Memiş: İddia sahipleriyle yasal zeminde hesaplaşacağız-1

Kısa adı MABEK olan Malatya Beydağı Konaklama Tesisleri'nden sorumlu Vali Yardımcısı Latif Memiş, son zamanlarda kamuoyuna yansıyan iddialara cevap verdi. Latif Memiş'in davetlisi olarak MABEK'i gezen Malatya Time Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çetin, Suriyeli sığınmacıların yaşam şartlarını yerinde gördü. Birleşmiş Milletleri tarafından dünyanın en iyi kampı seçilen MABEK'te Murat Çetin'e açıklamalarda bulunan Vali Yardımcısı Latif Memiş, iddiaların asılsız ve kasıtlı olduğunu belirterek kendisi için malum olan faillerden de yasal çerçevede hesabını soracağını söyledi. Kamu menfaati doğrultusunda yaptığımız haberlerin geri dönüşü niteliğindeki bu röportajı Malatya Time farkıyla okuyacaksınız.

RÖPORTAJ: MURAT ÇETİN
ÖZEL HABER

Malatya Vali Yardımcısı sayın Latif Memiş'in davetiyle gittiğimiz MABEK'te, Suriyeli sığınmacıların yaşam koşullarını yakından görme imkanı bulduk. Suriye'deki iç savaştan kaçarak ülkemize sığınan çoğu kadın ve çocuktan oluşan insanlara geçici barınma imkanı verilen MABEK'te, ; Okul, cami, güvenlik, sağlık merkezi, basın brifing birimi, çocuk oyun alanları, televizyon izleme üniteleri, market, biçki-dikiş kursları, bilgisayar, vs. sosyal ve sportif etkinlikler de yapılıyor. Ayrıca su deposu, arıtma merkezi, trafo ve jeneratör gibi donatıların da yer aldığı tesislerde, 10 bin kişi barınıyor. Birleşmiş Milletler tarafından en iyi sığınma kampı olarak gösterilen MABEK'teki misafirlerimiz, ülkelerindeki iç savaşın biteceği günü bekliyor.

Tesis bu kadar büyük olunca Malatyamız için de ayrı bir önem taşıyor. Tesisin ekonomik getirisinin yanı sıra ilimizin tanıtımında da etkisi var. Tesis bu kadar büyük ve önemli olunca bazı iddiaların da çıkması kaçınılmaz oluyor. Dedikoduyu, dedikodu olmaktan çıkarıp kamuoyuyla paylaştığımız birçok haberde olduğu gibi MABEK'le ilgili dedikoduları buradan duyurduk ve yetkililerden cevap bekledik. Vali Yardımcısı sayın Latif Memiş'in şahsı olmak üzere tesisteki bazı görevlilerle ilgili iddialara verilecek cevapları birinci ağızdan almak istedik. Latif Memiş, sorularımıza cevaplar verdi. Takdiri kamuoyuna bırakıyoruz.

LATİF MEMİŞ'E SORULARIMIZ BAŞLIYOR

Latif Memiş'e ilk sorumuz, tercümanların durumuyla ilgili oldu. Tercümanların işe alınmasında hangi kriterlere baktıklarını ve personel alımıyla ilgili siyasilerden herhangi bir baskı görüp görmediklerini sorduğumuz Latif Memiş, “Personel alımını AFAD kanalıyla yaptık. Personel alımıyla ilgili AFAD'da bir komisyon oluşturuldu. Siyasetçilerden herhangi bir baskı görüp görmediklerini bilmiyorum. Bize ise böyle bir baskı, sözkonusu dahi olmadı. Tercümanlar konusunda özelikle bu şehirde yaşayanlar tercih edilmeye çalışıldı. İlk başta Urfa'dan ve diğer illerden tercümanlar vardı.Bu insanların Ammiceleri olmasına rağmen, burada sorun oluşturdular. Malatya'ya ayak uyduramadılar. Normal bir Arapça bilen insanlar bunlarla anlaşamıyor. Ammice denilen bir aksan kullanıyorlar. Bunu bilenlerin sayısı da çok az. Bilenlerin de eğitim seviyesi çok düşük. Hatta bu amaçla üniversitenin ilahiyat fakültesi dekanını arayarak, Ammice'ye yatkın olacak insanları araştırmalarını istedik.  Bize birkaç tanesini verdiler. Biz bunları üniversite hastanesinde ve burada istihdam ettik. Bazen sağlık ocaklarına gönderiyoruz. Tercüman kadrosunda olup Arapçası az olan veya olmayan insanları da istihdam ediyoruz. Hastanelerde veya başka yerlerde de tercümanlarla birlikte üniversite veya lise mezunu arkadaşları görevlendiriyoruz. Organizasyonu sağlamaları gerekiyor. Hastaların takibi ve hastane ile ilişkilerinde sağlanması gerekiyor. Verdiğimiz ücret cüz-i olduğu için diğer illerden gelip çalışmak isteyenler de çok az. Ammice bilen tercüman bulmak çok zor. Maalesef bulduklarımızın çoğunluğu eğitim olarak düşük seviyelerde oluyorlar. İş tercümanla da bitmiyor orada o insanların işlerini organize edebilecek insanlara ihtiyacımız oluyor. Burada istihdamı da şahsen sağlamıyorum. AFAD'un kurduğu bir komisyon yapıyor. Bizden kimse eleman alımı yapmıyor. Siyasilerden tavsiyeler aldık ama sadece tavsiyeydi. Kesinlikle bir baskı olmadı. Başvuranların hepsi zaten işe alındı. Torpile ihtiyaç bile kalmadı.” ifadelerini kullandı.

BAYAN PERSONELLE İLGİLİ İDDİALAR

Teknik eleman olarak çalışan bayan personelle ilgili bazı iddialar vardı. Bunu da sorduğumuz Latif Memiş, büyük bir dikkatle dinliyordu. “Ayrıca birçoğunun Fahri Kayhan'da bir kafeden alınarak işe başlatıldığı iddiası var? Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?” dedik.

Latif Memiş de “Ben işçi alımına hiçbir şekilde karışmadım. Teknik Eleman ve Büro Personeli ihalesi yapıldı. Aşçısı, elektrikçisi, sucusu, bilgi işlem elamanları ve büro elemanları var. İlk bir yıl, buradaki ilk başvuru noktası yönetim oldu. Sebebi de kampın içerisinde yaşayan insanların aile yapılarını buradaki yöneticilerin öğrenmesi içindi.” Diyerek cevabını verdi. Memiş konuşmasının devamında “Sonra profesyonelleşmemiz gerekiyordu. Çünkü buradaki insanların günlük ihtiyaçları ve talepleri oluyordu. Günlük talepleri için yönetime mi gelecek bu insanlar? Burada kalanların büyük bir çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşuyor. Kampımızda çalışan kadın yok. Ben dedim ki “Aldığınız büro personelinin en az yarısı bayan olsun. İlk başvuru noktasına bunları koyalım”Bütün sebep budur. Ayrıca Fahri Kayhan'da kafe mi varmış? Ben orada kafe bilmem. Kanal boyundaki kafelerden deseler daha mantıklı olur. Ayrıca ben kimin işe alındığını da bilmiyorum. Benim birine referans olup olmadığımı sorsalardı “Hayır olmadım” derdim. Ben burada kimseyi tanımıyorum. Vali yardımcılarımızdan veya başka bir yerden talep gelirse “Hamza beye iletin” diyorum. Çünkü yarın öbür gün bana bunun bu şekilde döneceğini biliyordum. Bunlar teknik personel değil büro personeli, Şartnamelerinde zaten yazıyor. Bunların tamamı da yeni alınmış personel değil. Bir kısmı zaten eskiden beri bürolarımızda çalışan personeldi. Büro personeli kadrosuna geçirildiler. Bir kısmını da sağdan soldan aldılar.” İfadelerini kullandı.

ALINAN CEP TELEFONLARININ MALİYETİ NE?

Latif Memiş'in sorularımıza verdiği cevaplar arka arkaya geliyor ancak bizim de sorularımız bitmiyordu. “Sayın valim, kamp ödeneğinden cep telefonu ve GSM hattı alındığı iddia ediliyor. Alındıysa bunlar kimlere verildi? Bugüne kadar bu telefon ve hatlar için kaç lira harcadınız?” şeklindeki sorumuza Vali Yardımcısının cevabı da şu şekildeydi:  “Kampımızın dışındaki görüşmeleri telsizle yapamayacağımız için cep telefonlarıyla yapıyoruz. Ayrıca cep telefonlarını da ben almış değilim. Sadece oturup konuştuk. “Bu işi nasıl yapabiliriz” diye düşündük. “GSM operatörleriyle görüşüp bu işi çözelim” dedik. Eski tip cep telefonları aldık. Yaklaşık 100 tane alındı. AFAD başkanlığı “Telefon alın. Haberleşmeyi o şekilde sağlayın”demişti. Personelin şu andaki kullanıldıkları hatlarla kendi aralarında görüşmeleri ücretsiz. Aylık 5 liraya bu hizmet sağlanıyor. Bize de telefon alındı. Kime hangi telefon tahsis edilmiş ben bilemem benim işim bu değil zaten. Benim şahsıma ait bir telefonum, devletin bana tahsisi ettiği bir başka telefonum var. Bir de yöneticiler için 4-5 tane telefon alınmış. Hangi telefonun alındığına karışmam bunu AFAD başkanlığına sorabilirsiniz.”

ALINAN ELEKTRONİK EŞYANIN AKIBETİ NE?..

Latif Memiş'e tesis için alındığı söylenen elektronik eşyalarla ilgili sorumuz da oldu. “Kamu hizmetleri için kaç adet, kamera, laptop, tablet bilgisayar veya fotoğraf makinası alındı ve kimlere tahsis edildi?” şeklindeki sorumuza Vali Yardımcısı Memiş şu cevabı verdi: “İnanın bilmiyorum. Benim elimde bir tane bilgisayar ve telefon var. Evet tabletler alıp kullanıyor arkadaşlar bizim bir yazılımımız var bunu günün her saati kullanarak kampı yönetiyoruz. Tableti arkadaşlar kullanıyorlar ben kullanmıyorum. Fotoğraf makinalarımız var. Ayrıca fotoğrafçılık kursumuz, sinemacılıkla ilgili kurslarımız var. Belki oralarda kullanılmıştır. Dolayısıyla bu iddialarla ilgili pek bir şey söylemek istiyorum."

BİSKÜVİ KUTUSUNDA CENAZE TAŞINDI MI?

Kamptaki bir cenazeyle ilgili ortaya atılan bir iddia vardı. Bu iddiayı dile getirerek “Bisküvi kutusunda bir cenaze gönderildiği söyleniyor. Bununla ilgili bir soruşturma açtınız mı?” şeklindeki sorumuza Latif Memiş, “Bununla ilgili bir soruşturmamız olmadı. İşin doğrusu bisküvi kutusunu falan da bilmiyorum.” şeklinde cevapladı sorumuzu. Bu cevabın ardından Latif Memiş, kamptaki cenaze işleriyle ilgili işleyişi aktardı: “Burada hastanede tedavi olan misafirlerimiz oluyor. Vefat edenler de oluyor. Cenaze hizmetlerini belediye verir. Dolayısıyla belediyeye müracaatımız olmuştur bu konuda. Burada Suriyeliler için bir kabristan ayrılmıştır. Biz burada vefat eden herkesin bütün cenaze hizmetlerini belediye eliyle ücretsiz veriyoruz. Hiçbir masraf ettirmiyoruz. Ama şimdi hastanede biri vefat ediyor. Yakını da bunun başka yerde defnedilmesini istiyor. Ben devlet görevlisi olarak devletin parasını başka yerlere harcatamam. Adam almış bisküvi kutusunda götürmüşse Hatay'a veya başka bir yere, ben ne yapabilirim. Devletin 300-500 lirasını bunun için harcatamam. Ben bunun için ceza yiyeceksen yerim. Ben tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumaya çalışıyorum. Burada hizmeti bedava yaptırmaya çalışıyoruz. Burada saat uygulaması başlattık mesela. Benim aylık 1 trilyon lira kârım var Harran'daki kampa göre. Orası daha sıcak olmasına rağmen 1.5 trilyon lira ödüyor. Ben burada 384 bin lira ödüyorum. Ben devletin parasından kâr etmeye çalışıyorum. Burada hastaneden sevk olmasın diye neredeyse hergün 10 defa denetliyorum. Sevk olması demek devletin parasını boşa harcamak demektir. Bisküvi kutusu meselesinden haberim yok ama eğer olsaydı ben buna müsaade etmezdim. Çünkü ben burada cenaze hizmetini bedava veriyorum.”

NE OLMUŞTU?
İlgili haber 1: 
Malatya Valisi Kamçı'ya açık mektup 

İlgili haber 2: 
Malatya Valisi Kamçı'ya açık mektup-2