dore okulları
Malatya
18 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.54
  • EURO
    34.81
  • ALTIN
    2493.4
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    63557.12$

'MASTÖB, kuruluş amacına geri dönmeli'


'MASTÖB, kuruluş amacına geri dönmeli'
Çarşamba Sohbetleri Bölüm: 36
Narin

 

 

Malatya'lıların kurduğu sivil toplum örgütleri tarihinde önde gelen isimlerden biri oldu… Her ne kadar şu anda sivil toplum örgütlerinde görev almasa da, halen ismi anılan ve belli bir kitleye hitap eden bir isim kendisi. Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği'nin kurucularından ve eski genel başkanı Celal Karahan'dan bahsediyoruz. Malatya Time Genel Yayın Yönetmeni Murat Çetin'in sorularına büyük bir içtenlikle cevap veren Celal Karahan, bu haftaki Çarşamba Sohbetleri'nin konuğu oldu.

 

RÖPORTAJ: MURAT ÇETİN

 

Sayın Karahan, öncelikli olarak bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederim. Malatyalıların kurduğu sivil toplum örgütlerinde aktif olarak görevler aldığınız için bir hayli tanınan bir isimsiniz. Ancak yine kendi sözlerinizle sizi tanımak isteriz.

Güzel memleketimiz Malatya'da 1956 senesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Malatya'da, üniversite eğitimimi de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde tamamladım. Hal-i hazırda mali müşavirlik yapıyorum. 3 çocuk babası ve 6 torun sahibiyim. Sözün burasında belirtmek isterim ki; en büyük mutluluğum torunlarımdır. Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB)'nin içerisinde aktif olarak, yaklaşık 15 sene görev yaptım. MASTÖB'ün kuruluşunda etkin hatta birinci derecede fikir babası olarak görev aldım. Nasip oldu, genel başkanlık görevini de yerine getirdim. Ama “zamanı geldiğinde de bırakmak gerektiği” bilinciyle, zamanın geldiğini düşünerek nöbeti bir başka arkadaşımıza bıraktım. O gün bugündür sivil toplum örgütlerinin tamamen dışında kaldım. Şuanda da kendi işimle uğraşmaktayım.

 

Biz Malatyalıların en büyük özelliklerinden biri de iş hayatındaki aktiflikleridir. Mali Müşavirlik yaptığınızı belirttiniz. Bu işin haricinde başka işlerle de meşgul oldunuz mu?

Her Malatyalı gibi ben de sadece bir işle sınırlı kalmadım. Mali Müşavirliğin yanında uzun süre sigortacılık işiyle de iştigal ettim. Daha sonra 1995'li yıllarda tekstilin aktif olduğu dönemlerde her Malatyalı gibi ben de Laleli ve Aksaray bölgesinde tekstil işiyle uğraştım. Daha sonraki dönemlerde Malatya'da petrol işiyle uğraştım. Bana göre insanlar bildikleri işlerle ilgilenmeli. Biz de zamanla bildiğimiz işlere yoğunlaşmaya başladık. Bilmediğimiz işleri ise, bırakmak zorunda kaldık. Şuanda tamamen kendi işimle uğraşıyorum.

 

Siz de gurbetçi Malatya'lılar arasında yer alıyorsunuz. Kaç yılında Malatya'dan ayrıldınız ve ayrılış sebebiniz neydi?

Malatya'da 1977 yılında ayrıldım. Ben babamı çok küçükken kaybettim. Bizim köyde okul yoktu. Cami, yol, elektrik de yoktu. Mezra şeklinde bir köyden ibaretti. Bu hizmetleri verecek, sosyal aktiviteler yoktu. İlkokula 10 yaşında başladım. Babam olmadığı için de para kazanmam gerekiyordu. İnşaatta amelelik yaptım. Malatya'da Aksoğanlar vardı. Onların bütün inşaat işlerini ben yapıyordum. Malatya'da inşaat sektöründe çok başarılıydım. Üniversiteyi kazanınca, Malatya'dan İstanbul'a geldim. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sınavlarına girdim. Devlet memuru oldum. Hem devlet memurluğunu; hem de okulumu devam ettirdim. Ailemin geçimini de kendim sağlıyordum. 21 yaşında İstanbul'a geldim.

A_242

 İNŞAAT SEKTÖRÜNDE DEVAM ETSEYDİM…

İktisat Fakültesi'ne Malatya'dan birincilikle girdim. Derslerimde çok başarılıydım. Merkez Dersanesi'nde günlerce benim üniversite sınavında gösterdiğim başarıya dair posterler asılı kalmıştı. “Keşke” demek istemiyorum ama inşaat sektöründe devam etseydim daha başarılı olurdum. 487 Fen puanı ile girdim. 3. Tercihimdi. Aslında Tıp ve Mühendislik de yazabilirdim. Ama ben İstanbul Üniversitesi'ni seçtim.

MASTÖB denilince akla gelen ilk isimlerden birisiniz. MASTÖB ne için kimler tarafından kuruldu. Kuruluş amaç ve felsefesi neydi? Sizce, başarılı olabildi mi?

MASTÖB'ün kuruluşu bana göre Özal dönemine denk gelen bir fikirdi. 1991 yılında Malatya Eğitim Vakfı'nın içerisine girdiğimde vakıf, Türkiye'de vergi muafiyeti olan 3 vakıftan biriydi. Maalesef çok kötü idare edilmişti. O dönemde Mesut Parlak, vakıf başkanıydı. Muammer Şahin Bey de yönetim kurulu üyesiydi. Muammer Bey “Bu iş düzelt” dedi ve beni oraya oturttu. O dönemdeki bütün mali işlerin hepsini düzelttim. 15-20 tane teftiş geçirdim. Malatya Eğitim Vakfı'na tekrar vergi muafiyeti kazandırdım. İktisadi bir işletme kurdurdum. Halen de devam ediyor. Çok iyi kadroları vardı. Hepimiz başarılı olduk. Bizim Malatya Derneği vardı. Bu dernekte Mehmet Ünal başkanlık yapıyordu. Bizi de o kuruma dahil etti. Daha sonra Mehmet Bey başkanlığı bıraktı. Başkanlığı benim yapmamı istediler. Ben de pek taraftar değildim. Bir yandan Malatya Eğitim Vakfı vardı. Kendi işlerimle de ilgileniyordum. Ayrıca o dönem Turgut Özal vefat etmişti ve yeni bir parti kuruluyordu. Yeni kurulacak partinin de, kurucuları arasında yer alıyordum. Etkin bir siyaset yapıyordum. Nihayet beni o kurumun içine de soktular. Malatya Derneği'nin başkanlığına getirilince de “Malatyalıların farkı olsun” dedik. Güzel bir açılış yaptık. Vali ve belediye başkanı ile Malatya'da etkin bir çalışmamız oldu. Dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı da açılışımıza davet ettik, kendisi katılamadı ama kutlama mesajı gönderdi.

 MALATYA'NIN DAP'TAN ÇIKARILMASINA TEPKİ…

Rahmetli Özal ölümünden önce kurduğu bir Doğu Anadolu Projesi vardı. DAP, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki gelişmeye müsait olan illerin gelişmesi için bir projeydi. Devlet ona bir bütçe ayırıyordu. Bu bütçeyle oralara yatırımlar yapılıyordu. Malatya'da bu DAP'ın içerisindeydi. Turgut Özal'ın vakitsiz ve kimsenin beklemediği bir dönemde vefatının ardından gelen Mesut Yılmaz, Malatya'yı DAP'ın dışına çıkardı. O zaman bütün Malatyalılar bu duruma çok üzülmüşlerdi. Bu duruma sivil toplum örgütleri aracılığıyla bir tepki koymak gerekiyordu. Malatyalıların birçok derneği vardı; ancak birlik ve beraberlik yoktu. Mesut Parlak, Malatya Eğitim Vakfı başkanıyken böyle bir hareket başlattı. Başkanlığı bırakınca üzüldüm. Daha sonralarda başkanlığa ben geçtim ve yaklaşık Malatyalı 15 dernek başkanını, bir toplantıda bir araya getirdim. Oturumu ben yönettim. DAP'da Malatya'nın sahipsiz kaldığını ifade ettim. “Özal gibi bir adamın arkasından bu hareketin yapılması bizi üzdü” dedim. Bu konuda da bir mücadele vermemiz gerektiğini izah ettim. Böylelikle ortaya çıkan projeye 6-7 ay devam ettik. Bu hareketin bir başkanı olmalıydı. İçimizde en deneyimli isin rahmetli Sayın Ahmet Karaaslan idi. Ahmet Bey'i o hareketin başkanı olarak seçtik. Ahmet Bey pek başarılı olamadı. İşi tam olarak benimseyemedi. Ben bunu devam ettirdim. Dernek başkanlarını bir daha topladım. İş başa düşünce de, kendim görevi üstlendim. Sivil Toplum Örgütlerinin tek tek fikirlerini alarak yola devam ettim.

KOMİSYON KURULMASI ÖNERİLDİ

Malatya için her fedakarlığı yapan kişilerden biri olan Şaban Taçyıldız benim çalışmalarımı duymuştu. Beni arayarak akşam birlikte yemek yemek istediğini söyledi. Erol Korkut, Muzaffer Tunç, Şaban Taçyıldız ve ben, Florya'daki bir restoranda akşam yemeğinde buluştuk. Yapmış olduğum çalışmamım çok güzel olduğunu söylediler. Bu çalışma içerisinde bir komisyon kurulması önerisinde bulundular.  Beraber devam etmek istediklerini ifade ettiler. Zaten benim de isteğim bu yöndeydi. Biz o günden sonra bu ekiple işin içerisine girdik. Malatya Derneği'ndeki yönetim zaten bizimle beraberdi. Resmi bir çalışma yaptık. Altyapısını hazırladık.

MALATYA FEDERASYONU KURMAK İÇİN YOLA ÇIKMIŞTIK

Yapılan çalışmaları kamuoyuna duyurmak ve ilgi çekmesi için de Malatya'daki üst düzey yöneticilerin işin içinde olması gerektiğini düşündük. Şaban Taçyıldız, “Benim Ankara'da bir tanıdığıma ait olan otel var. Otel işi benden” dedi. Diğer işleri de ben üstlendim. Üst düzey bir toplantı tertip ettik. Biz 85 kişi davet etmiştik, sanırım 185 kişi geldi. Gelenler de müsteşarlar, milletvekilleri, eski bakanlar, valiler idi. Biz o zaman “Malatya Federasyonu kuralım” diye yola çıkmıştık. “Federasyon küçük olur öyle bir kuruluş olsun ki bütün Malatyalılar kendilerini bulabilsinler” denildi. “Türkiye'de sadece Malatyalıların kurduğu bir kuruluş olsun ve herkes de buna itibar etsin” istedik. Çok müthiş bir fikirdi. Herkes tarafından sevilen bakanlık yapmış Ahmet Karaaslan vardı. Herkesin Ahmet ağabeyin şemsiyesi altında durabileceğini düşündük. Mesut Hoca beni çok sever ama Ahmet Karaaslan'ı önerdiğim için bana biraz da gönül koydu. Benim Ahmet Karaaslan'ı önermemin sebebi birlik ve beraberliğin sağlanmasıydı. Ahmet Karaaslan MASTÖB'ün komisyon başkanı olarak seçildi. Ben, Naci Ekşi, Mesut Parlak, Muammer Şahin, Şaban Taçyıldız, Mahmut Ali Keşifoğlu ve 27 kişilik de bir komite…

TÜZÜK ÇALIŞMASI 6 AY SÜRDÜ

Tabi tüzük hazırlanacak ama bakanlıktan müsaade etmiyorlar. “Ya dernek olacaksınız, ya da federasyon olacaksınız” dediler. Tabii bunların da yasaları da belli. Ama siz diyorsunuz ki “Bu kuruluş içinde derneklerimiz olacak, belediyemiz olacak, ticaret odamız olacak, sanayi odamız olacak, İstanbul ve Türkiye'deki bütün dernekler, sivil toplum örgütleri ve şahıslar da içinde olacak. Böyle bir kuruluş olmaz” denildi. Biz 6 ay bu tüzük üzerine çalıştık. Tüzük konusunda Ahmet Karaaslan lider oldu. Biz gecemizi gündüzümüze katarak çalıştık. Bakanlıktan bize “Siz böyle bir kuruluş kurdunuz ama bunu duyan herkes böyle kuruluşlar çıkarmaya çalışacak. Siz bize iş çıkardınız” dediler. “Biz çok ciddi bir iş yaptık. Bizim amacımız baskı grubu oluşturmaktı. DAP'tan Malatya'yı dışarı çıkardıkları gibi, bundan sonra aynı muameleyi kimse yapmasın diye çalışmalarımızı bu yönde gerçekleştirdik. Günü geldiğinde Malatya adına siyaset yapacak olan kişileri de orada seçtirelim destek verelim ve baskı yaptıralım istedik. Amacımız Malatyalıların ön plana çıkmasıydı. Ama gelinen noktada MASTÖB kuruluş amacından çok uzaklaştı.

Sayın Karahan, genel başkanlık yapmış isimler arasında sayın Hikmet Tanrıverdi de bulunuyor. Sayın Tanrıverdi'nin dahli nasıl oldu?

Biraz önce söylediğim gibi bu kuruluşun fikir babasının kimin olduğunu herkes biliyor. Benim ve arkadaşlarımın öncülüğünde gelişti. Tanrıverdi iyi bir Malatyalıdır. Malatyaspor'a sahip çıkmaya çalıştı. Ahmet Karaaslan ile kongreye gidecektik. Kongrede Ahmet Karaaslan'ı devirmeye çalıştıklarını gördük. Ahmet Bey beni çağırarak bu çalışmalardan haberimin olup olmadığını sordu. “Haberim var” dedim. Ama ben önemsemiyordum. Ahmet Karaaslan bana “Aday olayım mı?” diye sordu. “Aday olursan seni destekleriz” dedim. Hikmet Tanrıverdi bir gün beni arayarak “Beraber yemek yiyelim” dedi. Arkasından Erol Korkut ve Şaban Taçyıldız da beni aradılar. Hikmet Bey de o dönemde oraya başkan olmak istiyordu. Tanrıverdi “Ben İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracaatçıları Birliği (İHKİB)'ne başkan olmak istiyorum. Eğer MASTÖB'e de başkanlık yaparsam, bana bir destek olur diye düşünüyorum” dedi. “Oraya geçmem daha kolay olur” dedim. Bizim kuruluş amacımız da buydu. Biz Tanrıverdi'ye bu hedefinde destek olduk. Tanrıverdi aday oldu ve seçildi. Hikmet Bey başkan olduktan sonra da iyi çalışmalar yaptı. Hikmet Beyi kandırdılar ve vaatler verdiler. MASTÖB'de hiçbir faydası olmayan adamlar, Hikmet Beyi yanlış yönlendirdiler. “Biz öyle bir şey yapalım ki; güzel bir gece düzenleyelim” dediler. Siyasi söylemler vardı. Ben o zaman toplantıya katılmadım. Bu konuya karşı çıktım. Kuruluş amacımıza aykırı hareket etmeye başladıkları için, ben toplantıya katılmadım ve geri adım attım. Gece yaptılar. Tanrıverdi'nin önü açıktı; haddini bilmeyen insanlar kendisini yanlış yönlendirdiler. Böyle bir siyaset olmaz. Tanrıverdi daha sonra başkanlığı bıraktı. MASTÖB'ü tekrar ayağa kaldırdık. Toparladık bu sefer adamlar başka işler yaptılar. En son bizim de başımızı yediler ve biz de kenara çekildik. MASTÖB'ün amacı ses getirmekti. Başarılı iş adamlarının önünü açmaktı.

B_152

 MASTÖB'ün şuan ki durumunu nasıl görüyorsunuz?

Yaklaşık olarak 10 senedir Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği'nin varlığı da unutuldu. İsmi var ama yok. Adil Bey bir gün beni aradı ve fikirlerimden istifade etmek istediğini söyledi. Bu arada Adil Bey çok düzgün bir insandır. Bütçesi de belli. Bir insanın ne kadar gücü var az çok biliyorum. “Beni Malatyaspor başkanlığına istiyorlar” dedi. Benim fikrimi sordu. Kendisine: “ Sen iyi bir insansın. Eğer sadece Malatyaspor'a başkanlık yapmak istiyorsan, MASTÖB'ü bırak. Her ikisini beraber yapmak senin için zor olur. Faydalı olamazsın.” dedim. “Ben ikisini beraber götürmek istiyorum” dedi. “Takdir senin” dedim. Gerçekten ikisini beraber götürdü. Malatyaspor'a iyi destekler verdi. Bu seneye kadar da iyi durumda gidiyordu. Bu sene bazı sıkıntılar oldu ama aşılır diye düşünüyorum. MASTÖB ise şu anda âtıl durumda kaldı. Bizim dönemimizde bir hareket vardı. Zaten bir yerde hareket varsa, bereket de vardır. Ama hareket yoksa bereket de yoktur.

 Bekir ağabey dönemini de anlatmanızı istirham etsek…

Bekir Alyüz, tamamen farklı bir dönemde geldi. İnsanlar bizi sevse de, bizi taraf olarak görüyorlardı ve vurmaya çalışıyorlardı. Bekir Bey biraz da tarafsız olarak geldi ve el birliği yaptılar. Fikren kendini ayrı gören insanlar biraz daha oraya gelmeye başladılar. Gelmelerinde bizim de ayrılığımızın etkisi vardı. O dönemde siyaseten bir toparlanma başlamıştı. Sağ ve sol görüşlü insanlar bir araya zor geliyor. Biz Ahmet Karaaslan'ı başkan yapmamızdaki hedef herkesin oraya gelmesiydi. Belli bir dönem de bunu başardık. Herkesin kendi siyasi parti adaylarına yönelmesi ise orayı bölmeye götürdü. İstediğini alamayan insanlar da çamur atmaya başladılar.

 Müstesna bir tüzüğü imza attınız. O tüzüğü kanunla kabul ettirdiniz. O tüzüğe değer verecek kamu kurum ve kuruluşları, o sinerjiyi neden oluşturamadılar?

Liderin olması lazım. Dernekler, siyasi partiler ve futbol kulüpleri Dernekler Yasası'na tabidir. Bunların statülerinin hepsi aynıdır. Lider ruhlu bir insan düşünün. İlkokul mezunu da olsa o liderdir. Yani liderini bulamadı. Lider derken birilerini akıllı diğerini akılsız gibi düşünmeyin. Rüzgârı alınca sürükleyecek ve hangi yöne gittiğini bilecek ki insanlar da arkasından gitsin. MASTÖB'de bu anlamda kopukluk oldu. Derneğin tüzüğünde bütün dernekler, bütün vakıflar, bütün belediyeler, bütün sendikalar o çatı altında kendini toplayabileceklerdi. Tüzük de bunu uygun görüyordu. Dernekler kendi imkansızlıkları içerisinde yüzerken 5 tane dernek düşünün bir araya gelince federasyonu oluşturuyor. 3 federasyonun bir araya gelmesiyle de konfederasyon kuruluyor. MASTÖB'de, her şey var ama harekete geçirecek kadrolar yok. Belki kadro da vardı ama tüzüğü lütfedip okuyarak “Ben buraya gelsem ne yapabilirim” diyen bir zihniyet yoktu.

 MADEF'in kurulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

MADEF bir sivil toplum örgütüdür. Yılmaz Durmuş gümbür gümbür çalışıyor. Yılmaz Durmuş bana bir gün “Toplantılara katıl” veya “Gel çayımı iç” dememiştir. Ama çalıştığını görüyorum. İsmini de duyurdu. 5-6 dernekle bu yapılabiliyorsa, 250-300 tane sivil toplum örgütünün üyesi olduğu MASTÖB'ün yönetimi nerede? Kanunların sana verdiği yolda arkana bakmadan gideceksin. Herkesi kucaklayacaksın ama bu yok. Kuruluş hedeflerimizden çok çok uzaktayız. Hedeflerini gerçekleştiremedi.

 Bu kadronun kurulması Malatya'da mümkün mü?

Biraz zor oldu. Çok çalışmak gerekecek. Kuruluş amacına uygun bir kadro kurulursa ve özveride bulunurlarsa olur. Zamanını ve mesaisini verecek.

C_63

 Malatya'ya ne sıklıkla gidiyorsunuz?

Benim oğlum işi gereği orada. Bizim Malatya ile bağımız devam ediyor. Her zaman Malatya'dayız. Malatya'yı her yönüyle takip ediyoruz.

 Malatya gelişiyor mu?

Malatya'yı yöneten siyasi kadrolardır. Malatya'yı ve Türkiye'yi idare ediyorlar. Malatya'da iyi kadrolar var. Ancak bir yerde çakılmamak gerekir. Başarının olabilmesi için her zaman kan değişikliğine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. İnsanların performansı her zaman aynı değildir. İnsanların en fazla başarılı olduğu dönemler 45-55 yaş arasındaki 10 sene 15 sene içindedir. Bana göre bu yaştan sonra aktif siyaseti yeni nesle bırakmalılar.

 MASTÖ'e geri dönecek olursak. Bekir ağabeyin eleştirel bir hali vardı. Bazı şeylere müdahale eden bir tavrı ve tarzı vardı. Sizce bu dönemde yapılanlar doğru muydu?

Bekir Bey'in şansı siyasi yönünün az olmasıydı. Benim siyasi kimliğimden dolayı, adamlar karşı cephe oluşturdular. Art niyetli olarak da neler yapıldığını herkes çok iyi biliyor. Öyle bir aday çıkardılar ki; onun arkasından Naci Ekşi gibi, Mesut Parlak gibi Malatya'nın flaş kadrosu yer aldı. Celal Karahan'ın fikrine ve düşüncesine karşıydılar. Naci Ekşi ve Mesut Parlak; Bilgin Akbal'ın çatısı altında seçime katıldılar. Seçime katılırken de kaybetmeyi göze aldılar ve kaybettiler. İnsanların ne yapmaya çalıştıklarını düşünüp analiz etsinler diye bunu anlatıyorum. Bekir Bey herkese biraz daha yakın oldu. Sosyal demokrat düşünceye de yakın oldu. Çıkışlar yaparak konuşan bir başkan diğer taraftan antipati ile karşılandı. Bekir Bey gelişmeyi iyi kullandı. Ak Parti hükümetine korkmadan saldırıyordu. Bana göre yanlıştı. Belki siyasi düşüncemden dolayı bunu söylediğimi zannedebilirsiniz ama sivil toplum örgütlerindeki insanlar sivri çıkışlar yapmamalı. Biz bir kuruluşun başındayız benim fikrim ne olursa olsun birleştirici olmalıyım. Bizim amacımız MASTÖB çatısı altında sağcısı-solcusu, Alevisi - Sünnisi, Kürt'ü- Türk'ü herkes vardı. Biz ayrıştırmanın olmaması gerektiğini söyledik. Ama insanlar bunu kötü niyetli olarak kullandılar.

Son olarak vurgulamak istediğiniz bir şey var mı?

Bugün derdimiz korona virüsü. Bu virüsün bir an önce ülkemizden gitmesini istiyorum. Sağlık Bakanımızın iyi bir şekilde yönetimiyle, fazla kayıp vermeden bundan sıyrılmamız; büyük önem taşıyor. Memleketimizin gelişmesi için hükümetimizin biraz daha üretime dayalı bir modele geçiş yapmasında fayda var. Bu sadece mali müşavir olarak benim dünya düşüncem. Biz bu memlekette sağcısı ile solcusu ile hep beraber yaşıyoruz. Hiç kimse sosyal demokrat olmasından dolayı bu ülkeye düşman değildir. Birlik ve beraberlik içinde olup gerektiğinde birleşebilmeliyiz. Birlikte hareket etmeliyiz. İşte Malatya sivil toplum kuruluşlarının oluşma amaçlarının bir tanesi de buydu. Biz bunun için mücadele verdik.

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!