dore okulları
Malatya
05 Mayıs, 2025, Pazartesi
  • DOLAR
    38.55
  • EURO
    43.88
  • ALTIN
    4035.0
  • BIST
    9.176
  • BTC
    96093.639$

“Referansı Paralel yapı” olanlarla mücadelem devam edecek


“Referansı Paralel yapı” olanlarla mücadelem devam edecek
Sloganıyla Türkiye gündemine gelen Ebuzer Aydın sitemize konuştu
Narin

Medyada yapılan eleştirilerle Türkiye gündemine gelen Ebuzer Aydın, özel açıklamalarda bulundu. Kendisi hakkında ortaya atılan iddialara da cevap niteliğindeki bu söyleşi, tartışmalara son verecektir.

SÖYLEŞİ: MURAT ÇETİN

Sayın Aydın, Ak Parti Malatya Milletvekili Aday Adayı olduktan sonra hayatınızın her safhası en ince detayına kadar araştırılıyormuş gibi bir izlenim oluşturulmaya çalışılıyor. Hakkınızda sahtekarlık yapmaktan ceza aldığınız dahi söylendi. İşin aslı astarı nedir?

Benim saf, temiz milletim bu iddiaları duyunca “Acaba doğru mu?” diye soracaktır. Evet hakkımda açılmış bir dava ve bu dava sonucunda verilmiş bir hapis cezası vardır. Ancak beni karalamaya çalışanların iddia ettikleri gibi keyfe keder bir sahtecilik olayı değildir. Ülkemizde yaşayan hemen herkesin üzerinde mutabık olduğu demokrasi yoksunu 1982 Anayasası'ndaki ve o anayasaya uygun olarak çıkarılan kanunlar uyarınca, Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından hakkımda 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası verildiği doğrudur. Fakat bu cezanın verilmesine sebep olan olaylar ve iddialar dedikleri gibi değildir. Haberlerde iddia edildiği gibi "sahtecilik" veya "sahtekarlık" yaptığımdan dolayı hakkımda bu cezalar verilmedi. İşin esası şöyledir:28 Şubat sürecinde, Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüttüğüm yerel televizyon kanalım, sürece şiddetle karşı çıkmış ve yapılan zulümler karşısında dik durmuştur. Bunun sonucu olarak ben 2 yıl 3 ay hapis cezası ile tecziye edildim.”

Meseleyi biraz daha açar mısınız?

28 Şubat sürecinde sadece şahsım değil, sahibi olduğum şirket de zor durumda bırakılmıştır. RTÜK tarafından Radyo ve TV kanalı ortaklarından "Güvenlik Belgesi" adı altında bir belge  isteniyordu. Bununla amaçlanan şey; 28 Şubat darbesine karşı duran kurum ve kuruluşların lisans hakkını iptal etmek, dik duranları Basın camiasının dışına itip mağdur etmekti. 28 Şubat sürecinde mahkum olduğum için benim şirketime "güvenlik belgesi" verilmedi. Bunun üzerine bende hisselerimi mecburen devretmek zorunda kaldım. Benimle birlikte birkaç ortak daha hisselerini devrettiler. Yapılan işlem tamamıyla hukuka uygun olarak yapıldı. Daha sonra ise "Güvenlik Belgesi" sorunu ortadan kalkınca hisselerimi tekrar devraldım.

Sizin yıllar boyu kolluk kuvvetlerinden kaçak bir şekilde yaşadığınız da iddialar arasında. Bu konuyla ilgili olarak ne söylemek istersiniz?

Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesinin 1999 yılında "başörtüsü eylemlerine katılmış" olmam bahanesiyle hakkımda 30.11.1999 tarih ve 1999/182 nolu kararıyla; 2 yıl 3 ay ceza verildi. Verilen bu cezanın Yargıtay tarafından onanmasıyla yıllarca kaçak yaşamak zorunda kaldım. O gün 6 aydan fazla hapis cezası alanlar basın yayın kuruluşlarında hisse sahibi olamıyor, hatta program bile yapamıyorlardı. Bu cezanın kaldırılması için uğraştım fakat sonunda yatmak zorunda kaldım. 06/04/2004 tarihinde güvenlik güçlerine teslim oldum. Önce Malatya E Tipi Cezaevinde sonra da Adıyaman Açık Cezaevinde bir yıla yakın süre ile hapis yattım ve 06/03/2005 tarihinde cezaevinden tahliye oldum ve madalyamı boynuma taktım.  Söz konusu habere konu olan "resmi belgede sahtecilik" meselesi ben cezaevinde iken RTÜK tarafından istenen mecburi sermaye artırımı kongresiydi. Mevcut yönetim kurulu başkanı ve şirket ortakları Türk Ticaret Kanununa uygun olarak 24.04.2004 tarihinde bu kongreyi yaptılar. Ben bu esnada cezaevindeydim. Tam 11 ay sonra tahliye oldum. Söz konusu süreçte resmi olarak da şirketle herhangi bir bağım bulunmamaktaydı. Kongre Hükümet Komiseri nezaretinde ve usulüne uygun olarak yapılmıştı.

Sizin olmadığınız bir kongreden bahsediyorsunuz.

Evet ben o sırada cezaevindeydim. Daha sonra kağıt üzerinde ortak olup kandırılan ortaklarımız bir araya getirilerek, aynen 28 Şubat sürecini devam ettirerek davalar açıp buradan benide dahil ederek 7 yıl süren bir zamandan sonra maalesef böyle bir yargı kararını çıkardılar. Bu kararı veren hakime, bir hakim böyle bir karar vermiş deseniz bu cinayettir der. Ama bilmez ki bu cinayeti işleyen kendisidir. Çünkü bunun gibi yüzlerce davayı böyle bitirttiler.Avukatım; Hakim bey, her şeyi anlıyorum da, o gün cezaevinde olan, şirketle ilgisi olmayan, ortaklığı bulunmayan müvekkilim Abuzer AYDIN nasıl oluyor da bu cezayı alıyor dediğinde; Hakim: Ali Bey! Böyle olsun, önemli değil, nasıl olsa zaman aşımına uğruyor ve ceza erteleniyor diye cevap vermişti.

Davada söz konusu hisselerin sahte evraklarla devredildiği olayı nasıl oluyor peki?

Bilindiği gibi son zamana kadar bir basın yayın şirketi en az 5 kişiden oluşuyor ve her bir ortak %20'den fazla adına yapamıyordu. Kağıt üzerinde şirkete ortak olan eski ortaklarından biri

 haricinde kimsenin hisse devri yapılmamıştır. Bu hisse devri ise Noterden alınan satış vekaletiyle yapılmıştır. Konuyla ilgili noter vekaletini de size arz edeceğim. Ama ne yazık ki bu şahıs, bütün bu Ergenekonvari olayda, 28 Şubat sürecini devam ettirmek için baş aktör olarak bu mahkemede rol almıştır. İyi niyetimle derim ki; belki hala farkında bile değildir. Hatta yine kağıt üzerinde Ortağımız olan Ali Deniz, şirketin ilk kuruluşunda sadece 600 TL hisse sahibi iken, yapılan artırımlarla adına olan hisse oranı %20 olup toplamı 84.000 TL (seksen dört bin) iken bu davada hisselerim devredilmiştir diyerek davacı olmuş ve davanın mağduru olarak yalancı tanıklık yapmıştır. Ama hakim,senin adına olan hisse 600 TL iken 84.000 TL olmuştur, hissen azalmamış artmıştır, bunun neresi satılmıştır? Demedi, aleyhimize karar verdi. Çünkü mesele farklıydı!...

Bu konuyla ilgili olarak basına sızdırılan bir şeyler var. Siz bunu neye ve kime bağlıyorsunuz?

Benimle ilgisi olmayan, cezaevinde bulunduğum süreçte yaşanan bu olaydan dolayı hakkımda bu ceza verilmiştir. Olayın benimle ilgisi alakası yoktur. O gün kullanılan başroldeki adam, bugün de mahkeme evraklarını basına servis yaparak “Referansım Allah'tır” diyen şahıs sahtecilikten 1 yıl 11 ay hapis cezası almıştır haberlerini yaptırmaya kalkmıştır. Maalesef bu adam hala bu memlekette sözde dini hassasiyetleri olan biri olarak biliniyor. Her olaya koşar, önünü çeker, slogan atar, bağırır çağırır ama bir gün onu bir yere götürmezler. Fakir fukara çocukları mahkemelerde ve cezaevlerinde sürünürken, o keyfini sürer.

Eğitim seviyenizle ilgili bazı iddialar da yer aldı malum haberlerde. Bu konuyla ilgili ne söyleyeceksiniz?

Ben 28 Şubat mağduruyum. Bu haberler demağduriyetimin devam ettiğinin kanıtıdır. 2 üniversite mezunu olduğum halde denkliğim dahi verilmemiştir. Denkliği vermeyen Paralelci YÖK Başkanlarıdır. 1997 yılında yurda dönüş yaptığımda 3 ders okumam şartıyla iki diplomama bir diploma denkliği vereceklerini söyleyen YÖK, maalesef Paralelcilerin eline geçtikten sonra yeniden 20.11.2013 tarihinde denklik için müracaat ettiğimde bana gelen resmi yazıda; “Gel sekiz dersi bir yıl daha oku ki sana denklik verelim demişlerdir. Bunun üzerine paralelci YÖK başkanı Prof Dr. Gökhan Çetinsaya, yazdığım mektuba bile cevap vermemiştir. Daha sonra da zaten görevden alınıp değiştirilmiştir.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Bu memlekette, gelecek vaat eden herkesin başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hepsinin önünü kesilmeye çalışılmıştır. Ama onlar unutuyorlar “Yenilgi yenilgi büyüyen zaferleri”, unutuyorlar “Yenilgi olan ancak Allah'ın fetih diye nitelendirdiği ve adına Fetih Sûresini indirdiği Hudeybiye Antlaşmasını!”

“Durmak Yok, Yola Devam” Allah'ın izniyle. Referansı Paralel Medya olan ve Ak Parti düşmanlığıyla cukkalarının doldurmaya çalışanlarla mücadelem devam edecek.

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!