Murat ÇETİN / Denizler Kaynadığında


“Ve izâ’l-bihâru süccirat.”
“Denizler kaynatıldığında…” (Tekvîr, 81/6)
Kur’ân buyuruyor.
Deniz kaynayacak.
Su değil,
vicdan kaynayacak.
Mavi değil,
barut köpürecek.
Çünkü bu çağda deniz artık
bir manzara değil,
bir kalkış noktasıdır.
Kum değil, kıyı değil…
Gölgesi bile soğuk bir hazırlığın habercisi.
Bir vakitler sahildi…
Şimdi üs.
Bir vakitler maviydi…
Şimdi gri.
Gemiler kayıyor suların üzerinde.
Ama dalgalarla değil, planlarla.
Kıyıya vurmuyorlar,
Müslüman coğrafyalara yöneliyorlar.
Uçaklar kalkıyor…
Ama pistten değil,
denizden.
Göğe doğru yükseliyor,
sonra yere ölüm indiriyor.
Nereye?
Gazze’ye.
Kabil’e.
Halep’e.
Yemen’e.
Suriye’nin kuzeyine.
Doğu Türkistan’a uzaktan.
Ayet diyor ki:
“Denizler kaynatıldığında…”
Ve denizler bugün,
kararla kaynıyor.
Koalisyonlarla fokurdayan su değil,
niyet.
Üstü mavi, altı kan.
Savaş kararları orada alınmıyor,
oradan gönderiliyor.
Toplantı yapılmıyor,
bombardıman başlatılıyor.
Ama biz hâlâ yüzüyoruz…
Denizin üstünde,
tatil otellerinde,
cam kenarında latte yudumlayarak.
Hâlâ tatil planı yapıyoruz.
Hâlâ “Mavi Bayraklı Plajlar” listesini paylaşıyoruz.
Oysa deniz:
Kaynadı.
Denizin altı:
Savaş.
Denizin üstü:
Gülüşme.
Kalktı uçaklar denizden.
Hedefleri Allah’a inananlar oldu.
Kur’ân okuyanlar,
namaz kılanlar,
aile kuranlar,
direnenler…
Çünkü bu çağda iman,
terör sayılıyor.
Tesettür, tehdit.
Sadakat, şüphe.
Sabır, suç.
Ve bu çağda deniz,
ateş kusuyor.
Unutma!
Ayette “kaynadı” denilen,
sadece su değildir.
Kaynayan insanlıktır.
Vicdanlardır.
İnançlardır.
Bugün hâlâ suyun serinliğine aldananlar var…
Ama Kur’ân buyurdu bir kez:
“Ve izâ’l-bihâru süccirat.”
“Denizler kaynatıldığında…”
Ve bugün,
buhar olan su değil…
Bu milletin duası.
Selam ve dua ile
Fiemanillah
KAYNAK: DİRİLİŞ POSTASI GAZETESİ

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.