Ne olacak Malatya'nın hali?

İKİ İLERİ BİR GERİ, NE OLACAK MALATYANIN HALİ!

Adem İnsanoğlu'nun yazısı;
Durduğunuz yerde 2 adım ileri atıp 1 adım geri atarsanız, daha sonra ise 2 adım ileri gidip 3 adım geri gelirseniz, ilk başladığınız yere dönmüş olursunuz. Aslında siz sürekli hareket ettiğiniz halde yerinizde saymış olursunuz. Yorulursunuz, enerji ve para harcarsınız ama konumunuz değişmez. Son yıllarda Malatya'mız birçok konuda bu durumu yaşıyor. Bazen ileri bazen geri adımlar atarak sürekli yerinde sayıyor. Bazen de kendi etrafında dönüp duruyor. Bu kıyaslamayı yaparken 15 yıl öncesini temel almıyorum tabi ki. Malatya'nın çevresinde bulunan illere göre kıyaslama yapıyorum. Hemen yanı başımızda bulunan illere bakarak aradaki farkı net bir şekilde görebiliriz. Üstelik Malatya Büyükşehir olmasına karşın.
Aslında bu dönem geçmiş dönemden daha iyi. Durumun böyle olmasında bazı etkenler bulunmakta. Özellikle uzun yıllar beklenen bakanlık talebinin bu dönem karşılanmış olması, vekiller arasında işbirliği ve işbölümü yapılması, yeni vekillerin hizmet konusunda daha istekli olmaları vs. bu durumun en önemli sebeplerinden bazıları. Bu sebeplerle birlikte durumun böyle olmasındaki en büyük sebep, Ak Parti İl Başkanı Hakan Kahtalı. Başkan Kahtalı, ipleri sağlam tutuyor ve bütün konulara yetişmeye çalışıyor, kapısına giden hiç kimseyi geri çevirmiyor, kendisine havale edilen işleri sonuna kadar takip ediyor. Hal böyle olunca O'nun ekibi de bu tempoya ayak uydurmak zorunda kalıyor. Malatya'nın bu dönem bir önceki döneme göre daha iyi olması haliyle olağan karşılanıyor. Fakat yapılan bu çalışmalar; özlenen, hayal edilen ve hedeflenen Malatya için yeterli değil. Özellikle yerel bazda çok büyük sıkıntılar var. Başta büyükşehrin çalışmaları olmak üzere yerel kurumlar, henüz bu ivmeyi yakalamış değiller. Malatya'nın altyapısı ve geleceğinin emanet edildiği Maski, çok çok gerilerde. İl Başkanı Hakan Kahtalı'nın bu konularda da inisiyatif almasını bekliyorum. Aksi halde işler içinden çıkılmaz bir hal alır ve gelecekte bu partisine olumsuz yönde yansır. Tabi Malatya'nın yerelde geri kalmasının tek sebebi yerel yöneticiler değil. Vizyon sahibi olmayan, sadece eleştiri için muhalefet yapan, hiçbir katkı sunamayan ve daha çok bireysel işlerinin takibini yapan ana muhalefetin yetersizliği de bir başka önemli sorun. Gerçi geçenlerde ilk defa CHP Battalgazi İlçe Başkanı, Kapıkaya Barajı ile ilgili faydalı bir öneride bulundu ama bu öneri yöneticiler tarafından ne kadar kavle alınır bekleyip göreceğiz.
Adıyaman Yunan Toprağıymış!
Malatya'da bir hayli zamandır tartışma konusu olan bir mesele var. Malatya İl sınırına takılan tabela tartışması. Sınırın neresi olduğuna dair bu tartışma halen devam ediyor. Meselenin altında yatan sebebi henüz bilmiyoruz. Bu konuyu hararetle gündeme getirenler CHP'liler. Haklı oldukları konular var ve bu konularda onları alkışlamak lazım. Fakat bir konu var ki, öyle yenilir yutulur cinsten değil. Veli Ağbaba'nın hem de meclis kürsüsünden söylediği bir söz var ki, savaş sebebi. Veli Ağbaba konu ile ilgili meclis kürsüsünden, “Yunanın yapamadığını AKP'liler yaptı” diyerek; Adıyaman'ın Yunanistan toprağı olduğunu tespit etti. Kendisine ait sitenin http://www.veliagbaba.com/index.php?s=hdk&tip=1&hid=3122 adresinden konu ile ilgili habere ulaşılabilir. Adıyaman'ın Yunan toprağı olduğunu Veli Ağbaba sayesinde öğrenmiş olduk. Bu konuda kendisine minnettarız. Veli Ağbaba, görünürde Malatya için çok aktif çalışan bir kişi olarak kayıtlara geçiyor. Fakat bugüne kadar Malatya'nın menfaatine dair ne elde ettiğini bilmiyoruz. Her konuda çıkıp meclis kürsüsünden eleştiri yapmak kolay, önemli olan faydalı işler yapmaktır. Aksi halde çıkar 1954 yılına kadar Malatya'nın ilçesi olan Adıyaman'ı Yunanistan'a bağlarsınız. Veli Ağbaba sık sık bu tür yersiz çıkışlarda bulunuyor ama ne hikmettir; O'nun bu saçmalamalarını gören yok. Adıyamanlılara ait Malatya'da onlarca dernek var fakat bu konuda eleştiri yapan tek kişiye rastlamadım. Bazen acaba Veli Ağbaba haklı mı diye kendime sormuyor değilim!
Kaptajın Geleceği Tehlike Altında mı?
Daha öncede defalarca yazdım bu konuyu. Malatyalı yöneticiler gerekli önlemleri almazlarsa, gelecekte bu şehri susuz bırakacaklar. Bütün şehrin su ihtiyacını tek kuruş enerji harcamadan sağlayan kaptaj tehlike altında. Aslında yukarıda yazdığım sınır yanlışlığının da bu konuyla ilgili olduğu iddiaları var. Yıllardır Malatya'nın kaderi ile oynayan bir firma var. Taş ocağı kurmak isteyen bu firmanın ısrarını anlamak mümkün değil. Uzmanlara göre söz konusu mevkide taş ocağı kurulması halinde, Malatya'nın içme suyu tehlikeye girecek. Söz konusu firma taş ocağı için 2008 yılında ruhsat için başvuru yapmış. Bütün kurumlar tarafından işletmenin faaliyeti için onay alınmış. Zamanın Özel İdaresi, DSİ, Tedaş, Tarım, Belediye vs. bütün kurumlar bu yatırımın buraya yapılmasında sakınca görmemişler. Firma izin alıp işe başlayacağı zaman, zamanın Valisi Ulvi Saran konuya el atarak, tesisin Malatya içme suyuna zarar vereceği düşüncesiyle faaliyete geçmesine müsaade etmemiş. Bundan sonrası basına yansıdığı için herkesçe malum. Allah Ulvi Validen razı olsun ve O'na selamet versin. O zaman buna müdahale etmeseydi, belki şimdi kaptaj diye bir yerden söz edemezdik. Bunun üzerine firma Malatya sınırları içerisinde olan bu arazinin tapu kayıtlarında Adıyaman ilinde bulunduğu gerekçesiyle, Adıyaman Valiliğinden izin almış ve faaliyete başlamış. Fakat önceleri Malatya Valiliği şimdilerde ise Malatya Büyükşehir Belediyesi konuya müdahil olarak, bu tesisin açılmasına müsaade etmiyor. Konu yargı nezdinde muhakeme edilmekte. Aslında üzerinde uzun uzun yazı yazılabilecek bu konu ile ilgili kafamı birkaç soru meşgul ediyor. Söz konusu firma bu arazide neden bu kadar ısrarcı? Malatyalı yöneticiler bu konuyu Bakanlıklar nezdinde takip ederek, Malatya'nın faydasına neden nihayetlendirmiyorlar? İlin doğal kaynaklarından sorumlu Malatya Valiliğine bağlı olan Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı bu konunun neresinde ve neden müdahil değil?
Bir defa daha uyarıyorum, kaptaj stratejik bir alan ve koruma altına alınması gerekiyor. Birçok kaynak birleştirilerek oluşturulmuş kaptajın kaynaklarından birisi kaybolursa, şehrin bir kısmı susuz kalır. Söz konusu arazide taş ocağı kurulması halinde, ocakta yapılacak patlatmalar kaptaja kesinlikle zarar verecektir. Malatya'lı yöneticilerin bunu göz ardı etmemeleri ve bu konuda ikna edilmesi gereken herkesi ikna etmeleri şart.
İkinci Üniversite Hala Muamma!
Malatya'ya ikinci üniversite kurulması çalışmaları devam ediyor. Ne hikmetse bu konuda bir türlü önemli bir mesafe alınmadı. Henüz atılmış ciddi bir adım yok. Milletvekillerimizden Taha Özhan, bu konu ile ilgili görevlendirilmiş durumda. Fakat açıklamalar Öznur Çalık tarafından yapılıyor. Sayın Çalık, kanun tasarısının Ak Parti guruna gönderildiğini açıkladı ama içeriğe dair bilgi yok. Malatya'da konu ile alakalı/alakasız herkes bu konuyu konuşuyor. İşte bunu fırsat bilen CHP'li Vekil Veli Ağbaba, Ak Partililerden erken davranarak, konu ile ilgili yasa tasarısını meclise sundu. İçeriği boş olan bu tasarının herhangi bir olabilirliği yok. Zaten ikinci üniversiteye dair çalışma hali hazırda devam ediyor. Fakat Veli Ağbaba bunun rantını kendine çekmenin derdinde. Malatya'da herkes yeni üniversitenin adının Turgut Özal olmasında hemfikir olmasına rağmen, Veli Ağbaba yeni üniversite için “beydağı” ismini uygun görmüş. Aslında bu, O'nun Turgut Özal düşmanlığını gösteriyor. Diğer üniversitenin adı “İnönü” olmasına karşın yeni üniversitenin adının “Turgut Özal” olması Veli Ağbaba'yı rahatsız ediyor.
İkinci Üniversite ile ilgili çalışmaların bu kadar uzamasının sebebi, yer konusu. Bize gelen bilgilere göre TSK hiçbir arazisini üniversite kurulması için vermeyecek. Bu durumda alternatif araziler düşünülüyor. Aslında hali hazırda yeni üniversite için en uygun yer İnönü Üniversitesi Battalgazi Yerleşkesi. Fakat ne hikmetse birileri buraya üniversite kurulmasına ısrarla karşı geliyorlar. Şimdilik başka alternatif yok fakat şehrin batısında bir üniversite kurulmalı görüşünü benimseyenler arazi arayışına devam ediyorlar. Tedaş binasının bulunduğu bölgede arazi aramaları devam ediyormuş. Bu bölgede hazineye ait tek bir arazi var, vagon onarım fabrikasına ait 1000 dekarlık arazi. Söz konusu bu arazide Özelleştirme İdaresine ait ve şu an özelleştirme programında. Durum bu kadar açık iken hala arazi arayarak, Battalgazi Yerleşkesini es geçmek mantık ile izah edilecek bir şey değil. İkinci üniversite geciktikçe bu durum Ak Partiye olumsuz olarak dönüş yapar, benden uyarması.
Vagon Onarım Fabrikası…
Yıllardır tartışma konusu olan Vagon Onarım Fabrikası ile ilgili hala kesinleşmiş bir durum yok. Özelleştirme idaresi tarafından defalarca özelleştirme kapsamına alınan bu arazi yaklaşık 1000 dekar. 40.000 metrekare kapalı alana ve 56.000 metrekare lojman alanına sahip. Bu haliyle birçok kurum ve kişinin iştahını kabartıyor. Böyle bir yere para ile sahip olmanız mümkün değil. Burası için onlarca teklif var fakat ne hikmetse hiçbiri uygulanmış değil. Kongre ve Kültür merkezi yapalım diyende var, silah fabrikası yapalım diyende. Herkes bir öneride bulunuyor fakat devletin hiçbirini gördüğü yok. Burası ile ilgili en son Vekil Nurettin Yaşar konuştu. Normalde takdir ettiğim bir vekil olan Nurettin Yaşar, bu konuda kesinlikle yanlış düşünüyor. Nurettin Yaşar'a göre, vagon onarım fabrikası bir işe yaramaz ve yıktırılmalı. Böylelikle Malatya'nın gündemini bu kadar meşgul eden bu konu gündemden düşmeli. Farzedelim ki, Sayın Vekil haklı ve burası bir işe yaramaz olsun, bu durum yinede bu şekilde dile getirilmez. Aslında yapılması gereken şey; Devletin buraya yapmış olduğu ve yarım bıraktığı yatırımı tamamlamaktır. Aynı yatırım devam etmezse bile farklı bir yatırım yapılarak buranın bitirilmesi gerekiyor. Hiç olmadı buraya devasa bir okul yapılabilir. “Burası yıkılsın ve bu konu kapatılsın” demek “buraya yatırım yapılmasın” demekten başka bir şey değil. Bütün öneriler bir tarafa bırakarak, âcizane bende bir öneride bulunmak istiyorum. Bana kalsa buraya devasa bir okul kampüsü yapılmalı. Her türlü imkana sahip devasa bir kampus. Her türlü laboratuarın ve atölyenin bulunduğu, altyapısı ve sosyo/kültürel alanları ile örnek bir okul. Mesela burada bulunan lojmanlar böyle bir durumda ev/yurt olarak kullanılabilir ve bu Türkiye'de bir ilk olur. Aslına bakarsanız, arayıpta bulamayacağınız özelliklere sahip olan bu alanı çok farklı şekillerde kullanabilirsiniz. Yeter ki, yapılabilir, uygulanabilir projeler üretiniz. “Burası bir işe yaramaz, bu konu kapanmıştır” demek, basiretli yöneticilere yakışmaz.
İşte Malatya'nın ahvali bu minval üzere, iki ileri bir geri, bir ileri iki geri… Sürekli yerimizde sayıyoruz da bir türlü “ileri marş” diyemiyoruz.
Selametle...
Adem İnsanoğlu

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.