Malatya
17 Ekim, 2025, Cuma
  • DOLAR
    41.94
  • EURO
    49.24
  • ALTIN
    5888.4
  • BIST
    10.371
  • BTC
    108422.46$

Yapay zeka şu an psikologların yerini alabilecek noktada değil!


Yapay zeka şu an psikologların yerini alabilecek noktada değil!
Üsküdar Üniversitesi Psikoloji (İngilizce) Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Elif Kurtuluş Anarat, günümüzün en çok tartışılan konularından biri olan yapay zekanın psikoloji ve terapi alanındaki rolünü değerlendirdi.

 

“Yapay zeka psikologların yerini alabilir mi?” sorusunun günümüzde çok sık sorulduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Elif Kurtuluş Anarat, “Yapay zeka şu an için psikologların yerini alabilecek bir noktada değil. Çünkü terapist olmanın özü yalnızca bilgi aktarmak ya da bir protokolü takip etmek değildir. Terapide asıl belirleyici olan şey empati, insana özgü sezgiler ve sahici bir duygusal bağ kurabilme yeteneğidir. Yapay zeka bu yönleri belirli ölçüde taklit edebilir ama ‘sahici bir empati’ kurması mümkün değil. Dolayısıyla yapay zekayı, psikoloğun yerine geçecek bir figürden çok, süreci destekleyen bir yardımcı araç gibi görmek daha doğru olur.” dedi.

İnsan terapist, danışanıyla sıcaklık, güven ve empatiye dayalı bir bağ kuruyor

İnsan psikologla yapılan terapi ile yapay zekâ destekli terapi arasındaki en büyük farkın ”duygusal derinlik” olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Anarat, şöyle devam etti:

“İnsan terapist, danışanıyla sıcaklık, güven ve empatiye dayalı bir bağ kurar. Bu bağın kendisi bile iyileştirici bir etki yaratır. Yapay zeka ise daha çok erişilebilirlik ve pratiklik açısından daha güçlü olabilir. Sohbet robotları günün her saati ulaşılabilir, hızlıdır ve maliyeti düşüktür. Ancak bir insan terapistin sağladığı içgörü, esneklik ve ilişki derinliğini vermesi mümkün değildir. Nitekim yapılan bazı araştırmalar, yapay zeka ile çalışan kişilerin kaygı düzeylerinde azalma yaşadığını göstermiştir; ama insan terapilerindeki iyileşme oranı çok daha yüksektir.”

Yapay zeka psikologların rolünü dönüştürüyor

Yapay zeka destekli psikolojik uygulamaların meslekte yarattığı dönüşüme de değinen Dr. Öğr. Üyesi Elif Kurtuluş Anarat, şunları kaydetti:

“Şunu net olarak söylemek gerekir ki yapay zeka psikolojide bazı kolaylıklar sağlıyor ama insan psikologların yerini doldurması söz konusu değil. Evet, sohbet robotları günün her saati ulaşılabilir, hızlı ve maliyet açısından avantajlı olabilir. Fakat bu uygulamalar daha çok yüzeysel destek sunuyor. Asıl iyileştirici olan şey, danışanın karşısında gerçekten onu dinleyen, duygusunu hisseden ve ihtiyaçlarına göre esneyebilen bir terapist bulmasıdır. Yapay zeka bu insani boyutu taklit edebilir ama sahici biçimde kuramaz. Bu dönüşüm, aslında psikologların rolünü daha da önemli hale getiriyor. Çünkü artık sadece terapi yapmak değil, aynı zamanda teknolojiyi doğru şekilde yönlendirmek, etik sınırları gözetmek ve yapay zekanın sunduğu verileri insani bir çerçeveye oturtmak da bizim sorumluluğumuzda. Yani psikoloji mesleğini geri plana itmek yerine, yapay zeka aslında bize ‘danışanın yanında insani bir bağ kuran vazgeçilmez özne’ olduğumuzu yeniden hatırlatıyor.”

Kriz anlarında yapay zekanın tek başına karar vermesi risk

Yapay zekanın psikolojik destek ve terapi alanında üstlenebildiği görevlere de işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Elif Kurtuluş Anarat, “Şu anda yapay zeka en çok idari süreçlerde kullanılıyor. Örneğin, randevu ayarlama ya da not tutma gibi işlerde oldukça pratik. Bunun yanı sıra, anksiyete ya da depresyon için bilişsel davranışçı terapi tekniklerini uygulayan sohbet robotları da mevcut. İnsanlara psiko-eğitim sağlamak, günlük ruh halini takip etmek ve kişiye özel hatırlatmalar yapmakta başarılı olabiliyorlar. Ama kriz anlarında, örneğin intihar riski olan bir danışanla karşılaşıldığında, yapay zekanın tek başına karar vermesi büyük bir risk. Bu nedenle mutlaka insan gözetimiyle kullanılmaları gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Yapay zeka, empatiyi belirli kalıplar üzerinden taklit edebiliyor ama sahici değil…

Yapay zekanın, empatiyi belirli kalıplar üzerinden taklit edebildiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Elif Kurtuluş Anarat, “Hatta bazı çalışmalar, kullanıcıların yapay zeka yanıtlarını insan terapistlerden daha empatik algıladığını gösteriyor. Ama burada çok kritik bir fark var: bu bir ‘yansıtılmış empati’, yani kullanıcının komut ve yönlendirmesi üzerinden tepkiler almak söz konusu. Terapide ise güven ve iyileşme, karşınızdaki kişinin sizin duygularınızı gerçekten hissettiğini bilmekle mümkün oluyor. Yapay zekanın buna yaklaşabilmesi mümkün, ama aynı sahicilikte değil.” ifadesinde bulundu.

İnsanlar yapay zeka ile bir bağ kurabiliyor ama bu terapist gözetiminde olmalı

İnsan-makine etkileşiminde terapötik güven ve bağ kurulup kurulamayacağına da değinen Dr. Öğr. Üyesi Elif Kurtuluş Anarat, “Kısa vadede evet, insanlar yapay zeka ile bir bağ kurabiliyor. Bazen bu bağ, kişiye destek olduğunu hissettirebiliyor. Ama uzun vadede sahte bir yakınlık oluşma riski var. Bu da bağımlılık, yalnızlık ya da insan ilişkilerinden kaçma gibi olumsuz sonuçlar doğurabilir. O yüzden yapay zeka ile güven ilişkisi kurulsa bile, bunun sınırlarının net çizilmesi ve mutlaka insan terapistin gözetiminde olması gerekir.” dedi.

Yapay zeka karar verici değil, sadece bir araç

Yapay zekanın hatalı bir terapi önerisi vermesi durumunda sorumluluğun kimde olacağı sorusuna yanıt veren Dr. Öğr. Üyesi Elif Kurtuluş Anarat, “Sorumluluk her zaman insanda olmalı. Yapay zeka bir karar verici değil, sadece bir araç. Bu yüzden terapistler kullandıkları sistemlerin sınırlılıklarını bilmek, danışandan bilgilendirilmiş onam almak ve veri güvenliğini sağlamak zorundadır. Eğer bir hata olursa, bunun sorumluluğu terapiste ve sistemi geliştiren kurumlara aittir.” ifadesinde bulundu.

Geleceğin terapistleri ”yapay zeka okuryazarı” olmalı

Öğrencilerin bu teknolojiyi bir tehdit olarak değil, doğru kullanıldığında bir destek aracı olarak görmeyi öğrenmeleri gerektiğini de kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Elif Kurtuluş Anarat, “Bunun için de yapay zeka okuryazarlığı şart. Yani sadece yapay zekanın nasıl çalıştığını değil, etik sınırlarını, risklerini ve insan merkezli yaklaşımı nasıl koruyabileceklerini de öğrenmeliler. Geleceğin terapistleri, teknolojiyi meslek kodlarıyla uyumlu, etik çerçevede kullanmayı bilen kişiler olmak zorundadır.” şeklinde sözlerini tamamladı. 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!