemizde yaklaşık 9 kişiye bir dernek üyeliği düşmektedir.Sivil Toplum Örgütlerimizin daha verimli çalışabilmesi için, Yönetim Kurullarında görev yapan yöneticilerin yanı sıra üyelerin de yapılacak çalışmalarda etkin katılımının sağlanması büyük önem taşımaktadır. Burada gönüllülük esas olup her üyenin kendi imkanları çerçevesinde; maddi imkanı olan maddi imkanını, zamanı olan zamanını, bilgisi olan bilgisi, çevresi olan çevresini bu çalışmalarda kullanmalıdır.2004 yılında yeniden düzenlenen 5253 sayılı dernekler kanunu derneklerinin nasıl çalışacaklarını, yapılanmalarının nasıl olacağı, genel kurul ve yönetim toplantılarının nasıl yapılacağı, kararlarını nasıl alacaklarının çerçeveleri çizilmiş ve her derneğin tüzüğü ile nasıl bir örgütlenme yapılarının olacağını, amaçları ve işleyişlerine ilişkin esaslar belirlenmiştir.Kanunla çerçeveleri çizilmiş olmakla birlikte en basit hukuksuzlukların bile çözümlerinin mahkemelerde aranması, mahkemelerinde iş yükleri gözüne alındığında karar süreçlerinin çok uzun olması, insanların ilgi ve alakalarının azalmasına sebep olmaktadır. Bu durumda toplumun gelişmesinde önemli yapı taşlarından olan Sivil Toplum Örgütlerinin gelişmesinin önünde büyük bir engel oluşturmaktadır.Hatırladığım kadarıyla; 23 Ekim 2010 tarihinde yapılan genel kurula siz gazeteci olarak katıldınız ve video kameranızla kongrede çekim yaptınız. Genel Kurulu yaşayan biri olmanız ve Malatya Kamuoyunu yakından tanımanız dolayısıyla yaptığımız bu görüşmemizin umarım faydası olacaktır.D. Ergenekon:Genel Kurulda problem nereden çıktı ve sonrası yaşanan gelişmeler hakkında bilgi verirmisiniz?B. Akbal23 Ekim 2010 tarihinde hazirun listeleri imzalanırken; Divan Heyetine katılımcılardan bazıları yazılı dilekçe vererek, üyesi olduğu derneğin hazırlamış olduğu listelerde yazılı olmadığını belirterek, isimlerini listelere yazarak imza ettiler. Arkadaşlarımız bu duruma yazılı olarak itiraz ettiler. 14 Eylül 2010 tarihinde MASTOB?den aldığımız liste ile Kongre sırasındaki imzalanan liste arasında 88 ismin ilave edilmiş olduğu tespit edildi.Divan Heyeti Yönetim Kurulu Başkanı Celal Karahan?dan üye kayıt ve karar defterlerini istediler. 2 saatten fazla zaman geçmesine rağmen defterler kongre salonuna getirilmediği gibi divana defterlerinin dernek merkezinden çıkarılamayacağı Celal Karahan ve arkadaşları tarafından söylendi.Ayrıca Celal Karahansöz alarak kürsüdenhazirun listelerini tek tek kendisinin yaptığını söylemiş ve hiçbir usulsüzlük olmadığını söylemiştir. (MASTÖB tüzüğüne göre hazirun listeleri Sicil Kurulu tarafından yapılır ve her sayfasını sicil kurulu onaylayarak Kongreden 1 ay önce ilan eder. diye yazılıdır.) Divan Heyeti durumunu tutanağa geçirerek, kayıt altına almıştır. Divan Heyeti çaresizlik içinde seçimlere geçmiştir.D. Ergenekon. bütün bunlardan dolayı birçok kişi divana hücum ettiler ki bendeki 4 saatlik 3 ayrı kameranın çekimlerinde Celal Karahan tarfından yapılan usulsüzler ve saldırganlıkları görüntü kayıtlarında bariz şekilde görülmektedir.B. AkbalEvet bu şartlarda yapılan seçim sonucu Celal Karahan ve arkadaşlarının bulunduğu liste 87, Benim ve arkadaşlarımın olduğu liste de 81 oy almıştır.Kongreden sonra birlikte olduğum arkadaşlarla görüşmemiz sonucunda Kongrenin yasalara ve tüzüğümüze uygun yapılmadığı ve kongreye gelerek bize destek veren oy veren 81 arkadaşımıza karşı sorumluluğumuz gereği yapılan yanlışlıkların düzeltilmesi için bu konunun takipsiz bırakılmamasına karar verdik.Arkadaşlarımla almış olduğum bu kararı ve Genel Kurulda yapılan yasalara aykırılıklarla ilgili itiraz edeceğimizi gerekçeleri ile birlikte basın açıklaması ile duyurduk. Konuyla ilgili 28 Ekim 2010 tarihinde de İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğüne inceleme yapması için başvurduk.MASTÖB Yönetim Kurulu bu aşamada toplanmış, görev bölümü yapılarak başkanlık divanını Başkan Celal Karahan, Genel Başkan Yardımcılıklarına Prof. Dr. İbrahim Keleş, Ahmet Ercan Uçkan, Fehmi İlhan, Haşim Karadağ, Mehmet Polat, Nihat Malatyalıoğlu, Halim Bölükbaşı, Genel Sekreterliğe Ali Karadoğan, Genel Saymanlığa Hamza Boztepe, üyeler Adil Gevrek, Ahmet Durmuş, Aydın Gürbüz, Bekir Alyüz, Celalettin Özyavuz, Gazi Naci Polat, Halit Yüksel, İbrahim Bozkurt, Mehmet Çelik, Mehmet Haskul, Mehmet Taş, Mehmet Yılmaz, Metin Yalçın, Mustafa Akboğa, M. Hakan Büker, Nurettin Uğur, Orhan Kaya, Osman Kurtulmuş, Süleyman Çelik?den oluşturmuş ve yaptıkları açıklama ile de 4.Olağan Genel Kurulu yasalara uygun yaptıklarını ve 2 yıllık görevlerinin başında olduklarını belirtmişlerdir.Konuyu 22 Kasım 2010 tarihinde Yargıya intikal ettirdik.Konunun yargıya intikal etmesinden memnun olanlar olduğu gibi, Malatyalı Malatyalıyı mahkemeye verir mi diyeler, bu durumun bize yakışmadığı eleştirisini yapanlar da olmuştur. Burada açılmış olan bu davayı; tarafların karşılıklı kavgası olarak görülmesi, son derece yanlış bir tutumdur. Burada konuya şu şekilde bakılmasında fayda vardır. MASTÖB Genel Kurul toplantılarının T.C. Kanunları ile MASTÖB?ün tüzüğünde yazılı kurallara uygun yapılmadığını ileri süren taraf ile bu genel kurul toplantılarını kurallara uygun olarak yapıldığını ileri süren diğer bir tarafı bulunmaktadır. Türk Adaletinin önünde bu görüş farklılığının giderilmesi, doğrunun bulunması hususunda kanun ve tüzük çerçevelerinde bir çözüm aranıp bulunması bizlere (Davacı ve Davalı tarafa) yön gösterecektir. Doğruların hukuk içinde çözümünün aranması yanlış bir davranış değildir.17 Ocak 2011 tarihinde İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğünün Denetleme sonucu raporunu aldım. ?Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği?nin hesap ve işlemleri, Valilik makamının onayı ile denetimi yapılan denetim neticesinde, tespit edilen yasaya aykırılılıklar ile ilgili idari işlemler tesis edilmiş, 5253 sayılı Dernekler Kanununun 32/b maddesine göre Fatih Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmuş, ayrıca konusu suç teşkil etmeyen eksikliklerin giderilmesi için Dernek Yönetim Kurulu başkanlığına bildirimde bulunulmuştur.? denilmekteydi.Ayrıca İl Dernekler Müdürlüğünün 22 Mart 2011 tarihinde Mahkemeye gönderdikleri dosyanın kapak yazısında Kanun ve Tüzük hükümlerine aykırı olarak gerçekleştirilen Dernek Genel Kurul Toplantısıyla ilgili olarak 5253 sayılı Dernekler Kanunun 32/b maddesi, ??. Mahkemece Kanun ve Tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan Genel Kurul toplantılarının iptaline karar verebilir?? şeklinde hüküm çerçevesinde takibat yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.Ayrıca dosya içinde yer alan raporunda, 23 Ekim 2010 tarihinde yapılan 4. Olağan Kongrenin 5253 sayılı Dernekler Kanununa ve Mastöb tüzüğüne aykırı olarak yapıldığı T.C. İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü 12 Ocak 2011 tarihli Denetim raporunun şikayete ilişkin (h) bendinde 5. pragrafta da görüleceği üzere karar defterinin 50. sayfasında ?Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği Yönetim Kurulu 15 Eylül 2010 tarihinde toplanarak aşağıda listesi bulunan gerçek kişilerin üye olarak kayıtlarının yapılmasına toplantıda hazır bulunanların oy birliği ile karar verilmiştir? şeklinde karar aldığı ve kararın üzerinde toplam 47 üyenin isminin yer aldığı 2 adet ek liste ilave edildiği, Dernek üye kayıt defteri ile yapılan karşılaştırmada adı geçen 35 üyenin 15 Aralık 2010 tarihinde İstanbul 22. Noterliğinden onaylı yeni üye kayıt defterlerine kaydedilmiş olduğu dolayısıyla genel kurul toplantı tarihinde (23 Ekim 2010) adı geçenlerin üyelik kayıtlarının bulunmadığı anlaşılmıştır.?denilmektedir.Burada şunu belirtmek isterim 15 Eylül 2010 tarihli yönetim kurulu toplantısında sadece kongre kararı alınmıştır. Yukarıda belirtilen kişilerin üye olarak kayıtlarının yapılmasına ilişkin karar alınmamıştır, bu kağıtlarda hiçbir Yönetim Kurulunun imzası da yoktur. Bu derneğe ait defterleri kendi ofisinde tutmuş olan Celal Karahan ve arkadaşları tarafından yapılmış kanunsuz bir uygulamadır.D. ErgenekonBu olanlar karşısında o zaman görevde bulunan Celal Karahan ve yönetimi ne yaptılar?B. AkbalO sırada biliyorsunuz 12 Haziran 2011 seçimlerine doğru hızla gittiğimiz için Genel Başkan Celal Karahan ve ekibinin her biri bir yere dağılmış partilerden aday listelerine girebilmek için harıl harıl çalışıyorlardı. İçlerinde kimileri de hayırsever işadamları edalarıyla objektiflere pozlar vererek bu yarışta var olduklarını göstermeye çalışıyorlardı .Genel Başkan Yardımcıları basın toplantıları düzenleyerek Yönetim Kurulundan aday olan arkadaşlarının isimlerini açıklayıp, bütün siyasi partilerle en üst seviyede temaslar kurduklarını belirterek aday adayı olan arkadaşları için parti üst yönetimlerinde söz aldıklarını söylediler. Genel Başkanlarının Milletvekilliği aday adaylığından dolayı istifasını kabul etmediklerini açıkladılar. Basın toplantılarında bunları açıklamakla kalmayıp bu yaönetimin yapmış oldukları çalışmalarından memnun olmayıp ilişkilerini kesmek için MASTÖB?e istifalarını gönderen hemşerilerimizi de siyahlar, beyazlar diye tanımlamaları ve hatta Malatyaların içinde lavrens?lerin olduğunu açıklayarak faaliyetlerine devam ettiler.Daha sonra yönetim kurulu üyelerinden hiç biri siyasi partilerin hazırlamış oldukları Milletvekili aday listelerinde de yer aladılar. sonuç beklemediklei gibi olunca Genel Başkan geri geldi. Fakat bu seferde yönetim kurulu kendi içinde tartışmaları ve hatta basına da yansıyan kavgaları oldu. Sonrasında da 2 yıl görevdeyiz mahkemeden çıkacak kararı da gerekirse temyize göndeririz diyenler artık bu yürümüyor diye Haziran ayında genel kurul yapmak için toplanıp karar almaya çalıştıkları duyumlarını aldım.Böyle bir ortamda kanun ve tüzük nedir bilmeyenlerin yapacakları olağanüstü genel kurulun iyi sonuçları olmayacağını hissettiğim için hazırlamış olduğum bir basın bildirisiyle aday olmadığımı ve sağlıklı bir sonuç çıkması için MASTÖB kurucularının bu süreci yönetmeleri gerektiğini açıkladım.B.AkbalYaz tatilinde iken, 18 Haziran 2011 Cumartesi günü gece yarısı saat 01:47:59 de cep telefonuma "Sn.Üyemiz MASTÖB 5.ci Olağanüstü Kongresi 25/06/2011 tarih ve saat 13:00 de Evren Mahallesi Tufan Sk. No.28/3 Güneşli Bağcılar /İstanbul adresindeki Genel Merkezimizde yapılacaktır. Davetlisiniz. MASTÖB YÖNETİM KURULU ADINA GEN. BŞK. CELAL KARAHAN" gönderilen mesajı aldım. (www.mastob.org.tr sitesine baktığımda Kongreye ilişkin hiçbir bilgi yoktu.)Bu mesajdan sonra 19 Haziran 2011 de MASTÖB?e ve Celal Karahan?a e-posta göndererek 25 Haziran 2011 tarihinde yapılan5. Olağanüstü Kongre çalışmalarında bulunabilmek için; Yönetim Kurulunun almış olduğu 5. Olağanüstü Genel Kurul kararı ile kongre takvimi, saati ve gündemini, 5. Olağanüstü kongre'de oy kullanacak derneğin en son durumuna göre belirlenmiş üye listelerini "hazirun listelerini" istedim.23 Haziran 2011 tarih Perşembe günü saat 17:09 de Celal Karahan?ın ofisi Karahan Muhasebeden gönderilen e-posta ile ?Genel Kurul Hazirun listeleri ektedir ve www.mastob.org.tr adresinde yayınlanmaktadır.? yazısını ve ekte yer alan üye listelerini aldım. Fakat istemiş olduğum Yönetim Kurulunun almış olduğu 5. Olağanüstü Kongre kararı, çalışma takvimi ve gündemi gönderilmemişti.14 Eylül 2010 tarihindeki üye sayısı toplamı 400?ün altında iken 25 Haziran 2011 tarihinde 5. Olağanüstü Genel Kurulu üyelerinin toplamı usulsüzlüklerden dolayı istifa edenlerin listelerden çıkarılmış olmasına rağmen 563 olmuştu.D. Ergenekonlu25 Haziran 2011 de yapılan Genel Kuruldan önce sizi arayanlar oldu mu? Hemşerilerimizin tepkisi nasıl oldu?B. AkbalTabii birçok hemşerimden telefon aldım. Beni arayanlara mahkemenin devam ettiğini, kongreye katılacağımı fakat aday olmadığımı söyledim.Kongreden 4-5 gün önce Sayın Muzaffer Tunç aradı. Yönetim Kurulunu kast ederek bunlar bu işi yapamıyorlar o nedenle genel başkanlığı aday oldum. Liste yapıyorum benimde hazırladı listesinde olmamı istediğini belirtti. Kendisine teşekkür ettim. Mahkemeyi bekleyeceğimi belirttim.Kongreden 2 gün öncede sayın Bekir Alyüz aradı. Arkadaşlarının kendisinin Genel Başkan olmasını istediğini bu nedenle de Genel Kurulda başkanlığa aday olduğunu söyledi. Görüşmemizde kendisine hayırlı olsun diyerek MASTÖB ilgili bir davanın olduğunu genel kuruldan önce dava dosyasını incelemesi hatta güvendiği bir avukatla bakmasını tavsiye etti. Sayın Muzaffer tunç?un aradığını aday olduğunu ve benimde listesinde olmamı istediğini fakat Muzaffer Tunç beye teşekkür ettiğimi söyledim. Bunun üzerine sizin bizim listemizde olmanızı isterim dedi kendisine teklifi için teşekkür ettim.D. Ergenekonlu25 Haziran daki kongrede neler yaşandı?B. Akbal25 Haziran 2011 tarihinde yapılan 5. Olağanüstü Genel Kurula katıldım. Divan Heyeti oluştuktan sonra Genel kurulun kanun ve tüzüğe aykırı olarak yapıldığına ilişkin yazılı itirazımı yaptım. Divan Heyeti itiraz dilekçesini aldı ve itirazı değerlendirip karara bağlaması gerekirken bunu yapmayarak görevlerini yerine getirmediler. Bende alınan kararlara red oyu vererek Genel Kuruldan oy kullanmadan ayrıldım.Emlaktan Sorumlu Genel Başkan Yardımcıları ben oradan ayrıldıktan sonra ?Bilgin Akbal gitsin bizi şikayet etsin demiş? Üzülmesinler diye Genel Kurula itiraz ettim.19 Temmuz 2011 tarihinde İstanbul Valiliği İl Dernekler Müdürlüğüne 25 haziran 2011 tarihinde yapılan 5. Olağanüstü Kongrenin kanun ve tüzük maddelerine göre yapılmadığını denetlemenin yapılmasını içeren dilekçe verdim. Valilik makamının oluru ile yapılan denetim neticesinde hazırlanan raporunda, tespit edilen yasaya aykırılıkları ile ilgili olarak idari işlemler tesis edilmişolunduğu İl Dernekler Müdürlüğü yazılı cevabında yer almaktadır.D. ErgenekonluGenel Kurulu katılım nasıldı?B. AkbalDinçer Bey; sizinde katıldığınız 23 Ekim 2010 tarihinde yapılan 4.Olağan kongre?ye katılım 200 üyenin üstünde iken;Usulsüz seçilen Yönetim Kurulu 25 Haziran 2011 de yaptığı (Yine 2 Genel Başkan Adayının olduğu) 5. Olağanüstü Genel kurulda üye sayılarını kısa zamanda 563 kongre üyesine çıkarmalarına karşın katılan üye sayısı 45 civarında idi. Öyle ki 2. Toplantı için gerekli toplantı yeter sayısını sağlamak için sahte imzalar atılmıştır. Öyle ki Kongrenin yapıldığı tarihte tutuklu olan bir üyenin yerine hazirun listesinde sahte imza atılmış olduğu da bu yönetimin mahkemeye sunduğu hazirun listelerinde görülmektedir.)D. ErgenekonluMahkeme ne aşamadaB.AkbalKonuyu Mahkeme karara vardıracaktır. Son olarak Bilirkişi Dava dosyası üzerinden yapmış olduğu inceleme sonucu hazırladığı raporunun sonuç kısmında; ?Dava dosyası ve dosyaya sunulmuş tüm belgeler incelendiğinde, davalı dernek 4. Olağan Genel Kurulu ilanının tüzük ve kanuna uygun bir biçimde yapılmadığını (yapıldığını kanıtlayamadıkları)Hazirun listelerinde el ile eklenen tüzel üye temsilcilerinin bir kısmının, yine dosyada mevcut olan ?Tüzel Üye Listesinde? isimleri bulunan isimleri bulunan temsilcilerden farklı isimlerde olduğu, bu hazirun listesindeki eklenen yetki belgeleri tespit edilemeyeceğinden genel kurula katılıp ve oy kullanamayacaklarını belirtilmiş.Gerçek üyeler listesine el ile yapılan eklemelerin usule aykırı olduğu, bu üyelerden bir kısmının çift oy kullandığı, Üyelikleri kabul edilmeyen 35 kişinin Genel Kurula katıldığı ve bir kısmının dernek organlarına seçildiği her ne kadar dosyada Üye Kayıt Defteri yoksa da söz konusu denetleme raporuna bu konuda itibar edilmekle,?23 Ekim 2010 tarihli 4. Olağan Genel Kurul toplantısının usulsüz yapıldığı ve iptali gerektiği kanaatine varılmıştır.?görüşünü bildirmiştir.Ayrıca benimde önemli gördüğüm şu hususa Bilir Kişi dikkat çekmekte;4. Genel Kurulda usulsüz seçilen Yönetim Kurulunun yapmış olduğu 25 Haziran 2011 daki 5. Olağanüstü Kongrenin Sakatlayıp Sakatlanmadığına ilişkin görüşü:?Davalı derneğin 4. Olağan Genel Kurul toplantısının iptaline karar verildiğinde, her ne kadar bu karar geçmişe dönük hüküm doğuracak ise de, usulsüz seçilen yeni yönetim kurulu ve derneğin diğer organlarının (fiili organlar) aldıkları kararların da hukuk güvenliği nedeniyle (iyiniyetli) üçüncü kişilere karşı etkili olduğu kabul edilir. Ayrıca dava konusu olayda usulsüzde olsa seçilen organlar Dernekler masasına bildirimde bulunularak alenileşmiş olmakla, karar almalarının durdurulması yönünde bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadıkça, fiili yönetim sürecinde aldıkları kararların geçerli olacağı, Türk Hukukunda ve Yargıtay kararlarında kabul görmektedir. Tüm bu nedenle, iptali gereken 4. Olağan Genel Kurul toplantısından sonra, usulsüz seçilen yeni Yönetim Kurulu kararı ile yapılan 25 Haziran 2011 tarihli olağanüstü Genel Kurul toplantısının sırf bu nedenle iptali gerekmediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.? diye belirtilmektedir.Burada eğer 4. Olağan Kongre sonrasında usulsüz yapılan üyeler iptal edilmiş, kanun ve tüzüğün emrettiği hususlar yerine getirilerek 5. Olağan Genel Kurul (iyiniyetli) yapılmış olsaydı 5. Olağanüstü kongreyi sakatlanamayabilirdi. Kaldı ki; 5. Olağanüstü Kongrede kanun ve tüzüğün emrettiği şartları yerine getirilmeden yapılmadığından usulsüz seçilmiş yönetim kurulunun usulsüz yaptığı 5. Olağanüstü kongre ile yeni oluşmuş usulsüz seçilmiş Yönetim Kurulu almaktadır. Yani bir atasözü var sizde bilirsiniz 2 yanlıştan 1 dogru olmaz diye?Başta da belirttiğim gibi kararı mahkeme verecek. Doğru Yolu hep beraber bulacağız.D. ErgenekonluŞu anki yönetim bu işleri toparlıyabilir mi?B. Akbal5. olağanüstü kongre ile 23 Ekim 2010 tarihinde yapılan 4. Olağan Kongre?ye yapılan itirazları ortadan kaldırmak istemiştir. 15 Aralık 2010 usulsüz yapılan 35 kişiden bir kısmının dernek organlarına usulsüz seçilmiş ve 25 Haziran 2011 tarihinde kanun ve tüzük çerçevesinde yapılmayan 4. Kongre sonrası görev yapan Yönetim kurulu üyelerinin 2/3 ü 5. Olağanüstü Kongre ile de tekrar görevlerine devam etmektedirler.Yasalara ve tüzüğe aykırı davranmayı alışkanlık haline getirenlerin 5. Kongreyi yaparak aklamış olduklarını söylemeleri de kendilerini gülünç duruma sokmaktadır. Bu yönetimin kurulunun 2/3 ü (4. kongre ile görev yapan) eski yönetimde görev yapanlardan oluşmaktadır.25 Haziran 2011 tarihine kadar Celal Karahan?la beraber hareket ederek her türlü hukuksuzluğu yapanlar Celal Karahan ayrıldıktan sonra yapmış oldukları hukuksuzluktan arınmış olmuyorlar. Kaldı ki 5. Olağanüstü Kongreyi de yasalara aykırı yapmışlardır. 5. Olağanüstü Genel Kurulla usulsüz seçilen Yönetim Kurulu, 4. Olağan Kongre sonucu oluşan Yönetim kurulunun devamı niteliğinde olup yapılan hukuksuzluklarına devam etmektedirler. Bu hukuk ve kural tanımazlıklarını her işlerinde görülmektedir.Son olarak MASTÖB'ün bugünkü Yönetim Kuruluna, Denetleme Kuruluna, Disiplin Kuruluna ve Sicil Kuruluna 23 Ekim 2010 tarihinde yapılmış 4. Olağan Kongre ve 25 Haziran 2011 tarihinde yapılmış 5. Olağanüstü Kongre?ye ilişkin İl Dernekler Müdürlüğü tarafından tespit edilmiş usulsüzlüklerin giderilmesi ve sorumlular hakkında disiplin işlemlerinin yapılması istenmiştir.04 Kasım 2011 de fax gönderdim (Faksları çalışmamaktadır.) fakat bir dönüş olmamıştır.17 Ocak 2012 tarihinde tekrar e-posta ile konu hakkında bilgi istenmiş geri dönüş olmamış.Dernek yetkisi ile görüştüm e-postaları da çalışmamakta imiş.18 Ocak 2012 tarihinde Başkan Bekir Alyüz?le görüşerek sahibi olduğu şirketine ait e-posta adresine tekrar gönderilmiştir. Fakat hala cevap yok..Kanun ve tüzüklere aykırı olarak yapılan (İl Dernekler Müdürlüğünün tespiti) 5. Olağanüstü kongre ile Mahkemede görülmekte olan 4. Olağan Kongre?de usulsüzlüklerin üstünün örtülmeye çalışılarak Mahkeme de sürmekte olan bu haklı davayı by-pass etmek istiyorlar. Aynı mantıkla 5. Olağanüstü Kongredeki usulsüzlerden kaynaklanan sorunları ortadan kaldırmak için önümüzdeki günlerde de 6. Olağanüstü Kongre yapılma çalışmaları içinde oldukları duyumları da gelmektedir.Bunlar her 8-10 ayda bir kongre yapılarak (by-pass yapılarak) hukuksuz yapılarının devamını sürdürmek istemektedirler. Bunlar her söze başladıklarında birlik beraberlikten bahsetmektedirler. Fakat birlik beraberlik için hiçbir yaklaşımları da yoktur. Çünkü devletin yaptığı denetleme sonuçları ve Hukuk Profesörün raporunun bunlar için hiçbir anlam ifade etmemektedir.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!