Tek Taraflı Kanlı Akıntıya Dikkat! Bu Belirtiyi Sakın Görmezden Gelmeyin

Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanseri, erken teşhis edildiğinde tedavi başarısı yüksek olan bir hastalık. Ancak çoğu zaman göz ardı edilen bazı belirtiler, hastalığın sessiz habercisi olabiliyor. Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Bülent Çitgez, özellikle tek memeden gelen, kendiliğinden ve kanlı meme başı akıntılarının ciddiye alınması gerektiğini vurguladı.

KANLI AKINTI SADECE KADINLARDA DEĞİL, ERKEKLERDE DE GÖRÜLEBİLİR

Meme başı akıntısı, yalnızca doğum ya da emzirme döneminde değil; gebe olmayan, doğum yapmamış kadınlarda ve hatta erkeklerde bile görülebilir. Uzmanlara göre özellikle tek taraflı ve kanlı akıntılar, ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir. Çitgez, bu belirtileri yaşayanların derhal bir doktora başvurmaları gerektiğini belirtti.

HANGİ RENKLER TEHLİKEYİ GÖSTERİYOR?

Meme başı akıntısının rengi, tanı sürecinde büyük önem taşıyor. Kanlı veya pembe akıntılar, meme kanseri ya da iyi huylu tümörlerin habercisi olabilir. Sarımsı ya da süt rengindeki akıntılar ise genellikle hormonal nedenlere bağlanırken, yeşil veya kahverengi akıntılar kanal genişlemesiyle ilişkilendiriliyor. Şeffaf akıntılar da hormonal dengesizlik göstergesi olabilir.

MEME BAŞI AKINTISI GÖRÜLÜYORSA NE YAPILMALI?

Prof. Dr. Çitgez’e göre;

Akıntı tek memeden geliyorsa,

Kendiliğinden oluyorsa,

Kanlı veya pembe renkteyse,

Memede kitle fark ediliyorsa
bu durum acil olarak uzman doktora başvurulması gerektiğini gösteriyor. Tanı için ultrason, mamografi, duktografi, biyopsi gibi tetkikler yapılabiliyor.

ERKEN TANININ ÖNEMİ: HER 10 KİŞİDEN 1'İ KANSER RİSKİ TAŞIYOR

İstatistiklere göre, meme başı akıntısı yaşayan kişilerin %5 ila %10’unda meme kanseri tespit ediliyor. Bu nedenle erken fark edilen belirtiler hayat kurtarıcı olabilir. Kendi kendine meme muayenesi ve düzenli taramalar, kanserin erken evrede teşhis edilmesini sağlıyor. Uzmanlar, 40 yaşından sonra her kadının düzenli mamografi çektirmesini, ailesinde kanser öyküsü olan bireylerin ise daha erken yaşlarda kontrollere başlamasını öneriyor.

KAYNAK: MHA