Malatya
25 Ağustos, 2025, Pazartesi
  • DOLAR
    41.00
  • EURO
    47.99
  • ALTIN
    4437.8
  • BIST
    11.477
  • BTC
    111505.54$

Pandemi karşısında AB ve Almanya’nın tutumu…


İnönü Üniversitesi Stratejik Araştırma Merkezi (İNUSAM) ve Uluslararası Politika ve Güvenlik Dergisi (IJPS) işbirliğiyle düzenlenen on-line söyleşide korona Pandemisi karşısında Almanya ve Avrupa Birliğinin tutumları ve karşılaştıkları durum tartışıldı.


HABER MERKEZİ-MALATYA

İnönü Üniversitesi, Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Doç.Dr. Fikret Birdişli'nin moderatörlüğünü yaptığı on-line söyleşiye Marmara Üniversitesi Avrupa Araştırmaları Enstitüsü Doktora Öğrencisi Yusuf Avar ve İstanbul Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Öğrencisi ve Almanya uzmanı olan Emre Baran Pak soruları yanıtladı.

“GELİŞMELER SORUNLARI DERİNLEŞTİRDİ”
Programın açılış konuşmasını yapan İnönü Üniversitesi, Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Doç.Dr. Fikret Birdişli: “Avrupa Birliği pandemiden önce tarihin en büyük krizlerini yaşıyordu. Genişlemenin getirdiği uyum problemleri vardı. Ekonomik sorunlar zinciri ile yüz yüzeydi. Bu arada koronavirüs hadisesi patladı. Bu gelişmeler sorunları derinleştirdi. AB'nin çok ciddi sorunlarından bir tanesi göçmen politikası ve bunun sonuçlarıydı. Avrupa Birliği dünyanın en başarılı gördüğü en başarılı entegrasyon projesiydi. AB hem ABD'yi hem de Çin'i dengeleyebilecek bir ekonomik kapasiteye sahip. “ ifadelerini kullandı.

“AB BU KRİZE HIZLI CEVAP VEREMEDİ”
İnönü Üniversitesi, Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Doç.Dr. Fikret Birdişli'nin AB korona ile ilgili ortak bir tutum belirledi mi? Bununla ilgili bir mücadele stratejisi var mıydı? Sorusu üzerine konuşan; Marmara Üniversitesi Avrupa Araştırmaları Enstitüsü Doktora Öğrencisi Yusuf Avar: “ İlk olarak AB iç ve dış olmak üzere krizler yaşadı. Şuanda küresel bir kriz yaşıyor. Son gördüğümüz pandemi krizinde AB ne yaptı? AB bu krize diğer krizlerde olduğu gibi çok hızlı bir şekilde cevap veremedi. AB direk karar veremiyor. Diğeri ise bu pandemi krizi direkt sağlık sorunu olduğu için AB'nin sorumluluğu altında değil. Bir diğer neden ise AB tek sesli bir yapı değil. Dördüncü neden de eşitsizlik, adaletsizlik, doğu-batı ayrımı olarak karşımıza çıkıyor. Beşincisi aşrı saha yükselişi. Bunun için de AB biraz geri planda gibi gözükmekte. Altıncı neden olarak Almanya'nın krizi üstlenmemesini sorun olarak görüyorum. AB aslında çok hızlı hareket edemedi. AB adace endi ülkelerinin vatandaşları için değil başka ülkeler için yardım paketleri düşünmekte. Bu dayanışmanın önemini gösteriyor. Daha sonra yeni programlar geliştirdiler.”

“YAPILAN YORUMLARI HAKSIZ GÖRÜYORUM”
İnönü Üniversitesi, Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Doç.Dr. Fikret Birdişli: “Uluslararası örgütlerin pandemiye karşı başarısız olduklarına dair çeşitli yorumlar var. Ben bu yorumları kısmen haksız görüyorum. Bunlar kendi başlarına müstakil yapılar değil. Uluslararası örgüt dediğimiz aniden değişen duruma karşı bir reaksiyon geliştirme yeteneğine sahip değildir. Yapı olarak müsait değiller. Bunlar zaten kısıtla alanlarda hareket edebiliyorlar. İnsanların düşündüğü gibi serbest kararlar alabilen siyasi mekanizmalar hiç değil. Siyasi konularda biz hep hızlı karar almayı iyi olarak görürüz. Avrupa'da ise bu durum tersine. Çünkü bu konularda yapılacak hatalar ciddi maliyetler getiriyor. Avrupa Devletlerinde hızlı karar almak değil yavaş karar almak önemli”

“ALMANYA'NIN YOĞUN BAKIM YATAKLARI YETERLİ”
Almanya'nın COVİD-19 ile mücadele stratejisi ne oldu? Sorusu üzerine konuşan İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Öğrencisi ve Almanya uzmanı olan Emre Baran Pak: “ Almanya'nın kendi stratejisinden bahsedebilmek için krize hazırlık aşamasından başlamak lazım. Almanya Ocak ayından itibaren önlemlerini almaya başladı. Almanya özellikle yaygın test imkanlarıyla hazırlıklı bir şekilde bu korona krizini bekliyordu. Kriz aşamasında ise Almanya'daki ölüm oranlarının neden düşük olduğu tartışıldı. Bence buradan başlamak lazım. Almanya'da ölüm oranlarının düşük olmasının temel sebebi özellikle İtalya ve Avusturalya'da kayak yapmakta olanların ülkesine dönerek bu virüsü ülkelerine taşımalarıydı. Dolayısıyla genç insanlar bu virüsü taşıdıkları için ona göre ölüm oranları da düşük oldu. Ama şuan Almanya'daki ölüm oranları yüzde 44 civarında seyrediyor. Bunun yanında Almanya'nın avantajları arasında kişi başına düşen yoğun bakım yataklarının yeterli olması ve iyi bir yönetim sergilenmesi diğer ülkelere göre hafif atlatmasını sağladı. Önümüzdeki dönemde nasıl bir tablo oluşacağı ise bilinmiyor. Belki bundan bir yıl sonra gelişmelere baktığımızda farklılıklar da görebiliriz. Almanya günlük olarak 350 bin test yapabiliyordu. Türkiye nispeten daha az testle filyasyon ekiplerinin nokta atışı ile mücadele etti. Diğer bir karşılaştırmada hafif semptom gösterenlerin de hastaneye yatırılması oldu. Bunun yanında sağlık personellerine de test yapıldı. Alanya'nın 28 bin solunum cihazlı yoğun bakım yatağı var. 100 bin kişiye 34 yoğun bakım yatağı düşüyor. Almanya'nın başından beri mücadele kapasitesi yüksekti. Sosyal devlet ülke imkânlarının faza olduğu yerler bu krizle daha iyi mücadele edebildi” açıklamalarında bulundu.

“ AB KENDİ İÇİNDEKİ SORUNLARI HALLEDİNCE DIŞA DAHA ÇOK BAKACAK”
Korona sonrası AB ortak politikaları nasıl etkilenir? Sorusuna Marmara Üniversitesi Avrupa Araştırmaları Enstitüsü Doktora Öğrencisi Yusuf Avar şu cevabı verdi: “AB krizleri gördüğü zaman krizleri yaşayıp krizden sonra oluşan bir bütün. Bunu korona için de konuşursak biz şuanda bir öğrenim süreci içindeyiz. Şunu ifade edebiliriz tüm ülkeler önlemlerini aldıktan sonra AB de kendi değerlerinden vazgeçemeyecektir. AB kendi içindeki sorunları hallettikten sonra dışa daha çok bakacaktır”

“ALMANYA'DA İNŞAAT SEKTÖRÜ VE FABRİKALAR AÇIK KALDI”
Almanya AB'nin lokomotifi bir ülke. COVID-19 sonrası Almanya'da bir ekonomik kriz bekleniyor mu? Sorusuna cevap veren İstanbul Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Öğrencisi ve Almanya uzmanı olan Emre Baran Pak şunları söyledi: “Almanya bu yılki ilk çeyrekte yüzde 2.2 küçüldü. Fakat çevre ülkelere baktığımız zaman küçülme oranlarının nispeten daha iyi olduğunu görüyoruz. Almanya'da inşaat sektörü ve fabrikalar açık kaldı. Ekonominin kötü etkilenmemesi için buna özellikle hassasiyet gösterildi. Çalışamayanların maaşlarının 2/3'ü karışlandı. Dolayısıyla Almanya diğer ülkelere göre nispeten daha hasarsız atlatacak gibi duruyor.

AB KRİZİ NASIL ATLATIR?
AB ekonomik krizi nasıl atlatır, güçlenerek mi çıkar? Sorusuna cevap veren Marmara Üniversitesi Avrupa Araştırmaları Enstitüsü Doktora Öğrencisi Yusuf Avar şunları söyledi: “ IMF verilerine gör AB için ekonominin eksi 7'lere kadar zarar göreceğini söylüyorlar. Ama ikinci bir dalga olmaması halinde kendisini toparlamasını ve ortaya çıkmasını şahsen bekliyorum. Bunun için konuşmak gerçekten sıkıntı. Süreci şuanda kestirmek zor ve birkaç yılımızı da alacağını düşünüyorum” açıklamalarında bulundu.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!