Vaat ettiklerimizi yarın sorarlar...

Malatya İnönü Üniversitesi'ne rektör adayı olan Prof. Dr. İlhan İçen, vaat edilen projelerin ayakları yere basan olması gerektiğini belirterek, Kim olursa olsun, yazılan her şeyin önümüze serileceğinden şüphemiz yok. Benim 4 yıl rektör yardımcılığı tecrübem oldu. Bu kadar vaatte bulundun, hangisi yaptın diye soracaklar. O nedenle projelerin dayanak noktası olmalı” dedi. Üniversitede hiçbir yapılanmaya izin vermeyeceklerini anlatan İçen, kurmayı planladığı Nanoteknoloji ve Biyoteknoloji Enstitüleriyle, Malatya'yı “Türkiye'deki ilklerin merkezine” dönüştürecek.

HABER MERKEZİ –ÖZEL

İsmi Malatya'ya kurulması planlanan ikinci üniversiteyle ön plana çıkan Prof. Dr. İlhan İçen de rektörlük yarışında ter döküyor. İnönü Üniversitesi'nde eğitim gördükten sonra ise akademik kariyerine kendi üniversitesinde devam eden İçen, özellikle nanoteknoloji ve biyoteknoloji alanındaki projeleriyle dikkat çekiyor.

Rektörlük yarışının son derece medeni bir şekilde sürdürüldüğünü anlatan Prof. İçen, ipi göğüslemesi halinde diğer akademisyenlerin projelerini de en az kendi projesi gibi sahipleneceğini söylüyor. Üniversite içinde başta paralel yapı olmak üzere hiçbir yapılanmaya izin vermeyeceklerinin altını çizen İçen, İnönü Üniversitesi'nin kurumsallaşması için atılacak adımları Malatya Time Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çetin'e anlattı. Rektörlük seçimleri için göz dolduran projeleriyle dikkat çeken Prof. İçen, adayların ağzından çıkan her proje vaadinin bir dayanağı olması gerektiğini belirterek, “Kim olursa olsun, yazılan her şeyin önümüze serileceğinden şüphemiz yok. Benim 4 yıl rektör yardımcılığı tecrübem oldu. Bu kadar vaatte bulundun, hangisi yaptın diye soracaklar. O nedenle projelerin dayanak noktası olmalı” dedi. İşte Prof. İçen'in röportajından satırbaşları…

İnönü Üniversitesi rektör adayı Prof. Dr. İlhan İçen, 1980-1984 İnönü Üniversitesi'nde eğitim gördükten sonra mezun oldu. Yaklaşık 35 yıl İnönü Üniversitesi'nde dirsek çürüten Prof. İçen, önce 1991-1996 yılları arasında yurtdışına giderek doktorasını tamamladı. Yurda döndükten sonra ise yardımcı doçent unvanıyla bilim mücadelesine giriştiği İnönü Üniversitesi'nde profesörlüğe kadar yükseldi. YÖK ve TÜBİTAK bilim kurullarında çalışan İçen, profesör olduğu gün rektör yardımcılığına atanarak, akademik tecrübesini yönetim tecrübesiyle pekiştirdi. Üniversite yönetiminde 4 yıl sürdürdüğü rektör yardımcılığı görevini şimdi ise rektörlükle taçlandırmak istiyor.

ANLAYIŞLARIMIZ UYMADI

Rektör yardımcılığı görevinden istifa etmiştiniz, bu istifanın temel sebebi nedir?

Rektör yardımcılığımla ilgili 4 yıllık süreç bitmişti. Aslında ben 6 ay önce istifa etmeyi düşünüyordum fakat arkadaşlar süreç tamamlanana kadar beklememi istedi. İstifamın temelinde, rektör bey ile kurumsal anlayışımızın farklılığı var. Biz kurumsallaşma adına farklı anlayışlara sahiptik.

MEDENİ BİR YARIŞ VAR

Seçimlerde neler yaşanıyor?

İnönü Üniversitesi rektörlük seçimleri öncesi çok güzel bir yarış sergileniyor. Geçmişte yaşanan iftira ve hakarete varan bazı olumsuzlukları, rektör adaylarında görmüyorum. Medeni bir yarış var, inşallah bu sonuna kadar devam eder. Sonuç itibariyle İnönü Üniversitesi'ni bilen, üniversiteye yetişen bir arkadaşımız rektör olur diye düşünüyorum. Dışarıdan gelen arkadaş hariç diğer arkadaşları tanıyorum. Bir ay sonra her şey bitecek. Birbirimizin yüzüne bakacak şekilde sürecin tamamlanmasından yanayım.

HER TÜRLÜ YAPILANMAYA KARŞIYIZ

Hiçbir rektör adayının paralel yapıyla ilgili bir mesajı olmadı. Cumhurbaşkanımızın bu konuda çok keskin bir tavrı var. Yapıyla mücadele etmeyen her kim olursa olsun görevden alınacak, tasfiye edilecek gibi bir durum var. Siz yapıyla mücadele edecek misiniz?

Üniversitelerin senato ve yönetim kurulu var. Bunun dışında herhangi bir yapılanmaya asla göz yummayacağız. Özellikle kapalı kapılar ardında karar alıp, bu kararları senato ve yönetim kuruluna kabul ettirmeye çalışan yapılara da sonuna kadar karşıyız. Bir paralel yapının yerine bir başka paralel yapı inşa ederek, yürütmek de doğru olmaz. Devlet içi ve dışındaki tüm bu tip yapılanmalara kişisel olarak da karşıyım. Buna müsaade etmemiz mümkün değil.

SİYASETİN ARKA BAHÇESİ

İnönü Üniversitesi'nde kadrolaşma yaşanıyor mu?

İnönü Üniversitesi'ndeki kadrolaşma iddialarına ilişkin bir vekilimiz uyarıda bulunmuştu. Üniversitelerin, siyasetin ön ve arka bahçesi olma konusunda gerçekten çok hassasım. Bu durumlar üniversitelerin yapısına yakışmıyor.

KURUMSALLAŞAMAZSAN ÜRETEMEZSİN

Üniversitede niçin bilim üretilmiyor?

Ben bunu kurumsallaşmamaya bağlıyorum. Kurumsallaşan yerlerde bireye bağlı yönetim olmaz. Birine bağlı bir yönetim anlayışı olduğu için rektör değişince yapı değişiyor. Kurumsallaşan üniversitelere baktığımızda bu üniversitelerin Türkiye'de ilk 10'a girdiğini görüyoruz. Bir an önce kişiye bağlı yönetim anlayışını terk edip, kurumsallaşmaya yönelik çaba sarf etmemiz gerekiyor.

İLK HEDEF KURUMSALLAŞMAK

Siz yönetime gelirseniz ne yapacaksınız?

Benim yönetim anlayışımın ilk hedefi kurumsallaşmaktır. Bireye bağlı yönetim anlayışından kurtulacağız. Bunu aşağıdan yukarı ve yukarıdan aşağı kurumsallaşmayı kabul etmek suretiyle iki yolla yapabiliriz. Aşağıdan yukarı durumu kabul ettirmek biraz zor ihtimal. Biz de yukarıdan aşağı doğru kurumsallaşma fikrini uygulayacağız. İkinci ve en önemli hedefim ise 2023 hedefleri arasında da yer alan Nanoteknoloji ve Biyoteknoloji Enstitüsü'nün kurulmasını sağlamak. Ayrıca Turgut Özal Tıp Merkezi'nin Rahmetli Turgut Özal'ın vizyonu doğrultusunda Ortadoğu'nun sağlık merkezi haline gelmesi de yine hedeflerim arasında. Öte yandan Deprem Araştırma Merkezi, Yenilenebilir Enerji Merkezi ve Robotik Teknoloji Merkezi'nin kurulması da hedeflerimiz arasında. Zira bu hedefler vizyon 2023 kapsamında devlet hedefine dönüştü.

İKİNCİ ÜNİVERSİTE DERHAL KURULMALI

Siz daha çok ikinci üniversiteyle anıldınız. Bir ara rafa kaldırıldı dense de Bakanımız Bülent Tüfenkçi, ikinci üniversite projesini tekrar tekrar gündeme getirdi. İkinci Üniversite'nin son durumu nedir?

İkinci üniversite fikri benim rektör yardımcılığım döneminde aklımıza gelmişti. İnönü Üniversitesi'nin Battalgazi'de 650 dönümlük bir arazisi var. Hemen yanı başında da 2bin 500 dönümlük askeriyenin atış alanı bulunuyor. Dolayısıyla bunları kattığında 3 bin 100 dönümlük bir arsa ortaya çıkıyor. Orada hali hazırda Ziraat ve Su Ürünleri Fakültesi mevcut. Buraya Biyoteknoloji Fakültesi de ekleyecektik. Araştırma yapan yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin eğitim alacağı bir üniversite kurmak istiyoruz. Yaklaşık 5 bin araştırmacı burada çalışmalarını sürdürecek. Bu model dünyada uygulanıyor fakat Türkiye için bir ilk olacaktı. İkinci üniversitenin proje altyapısı tamamlandı. Ancak proje rektör ve siyasiler arasındaki bir anlaşmazlık nedeniyle rafa kalktı. Sonra yeni hükümet kurulunca vekillerimiz bunu yeniden gündeme aldı. Bakanımız da bu projeyle gerçekten yakından ilgileniyor.

Üniversitenin nereye kurulacağına ilişkin bazı durumlar da ortaya çıktı. Ben bir an önce üniversiteyi kuralım istiyorum. Battalgazi Belediyesi sınırları içindeki alanda ikinci üniversite için gerekli altyapı mevcut. Üniversite kurulduktan sonra askeriyeyle gerekli yazışmalar yapılarak yer tahsisi de çözülür.

Malatya ile aynı nüfusta olan şehirlerde 4'üncü üniversite kurulmaya başladı. Biz çok geride kaldık. Siyasi irade çok arzu ediyor. Projenin başından bu yana çok emeğim geçti. Sahiden ismim ikinci üniversite ile anılmaya başlamıştı. Hayırlısı olsun istiyorum.

UYUYAN DEVİ UYANDIRACAĞIZ

Şayet rektör olursanız, size rakip olan kişilerle çalışacak mısınız?

Tabiki çalışacağım. Rektörlüğe aday olan diğer arkadaşlarla, ziyaretlerim sırasında karşılaşıyorum. Arkadaşlara, ‘ben rektör olduğum taktirde, sizin projeleriniz benim, siz olduğunuz taktirde benim projelerim sizin' diyorum. Hepimiz aynı üniversitenin personeliyiz. Dolayısıyla İnönü Üniversite'yi hep birlikte ayağa kaldırmalıyız. Üniversitenin bilimsel anlamda çok geri kaldığının biz de farkındayız. İnönü Üniversitesi'nde uyuyan bir dev var. Onun harekete geçirilmemiz gerekiyor. Karşılaşmalarımızda muhabbet ediyoruz. Sonuç olarak bir ay sonra herşey bitecek ve biz yine yüz yüze bakacağız. Bir arkadaşımız rektör olacak. Rektör olduktan sonra el ele verip, bu üniversitenin dünya üniversitesi olması için çalışacağız. Ben değil biz olalım temel felsefemdir. Seçim sonucunda inşallah üniversite kazanır. Üniversite içinde büyümüş, koşulları bilen bir arkadaşımız rektör olsa, çok memnun olurum. Benim en büyük isteğim bu.

 PROJELERİN DAYANAĞI OLMALI

Bazı adaylar günlük proje üretiyor. Bu projelerin hayata geçeceğini düşünüyor musunuz? İnanıyorsanız siz niye günlük proje açıklamıyorsunuz?

Açık söyleyeyim, kimin günlük proje açıkladığını bilmiyorum. Biz gerçekten ekip ruhuyla hareket ediyoruz. ‘İnönü Üniversitesi'ne ne katabiliriz'i düşünüyoruz. Daha önceki süreçte fen edebiyat, mühendislik, sağlık bilimlerini gezdiğimde ne yapabiliriz diye düşündüm. Mesela Nanoteknoloji Enstitüsü Türkiye'de yok denebilir. Kanser Araştırma Hastanesi diğer adıyla Onkoloji Hastanesi hükümetin programına girdi. Proje 2016 yılında yapımına başlanacak. Dolayısıyla benim projelerimin bir altyapısı, dayanak noktası var. Hazırlanan ve sunulanların da dayanağı olması lazım. Kim olursa olsun, yazılan her şeyin önümüze serileceğinden şüphemiz yok. Benim 4 yıl rektör yardımcılığı tecrübem oldu. Bu kadar vaatte bulundun, hangisi yaptın diye soracaklar. O nedenle projelerin dayanak noktası olmalı.

BİRBİRİMİZİN YÜZÜNE BAKACAĞIZ

Diğer rektör adaylarına mesajınız var mı?

Sonuç itibariyle bir yarış var. Bu süreç inşallah hep böyle medeni şekilde devam eder. Bu süreci, bir ay sonra seçim bittiğinde birbirimizin yüzüne bakabilecek şekilde noktalamamız lazım. Hep birlikte İnönü Üniversitesi'ni ayağa kaldırmamız gerekiyor.

AYAĞA KALKACAĞIZ

İnönü Üniversitesi için hedefleriniz nelerdir?

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın bir sıralaması var. İnönü ilk 50'ye girememişti daha sonra 48'inci sırada yer aldı. Biz 4 yıl içinde üniversiteyi ilk 10'a sokmayı hedefliyoruz.Türkiye sıralamasında akademik yayın anlamında devlet üniversiteleri içinde 27'inci sırada. Biz İnönü Üniversitesi'nin ilk 10'a girmesini hedefliyoruz. Dünya üniversiteleri içinde bin 463'ıncı sıradayız. Bunu da ilk 500'e sokacağız. Bunlar akademik çalışmalarla alakalı, bu hedefleri gerçekleştirmek istiyoruz.

BAP BÜTÇESİ ŞEFFAF DEĞİL

İnönü Üniversitesi'ne yönelik hedefler niçin gecikti?

Üniversitemizin Bilimsel Araştırma Projeleri(BAP) birimi var. Bu birim özellikle projelendirme noktasında büyük önem taşıyor. BAP'ın bütçesi, Turgut Özal tıp merkezi bütçesinin yüzde 5'lik dilimine karşılık geliyor. Bu bütçe her ay düzenli olarak BAP'a aktarılıyor. Bütçelerin şeffaf olarak yönetilmediğini biliyorum. Kime ne kadar proje gitti, ne kadar destek verildi gibi detayların herkes tarafından görülmesi lazım. Hocalarımıza proje yaptıkça BAP'tan destek verilmeli. Oranın sorumlusu olan arkadaş projeleri dağıtmayacak. Yaptığı çalışmalardan dolayı proje alacak. Ayrıca İnönü Üniversitesi'nde akademisyenlerin yurtiçi ve yurdışı olmak üzere yalnızca iki kez konferansa gitmesine izin veriliyor. Bu durum bireye bağlı yönetim anlayışından kaynaklanıyor. Örneğin rektör üç aylığına bir yere gittiğinde işlerin tıkır tıkır işlediğine şahit olmamız gerekiyor.