Safer ayı gerçekten bela ayı mı?

HABER MERKEZİ-MALATYA TİME

Soru: Malum olduğu gibi Safer ayına girmiş bulunmaktayız. Bu ayın bela ve uğursuz bir ay olduğuna dair birçok söz ortalıkta dolanıyor. Hatta, bu hususta bazı hadislerin olduğu rivayet ediliyor. Halbuki dinimizde uğursuzluk yoktur. O halde bu hadisler sahih midir? Eğer sahih ise nasıl anlamalıyız?

Cevap: Safer ayında belaların inmesi ve yapılan dualarla ilgili sabit olmuş sahih bir rivayet yoktur. Yapılan rivayetler senedsiz (ravisi olmayan) veya zayıf olan hadislerdir. Burada dikkat etmemiz gereken iki husus vardır.

Birincisi; Bu ayda yapılan dualar kat'i bir sünnet olarak kabul edilmemelidir. Çünkü, bu hususta yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, sabit olmuş sahih bir rivayet yoktur.İkincisi ise müntesibi bulunmakla şeref duyduğumuz İslam'da herhangi bir şeyi uğursuz kabul etmek caiz değildir. Unutulmamalıdır ki, zaman denilen şey Allah'ın elindedir. O halde dinde uğursuzluğun yeri yoktur. 

İşte bu iki noktaya riayet etmek şartıyla dua ve Allah'a sığınmayı emreden ayet ve hadislerin geneline istinaden bu gibi mevzularda zayıf hadisle amel caizdir. Hadis zayıf değil de asılsız olsa dahi üzerine bir hüküm bina etmeden yani tasdik ve yalanlamadan umumi delillere istinaden dua edilir. Tasdik etmemiz için yeterli bir delil olmamasıyla beraber; yalanlamamızı icab eden ve dinin bir esasını ortadan kaldırma durumu da yoktur. Buhari'de geçen "Safer yoktur" hadisi hakkında bazı alimler Safer ayıyla alakalı değildir diyerek şöyle izah getirmişlerdir: Bu hadis “Hastalığın sirayeti yoktur, uğursuzluk yoktur, hâme yoktur ve Safer yoktur" şeklindedir. Bu hadiste Safer yoktur derken, Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam'ın muradı, “Develerde bulaşıcı bir hastalık olan Safer” kastedilmiştir diye izah edilmiştir. Bu şekliyle bu hadiste murad edilen şey, “Bulaşıcı hastalık kendililiginden bulaşmaz, Allah'ın iradesiyle bulaşır”demektir. Hatta bu husususu teyit eden bir hadiste, “O hastalığı sürüye ilk bulaştıran kimdir” denilerek Allah'ın iradesiyle hastalığın yayıldığı ifade edilmektedir.

Fakat bazı alimlere göre hadiste “Safer ayı”na işaret edilmiştir. Araplar, Safer ayını uğursuz saydıkları için, bu hadis onu reddetmektedir. Bu manaya göre olursa uğursuzluk caiz değildir. Safer ayının uğursuzluğu yoktur demek; O ay sebebiyle bela gelmez demektir. Ama iradeyi ilahiyeyle bazı zamanlarda sıkıntı göndermek bir adeti ilahiye olabilir. Hastalık sirayet etmez hadisinde olduğu gibi, hastalık kendiliğinden sirayet etmez. Ama adeti ilahiye olarak irade-i rabbaniye sirayet edebilir.

Bazı alimlere göre de cahiliye devrinde, haram aylar (Zilkâde, Zilhicce, Muharrem, Receb)'da yapılması yasak olan şeyler, Safer ayına tehir edilirdi ki, bu hadis, bu batıl anlayışı reddetmiştir.  

Bu hususta Üstad Bediüzzaman'ın şu sözleri esas alınmalıdır: Mesâil-i İslâmiyenin tabakatı vardır. Biri bir bürhan- ı kat'î istese, diğeri bir zann-ı ğalib ile iktifa eder, başkası yalnız bir kabul-u teslimi ve reddetmemek ister.
Velhasıl, bu mesele tasdik ve tekzib edilmeyen bir meseledir.