Parkmetre cezasını MalatyalıÂ'ya kim yazdı?

Önceki gün yayınladığımız “Parkmetre skandalında son perde” başlıklı haberimiz, tarafları kızdırırken, kamuoyunun dikkatleri yeniden bu olaya yöneldi. Parkmetre, Malatya'nın merkezi yollarında uygulamaya başlanmış, ancak zarar etmesini gerekçe gösteren firmanın işi bırakmasıylasonuçlanmıştı.

“Akılları varsa mahkemeye vermezler” demişti

Belediye başkanı ve çalışanları ihaleyi alan firmanın kaçtığını iddia etmiş, Hançe Parkmetre Şirketi ise iddiaların yalan olduğunu duyurmuştu. Şirket sahibi Adem Sarıoğlu, iddialara sert bir şekilde cevap verirken, herhangi bir yere kaçmadıklarını ifade etmişti. Hatta medyaya verdiği demeçte, “Akılları varsa mahkemeye vermezler” demişti. Sarıoğlu'nun bu iddialı açıklamasına gerekçesi ise ayrı bir tartışmanın fitilini ateşledi. Çünkü Adem Sarıoğlu, ihaleyi alırlarken sahte teminat mektubu verilmesiyle alakalı olarak, “Çok komik. Çünkü biz Malatya Belediyesi'ne herhangi bir teminat mektubu vermedik. Üstelik teminat mektubu vermişsem, bu mektup, teminatı veren bankaya onaylatılmadan belediye kasasına konulabilir mi? Malatya Belediyesi'ne bir sorun bakalım. Madem banka teminat mektubu vermişim, bunun karşılığı olup olmadığı bankaya onaylatılmadan nasıl ihale dosyasına koyabilirler?” ifadelerini kullanmıştı. İhale dosyasında bulunması zorunlu olan vergi ve SSK prim borçlarının olmadığına dair belgelerinin de bulunmadığıyla ilgili soru üzerine Sarıoğlu, “Malatya Belediyesi kendi ayarladı. Zaten kabul ettiler, ihalelerine benden başka giren olmadı.” cevabını vermişti.

SAVCILIK SORUŞTURMASINDA MEHMET ÇELİK'İN DE ADI VAR

Hançe Parkmetre isimli şirketin kendini savunan bu haberinden sonra köprünün altından çok sular aktı. Malatya Belediyesi Adem Sarıoğlu'nun “Akılları varsa mahkemeye vermezler” açıklamasının ardından görevli personel hakkında disiplin cezası verdi. Daha sonra savcılığa giderek Hançe Parkmetre isimli şirketten şikayetçi oldu. Savcılığın yaptığı soruşturma neticesinde mahkemeye taşınan olaya Malatya Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürlüğü'ünde görevli Mehmet Çelik de dahil edildi. Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan belgede, “Mehmet Çelik'in ihalenin yapılması aşamasında ibraz edilen teminat mektubunun kabulü hususunda görevi kötüye kullanma suçunu işlediğin kanaatine varıldığı” belirtilerek Görevi kötüye kullanmakla suçlandığını ifade edilmişti.

BU SORULARIN CEVABINI VERECEK BİR BABAYİĞİT VAR MI?

Kamuoyunu aydınlatma görevini layıkıyla yapmaya çalışan Malatya Time, bugüne kadar ki haberleriyle sizlerini takdirini kazanmıştır. Bu olayda da kamu malı olan belediyenin zarara uğratıldığını düşünerek bazı sorular yöneltmek istiyoruz.

Hançe Parkmetre şirketinin girdiği ihalede kaç firma yarıştı?

Hançe Parkmetre isimli şirketin ihale dosyasında olması gereken belgelerinin tamamı var mıydı?

Hançe Parkmetre isimli firmanın verdiği teminat mektubu ilgili bankaya soruldu mu?

Bu ihaleyi düzenleyen belediye görevlilerinin ihmali veya kayırması var mı?

İhmal veya kayırma yapıldığıyla alakalı olarak herhangi bir kurum içi soruşturma yapıldı mı?

Adam kayırma yaptığı veya görevini ihmal ettiği belirlenen personeliniz var mı?

Malatya'nın yerel halkı ve dışarıdan gelenlerin de aralarında bulunduğu vatandaşlarımızdan bugüne kadar park ücreti olarak ne kadar toplandı?

Toplanan bu paraların ne kadarı belediye kasasına girdi?

AMACIMIZ ÜZÜM YEMEK, BAĞCIYI DÖVMEYİ BAŞKALARI YAPIYOR

Sevgili Malatyalılar, amacımız burada kimseyi zan altında bırakmak değil. Ortada saman altından yürüyen su ve etrafındaki adamlar var. Biz de yürütülen bu suyu veyürütenleri ifşa etmeye çalışıyoruz. Halen devam eden bir davaya konu olan PARKMETRE'nin Malatyalı'ya yazdığı hesabı anlamaya çalışırken, daha fazla detayı şu anda veremediğimizi belirtmek istiyoruz.

Birkaç haftadır kısa ve özlü hikayelerimizi anlatmadığımızın farkına vararak, bugünkü konumuza uygun bir hikayeyi de anlatalım:

Zamanın birinde köy ahalisinin tarla ve bahçelerini suladığı bir su kaynağı varmış. Dolayısıyla bu kaynak, köyün ortak malıymış. Köyün etrafında başka su kaynağı olmadığı içinbütün köylü arazisini bu kaynaktan nöbetleşe sularmış. Kimin hangi zamanda, ne kadar su kullanacağı belirlenmiş, herkes kendi sırasını takip eder, komşularının hakkına da saygı gösterirmiş. Ancak her yerde olduğu gibi bu köyde de açgözlü bir adam varmış. Kul hakkı nedir bilmeyen bu adamın sebze bahçesi su kaynağının hemen yakınında bulunuyormuş. Herkes gibi sırası geldiğinde gider, kaynaktan suyunu alırmış. Ama bununla yetinmeyip kaynak ile bahçesi arasına gizli bir suyolu kazmış. Kimse fark etmesin diye de bu gizli suyolunun üzerini tahta ve taşlarla kapatıp üstüne de saman balyaları yığmış. 
Yaz mevsiminin ortasında herkesin tarlası susuzluktankavrulurken, sebze ve meyveleri boy üstüne boy atan bu aç gözlünün tarlası yemyeşil kalırmış. Üstelik bostanın ortasında bulunan sulama havuzu da, her zaman dolu kalırmış. Köylüler "Bu işin içinde bir iş var" diyerek araştırmışlar ve kısa bir süre sonra da bu aç gözlünün saman altından su yürüttüğünü fark etmişler.