dore okulları
Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2430.3
  • BIST
    9750.97
  • BTC
    64362.31$

Osmanlı Tokadı!


Osmanlı Tokadı!
Narin

Cem Yılmaz'ın Karakomik Serisine Osmanlı Tokadı!

Sosyal hayattımızda insanlar arasındaki hiyerarşiden kaynaklanan ve kendini diğer bireylerden üstün görme sorunu, çağımızın baş edemediği bir hastalık hastalığıdır. Çünkü insanlar, bu kuruntu sebebiyle kendini insan dışı bir varlık olarak nitenlendirdikleri için üstün görme gayreti sarfediyorlar. Bu noktada Aşık Veysel'in "Beni hor görme kardeşim/ Sen altındın ben tunç muyum/ Aynı vardan var olmuşuz/ Sen gümüşsün ben sac mıyım. " dizesini hatırlatarak üstünlük taslamanın, kimseye bir yararının olmadığını belirtmek isterim.

Böyle bir gerçeğin varlığını bilmemize rağmen insanlara olan saygımızı/sevgimizi makam ve mevki nezdinde değerlendiriyoruz. Bu mistik havanın hakim olduğu toplumda, en kayda değer örnekse bazen sanatı icra eden kişilere gereğinden fazla değer veririz. Bu değer, öyle bir hâl alır ki gözümüzden sakınırız. Tabiri caizse baş üstünde tutmaktan geri kalmayız. Bu kişilerin filmlerine, müziklerine, resimlerine, kitaplarına tonla para sayarız ve bizim sayemizde ayakta dururlar. Yani izleyici, dinleyici, okuyucu kitlenin varlığına bel bağlarlar. Biz değer verip, insan yerine koyarız ama; bu kişiler, değerlerimizi ayaklar altında çiğnemeyi görev bilircesine yoluna devam eder.

Bu değerler ne diye soracak olursanız, cevap hakkımı şöyle dile getirmek istiyorum. Bir toplumun, bir milletin; örfünü, âdetini, kültürünü, geleneklerini ve en önemlisi vatanını menfaatleri uğruna gırgıra alarak bize sunmalarıdır.

Ne demek istediğimi de yavaş yavaş anımsamaya başladığınızı hisseder gibiyim. Yıllardır komedi filmleriyle, show programlarıyla izleyiciyi günün stresinden, duygusal ve ruhsal buhranından bir kaç saatlik film gösterisiyle uzaklaştırıp, nabzını tutmaya çalışarak, gerek toplumsal gerek sosyal ve gerekse kültürel değerlerini ironiye vurarak bize sunan komedyen Cem Yılmaz'dan bahsediyorum.

Bilindiği üzere Cem Yılmaz'ın 2 Arada ve Kaçamak adlarını taşıyan, her biri yaklaşık bir saatlik iki farklı hikayeden oluşan Karakomik Filmler serisinin ilk ikisi 18 Ekim'de vizyona girmişti. Önceki sinema filmlerine oranla Karakomik serisi hedeflenen izleyeci kitlesine ulaşamamıştı. Zaten sanat eleştirmenleri de filmi hiç beğenmediklerini söylemişlerdi. İzleyici yorumları da bunu destekliyordu ki izleyici haklı de çıktı. İlk üç günde sadece 276 bin 86 kişi tarafından izlenen 'Karakomik Filmler', girdiği 810 salon da hesaba katılırsa Cem Yılmaz'ın en kötü açılış yapan filmi oldu. Böylece Cem Yılmaz'ın Karakomik Filmler'i resmen gişede çakıldı.

Filmin gişe rekorları kıramamasının belirli faktörleri elbette var. Bu faktörlerden bir kaçını saymak gerekirse; Cem Yılmaz'ın filmlerinin devamlı kendini tekrarlıyor olması, kadrosunda hep aynı oyunculara yer vermesi, espiri anlayışının yeni jenerasyona hitap etmemesi ve filmlerinin monotonlaşması gibi nedenler gösterilebilir. Ama en önemli faktör, halkın filmi boykot etmesi gösteriliyor. "Cem, ağaca, köpeğe bol bol destek tweet'i atıyor ama sıra Mehmetçiği desteklemeye gelince susuyor" diyenler sosyal medyada 'Karakomik Filmler'i izlemeyin' diye boykot çağrısı yapmıştı.

Bu yüzden ülkemizin başlatmış olduğu Barış Pınarı Harekâtına katılan Mehmetçiğin başarısına Cem'in duyarsız kalması, manidar geliyor. Mehmetçik, o ve onun gibileri hayatı laylaylom yaşasınlar diye şehit olunca vicdanı sızlamıyor da otu, çiçeği, böceği elinden alınınca vicdanlar sosyal medyada yarışıyor.

Tabii ben bunları söylerken, muhtemelen bu yazımı okuduğunuzda "senin bu sanatçılarla ne alıp veremediğin var" yada "ülke gündemini ele alan olaylar konusunda sanatçıların duyarlı-duyarsız kalması o kadar da önemli değil" diyenler olacaktır. Buna karşılık şunu söylemeye gereği duyuyorum. Başta Cem Yılmaz olmak üzere sanatçı ve şarkıcı kimliği taşıyan kişiler, halk sayesinde popüler oluyorsa filmlerini benim ve sizin gibi sıradan insanların belirli bir ücret ödeyerek ayakta tuttuğu bu kişiler kimse kusura bakmasın, kulağına pamuk tıkayıp sessiz kalamaz! Diyelim sessiz kaldı. İşte cevabını, Karakomik filminde olduğu gibi tökezleyerek alır.

Ayrıca her ne kadar #cemyılmazfilminegitmiyorum hastagı sosyal medyada bir direnişe dönüşse de ünlü komedyen Cem Yılmaz'ın bunu hiç umursamadığını söylemek de doğru olmaz. Çünkü filminin gişede çakılmasının hemen ardından Twitter'dan #cemyılmazfilminegitmiyorum hastag'lı "sarı taksi" önünde orta sınıf haliyle (her ne kadar orta sınıf desem de orta sınıfın bütçesini aşan, marka elbiselerle neyi ve kimi temsil ettiği meçhul) çekilmiş bir kare paylaşmıştı. Taksi önündeki dik duruşuyla da filmini boykot eden halkla dalga geçercesine, önemsemediğini yansıtmaya çalışmış. "Madem önemsemedin boykotu, ne diye yurdum insanını makaraya alıyorsun?" diyerek soru yöneltsek eminim ki insanlarla dalga geçmeyi karakteriyle özdeşleştiren Cem, yine yapar yapacağını. İnsaları küçük düşürmeyi, komediyle eş değer tutan birinden başka ne beklenir ki? Bir de izleyicisini bu kadar aşağılamakla gözü doymayan Cem, bu paylaşımında, filmini eleştirenlere "Benim seyircim değil", "İban'ını ver paranı geri göndereyim" tarzı verilen yanıtlarla izleyiciyi yine yerden yere vuruyor. Bunu yapan Cem olunca bir birey olarak istem dışı "sanatçı burada ne demek istemiş?" sorusunu soruyoruz kendimize.

O zaman gelin biraz kurcalayım ne demek istediğini. Bu karede Cem' in dik duruşluğundaki umursamazlığı gördüyseniz izleyiciyi asağılayıcı tavrının olduğunu hissederek, bilinçli olarak sarı taksi önünde çekildiğini anlarsınız. Yoksa başka poz verilecek herhangi bir nesne yok muydu? Bir de kendisini muhalif cephenin sanatçısı olduğunu ve filmini eleştirenlere orta sınıf muamelesiyle mesaj vererek, kendini izleyiciden üstün tuttuğunu, izleyicisiyle dalga geçecek kadar alçalan bir karakter olduğunu vurgulamak yanlış olmaz.

Aslında Cem'in kendisini eleştirenlere tahammülü yok denecek kadar az ki eleştirilere hep maddiyat üzerinden cevaplar verirken izleyici konumunda bulunan bizleri, maddi bir gelir kapısı olarak gördüğü halde kapısına kilit vurmaktan da geri durmuyor. Yani diyor ki "ya susun ya da parayla sustururum sizi." Galiba beyni para endeksli işliyor olmalı ki izleyiciyi parayla satın alacağına inanıyor.

İşte bundan dolayı yarasına tuz basılmış bir canlının, inim inim inlemesini andıran tavırlarıyla kendini piskolojikman tatmin etmeye çalışırken komik duruma düştüğünün farkında olmadığı gibi kaş yapayım derken, göz çıkardığını da hissedemiyor. Bilirsiniz, insanların yaşam biçimlerini bir kültürel şoka dönüştüren zihniyetler, bedenen ve ruhen hayatlarını başkaları üzerinden primleştirerek değerlendirirler.

Sanatı menfaatiyle özdeşleştiren komedyenler, her haltı yerler. Orda burda velvele koparırlar. Ama vatandı, milletti umrunda olmaz bu kişilerin. Ayrıca sanatı olabildiğince edebi yönünden uzaklaştırarak, kendi oyunlarına alet etmekten utanmazlar. Sonra bireleri çıkıpta eleştirdi mi, vay haline! Çünkü işine çomak sokulmasından hoşlanmazlar.

Hal böyle olunca ticari beklenti içinde olan Cem Yılmaz, komedi filmleriyle insanlar arasındaki toplumsal ilişkileri karikatürize ederek, kahkahalar atmamızı bekliyorsa işte o artık zor. Nedenini sorarsanız, izleyicisini kale almayan birini izleyicide kabul etmez ki yaptığı şaklabanlığa boyun eğmez.

Ve para endeksli kafa yapınla insanlarla dalga geçtiğin yeter be Cem yeter! Sen nasıl toplumu umursamıyorsan sen de kimsenin umrunda değilsin. Şu da kulağına küpe olsun ki otlar ve ağaçlar için gösterdiğin hassasiyeti Mehmetçik için göstermeyip, üstüne üstelik bir de halkın yaşam standartlarına kafa tutuyorsan, onların da eli armut toplamıyor ya bu kepazeliğine Osmanlı tokadını yapıştırmaktan geri kalmaz!


Selma Karakaş Tutuş

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!