Sizce MASTÖB'mü Büyük?Yoksa MADEF'mi?

Siyasetçinin sivil toplum örgütü toplantısındaki hal-i pürmelaliBugünkü analizimize sivil toplum örgütünün ne demek olduğunu anlatarak başlamak istiyorum. Sivil toplum örgütü, resmi kurumlar dışında ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlar ve/veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. Sivil toplum örgütleri oda sendika vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır. Çıkar amaçlı değildir.SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ, MALATYA?NIN ZENGİNLİĞİDİRŞimdi sivil toplum örgütlerini kısa bir şekilde anlattıktan sonra asıl meselemize gelelim. Malatyalılar, diğer birçok konuda olduğu gibi Sivil Toplum Örgütü konusunda zengindir.Geçtiğimiz Pazar günü Malatya Gönül Birliği Derneği?nin kongresi yapıldı. Siyasilerin yoğun katılım gösterdiği kongrede, ağırlıklı olarak Ak Parti milletvekilleri ve teşkilat üyeleri vardı. Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz?ün yaptığı konuşma büyük tepkilere sebep oldu. Bir sivil toplum örgütünün toplantısında siyasi mesajların tepki çekeceğinden bihaber hazırladığı konuşmasında hükümetin icraatlarını ballandıra ballandıra anlatan Ömer Faruk Öz, sözü daha sonra Aleviliğe ve Alevilere getirdi. ?Ben özellikle Alevi köylerine gidip oradaki vatandaşlarımızın sorunlarını dinliyorum? gibi abuk bir sözü etmesi ve siyasi acemilik yapması bardağı taşıran damla oldu. İnsanlarımız arasında Alevi-Sünni gibi tabirler ile ayrım yapmak hiç hoş değil. Kaldı ki bu konu o toplantıda edilmemesi gereken bir konudur. Siyasiler tarafından hemen her yerde kullanılan Alevilik ve Aleviler maalesef o gün de kullanılmak istendi.Halbuki sayın vekilimiz gündemine siyaseti almadan Malatyayı ve Malatyalılık ruhunu ön plana çıkarsaydı ayağına gelen topu on ikiden atardı.Herhalde sayın vekilimiz bundan sonra biraz daha dikkat ve teenni ile hareket eder.BİRLİK BERABERLİK GECELERİNİ KULLANIYORLARYazımızın başında belirttiğimiz özellikleri taşıyan sivil toplum örgütlerinde böyle bir konuyu seçmek çok büyük yanlıştır. Sivil toplum örgütünün toplantısında bırakın bu konuyu siyasi mesajların da verilmesi yanlıştır.Malatyalılar olarak böyle konuların ayrımını da doğru dürüst beceremediğimiz de bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Konu buraya gelmişken bir başka örnek vermek istiyorum. Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB)?nin Esenler Şubesi?nin tertiplediği gecede de siyasi mesajlar ön plana çıkmıştı. Cehalet ve çıkarılan tefrika ile Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, bu geceden en çok nemalanan isim olmuştur.Konu açılmışken son bir örnek daha vereyim. Seçim arefesinde gerçekleştirilen Malatya Dernekler Federasyonu (MADEF)?nun organize ettiği buluşmada siyasiler yine ön plana çıkmışlardı. O toplantının da kaymağını yiyen siyasiler oldu. Malatyalılar?ın bir araya getirmek için yapılan organizasyonda alakasız insanlar orada boy göstermişti.Böyle kötü örnekleri son dönemde fazlasıyla yaşıyoruz. Bütün örnekler ile yazının başında tarifini yaptığım sivil toplum örgütlerinin amaç ve kuruluşları çerçevesinde değerlendirme yaparsak konuyu daha iyi anlayabiliriz.SİVİL TOPLUM ÖRGÜT, BİRLEŞTİRİCİ KUŞATICI OLURMASTÖB ve MADEF örneklerini söylerken, bunların arasındaki çekişmeyi de bilmeyeniniz yoktur. Bu çekişmenin asıl sebebini sizlere bir misal vererek anlatayım. ?Adam hanımına der hanım ben ağayım(!) Söz birkaç defa hanıma deklare edilince hanım der, bey ben biliyorum sen ağasın ama köy meydanında bu sözü söyle de köylü senin ağa olduğunu bilsin.Teklif adamın hoşuna gider.Adam köy meydanına çıkar ve der ey ahali ben ağayım(!) Bu söz üzerine ahali bizim Malatya diliyle "La Gettt" niye bizim haberimiz yoktu diyerek adamla dalga geçer.? Çakma ağa gibi MADEF ağabeyi olan MASTÖB?e  diyor artık bu sahada bende varım ve senden üstünüm yani ağayım.MASTÖB ise diyor ben Türkiye?nin en büyük sivil toplum örgütüyüm. Şimdi burada  ben desem Türkiye?nin en büyük gazetesi bizik sizce bu söz ne kadar gülünç olur değilmi.Büyüğüm demekle büyüklük olunmaz. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.Ben bu çekişmeden ziyade MASTÖB gibi birleştirici ve kuşatıcı olmak iddiasıyla boy gösteren bir örgütün hangi siyasi amaçlara alet edildiğini de unutmayalım.MASTÖB?ün siyasi düşüncelerle hareket eden yöneticilerinin böyle devasa bir örgütü nerelere getirdiğini görün. Önceki MASTÖB Genel Başkanı Celal Karahan?ın bir siyasi partiden aday adayı olması nelere sebep oldu? Celal Karahan geçtiğimiz seçim döneminde bir siyasi partiden aday adayı olmak için genel başkanlıktan istifa etmişti. Daha sonra adaylık meselesi bitince ?Ben zaten gitmemiştim. Yönetim Kurulundaki arkadaşlarım istifamı kabul etmemişti. İstifam geçerli değildir. Genel Başkanlık makamı benimdir? gibi laflarla tekrar bu koltuğu alabileceğini zannetmişti.MASTÖB?E BÜYÜK ZARARLAR VERİLDİÜye sayısıyla Türkiye?nin en büyük sivil toplum örgütlerinden biri olan MASTÖB?de bu gelişmeler sonrasında büyük çatlaklar oluştu. Bütün Malatyalılar?ı temsil ettiği iddiasıyla kamuoyu önüne çıkan MASTÖB, sadece bir partiye gönül verenlerin birliği olma yoluna girdi. Böyle sancılı dönemde Arapgirliler ve Arguvanlılar tepkilerini koyarak birlik çatısından ayrıldılar. Bütün Malatyalıları temsil ettiğini söyleyen MASTÖB, Pütürgelilerle ayakta kalmaya çalıştı.Geçirdikleri olağanüstü kongre sürecinde büyük kavgalar da çıkmadı değil. Böyle büyük kavgalar neticesinde yönetime gelen Bekir Alyüz, ?Kongreye birkaç gün kala bana genel başkan adaylığı teklif edildi. Ben böyle bir şeye hazırlıklı değildim. Böylesine sıkıntıların yaşandığı MASTÖB?ü düzlüğe çıkarmak konusunda elimden geleni yapacağım. Ancak bu yönetim kurulu alelacele hazırlanmış bir listedir. İş yapmayı istediğim arkadaşlarımı daha iyi seçebilmem için yeniden bir genel kurul yapılana kadar işi yürütmek istiyorum. Yapabileceğimiz en kısa sürede de genel kurulumuzu yapacağız. Bundan sonra şayet yine ben seçilirsem daha rahat çalışabileceğim isimlerle yoluma devam etmek isterim? diyerek işe başladı.Bu kongreden sonra yeni bir yapılanma sürecine giren MASTÖB, Bekir Alyüz ile atılımlar yapmak adına güzel işlere de imza atmadı değil. Ancak yeterli olmadı. Çünkü siyasi rant elde etme hastalığının sardığı MASTÖB, yine siyasilerin uğrak yeri olmaya başladı. Yol geçen hanı gibi hemen herkesin el attığı bir sivil toplum örgütü olmaya devam etti. Bekir Alyüz ve ekibinin samimiyetinden şüphe etmiyoruz ama yine de MASTÖB çeşitli vesilelerle kullanan siyasilere engel olmalarını da bekliyoruz.SİYASET VE İDEOLOJİ OLMAZSiyasetçilerin sivil toplum örgütlerine mesafeli durmaları gerektiği konusunu dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Birkaç cümle ile de sivil toplum örgütlerinin siyasi mesajlardan uzak durması gerektiğini söylemeye çalışalım. Sivil toplum örgütleri hiçbir siyasi partinin veya ideolojinin yanında yer alamaz. Bir sivil toplum örgütünün başkanlığını veya yöneticiliğini yapıyorsanız, herkese aynı mesafede kalmak sizin birinci görevinizdir. Eğer bir siyasi partiyi veya ideolojiyi desteklemek istiyorsanız, bulunduğunuz koltuğu sizden sonrakine devredip, bütün görevlerinizden sıyrılıp öyle milletin önüne çıkmalısınız. Eğer bunu başarabilirseniz, sivil toplum örgütünüzü, MASTÖB?ün durumuna düşmekten kurtarmış olursunuz. Ayrıca böyle bir hareketle toplumdaki krediniz artar, istediğiniz oyu daha rahat alırsınız.Siyaset erbabı arkadaşlara böyle konularda biraz daha hassas olmaları tavsiyesinde bulunuyorum. Kaş yapayım derken göz çıkarmayın.