Oy veren kafirdir diyordu, şimdi Il başkanlığı koltuğunda oturuyor

Saadet Partisi Yeşilyurt adayı Mimar Yaşar Köksal ile yaptığımız Röpörtaj yazı dizisi devam ediyor. 

SORUMUZ KARŞISINDA SÜKUNETİNİ KORUYOR

Sözün burasında Yaşar Köksal'a Ak Parti'den aday olmamasının ardından Saadet Partisi'ne geçişini hatırlatıyoruz. Eğer Ak Parti'nin adayı olarak tercih edilmiş olsaydı yine bu sözleri söyleyebilecek gücü kendisinde bulup bulamadığını soruyoruz. Ardından kendisi ve Münir Erkal ile ilgili “Bunlar boş minibüs arıyorlardılar ki bindiler” şeklindeki bir eleştiriyi hatırlatıyoruz. Gazeteciliğin vermiş olduğu tecrübeyle bir başka isme bu şekildeki soruları yöneltseniz büyük bir tepki alabileceğinizi tahmin ediyorsunuz. Hatta görüşme yarıda kalabileceğini de biliyorsunuz. Ancak Yaşar Köksal büyük bir olgunluk ve sükunetle sorularımızın cevabını vermeye başlıyor.
“Öncelikle “Boş minibüs” benzetmesini yapan kişinin kim olduğunu biliyorum. Ak Parti'nin İl Başkanı Bülent Tüfenkçi'nin böyle talihsiz bir açıklamayı yapmış olması beni olduğu gibi büyük bir çoğunluğu üzmüştür.” Diyerek cevap vermeye başlayan Yaşar Köksal, “Bu ifadenin sahibi olan kişi “Ben Refah Partisi'nin Belediye Başkan Yardımcılığını yaptığım dönemde partilere hizmet edenlerin “Kafir” olduğunu ifade ediyordu. Şu anda, bu insanlar bir partinin il başkanlığını yapıyorlar. Ayrıca partilerinde kendi gruplarına mensup olmayan hiçbir ismi söz sahibi yapmıyorlar. İkincisi kendi genel başkanlarının yıllarca Refah Partisi'nde görev yaptığı unutarak Milli Görüş'ün son temsilcisi Saadet Partisi'ne “Boş minibüs” yakıştırmasının hangi etik kuralıyla bağdaşır. Etik ve seviye konusun da kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Bu arkadaşı herhangi bir televizyon kanalına davet etsinler bu meseleleri kendisiyle orada tartışayım. Siyaset etiği nedir onu konuşalım. Büyükşehir belediye başkan adayı olmak için ortağına nasıl ihanet ettiğini konuşalım. Bu arkadaş hasbel kader il başkanlığı koltuğunda oturan biridir. O koltuktan kalksa hangi özelliğinden dolayı hangi parti kendisine teklifte bulunacak. Bu “Boş minibüs” yakıştırmasını yapan arkadaş “Etik nedir?” iyi düşünsün.” İfadelerini kullandı.

SİYASİ VE DÜNYA GÖRÜŞÜME EN UYGUN PARTİ SAADET'TİR

Köksal sözlerinin devamında “Ben Ak Parti'de 3 defa aday adayı oldum. Çünkü partinin internet sitesinde yayınlanan adaylık kriterlerine inandım. Siz de bakarsanız görürsünüz. 7-8 tane madde var. Bütün kriterler sanki benim için yazılmıştı. Tahlilini yaparsanız siz de görürsünüz. Sonra da tespit ettikleri adaylarla o kriterleri karşılaştırın tespit edilen adayların hangisi bu kriterlere uyuyor. Yaşar Köksal hiçbir zaman siyasi kimliğiyle ön planda olmamıştır. Mimar, belediyeci ve şantiyeci kimliğimizle ortaya çıktık. Parti bir din veya bir amaç değildir. Bir araçtır. Birikimime tecrübeme ve kabiliyetime güveniyorum ve bu şehre hizmet edebileceğimi düşünüyorum. Bunun için de bir partiden aday olmam gerekiyordu. Siyasi görüşüme, yaşantıma ve dünya görüşüme uygun olan Saadet Partisi'ni tercih ettim. Siyasi etiğe aykırı bir hareket yaptığıma inanmıyorum. Kalben o kadar müsterihim ki elhamdülillah. Mesela sayın Numan Kurtulmuş'u düşünün. Saadet Partisi'ndeyken “Harun gibi geldiniz, Karun gibi gidiyorsunuz” demişti. Bunu söyleyen insan Has Parti'yi kurdu. Daha sonra Ak Parti'ye geçti ve şu anda genel başkan yardımcısı. Bu “Minibüs” meselisini söyleyen arkadaş Numan Kurtulmuş için ne diyecek? Ak Parti, güçlü görünen bir partidir. Ben ise güçsüz görünen bir partiye geçtim. Hem de Ak Parti'nin baba ocağı olan bir partiye geçtim. Bu parti sizin genel başkanınızın yıllarca görev yaptığı baba ocağıdır. Bu sözleri söylemek ayıptır.” dedi.

Devam edecek...