dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.37
  • EURO
    34.98
  • ALTIN
    2325.9
  • BIST
    9072.35
  • BTC
    69952.79$

“Sakallının partisindeyseniz gelmeyin”


“Sakallının partisindeyseniz gelmeyin”
Siyaset Time Bölüm: 2
Narin

 

Geçtiğimiz haftalarda, Ekonomi Time için yaptığımız bir röportaj büyük ses getirmişti. Malatyamızın hem siyasi hayatında hem de iş hayatında önemli bir yeri bulanan Bilal Yıldırım, bu kez de Siyaset Time'ın konuğu oldu. Ülke ve Malatya siyasetine dair görüşlerini aldığımız Bilal Yıldırım, sorularımıza yine samimi cevaplar verdi. Büyük bir beğeni ve dikkatle okunacağını düşündüğümüz söyleşimize başlıyoruz...

 RÖPORTAJ: MURAT ÇETİN

Sayın Yıldırım, önceki röportajımız ekonomi ağırlıklı olmuştu. Bu sebepten ötürü sizin siyasi çalışmalarınızdan detayları öğrenememiştik. Bildiğimiz kadarıyla çok genç yaşlarda siyasi faaliyetlerde bulunmuşsunuz. Malatya Time okuyucuları, siyasete nasıl atıldığınızı da öğrenmek ister.

Öncelikle bizlere bu imkanı tanıdığınız için teşekkür etmek isterim. Sorunuzun cevabına gelecek olursak; Siyaset “cihad” için yapılır. “Siyaset beni ilgilendirmiyor” demek “Kur'an ayetlerinin yarısını inkar etmek” demektir. Kur'an-ı Kerim'de fazla sayıda emredilen bir ibadettir bu. Biat etmeyen insan dünya imtihanını kazanamaz. Bizim inancımızda da kimse kendisi için yaşayamaz. Bu yüzden diyoruz ki, “Hakkın hakimiyeti için çalışmamakla, bâtılın hakimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur.” Onun için biz siyaseti bir cihad aracı gördüğümüz için siyaset yapıyoruz. Benim için ortaokul dönemlerinde Milli Gençlik Vakfı'yla tanışmakla siyaset başladı. Daha sonra lisede ve üniversitede devam ettim. Üniversitede Milli Gençlik Vakfı'nın üniversite başkanlığını yaparak (Başörtüsü eylemleri döneminde) daha sonra Saadet Partisi'nin Gençlik Kolları Başkanlığı'nı yaparak siyasete başladım.

A_444

Milli Gençlik Vakfı ve Saadet Partisi'nden bahsetmişken, Milli Görüş Hareketi akla geliyor. Şu anki siyaset arenasında, Milli Görüş Hareketi'nden ayrılan bir çok isim var. Saadet Partisi, Ak Parti, Yeniden Refah Partisi, Gelecek Partisi ve son olarak da Deva Partisi kuruldu. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Milli Görüşçüyüm!” demekle Milli Görüşçü olunmaz. Siz Milli Görüş'ün temel unsurlarından on tanesinden bir tanesini yapmazsanız; Milli Görüşçü olamazsınız… Milli Görüş'ün istediği her şeyi yapmanız gerekiyor. Biz “Milli Görüş'ün temelinde yeniden büyük Türkiye” diyoruz. “Yaşanabilir bir ülke, yeni dünya düzeni” diyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamasında, “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” demişti. Zaten şuan ki sistem Milli Görüş'e aykırı bir sistem. Faize dayalı bir sistem. Bu sistemin yürümeyeceğini Sayın Cumhurbaşkanımız da kabullendi. Onun için Milli Görüş'ü temsil eden tek parti, Yeniden Refah Partisi'dir. Bunun haricinde biz hiçbirini Milli Görüşçü olarak görmüyoruz.

Hiç siyasetle ilgilenmeyen bir insana anlatır gibi anlatmanızı istesek ve “Milli Görüş dediğiniz nedir? Bir tarikat mıdır, ideoloji midir, bir inanış şekli midir?” desek; ne cevap verirsiniz?

Milli Görüş dediğimiz milletin kendisidir. Biz milletimize, İslam Alemine ve bütün insanlığa hizmet etmek istiyoruz. Milletimizi maddi ce manevi bütün sıkıntılardan kurtarmayı amaçlıyoruz. Ülkemizi yaşanabilir bir Türkiye olmasını sağlamak istiyoruz. Yeniden büyük Türkiye olmak noktasında çalışma yapmak… Yeni ve adil bir dünyanın kurulması için yapılan çalışmalardır. Milli Görüş'ün temelinde bunlar vardır. Bu işleri yapabilmek için de iktidara talip olmak bizim hakkımızdır. Bizim projelerimiz eksiksiz bir şekilde uygulansaydı, zaten biz parti kurmaya ihtiyaç duymazdık!.. Eğer Milli Görüş'ü temsil etmiş olsalardı, yeni bir partiye de gerek kalmazdı. Bunlarla ilgili çalışmalar yeteri kadar yapılmadı. Rahmetli Hocamızın da bahsettiği gibi, Milli Görüşçüler üretim, istihdam ve ihracata önem verirler. Ama bütün paralar alış veriş merkezlerine ve betona gidiyor...

Refah Partisi'nden Fazilet Partisi ve Ak Parti çıktı. Ardından da diğer partiler geldi. Bunu köklü olarak bir ağaca benzetirsek şuanda gövdeyi temsil eden bölüm Saadet Partisi kadrosudur. Necmettin Erbakan zamanından geliyor bu kadro. Siz neden bunlardan ayrıştınız ve ayrı bir parti kurdunuz. Sizi onlardan ayrı kılan nedir? Ya da onları sizden ayrı kılan nedir?

Necmettin Erbakan Hocamızdan sadece birkaç tanesi şu anda Saadet Partisi'nde kaldı. Saadet Partisi'ni bu manada Milli Görüşü temsil eden bir parti olarak görmüyoruz. Onlar partinin çizgisinde gitmiyorlar. Bir örnekle anlatmak isterim. Geçtiğimiz seçimlerde gittiğimiz birçok ilde CHP ile HDP ile ittifaklar yaptılar. 40 yıl sonra yapılan ittifak neticesinde Elazığ gibi bir yerde CHP kazandı. Şanlıurfa ve birçok ilde HDP ile ittifak yaptılar. CHP ile yapılan ittifak bir yerde kabul edilebilir ama HD ile yapılan ittifak kabul edilemez. Her partinin amacı devleti yönetmeye talip olmaktır. Biz şu anda muhalefet partisiyiz. Teşkilatlarımızı tamamladık. Bizim muhalefet anlayışımız “Doğruya doğru, yanlışa yanlış”tır. Kim iyi ve güzel bir şey yapıyorsa onu takdir edeceğiz. Ama şuanda Saadet Partisi de dahil olmak üzere muhalefetteki bütün partilerin hepsinin bir amacı var. Onlara göre iktidarın yaptığı her şey yanlıştır. Yerli otomobil projesinde bile bu saydığımız partiler teşekkür etmeleri gerekirken, motive edecekleri yerde, hepsi yerli otomobile bile karşı çıktılar. Bazı konular tartışılır ama direkt karşı çıkıyorlar. Mesela, Kanal İstanbul Projesini biz de tartışıyoruz ama onlar direkt karşı çıkıyorlar. Halbuki biz onlardan farklı olarak “yapıcı” muhalefet yapıyoruz. Bir balığın hayatı suda geçtiği için atmosferi sadece sudan ibaret zanneder. Başka bir dünya bilmezler. Mevcut iktidar da aynı şekilde. Biz dışarıdan yapıcı bir göz ve tahlille eksiklerin tamamlanması, yanlışların düzeltilmesi ve onların doğrulara sevk edilmesinin son derece önemli ve hayırlı bir hizmet olduğunu biliyoruz. Mesela: İstanbul Sözleşmesi'nde hükümeti en çok eleştiren parti biziz! Ama aynı şekilde yerli otomobil konusunda hükümete teşekkür ediyoruz. Bizi onlardan ayıran en önemli özelliğimiz budur. Biz her şeye muhalif değiliz. İyi ve güzeli takdir ediyoruz.

C_123

Saadet Partisi'nin HDP ve CHP'yle yaptığı ittifakı eleştiriyorsunuz ama geçmişte rahmetli Erbakan Hoca'nın Alparslan Türkeş'le ittifakı olmuştu. Bülent Ecevit'le de koalisyon hükümeti kurmuştu. Siyaseten müşterek hareket etmek sağcı ve solcu olsun mümkün olabiliyor. Durum böyle iken Saadet Partisi'nin CHP ve HDP'yle ittifakının ne gibi sakıncası olabilir?

Bence CHP ile kısmı ile ittifak kurulmasında bir sakınca yoktur. Ama HDP'yle ittifak kurulması, biz Milli Görüşçülere yakışmaz. Zaten bu konuda en başta hükümeti, çözüm sürecinde eleştiriyorduk. Dağdaki teröristlerin sınır kapısında davul zurnayla karşılanması ne kadar kötüyse, bence Saadet Partisi'nin terör ile terörist ile arasına mesafe koymayan HDP'yle ittifak kurması da o kadar yanlıştır. Burada sadece Saadet için demiyorum, hükümetin yaptığı yanlışları da eleştiriyoruz.

Piyasada bazı sözler ve iddialar var. Bu sözleri hatırlatarak en azından cevap zemini oluşturmak istiyorum. Bu iddialardan en çok öne çıkanı ise, Yeniden Refah Partisi'nin Sayın Erdoğan'ın kurdurduğu ve böylece olası krizlerde tampon olarak kullanmak istediğidir. Bu iddialara cevabınız nedir?

Bu iddiaları bizim genel başkanımız zaten cevaplamıştı. Kesinlikle öyle bir şey yoktur. Hatta genel başkanımız en son açıklamasında “Bir programa tabelası dahi bulunmayan partiler davet ediliyor, ancak bizim gibi 81 ilde 700'e yakın teşkilatı bulunan bir parti davet edilmiyor.” Resmi açılışlara bile davet edilmezken, biraz önce saydığınız iddiaların doğruluk payı ne olabilir ki?

Genel anlamda şöyle bir görüş var. Ahirete göçmüş bazı liderlerin çocukları, siyasette başarılı olamıyorlar. En azından “Babaları kadar başarılı olamıyorlar” deniliyor. Karşımızda; Türkeş, Menderes ve Özal'ın çocuk örnekleri var. Bunlar da siyasette bir ivme kazanmak istediler. Pek de muvaffak olamadılar. Fatih Erbakan'ın diğer lider çocuklarından farkı nedir?

Sayın Genel Başkanımız Fatih Erbakan öncelikle takvalı bir insan. İsim vermek istemiyorum ama, sizin saydığınız eski siyasilerin kimi çocukların eroin ve morfin bağımlısı olup; intiharlarını gördük. Ama Fatih Erbakan kendisini geliştirmiş, takvalı, ülkesinin ve milletinin ve tüm insanlığın derdiyle dertlenen bir siyasetçi. Fatih Erbakan hiçbir zaman hak yolundan ayrılmamış düzgün bir Müslümandır.

D_55

Baraj için gerekli olan üye sayısına ulaştığınızın haberi, geçtiğimiz günlerde medyada yer buldu. Bu konu hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz?

Bizim resmiyette üye sayımız 50 binin üzerinde. Malatya'da üye sayımız 3 bin 800. Ama bunların resmiyete girilmesi genel merkezde tek elden yapılıyor. O yüzden resmiyette 600 üye görüyoruz. Resmiyette olmayan 200 binin üzerinde üyemiz var. Bu kısa zamanda yapılmış çalışmalardır. Biz çok güzel bir ivme kazandık. Malatya'da günde neredeyse 50-60 kişi bize gelip üye oluyordu. Ama bu virüs sebebiyle çalışmalarımıza ara verdik. Bu virüs gittikten sonra üye sayımızı günde 100'e çıkarmayı planlıyoruz. Bu üyelerimiz de kendileri gelip bize başvuru yapmaktadır. Biz insanları üye yapmak için yoğun çaba sarf etmiyoruz.

Başkanım en son Sakarya'da bir miting olmuştu. Biraz da ondan bahseder misiniz?

Orada Kudüs Mitingi düzenlemiştik. Önce Malatya'da yapmayı planladık ama Sakarya'daki arkadaşlar bizden önce davrandılar. Büyük bir organizasyon yapıldı. 50 bin kişi katıldı. O zaman mevsimin kış olmasından dolayı uzak yerlerden fazla katılım olmamıştı. Buna rağmen çevre illerden güzel katılım oldu. Bu mitingleri bölgesel bazda yapmayı sürdüreceğiz.

F_16

Başkanım biraz önce “Biz insanları üye yapmak için yoğun çaba sarf etmiyoruz ama buna rağmen günde 50 kişi geliyor. Koronavirüs musibeti geçtikten sonra inşallah 100'e çıkaracağız” dediniz. Dikkatimi çeken husus şu; sanki yarın seçim olacakmış gibi ciddi bir tempoyla çalışıyordunuz. Ev, mahalle, semt ziyaretleri yapıyordunuz. Bu eforun sebebi nedir?

Yapım itibarıyla aldığım işi hakkıyla yapmak isterim. Yaptığım her işte en iyisini yapmayı hedef edinmişimdir. Genel Başkanımız Malatya'da yaptığımız her çalışmayı bütün platformlarda örnek olarak göstermektedir. Malatya'da 717 tane muhtarımızın hepsine ulaşmak istiyoruz. Gittiğimiz mahallelerde muhtarlarımız dertleri ve sıkıntıları varsa onlarla ilgileniyoruz. Mahallelerdeki eksikleri takip edip söylüyoruz. Daha sonra bu eksiklerin yapıldığını görüyoruz. Mesela genel başkanımız ve biz her platformda İstanbul Sözleşmesini eleştiriyor. Sayın Cumhurbaşkanımız bir açıklamasında “İstanbul Sözleşmesi'ndeki sorunları düzeltme yönüne gideceğiz” demişti. Bu bizi biraz rahatlatmıştı. Demek ki eksikleri her ortamda söyleyince, ardında güzel şeyler de geliyor. Çalışmak bizim kanımızda ve damarlarımızda var. Sadece seçim zamanında gitsek insanlar “Seçim zamanından önce gelmiyordunuz” der.

Gittiğiniz toplantılarda Malatyalılar sizi nasıl karşılıyor?

İnsanlar bizim partimize sempati duyuyor. “Muhalefet de olsanız biz sizin genel başkanınızın bu tavrını seviyoruz. Hükümetin yaptığı iyi şeyleri takdir ediyorsunuz, yanlışları da söylüyorsunuz” diyorlar. Genel Başkanımız Malatya'ya gelip konuşma yaptığında önce hükümetin yaptığı güzel işlerden bahsetti. Sonra da yapılan yanlışlar hakkında konuştu. İnsanlar bunu görüyor. Yanlışı da doğruyu da açık açık söylüyoruz. Körü körüne muhalefet yapan bir parti değiliz.

Saadet partisi ile sizi karıştıranlar oluyor mu?

Çok… Balaban da ilçe ziyaretleri yaparken bir kahvehaneye girmiştik. Orada selam verdiğimizde, kahvede bulunan biri “Sizi içeri almıyorum” demişti. Hatta “Sakallının partisindeyseniz gelmeyin” demişti. Çok zorumuza gitti. Hemen müdahale etmedik. Yanımdaki arkadaşlarım “Biz Erbakan Hocanın oğlunun kurduğu partiden geliyoruz” dediklerinde ise, insanlar bizden özür dileyerek içeriye davet ettiler. Bize çay ikram ettiler ve sohbet ettik. Gittiğimiz yerlerin yüzde 90'ında Saadet Partisi ile karıştırılıyoruz ve bunun da sıkıntısını çekiyoruz.

E_30

Genel Başkanınızın Malatya'ya gelmesiyle, gençlerle ilgili bir organizasyon olmuştu. O organizasyon nasıl geçti, nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir hafta öncesinden sosyal medya hesaplarımızdan “Gençler soracak, genç genel başkanımız da cevaplayacak. Buraya katılmak isteyenler bize ulaşsın” dedik. Malatya'dan değişik kesimlerde gençlerden 450-500 arasında kişi bize ulaştı. Öncesinde 60 kişilik bir program hazırlamıştık. Daha sonra büyük bir yer bulamadık. 60 genç ile programı yaptık.  Çok güzel bir program oldu. Malatya'da ilk defa gençler bir platformda toplandılar. Karşılarındaki parti genel başkanına sorular sordular. Gençlerin kendilerine olan güvenleri arttı. Tüm Malatya'daki gençler bu programı izlediler. Hepsinin çok hoşuna gitti. Programın hemen ertesinde 100 genç partimize gelip üye oldu.

Malatya'da durmuyorsunuz, çalışıyorsunuz. Hatta benim şahsen tanık olduğum bazı çalışmalarınız, ister istemez rakiplerinizin gözünü korkutuyor. Özellikle Ak Parti İl Teşkilatı'nı rahatsız ettiğine dair bazı duyumlar alıyoruz. Bu konuyla ilgili ne söylemek istersiniz?

İnşallah bu hareketliliğimiz, onları da harekete geçirir. Biz Malatya'ya hizmet etmeyi amaçlıyoruz. Eğer CHP'nin milletvekili Malatya'ya bir çivi çakıyorsa; onu da tebrik ederim. Bizim amacımız Malatya'ya hizmet. Bunu kim yaparsa yapsın onu da tebrik etmek lazım. Ben Yeniden Refah Partisi'nin il başkanıyım. 3. Organizede dünya kadar fabrikaların şuan Malatya'ya gelip de burada yatırım yapmalarını en büyük destekleyenlerden bir tanesi Sayın Bülent Tüfenkci Beyin bakanlığı döneminde Malatya'nın 6. Teşvik bölgesine alınmasıdır. Ben hangi partiden olursam olayım, bu güzel hizmeti tebrik etmem gerekiyor. Bunu da her platformda söyledim. Organize sanayi kurulurken burasını sadece tekstile göre ayarlarlarsa, ileride doğacak olumsuzluklar sebebiyle bütün fabrikalar kapatılabilirdi. Bakın bugün koronavirüs sebebiyle tekstil fabrikalarının yüzde 99'u kapandı. Önceden sabahları büyük kuyruklar olurken, şimdi 3-4 arabayla insanlar servislerle organizeye geliyorlar. Bunun yanlış olduğunu ve sadece tekstile değil de başka sektörlere de yönelmeleri gerektiğini ifade etmiştim. Güzel hizmetleri her zaman takdir ederiz. Bizim de örnek alınmamız çok güzel bir durum. Bir rekabet ortamı oluşmalı. Ben 2 mahalleye gideyim. Ak Partideki arkadaşlar 3 mahalleye gitsin. Koltuğumuzda oturmayalım insanların içine karışalım. Eğer bu durumu diğer partilere ve diğer partililere anlatabildiysek; ne mutlu bize. Biz bu çalışmaları yaptıktan sonra, bütün siyasi partilerin temsilcilerinin sahaya indiklerini hepimiz gördük. Bu anlamda Malatyalıların bize teşekkür etmeleri gerekiyor.

Yerel çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz. Özellikle anakentin çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?

Kar yağdığı zaman insanlar sosyal medya üzerinden belediye başkanlarını eleştirdiklerinde belediye başkanları bunlara büyük tepkiler verdiler. Ben bunu yersiz buluyorum. Olabilir insanların kapı önleri kapanmıştır. Belediye belki gecikmiş olabilir. Bunu daha koordineli bir şekilde yapsalardı, sıkıntılar olmayacaktı. Geri kalındığını görüyorum. Bu bir örnekti. Elazığ'da henüz bir organize fabrikası doğmadı ama Malatya'da 3 tane Organize Fabrikası doğdu. İşsizlik yok, istihdam güzel. Malatya metropol bir şehir. Malatya doğunun her tarafından göç alan bir şehir. Belediye başkanlarının elbette güzel çalışmaları var. Ama ben yüzde 70 oranında oy almış bir parti olsam; Malatya'yı 10 tane daha Malatya yaparım. Çalışma var ama yetersiz. İktidar partisinin ülkede aldığı oy yüzde 51. Ama Sizin Malatya'da aldığınız oy yüzde yetmiş. İnsanlar size tamamen güvenmiş. Ama yeterli çalışma yapılmıyor.

Başkanım özellikle vurgulamak istediğiniz bir şey var mı?

Koronavirüs ile ilgili bir şeyler söylemek isterim. Cumhurbaşkanımız “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dedi. Bu virüsün kendi kendine bir anda ortaya çıkmadığını planlı bir şekilde yıllar önce denenip bu şekilde ortaya atıldığına inanmaktayım. Çünkü Erbakan Hocamız yıllar önce konuşmalarının büyük kısmında “Siyonizm, insanlar üzerine verdiği sıkıntının sebebi olan 5 bin yıllık bir mikroptur” dediğini hepimiz bilmekteyiz. Bunun için Müslümanların bir araya gelmesi lazım. Elimizde ciddi bir kanıtın olmamasına rağmen, bunun Siyonistlerin bir icraatı olduğuna inanıyorum. Onların yazdığı bütün kitaplarda, 30-35 milyonluk Siyonist Yahudiler, “Dünyadaki diğer insanlar bize köle olsun. Bizim işlerimizi yapsınlar. Ama şuanda dünyanın nüfusu 7 milyarın üzerinde. 6 milyarlık bir fazlalık var. Kutsal bir ırkız.” diyorlar. Kendilerini herkesten farklı bir ırk görüyorlar. 1 milyar insan bize hizmet etmeli. Kalan 6 milyar da bir şekilde ölmeli” diyor. Önceden bir köyde kanser hastası çıktığında şaşkınlıkla karşılıyorduk. Şimdi ise her apartmanda kanser hastası var. Bu hastalık yaygınlaştı. Yediğimiz ürünler GDO'lu. Bilim adamlarının açıklamalarına göre 10 sene sonra 10 kişiden 9 tanesi kısır kalacak. Bunlar nüfusu azaltmak için Siyonistlerin yapmış olduğu planlardır. Bu korona virüsü de Siyonistlerin nüfusu azaltmak için dünyaya uyguladığı bir iştir. Bunun altında Siyonistler yatıyor. Bu olayların ciddi bir manada tahlil edilmesi gerekiyor.

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!