Malatya
19 Eylül, 2025, Cuma
  • DOLAR
    41.38
  • EURO
    48.80
  • ALTIN
    4859.1
  • BIST
    11.048
  • BTC
    116966.52$

Rıdvan SAÇU / Merak Eden, Araştıran Çocuk: "Neden?" Sorusu İle Başlayan Yolculuk

Rıdvan SAÇU / Merak Eden, Araştıran Çocuk: "Neden?" Sorusu İle Başlayan Yolculuk
Rıdvan SAÇU’nun yazı dizisinin 3. bölümü yayında!

Değerli okurlarım,

Önceki yazılarımızda aklını kullanan ve kendini bilen çocukları konuştuk. Peki ya o aklı harekete geçiren, kendini tanıma yolculuğuna iten ilk kıvılcım ne? İşte o kıvılcım, "merak"tır.

Merak ve Sorgulama: Birbirine Yakın Ama Farklı Yollar

İlk yazımızda "aklını kullanan, sorgulayan çocuk" konusunu ele almıştık. Merak ve sorgulama, tıpkı aynı nehrin iki farklı kolu gibi görünse de, aslında birbirini besleyen ama farklı köklerden beslenen kavramlardır. Merak, bilginin ve keşfin ilk adımıdır; yeniye yönelme, "ne var?", "nasıl işler?", "neden olur?" sorularını içten gelen bir dürtüyle sormadır. Bu bir dürtüdür. Sorgulama ise, merak edilen bilginin ya da durumun doğruluğunu, geçerliliğini, derinliğini eleştirel bir gözle incelemedir. Merak, kapıyı açar; sorgulama ise içeri girip odaların her köşesini araştırmaktır. 

Merak: İnsanoğlunun Motoru ve Temel Bir İhtiyaç

Tekerleğin icadından uzaya yolculuğa, tıptaki devrimlerden sanattaki başyapıtlara dek insanoğlunun her ilerlemesinin temelinde iki güçlü duygu yatar: Merak ve İhtiyaç. Merak etmeseydik "daha iyisi nasıl olurdu" diye düşünmezdik, bir ihtiyacımız olmasaydı arayışa girmezdik. Merak, insanı diğer canlılardan ayıran en temel farktır; keşfin, bilimin, sanatın, ilerlemenin ve öğrenmenin sönmeyen ateşleyicisidir.

Bir bebeği düşünün. Doğduğu andan itibaren her şeye dokunmak, tatmak, ağzına götürmek, bakmak ister. Bu, onun dünyayı öğrenme biçimidir. Merak, bebekler için beslenme, uyku kadar temel bir hayatta kalma ve gelişim ihtiyacıdır. O minicik beyinler, etraflarındaki her yeni uyaranla sinirsel bağlantılar kurar, öğrenir, gelişir. Bilim insanları, merak ettiğimizde ve yeni bir şey öğrendiğimizde beynimizin "ödül kimyasalı" olan dopamin salgıladığını söylüyor. Yani öğrenmek ve keşfetmek bize doğuştan keyif verir. Bu dopamin, öğrenme motivasyonunu artırır ve bilgilerin hafızada daha kalıcı olmasını sağlar. Bu doğal dürtüyü engellemek, adeta bir bitkinin suyunu kesmek gibidir.

Ebeveyn Tutumlarının Merak Katliamı

Peki, bu kadar hayati bir dürtüyü biz ebeveynler olarak nasıl köreltiyoruz?

"Hazır Bilgi" Tuzağı: İnternet ve sosyal medya, her şeyi anında, hazır ve yüzeysel bir şekilde sunar. Çocuğun kendi başına bir bilginin peşine düşme, farklı kaynakları karşılaştırma ve derinlemesine araştırma arzusu körelebilir. Bizim görevimiz, bu hazır bilginin ötesine geçme merakını ona aşılamaktır.
Özellikle bebeklik ve erken çocukluk döneminde, çocuklarımızı tablet ve telefon ekranlarına maruz bırakmak, merak duygusuna vurulmuş ilk büyük darbedir. Ekranlar, tek yönlü bir bilgi akışı sunar; çocuk sadece pasif bir alıcıdır. Soramaz, dokunamaz, deneyemez, geri bildirim alamaz. Bu durum, beynin merakla tetiklenen "Neden?" "Nasıl?" gibi sorularını sığ bir eğlenceye dönüştürür ve çocuğun keşfetme isteğini daha yeşermeden kurutur. Çünkü merak, etkileşim ister; dokunuş, koku, ses, göz teması ve en önemlisi, karşılıklı bir keşif yolculuğu ister. Ekranlar ise bu yolculuğun önündeki en büyük engellerden biridir.

Yasaklayıcı Ebeveyn Tutumları: En büyük darbeyi ise kendi tutumlarımızla vururuz. Çocuğumuzun "Neden?", "Bu ne işe yarar?", "Nasıl?" gibi sorularına "Sus!", "Sana ne!", "Ayıp!" gibi yasaklayıcı, baştan savma ya da alaycı cevaplar vererek o minik merak tohumlarını daha filizlenmeden kuruturuz.

Merak Eden, Araştıran Çocuk Nasıl Yetiştirilir? (Ebeveyn Tutum ve Davranışları)

Çocuğunuzun merak duygusunu her gün, her an canlı tutacak temel ebeveynlik duruşlarını, yani altın kuralları ele alalım. Çünkü merak, özel etkinlik zamanlarında değil, hayatın doğal akışında beslenir veya köreltilir.

"Cevap Makinesi" Değil, "Merak Ortağı" Olun

Ebeveynler olarak kendimizi çocuğun her sorusuna anında ve doğru cevap vermek zorunda hissederiz. Oysa çocuğunuz bir soru sorduğunda, göreviniz ona hemen bir cevap sunmak değil, onun merak heyecanına ortak olmaktır. Cevabı bilmiyorsanız, bu bir zayıflık değil, harika bir fırsattır. Sihirli cümle şudur: "Ne kadar güzel bir soru! Ben de bunu hiç düşünmemiştim. Gel, bu sorunun peşine birlikte düşelim." Bu tutum, sizi bir "bilgi otoritesi" olmaktan çıkarıp, çocuğunuzla aynı takımda oynayan bir "keşif arkadaşı" konumuna getirir. Böylece çocuk, bilginin birilerinde hazır olarak bulunmadığını, birlikte yapılan bir yolculukla keşfedildiğini öğrenir.

"Soruya Soruyla Karşılık Verme" Sanatını Keşfedin

Çocuğun sorusuna hemen ansiklopedik bir cevap vermek, onun düşünme sürecini anında bitirir. Çocuğun kendi aklını kullanmasını teşvik etmek için, sorusuna önce bir soruyla karşılık verin. "Çok ilginç bir soru. Sence neden böyle olabilir?" diye sorun. Bırakın önce o hayal kursun, kendi teorilerini üretsin. Size göre "yanlış" ama onun için "yaratıcı" cevaplar vermesine izin verin. Bu yaklaşım, çocuğun kendi düşüncelerine değer verildiğini hissetmesini sağlar ve onu ezberlemekten ziyade akıl yürütmeye teşvik eder. Doğru cevaba ulaşmak değil, cevaba giden yolda düşünmek kıymetlidir.

Bebeklikten İtibaren Evinizi "Güvenli Bir Keşif Alanı" Haline Getirin

"Ona dokunma, kırılır!", "Elini kirletme!", "Ortalığı dağıtma!" gibi sürekli yasaklayıcı ve aşırı korumacı bir tavır sergilemek, özellikle bebeklik döneminde çocuğa şu mesajı verir: "Keşfetmek tehlikelidir, merak etmek yanlıştır." O minicik ellerin ve gözlerin her şeyi kurcalaması, dokunması, tatması, dünyanın kapılarını açma çabasıdır. Bu doğal merak dürtüsünü kısıtlamak, bebeğin öğrenme isteğine vurulmuş en büyük zincirdir.
Bebekleriniz için evinizde, güvenli bir şekilde dokunabileceği, karıştırabileceği, inceleme yapabileceği alanlar ve objeler oluşturun. Bırakın güvenli kap kacaklarla mutfakta "oyun" oynarken sesleri, dokuları keşfetsin. Bırakın battaniyelerin altına girip yeni dünyalar kursun. Ebeveynin görevi, çocuğun güvenliğini sağlamak ama aynı zamanda onun özgürce keşfetmesine olanak tanımaktır. Merak, steril ve kısıtlı ortamlarda değil, hayatın "deney alanında" can bulur.

...

YAZININ DEVAMI BURADA


 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!