Malatya
26 Eylül, 2025, Cuma
  • DOLAR
    41.57
  • EURO
    48.55
  • ALTIN
    5001.1
  • BIST
    11.378
  • BTC
    109275.36$

Rıdvan SAÇU / Başkalarını Anlayan, Vicdanlı Çocuk: Toplumun Ruhunu Yaşatan En Kutsal Duygu


Rıdvan SAÇU / Başkalarını Anlayan, Vicdanlı Çocuk: Toplumun Ruhunu Yaşatan En Kutsal Duygu
Malatya Time Yazarlarından Rıdvan Saçu’nun yazı dizisinin beşinci bölümünde toplumun derin vicdan yarası masaya yatırılıyor. “Vicdanlı Çocuk Yetiştirmek” başlıklı bu yazı, hem çocuk eğitimine hem de küresel duyarsızlığa sert ve etkileyici bir bakış sunuyor. Filistin’deki çocukların feryadından, evde verilen küçük sorumluluklara kadar uzanan bir vicdan muhasebesi…

Değerli okurlarım,

Düşünün bir an. Kalabalık bir caddede yürüyorsunuz. Önünüzde yaşlı bir adam yere yığılıyor. Eskiden olsa, on kişi başına üşüşür, biri kolonya tutar, diğeri su getirirdi. Şimdi ne oluyor? O on kişiden belki sekizi, yardım etmek yerine telefonuna sarılıp olayı kayda alıyor. Acı, bir "içerik" malzemesine dönüşüyor. İnsanlık durumu, bir "paylaşım" oluyor.

İşte bu, vicdanın öldüğü andır. Aklın, bilginin, zenginliğin hiçbir anlamının kalmadığı o korkunç an. Dostlarım, bir yanda vicdanlı bir insan için saçının teline dünyaları feda edeceğimiz bebekler... Diğer yanda ise o masumların hayatlarıyla para için acil servislerde oynayan vicdansızlar... Sadece bu örneği bile hatırlamak, nasıl bir çürümenin ortasında olduğumuzu acıyla yüzümüze çarpıyor. Ve ne yazık ki, buna benzer sayısız örnekle dolu bir toplum haline geldik. Önceki yazılarımızda aklı, kendini bilmeyi, merakı konuştuk. Ama tüm bu melekeler, eğer bu manzarayı görüp kalbi sızlamayan bir "canavar" yetiştiriyorsa, hepsi boşunadır. Çünkü vicdan, insan olmanın ön şartıdır; gerisi sadece teferruat. Bu beşinci durağımızda, toplumun çürüyen ruhunu yeniden yeşertecek o en kutsal duyguyu, "Başkalarını Anlayan, Vicdanlı Çocuk" yetiştirmeyi ele alacağız.

Etrafımıza baktığımızda ne görüyoruz? Aldatan tüccarları, hakkını yiyen komşuları, zayıfı ezen güçlüyü... Her gün tanık olduğumuz haksızlıklar, adaletsizlikler, duyarsızlıklar... Neden böyle oluyor? Çünkü vicdanın sesi kısılmış, hatta tamamen susturulmuş. Vicdan, bir toplumun ahlaki pusulasıdır. O şaşarsa, gemi batar, toplum çürür, kirlenir. Vicdan, sadece "iyi insan" olmak için değil, "insan" kalabilmek için hayati önemdedir.

Vicdan Neden Hayati Önem Taşır?

Vicdan, insanı insan yapan temel değerdir; onun yokluğunda birey, sadece çıkar peşinde koşan bir varlığa dönüşür. Toplumsal açıdan ise adaletin ve merhametin temelidir. Rüşvetin, yolsuzluğun, haksız kazancın ve duyarsızlığın kökeninde vicdansızlık yatar. Değişim ve daha iyi bir dünya, ancak vicdanlı insanların çabalarıyla mümkündür.

Kadim bilgelerin "kalp gözü" olarak adlandırdığı bu duygu, artık modern bilimin de merceği altında. Özellikle "ayna nöronlar" adı verilen beyin hücrelerinin keşfi, bu alanda bir devrim yarattı. Bu nöronlar, başkasının canı yandığında sanki bizim de canımız yanıyormuş gibi, o güldüğünde bizim de içimiz ısınıyormuş gibi hissetmemizi sağlayan biyolojik mekanizmadır. Bilim insanları, empatinin lüks bir duygu değil, insan türünün hayatta kalması için gerekli olan iş birliği ve yardımlaşma davranışlarının temeli olduğunu gösteriyor. Yani bilim bize şunu söylüyor: Çocuklarımız, başkasının acısını hissetme potansiyeliyle, yani bir vicdan tohumuyla doğarlar. Bizim ebeveyn olarak görevimiz ise bu biyolojik mirası, doğru tutum ve davranışlarla besleyerek yeşertmektir.

Bizim inancımızda vicdan, sadece bir duygu değil, insanın "fıtrat"ına, yani yaratılış özüne kodlanmış ilahi bir pusuladır. Peygamber Efendimiz (s.a.v), bedendeki o et parçasından, yani "kalpten" bahsederken, o iyi olursa bütün bedenin iyi olacağını söyler. İşte vicdan, o "kalbin" sesidir. Bu yüzden bir anne-baba için asıl görev, çocuğa vicdanı "yoktan var etmek" değil, fıtratındaki o temiz sesi, dünyanın gürültüsüne karşı korumak ve beslemektir. Çünkü İslam'da vicdan, sadece kişiyi kötülükten alıkoyan pasif bir fren değil, aynı zamanda "iyiliği emredip kötülükten men etmeyi" görev bilen, haksızlık karşısında harekete geçen aktif bir güçtür. "Komşusu açken tok yatmamak", bu aktif vicdanın en somut tezahürüdür.

Vicdanlı, Duyarlı Çocuk Yetiştirmenin Altın Kuralları

"Acıya Ortak Olma" Sanatını Öğretin: Önce Kendi Gözyaşlarınızı Gösterin

Çocukları acıdan, dünyanın kötü yüzünden tamamen uzak tutmaya çalışmak yerine, onlara merhameti öğretin. Haberlerdeki bir yoksulluk hikayesine, parkta ağlayan bir arkadaşına karşı kendi duyarlılığınızı, üzüntünüzü ifade edin: "Bu duruma ben de çok üzüldüm canım. Sen ne hissediyorsun?" Acıya ortak olmak, vicdanın ilk adımıdır. Kendi gözyaşlarınız, çocuğunuza merhameti öğreten en güçlü derstir. Ona "Herkes benim kadar şanslı olmayabilir, bazı insanlar çok zor durumda" bilincini aşılayın.

"Sorumluluk Duygusunu Geliştirme": Küçük Adımlarla Büyük Vicdana

Çocuğunuza, ev içinde küçük ama anlamlı sorumluluklar verin. Bu sorumlulukları yerine getirmediğinde başkalarının (ailenin) nasıl etkileneceğini somut örneklerle gösterin. Kardeşine veya bir evcil hayvana bakma sorumluluğu verin. "Bak, sen oyuncağını toplamadığında, kardeşin onunla oynayamadı ve üzüldü. Ne yapmalısın sence?" gibi sorularla, eylemlerinin başkaları üzerindeki etkisini düşünmesini sağlayın. Bu, bireysel sorumluluktan toplumsal vicdana giden ilk yoldur.

"Haksızlığa Karşı Ses Çıkarma" Cesaretini Aşılama

Çocuğunuza, haksızlığa karşı sessiz kalmanın, haksızlığa ortak olmak anlamına gelebileceğini anlatın. Sınıfında bir arkadaşına haksızlık yapıldığında, "Sence burada adil olan neydi? Ne yapmalıydı? Sen olsaydın ne yapardın?" diye sorun. Kendi hayatınızda haksızlığa karşı duruşunuzu gösterin. Bu, vicdanın sadece bir duygu olmadığını, aynı zamanda adaleti ve merhameti tesis eden bir eylem gücü olduğunu öğretir.

"Şükür ve Paylaşma" Kültürünü Benimsetme

Çocuğunuza sahip olduklarının kıymetini öğretin ve şükür duygusunu aşılayın. Ona, elindekilerin sadece kendisine ait olmadığını, bazılarını paylaşmanın, zor durumda olanlara yardım etmenin insani bir görev olduğunu anlatın. Oyuncağını, yiyeceğini veya giysisini ihtiyaç sahipleriyle paylaşma eylemine onu dâhil edin. "Bak, bu oyuncağı senin için çok kıymetli ama başka bir çocuğun hiç oyuncağİı yok. Onu sevindirmek ister misin?" gibi diyaloglarla paylaşmanın verdiği hazzı yaşamasını sağlayın.

Sonuç ve Çağrı:

Vicdanlı, duyarlı çocuklar yetiştirmek, sadece kendi evlatlarımıza değil, çürümekte olan bir dünyaya, kaybolan insanlığa bir umut ışığı sunmaktır. Onların kalplerine ekeceğimiz merhamet tohumları, geleceğin daha adil, daha vicdanlı ve daha yaşanabilir bir dünyasını inşa edecektir.

Ünlü düşünür ve yazar Victor Hugo'nun da dediği gibi:

"Vicdan, dünyadaki en iyi kitaptır."


Yürekleri Dağlayan Çığlık: Vicdanımız Nerede?

Şu an bu satırları okurken, Filistin'de bir çocuk, anne kucağında son nefesini veriyor. Açlıktan, susuzluktan, dünyanın gözleri önünde, kimseden yardım görmeden... Minicik parmakları buz kesmiş, gözleri vicdan arayan bir çığlıkla kapanıyor. Oysa biz, medeniyetten, teknolojiden, insan haklarından dem vuruyoruz. Hangi medeniyet bu kadar acıyı görmezden gelebilir? Hangi insanlık, bu feryatları duymazdan gelebilir? O topraklarda can veren her çocuk, sadece açlıktan ölmüyor, aynı zamanda milyarlarca insanın suskun vicdanını da beraberinde götürüyor. Onların açlıktan kıvranan bedenleri, bize aynadaki en utanç verici yansımamızdır. Vicdanımız, bu manzara karşısında nasıl sessiz kalabilir, nasıl gözünü kapatabilir? Bu çocukların sessiz çığlığı, kalplerimize saplanan en keskin hançer olmalı.  

 

 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!