dore okulları
Malatya
02 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.35
  • EURO
    34.73
  • ALTIN
    2402.1
  • BIST
    10117.31
  • BTC
    57725.87$

Paris’te bulamadığımız şifayı Malatya’da bulduk


Paris’te bulamadığımız şifayı Malatya’da bulduk
Narin

 55_13

 

(Röportajı sesli olarak dinleyebilirsiniz)

Malatya'nın gururu olan Turgut Özal Tıp Merkezi, karaciğer naklinde rakipsiz olduğunu gösteriyor. Malatya Turgut Özal tıp Merkezi, dünyanın önde gelen merkezlerinden Paris'i de sollayacak bir başarıya imza attı. Prof. Dr. Sezai Yılmaz ve ekibinin, herkesin yapılamaz dediği ameliyatı da başarıyla tamamladı. Umutların tükendiği anda imdada yetişen Sezai Hoca ve ekibi bir hastaya yeniden umut oldu. Bugünkü röportaj konuğumuz Fidel Tavra hanımefendinin eşi karaciğerini kaybetmişti. Bir ümitle Fransa'nın başkenti Paris'e kadar giderek, şifa aramışlardı. Nihayetinde orada  da dertlerine çare bulamamışlardı. Bir gazetedeki haberle ümitleri yeniden yeşermişti. Hasta istemese de, Malatya'ya kadar gelmişlerdi. Malatya'da hiç beklemedikleri ilgi ve alakayla karşılaştılar. Hasta, Sezai Yılmaz ile ekibinin elinden yeniden sağlığına kavuştu. Tıp merkeziyle ilgili görüşlerini ve yaşadıkları süreci sorduğumuz Fidel hanım ile oğlu Ali bey, duydukları memnuniyeti dile getirdiler. İşte Fidel hanım ile Ali beyin duyduğu memnuniyet ifadeleri: 

RÖPORTAJ: MURAT ÇETİN

Sayın Fidel Tavra, yaşadığınız zorlu süreci bize anlatabilir misiniz?

Ben Fidel Tavra. Aslen Sivaslıyım. Sivas'ta doğup büyüdüm. Daha sonra İstanbul'a gelin geldim. İki erkek çocuğu annesiyim. Halen İstanbul'da ikamet ediyorum. Eşimin rahatsızlığı sebebiyle uzun ve meşakkatli bir süreç yaşadık. İstanbul'daki anlı şanlı birçok özel hastaneye başvurmuştuk. Onlardan bir sonuç elde edemeyince Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan karaciğer üzerine kurulmuş bir hastaneye de gittik. Oradaki doktor bize, “1 ay içerisinde ameliyat olması gerekiyor” dedi. Eşim de ameliyat olmayı kabul etmiyordu. Ameliyat olursa sağlıksız bir hayat yaşayacağını düşünüyordu. Aradan 6 ay gibi bir süre geçti. Bu arada bir gazetede, Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi'yle ilgili bir haber okudum. Hastanenin bu anlamda çok başarılı olduğunu öğrendim. Malatya'da da tanıdıklarımız var. Onların yardımıyla otelde yer ayırttık. Malatya'ya gelirken eşim uçakta komaya girdi ve bilinç kaybı yaşadı. Daha önce Sezai Hoca'dan randevumuzu almıştık. Sezai Hoca'dan herkes olumlu şekilde bahsediyordu. Uçak iner inmez hostesler bize yardımcı oldular. Ambulans geldi, doktorlar müdahale etti. Oradaki personelin tamamı çok bilinçliydi. Hemen müdahale eden doktor, karaciğer rahatsızlığını olduğunu anlayarak, Sezai Hoca'nın ekibiyle irtibata geçtiler. O sırada herkes o kadar bilinçli ve işini güzel yapıyordu ki; kendimi bir anda Amerika gibi çok gelişmiş bir ülkede zannettim. Hastaneye götürüldük, eşimi yoğun bakıma aldılar. O esnada eşimin bilinci kapalıydı. Doktor Burak Işık, bize çok yardımcı oldu. Ben şok geçirmiş ne yapacağımı bilemez haldeydim. Çünkü muayeneye gidiyorken kendimizi yoğun bakımda bulduk. Burak Hoca bize; “ Bizde bir makine var. Böbrek diyalize bağlanır ve kanı temizler. Karaciğerde de böyle bir işlem uygulayacağız” diyerek benim anlayabileceğim bir dille bilgi verdi. Bu işlemlerin sonunda eşimin bilici yerine geldi ve sonrasında Sezai Hoca ile tanıştık. İstanbul'da birebir doktorla görüşmek zorken, Sezai Hoca, hemen yoğun bakım ünitesine gelmişti. Sezai Hoca eşime; “ Bu defa düzeldin, yalnız ikinci defa komaya girersen durum çok daha kötü olabilir” dedi. Eşim hastanede 3-5 gün yattıktan sonra konukevine gittik. Çocuklarım da geldi ve konukevinde kaldık. Eşim orada Sezai Hoca tarafından ameliyat olan hastalarla tanışma imkanı buldu. Ameliyat olmak istemeyen eşim bu hastaların durumunu görünce ikna oldu ve ‘tamam' dedi. Başarılı ameliyatları görünce ameliyat olmaya karar verdi ve ameliyat olmak için tarih aldık. Eşim 2 Aralık 2013 tarihinde Sezai Hoca tarafından yapılan başarılı bir operasyon sonucunda sağlığına kavuştu. Ameliyat süresi içerisinde her şey çok güzel bir şekilde ilerledi, hiçbir olumsuzlukla karşılaşmadık.

 

Bir gazetede okuduğunuz haberle Malatya'ya gitmeye karar verdiğinizi belirttiniz. Malatya'ya giderken hangi duygu ve düşünce içerisindeydiniz? Nasıl bir algı ve temenniyle gittiniz? 

Eşim bu ameliyatı İstanbul'da olmak istemiyordu. Çevremizde olumlu hiçbir örnek yoktu. Yurt dışında da ameliyat olsaydı oranın da prosedürü çok farklıydı. Karaciğeri çocuklar verecekti, oradaki hastane kendisi temin etmiyordu. Sezai Hoca'yı sadece gazetede okumakla kalmadım, çeşitli araştırmalar da yaptım. Bu araştırmalarım neticesinde hep olumlu yorumlar aldım. Sezai Hoca'dan randevu alırken de oraya bilinçsiz bir şekilde gitmedik.

Fidel hanımın konuşmasının bu kısmında oğlu Ali Tavra araya girerek; “Babam oraya gitmeden önce ameliyat olmayı hiç düşünmüyordu. Korkusu vardı ve masada kalacağını düşünüyordu. Babamın durumu da bayağı ciddiydi ve hastalık da oldukça ilerlemişti. Bu nedenle başvurduğumuz doktorlar da ‘Ameliyat olmasın gittiği yere kadar gitsin' ifadelerini kullanıyorlardı. Babamın da umudu çok fazla kalmamıştı. Ancak biz çok fazla ısrarcı olunca da Malatya'ya gitmeyi kabul etmişti. Malatya'daki insanların bizlere sağladıkları en büyük fayda babama umut vermeleri ve babamı ameliyata ikna etmeleri oldu. Oradaki insanlara inandı ve ikna oldu. Biz daha öncesinde babamı ameliyat olması konusunda çok teşvik ettik, hatta bazı doktorlar 1 ay içinde ameliyat olması gerektiğini savunmuştu. Ancak babam Malatya'daki ameliyat olan hastaları görmeden ikna olmadı.  Babam tüm bu söylemlere rağmen ameliyat olmayı kabul etmemişti. Ta ki Malatya'ya gelene kadar. Malatya'daki Sezai Hoca ve ekibi, daha önceden ameliyat olmuş ve bundan memnun olan hastalar, babama umut ışığı oldu. Babama “Ameliyat olman gerekiyor” denilmesinin üzerinden 5 ay geçmişti. Böyle zor bir durumda doktor karşısında oturmak gerçekten güç bir durum. Burak Hoca'nın bize; ‘Hala şansı var' dediğinde bizler çok mutlu olduk. Bu şansı da en iyi şekilde değerlendirdik. Bu sırada kafamızda çok sorular da geçmişti. “Böyle bir ameliyatın İstanbul'da yapılması varken neden Malatya'da yapılsın?” gibi cevap bekleyen sorularımız vardı. Ama bu kararın hayatımızda verilen en doğru karar olduğunu anladım. İnsanlarda devlet hastanesidir ilgilenmezler gibi bir algı oluşmuş olabilir. Ancak bugün özel bir hastaneye gidin, binlerce lira para ödeyin, yine de gösterilen bu ilgi ve alakayı göremezsiniz.” ifadelerini kullanıyor. 

Sayın Tavra, ameliyat öncesi ve sonrasında herhangi bir ücret ödediniz mi?

Hayır. Ne ameliyat için ne de kullanılan ilaçlar için, ne de herhangi bir müdahale için tek kuruş ödemedik.

Bir hastanız daha vardı onu da Malatya'ya nakleder misiniz? Daha önce anlatmıştınız?

Ben doğma büyüme İstanbul'da olan biriyim. Anadolu'ya sadece iş için giden bir insandım. Bu süreçte Malatya'da kalma şansım oldu. Bu sırada Malatyalılar ile tanıştım ve beni çok etkileyen bir olay oldu. Hava çok sıcaktı, annem ve babamla birlikte bir adres arıyorduk. Adresi ararken kaybolduk ve bu esnada tanımadığımız birine adresi sorduk. Bu kişi önce elindeki işini bitirdi ve arabasının anahtarını alarak, bize Malatya'da küçük bir şehir turu attırdı. Yerleri gösterdi ve daha sonra da aradığımız adrese götürdü. İstanbul'da yaşayan biri için bunu görmek gerçekten mucizevi bir olay. Sıra dışı bir şeydi bizim için.

 Sizi, Turgut Özal Tıp Merkezi'nin hemen yanındaki konukevinde misafir ettiler. Konukevini nasıl buldunuz? Konukevi pek fazla alışılmış ve yaygın olan bir uygulama değil, bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu esnada soruya Fidel Hanım cevap veriyor: Konukevi, daha önceden duymadığım, görmediğim ve yaşamadığım bir ortam… Oranın müdürü Bekir Bey var. Kendisi işinin başında, çok iyi bir yönetici. Biz onunla tanıştık. Odaları çok güzeldi, temizlik anlamında hiçbir kusur yok. Çok güzel çalışıyorlar. Ben hijyene çok önem veren biriyim. Ortam gayet sağlıklıydı. Her sabah kahvaltı yapıyorduk. Eşim kahvaltı için aşağıya inemiyordu, kahvaltısını odasına kadar çıkarıyordum. Ücret olarak da 10 lira gibi çok cüz-i bir rakam ödüyorduk. Gayet de memnun kaldık.

 Anladığım kadarıyla eşiniz ameliyattan memnun kalmış. Eşiniz bu memnuniyetini nasıl dile getirdi. Bu memnuniyetin bir hatırası var mı? Ameliyat öncesi beklenti ve ameliyat sonrası yaşananları eşiniz nasıl yorumlamıştı?

 Eşim inanılmaz memnun kalmıştı. Sezai Hoca ve ekibini karşımıza Tanrı çıkardı. Her şeyden memnun kaldık. Bugün “Memnun olmadığınız bir şey var mı?” derseniz, bir tek şey söyleyemem. Daha sonrasında 6 ayda bir kontrollere de gittik.

Ali Tavra da bu soruya cevap veriyor: Benim babam doktorları pek sevmezdi. Doktorlar bir şey söylese “Aman boş ver” diyen bir insandı. Ancak Malatya'ya gittikten sonra Sezai Hoca babama “Kafanı keseyim mi?” dese babam “Tamam hocam” derdi. Babam fazlasıyla itimat etmişti. Sadece Sezai Hoca ile konuşsa bile gözlerinin içi gülerdi. Burada bir konuya daha işaret etmek istiyorum. Biz İstanbul'da birçok hastaneye gittik, kontrollerimiz oldu. Ancak hiçbir hastanede bir ekibin başında olan doktor, her gün fırsat bulup hastalarıyla tek tek ilgilenmedi. Sezai Hoca her hastasıyla birebir ilgilendi. Gece saat 1'de bile ameliyata bitmiş olsa ertesi gün Sezai Hoca hastalarını kontrol etmeye gelirdi.

 Yakınlarınız yapılan operasyonu nasıl değerlendirdiler?

Bize herkes (O kadar yer dolaştınız, gezdiniz, Malatya nereden çıktı?) diye sordu. İnsanlar önce şaşırmışlardı. Babam 2 Aralık'ta ameliyat oldu ve yılbaşında bizi İstanbul'a gönderdiler. O kadar hızlı sonuç verdi. Çevremizdeki insanlar da bunu görünce çok şaşırdılar. Malatya herkes için bir sürpriz olmuştu.

 Kadavrayı ve parçayı nereden temin ettiniz?

Kan grubu ve karaciğeri uyan bir tanıdığımız vardı. Sadece kan grubunun uyması yeterli olmuyor. Diğer bütün özelliklerin de uyması gerekiyor. Biz bu açıdan şanslıydık. Herhangi büyük bir sorunla karşılaşmadık.

 Fidel hanım, son olarak vurgulamak istediğiniz bir nokta var mı?

Fidel hanım konuşuyor; Son zamanda eşim zatürre oldu ve ateşi çok yükseldi. Karaciğer hastalığından dolayı vefat etmedi. Eğer ateşi biraz düşseydi, biz tekrar tedavisi için Malatya'ya getirmek istiyorduk. Sezai Hoca ile de görüştük. Eşim Malatya'da kurtulacağına inanıyordu. Ancak böyle bir şansımız olmadı. Bir de safra yolu tıkanınca durumu kötüleşti. Ankara Hacettepe Üniversitesi'nden Erkan Parlak Hoca'nın da bize çok büyük katkıları oldu. Erkan Hoca'yı da Burak Hoca bize tavsiye etmişti. Eşimin hastanedeyken son arzusu tekrar Malatya'ya gitmekti. Ancak kısmet olmadı, en büyük üzüntüm bu. Doktorlardan, hasta bakıcılarına, hemşirelere kadar orada görev yapan herkese çok teşekkür ediyorum.

Ali bey, sizin de son sözlerinizi almak isteriz

Biz Malatya'da ameliyat olacağımız esnada birçok insanla tanıştık. 6 aylık uzun bir süre geçirdik. Bu 6 aylık süre içerisinde tanıştığımız insanlardan bazıları; ameliyatın çok riskli olduğunu ve kalan hayatını ameliyat olmadan (gittiği yere kadar tabirini kullanarak ) devam etmesi gerektiğini söylemişlerdi. Onlar da Sezai Hoca'ya çok umutsuz bir halde geldiler. Sezai Hoca'nın ise “Eğer yüzde 1 ihtimal bile varsa ben bunu çok iyi kullanmaya çalışırım, çünkü o insan benim de yakından tanıdığım bir insan olabilir, ben bu hakkı o insana veririm. Çünkü ben burada birçok hastanın hayata geri döndüğünü gördüm ve kimseyi de bu hakkından mahrum etmem.” ifadeleri ise bizleri çok etkiledi. Çoğu yerde özel sektörde oldukları için istatistikler insanlara çok önemli geliyordur. Bazı şeylerin de göz ardı edildiğini düşünüyorum. Çok riskli hastaları ameliyat etmemeye itina ediyorlar. Fakat Malatya'da bu düşünce yok. Çok fazla risk altında insan gördüm, buraya geldiler ve tedavilerini olup kurtuldular. Bu bakımdan Malatya, karaciğer üzerine tedavi yapmak konusunda çok başarılıdır. Bugün İstanbul, Ankara, İzmir, Paris, Londra gibi şehirlerde yaşayanlar “Her şeyin en iyisi bizim şehrimizdedir” diye bir yanılgıya düşebilirler. Ama her yerden, her ülke ve şehirden insanların bilmesi gerekir ki; Malatya Turgut Özal Tıp Merkezi hayat kurtarıyor. Ayrım yapılmadan herkese hayata dair, yaşamaya dair umut ışığı veriliyor. Bunun herkes tarafından bilinmesi gerekiyor. Tabi ki temennimiz hiçbir insanın başına böyle bir dert ve hastalığın gelmemesi. Ama geldiği zaman da muhakkak Malatya'ya gitmelerini ve bu uzman ekiple konuşmalarını isterim. Umutsuzluğa kapılmasınlar. Ben gerçekten orada mucizelere şahit oldu. Bu mucizeyi biz de gördük. Hayatımızda çok güzel bir 5 sene geçirdik. Babamın ameliyatından sonra durumu duyan bütün Malatyalı hemşerilerimiz Malatya ile gurur duyuyor. Biz Kapalıçarşı'da esnaflık yapıyoruz. Oradaki bütün esnaf arkadaşlarıma selam olsun.

 

 

 

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!