dore okulları
Malatya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.55
  • EURO
    34.90
  • ALTIN
    2427.5
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64290.41$

Modern Dedikoducular!


Modern Dedikoducular!
Selma Karakaş Tutuş yazdı...
Narin

Zaman geçtikçe her şeyin değiştiği gibi günümüz toplumu da bu değişimden nasibini aldı. Çünkü geçmişte insanlar fedakar, cefakar, merhametli ve karşılıksız sevgiyle bağlıydılar birbirine. İmkanlar kısıtlı olmasına rağmen mutluydular ve karşılaştıkları olumsuz olayları kimseye duyurmadan çözerlermiş. Oysa günümüzde her imkan ayağımızın altındayken, bahsi geçen duyguları yitirenler o kadar fazla ki merhametin gölgesine sığınmak bile imkansız!

 Bunun örnekleri uzar gider de ben daha geçtiğimiz günlerde, sosyal medyaya canlı bomba düşercesine yayılan şu malum videodan bahset istiyorum. Hani girdiği ayakkabı mağazasında annesi, istediği ayakkabıyı alamayınca annesini merdivenden aşağı sürükleyen ve ağza alınmayacak sözleri annesine söyleyen genç kızın davranışları, kamuoyunda tepkiye neden olurken sosyal medyada paylaşılan bu videoyu görmeyen yoktur. Tepkiye neden olan videoyu izleyen herkes, kızın terbiyesizliğinden dem vuruyor ve "Marka ayakkabıyla tik-toka video atıp, beğeni almam gerek moruk!" sözleri çarkıfelek gibi çalkalanıp durdu. Sözde çekim yapan mağaza görevlisi, kendince genç kıza kızıyor ve yaptığının yanlış olduğunu söylüyor.  İşin garip tarafı ise videoyu izlerken mağaza personellerinin genç kızı sakinleştirip, olayı yatıştırmak için bir iki bağrışma dışında pek de çaba sarf ettiklerini görmedim. Tabi ya olay kızgınlaşmalı ki beğeniler havada uçuşsun. Bu noktada mağaza personelleri her ne kadar genç kıza yapma, etme deseler de  çekim yapan arkadaş, yere sürüklenen kadının perişan ve mahcup halinden zevk duyarak o videoyu sosyal medyada paylaşabiliyorsa oturup bir düşünmesi lazım. Bunu düşünmekten acizse de duyarlı vatandaş moduyla kendini yansıtmaya çalışmasın!

 Ayrıca toplumumuzda yer edinen bu durum, ekranda görüneni eleştirme ve bu yönde tahrik edici hakaretler savurmayla moda oldu. Oysa ekranın arka yüzünde, toplumun özel hayatını izinsiz çekip de sosyal medyada paylaşan kişilere toz kondurmak aklımızın ucundan bile geçmez çünkü bu kişiler, o kadar sinsi ki şeytana pabucunu ters giydirecek cinsten!

 Bu yüzden de kimse onları sorgulamaz; şiddet uygulayan, şiddete maruz kalan kişi ekseninde döner dururlar. Genç kızın davranışı elbette doğru değil fakat o paylaşımın her alana yayılmasıyla yaşlı kadının, mahcubiyetini daha da derinleşir.  Düşünsenize anne ve genç kızı hiç tanımamamıza rağmen biz gördüysek,  yakın akrabaları hayli hayli görmüştür. Bu tür paylaşım yapan kimseler, bunu düşünmeyecek kadar aciz ve vicdansızdır. Vicdanı olan biri, olayı duyurmak yerine yatıştırmak ve gönül almayı tercih eder.

 Sosyal medyada beğeni uğruna insanlıktan çıkanlar bununla sınırlı değil. Şöyle ki; hepimizin günün büyük bir zamanını ayırdığımız sosyal paylaşım platformlarında kendimize dair paylaşımlar yapmanın yanı sıra kimileri, başkalarının özel hayatına da müdahalede bulunuyor. Aslında hiç tasnif etmediğim bu durum öyle bir hâl aldı ki işler çığırından çıktı. Sosyal medyada daha fazla takipçi, daha fazla beğeni alma çabasıyla insanlıktan çıkanlar, şimdi de sokakta, çarşıda, pazarda derken şiddet ve kavga içeren ya da saygısızlıkta sınır tanımayan durumlara müdahale edeceklerine, elinden düşürmedikleri telefonlarıyla videoya kaydedip, sosyal medyada paylaşıyorlar.  Amaç;  karşı tarafın yaşadığı olumsuz olaydan kendine çıkar sağlamak ve çoğu kez bunu başaranları görebiliyoruz.

 Üstelik sosyal medya da paylaşılan video, viral etkisiyle her alana yayıldığından televizyon haberlerine de konu oluyor. Geçmiş zaman dilimlerinde bunun birçok örneğini gördük. Mesela ayrıldığı eşinin boynunu topluma açık bir alanda (cafe) kesen adamın vahşetiyle iliklerimize kadar ürperirken,  olayı videoya alan cesaretli kişiyse olaya müdahale etmeyi akıl etmediği gibi polis ve ambulansı haberdar etmekte de gecikmiş olmalı ki bir kadın, küçücük çocuğunun gözleri önünde ölüyor. Ayrıca cafede bulunan diğer insan topluluğunun da aynı tabloyla ellerinde telefonları eksik olmamıştı. Bu örneklere o kadar tanık olduk olmasına ama hiç bir zaman empati kuracak yetkinliğe varamadık.  Bir kere ya bir kere aynı durumda olduğunuzu düşünün ve insanlar size yardım etmek yerine telefonlarıyla sizi kayda alıyor, nasıl hissederdiniz? Biliyorum ki bunu yapanlar, utanmaz ve zevk alır böyle şeylerden zaten maksat beğeni almak. Kim ölmüş, kim vurulmuş, kim kahrolmuş kimsenin umurunda değil. 

 Aslında insani duygulardan mahrum kalmış bu kimseler, her ne kadar bu tür paylaşım zincirleriyle kendilerini duyarlılık abidesi olarak görse de duyarsızlığın dibini vurdukları kesin. Bunlar olsa olsa samimiyetsiz, duygusuz ve insanların kötü halinden zevk alacak kadar duyarlı olabilirler ki; bu durumda duyarlı olunabiliyorsa…

 Bir de sosyal medyada beğeni uğruna her haltı yiyebilen karaktersizler, insan değildir ve çerden, çöpten ibaret olup sosyal hayata çürük elma kokusu yayarlar ve  hiç tanımadığımız bir insanın özel hayatındaki tartışmasını bu tür alanlara taşıyanlar, kişinin özel hayatını dinamitle patlatıyor. Geriye de özel hayatın gizliliği falan kalmıyor.  İşler böyle yolundan sapmışken embesil beyinliler, yakında elalemin yatak odasına kadar inerler. Sonra da kadına şiddet falan vardı diyerek kendini savunmaya alırlar.  Eee zaten her şeye sazan misali atlayanlar da orda burada bu kişilerin ekmeğine yağ sürercesine beğenip paylaşırlar. Doğru ya bir tek bu tür paylaşım yapanlar duyarlı, gerisi görmüyor, duymuyor bir şeyleri.  Pardon ya ben mi yanlışım yoksa birbirini kopyalayan şu sosyal medya tayfası mı anlamış değilim.  Oysa hem dinen hem de örf ve adet olarak gördüğümüz- tanık olduğumuz bir kusuru, bir ayıbı, kavgayı, davranışı örtüp kimseye duyurmamak için çaba sarf etmemiz değil miydi as olan? Birinin tartıştığını gördüğümüzde tarafları sakinleştirip, yaşanan kötü durumu da kimseye duyurmamalıydık. Hadi diyelim çok büyük bir olay var ortada ve bu bizim boyumuzu aştı. O zaman güvenlik güçlerimiz ne güne duruyor? Onları müdahil etmemiz gerekirken bizler, çağ atlatıp sosyal medya hesaplarımızdan insanlık dersi vermeye çalışıyoruz. Böyle insanlık dersi vermekte sanırım günümüz jenerasyonuna özgü bir şey olmalı ki; eskiden yaşanan bir olayı "falanca şöyle yapmış, filanca böyle yapmış" sonra da " ah ah tüh tüh insan yapar mı öyle" diyerek mahalle aralarında dedikodu yapılırdı ve kimi zaman bu kulaktan kulağa duymayla çok farklı bir boyuta dönüşürdü. Şimdiyse sosyal medyada büyük bir cesaret ve soğukkanlılıkla toplumda yaşanan olumsuz durumları, objektiflerle kaydedip oradan oraya paylaşanlar da aynı kefede. Tek fark ise sosyal medya aracılığıyla yapılan, modern dedikoduculuk!..

 Dolayısıyla her şeyin saptırıldığı gibi boş zaman aktivitesi, duygu ve düşüncelerimizi paylaşma ortamı olan sosyal medyayı da farklı yöne taşıdılar.  Kişisel paylaşım hesaplarımızdan başkalarının hayatlarını kurcalar olduk. Ve bu durumdan prim yapacak kadar kendilerini kaybedip, mağdur durumdaki şahsın sesi olduklarını söyleyenler, bireylerin mağduriyetini daha depreştirdiklerinin farkına varamayacak kadar beyin yoksunluğu yaşarken, insanların yarısına tuz basmaktan mutluluk duyacak kadar paranoya bağladılar.

 Bilakis bireyden kitleye, kitleden küresel dünyaya açıldığımız şu günlerde her an özel hayatınız, birileri tarafından ihlal edilebilir ve sokak ortasında şiddete uğrarsanız kimse size yardım eli uzatmaz ama  telefon flaşları yanıp,  sönerken sosyal medyada paylaşmak için sıraya girenler, üzüntünüzden zevk duyacak hale gelse de aldırmayın. İnsan hayatı ve psikolojisinden önce like almak daha önemli. Bu uğurda kim harcanmışsa geçmiş olsun. Çünkü sosyal medya çılgınlığıyla hayatın normlarını ters düz etmeyi başardılar...

 Selma Karakaş Tutuş

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!