Malatya
13 Ekim, 2025, Pazartesi
  • DOLAR
    41.82
  • EURO
    48.62
  • ALTIN
    5464.9
  • BIST
    10.72
  • BTC
    114729.23$

Murat ÇETİN / Abdurrahman Ateş: Mikrofon Elinde, Gazze Dilinde


Murat ÇETİN / Abdurrahman Ateş: Mikrofon Elinde, Gazze Dilinde
Murat ÇETİN yazdı.

Geçen hafta bir yazı kaleme aldım.
“Gazze kurtulmaz, popülizm yaşar” dedim.
Lafı eğip bükmedim.
Kıyamet koptu.

“Hocayı tanısaydın böyle yazmazdın” dediler.
Ben de dedim ki:
“Zaten tanımadığım için yazdım. Tanısaydım, duygularım karışırdı.”

Çünkü ben şahıslarla değil, şuurla ilgilenirim.
Ve bu şuur, her zaman aynı tiyatroyu oynar:
Mikrofonu kapan “Gazze” der,
arkadaki kalabalık “Amin!” der,
ertesi gün herkes evine döner.
Gazze yine yerle bir olur,
ama popülizm hep ayakta kalır.

Peki soralım:
Filistin nasıl kurtulur?

Pankartla mı?
Kınamayla mı?
Yoksa mikrofonun ucundaki gözyaşıyla mı?

Yok hocam yok…
Filistin “tweet”le değil, terle kurtulur.
Mitingle değil, birlikle.
Ve en çok da, yalan din tüccarlarından arınarak.

Bak şimdi, sana bir hikâye anlatayım.
Ama dikkat et hocam, bu hikâyede herkes var:
İsrail de, sen de, ben de…

Adamın tarlasına bir eşek girmiş.
Ekinleri yiyor.
Adam mukavvaya yazmış:
“Ey eşek, tarlamdan çık!”
Eşek yemeye devam etmiş.

Ertesi gün köylüler toplanmış.
Ellerinde pankartlar, dillerinde sloganlar:
“Eşeğe lanet!” “Tarlayı terk et!”
Eşek yine yemiş.
Bir gün, iki gün, üç gün…

Sonra biri çıkmış, maket eşeği yakmış.
Kalabalık tekbir çekmiş.
Gerçek eşek dönüp bakmış…
Ve yine yemeye devam etmiş.

Sonra demişler ki:
“Eşeğin yarısına razı olalım.”
Eşek başını kaldırmış,
biraz ötede otlamaya devam etmiş.
Ertesi sabah, tarlanın tamamını işgal etmiş.

Tam o sırada bir çocuk çıkmış.
Bir tane patlatmış eşeğin kıçına.
Eşek kaçmış.
Kalabalık şokta:
“Bu çocuk bizi rezil etti!”
Ve o çocuğu öldürmüşler.
Eşeği geri getirmişler.
Sonra da süslü bir pankartla yazmışlar:
“Çocuk şehit oldu.”

İşte hikâye bu hocam.
Eşek İsrail’dir.
Çocuk direniştir.
Kalabalık ise biziz…
Miting bağımlısı, vicdan yorgunu, reaksiyon manyağı biz!

Her defasında pankart basıyoruz.
Her defasında “ey eşek” diye bağırıyoruz.
Ama sopayı eline alan çocuk çıkınca,
onu da biz vuruyoruz.

Sonra da diyoruz ki:
“Ne güzel mücadele ettik, şehit verdik.”

Gazze kurtulmaz hocam.
Çünkü biz hâlâ eşeğe slogan atıyoruz.
Sopayı tutana değil,
sopayı kaldırana düşmanız.

MALATYA’DA GAZETECİ YOKMUŞ DA İSTANBUL’DAN HİZMET ALMIŞLAR!

Geçtiğimiz günlerde Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in hesabından atılan bir tweet dikkatimi çekti.
Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir paylaşım yapılmış.
Evet, yanlış duymadınız: Hatay!
Malatya’nın hesabından… Hatay paylaşımı!

İlk anda insan düşünüyor tabii, “ne alaka?” diye.
Meğer işin perde arkasında İstanbul menşeli bir gazeteci varmış.
Ulusal medyada köşe yazıyor, PR işleri yapıyor, tweet programlıyor…
Yani adam işini yapıyor, helal olsun.
Allah daha çok versin!
Ama mesele o değil.

Asıl mesele şu:
Koskoca belediyenin Basın Daire Başkanlığı ne yapar?
Maaşlı onlarca personel ne iş görür?
Basın ordusu denilen kadro, sadece basın bülteni mi kopyalar?
Senin birimler elinin altında dururken,
İstanbul’daki PR ajansına milyonlarca lira ödemek neyin aklıdır Başkan?

Malatya’da gazeteci mi kalmadı?
Ajans mı bitti?
Yoksa bu şehirde emeğiyle çalışan herkes mi “gereksiz” görüldü?

...

YAZININ DEVAMI BURADA

 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!