YİĞİTLİK, İCRAATLA OLUR

Geçtiğimiz hafta MİAD'ın Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ı konuk ettiği toplantısından, küçük bir anekdotu aktarmıştım. Öznur Çalık'la ilgili bu anekdotumda “Kürsüden yapılan anonsta Ak Parti MKYK üyesi ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık'ın ismini duyunca yanımdakilere “Bakın yine Öznur Çalık golü izleyeceğiz” dedim. Nitekim Öznur hanım konuşmasında ‘Malatya'mıza kamulaştırma parası olarak 27 milyon gönderdi. 13 milyonumuz da var onu da inşallah alacağız.' ifadelerini kullanarak, golü doksana takmasını bildi.” ifadelerini kullanmıştım. Malatya'mızın son dönem siyasetine damga vuran Öznur Çalık, yakın zamana kadar en çok eleştirilen siyasetçilerimizden biri konumundaydı. Hatta bu eleştirilerin büyük bir çoğunluğunun altında şahsımın da imzası bulunmaktaydı. Yukarıda da zikrettiğim gibi Öznur Çalık, Malatya için tuttuğunu koparan bir siyasetçi olarak duruyor artık karşımızda.

Malatya Milletvekili Öznur Çalık, 14 Şubat 2020'de kendi sosyal medya hesabından, “Memleketimin, milletimin , Malatya'mın derdiyle dertlenen @varank Bakanım ... Deprem dolayisiyla @Kosgeb, Malatya Organize Sanayi bölgemizdeki kamulaştırma ve arıtma tesisimizin yapımına verdiğiniz destekler için teşekkürler...”  mesajını paylaşmıştı.

Arıtma tesisinin yapılmasıyla ilgili haberlerimiz olmuştu. Öznur Çalık, Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesi arıtma tesisi için ihale sürecinin hızlandırıldığını bildirmiş OSB'deki kamulaştırma çalışmaları içinde geçtiğimiz hafta 27 milyon liralık ödeneğin Malatya'ya geldiğini kaydetmişti.

Kamuoyuna bu şekilde yansıyan konunun arka planını yakinen bilen biri olarak, birkaç günlük süreçte neler yaşandığını aktarmak isterim:

• Halk Bankası'nda beklenen ekspertiz raporlarının gecikmesinden dolayı 17 milyon lira kullanılamıyordu. Öznur Çalık, genel müdürle konuşarak işin hızlandırılmasını sağladı.
• Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu'nu da yanına alan Öznur Çalık, konuyu Cumhurbaşkanı'na Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank'ın Malatya ziyareti esnasında konunun tekrar açıldığını arz etti. Cumhurbaşkanı da “Bakan beyle konuş-görüş” talimatı verdi.
• Hemen akabinde Öznur Çalık, Mustafa Varank ile bir görüşme yaptı.
• Bu görüşmeden sonra Bakan Varank, Arıtma ihalesinin başlatılması talimatını verdi.
• Talimatı alan Organize Sanayi Genel Müdürü, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu'nu arayarak, “Talep yazısını ve proje işlemlerini bitirin hemen başlayalım” dedi.
• Sonraki gün, Öznur Çalık, Oğuzhan Ata Sadıkoğlu ile istişare toplantısı yaptı.
• Yönetim kurulu kararı aynı gün çıkartıldı.
• Aynı gün Öznur Çalık, arıtmanın projesini yapan firma ile görüşüp işin hızlandırmasını söyledi.

Tuttuğunu koparan Öznur Çalık'ın şahsi gayretleriyle bu hale gelen projenin önümüzdeki günlerde ihaleye çıkması bekleniyor.

DİĞER TEŞVİKLERİ KESİN, DEVLET DEMİRYOLLARI'NA BAKIN

Konu gelişme ve sanayileşmeden açılmışken, yöneticilerimize saygıdeğer iş adamımız sayın Arif Karaca'nın bir teklifini de hatırlatmak isterim. Çarşamba Sohbetleri'nde Arif Karaca şöyle bir teklifte bulunmuştu: Devlet Demiryolları zarar ediyor. Kâra geçirmek mümkün. Özellikle, Anadolu'ya yatırım yapan insanların hizmetine sunulmalı. Kaynakları diğer teşviklere değil, Devlet Demiryolları'na aktaralım. Hammaddeyi, fabrikaların bulunduğu şehirlere bedava götürsün. Ürünleri de oradan alsın pazarına ücretsiz taşısın. Bunun ülkeye büyük bir yükü de olmaz. İtalya'da bir tren istasyonuna gidin. İnanın, lokomotifin arkasında 100'e yakın vagon takılı. Bizde ise 3 tane... 30 tane, 50 tane tak. Bunun zararı nedir?

 “Biz Organize Sanayi Bölgesi (OSB)'nde bedava arsa veriyoruz. Adam gidip Trakya'da 3-5 milyon dolara alıyor” diyorlar. Evet doğrudur. Çünkü, Trakya'da fabrikasını kurup 25-30 sene üretim gerçekleştiriyor. Ardından araziyi 30 milyon dolara satıyor! Malatya'ya yatırım yapsa 30 yıl sonra bu parayı geri alamaz.

O zaman bu bir teşvik değil!

Şu anda lokomotifler boş. Bu lojistik desteği verilmeli. Diğer teşviklerden kesin, Devlet Demiryolları'nı vatandaşın ve sanayicinin hizmetine verin. Sonra insanlara bakın. Malatya'da fabrika kuruyorlar mı, kurmuyorlar mı görün! Kriterlerine uyan sanayicinin hammaddesini bedava taşı. O zaman bak bakalım; Anadolu'ya sanayi gidiyor mu gitmiyor mu? Şu an gidenler de şikâyetçi. Bizi yönetenler ancak tüccar gibi davranırlarsa çözüm bulabilirler. Hep bürokrat gibi düşünüp bize hitap etmiyorlar. 

BİR KİŞİNİN ISLIĞINA DAYANAMAZKEN SEN!...

Çarşamba Sohbetleri'nde 32. Sayımızı da geride bıraktık. Bu bölümün konuğu olan sayın Arif Karaca, kişisel sohbetimiz esnasında, geçen haftaki köşe yazımda bahsettiğim 17'liye atıfta bulunarak; bir hikaye anlatmıştı. Yüzümüzde hafif bir tebessümle birlikte ders niteliğinde olduğunu düşündüğüm bu hikayeyi sizlerle paylaşmak istedim …

İşte günün tebessümlük ve ibretlik hikayesi:

Cezmi Kartay, Malatya Valisi olarak atanmıştır. Makam arabasına binmeyi sevmeyen Malatya Valisi Cezmi Kartay, geldiği ilk gün Vali Konağı'ndan valiliğe doğru yürüyerek giderken, Malatya Ticaret Lisesi'nin orada öğrencilere birinin ağız dolusu küfürler savurduğuna şahit olur. Korumasına sorar:

-Kimdir bu, neden küfrediyor?

Koruma, “Efendim! Malatya'nın meşhur delilerinden Faro.. Çocuklar ıslık çalınca delleniyor ve küfrediyor.” diye cevap verir

 Vali bey, “Hemen makama getirin bunu” diye talimat verir.

 Faro'yu makama getirirler. Vali bey, Faro'ya çay ikram eder ve der ki: “Faro sen neden küfrediyorsun?”

Faro: “Vali bey arkamda ıslık çalıyorlar” der.

Vali bey, “Faro, onlar ıslık çaldıklarında eğer küfretmezsen. Her biri için sana, 1 lira vereceğim” diyerek Faro'ya güzel bir iş teklifinde bulunur.

Bu teklif Faro'nun çok hoşuna gider. Her aklına geldiği an gidip Vali beyden 1 lirasını alır. Aradan bir zaman geçmiştir. Faro bir gün Vali beyi Kışla Caddesi'nde görür ve hemen takip etmeye başlar. Birkaç defa “ Vali bey, vali bey!” diye seslenir ve akabinde ıslık çalar. Bu harekete sinirlenen Vali bey arkasına dönerek “Faro bak almayayım seni ayaklarımın altına.” diye Faro'yu azarlar.

 Faro bu boş durur mu? Savurur bir küfür ve ekler: “Sen benim ıslığıma tahammül edemiyorsun. Ama cümle alem benim arkamda ıslık çalarken sen bana onlara küfretme diyorsun” 

AFETİ YÖNETİMİNDE SINIFI GEÇTİK Mİ?

Malum olduğu üzere, 24 Ocak'ta merkez üssü Elazığ-Sivrice olan 6,8'lik depremde Malatya'mızın Doğanyol, Pütürge ve Kale ilçeleri de büyük hasar gördü. Depremin yaşandığı ilk andan itibaren devlet-millet el ele vererek yaraları sarmaya çalıştı-çalışıyor. Halen canla başla çalışan ekipler var sahada. Fakat deprem bölgesinden gelen bilgiler koordinasyon konusunda bazı sıkıntıların olduğu şeklinde. Özellikle maddi konularda büyük problemlerin olduğu söyleniyor. Bunun en büyük sebebi ise bana göre, depremin zararının boyutları daha hesaplanmadan bir takım sözler verilmiş olmasıdır. Zira depremin etkisi ilk etapta çok hafif olarak düşünüldü ve tespitler yapılmadan insanlara sözler verildi. Depremin verdiği hasarın boyutları büyüdükçe verilen sözlerin tutulması da zorlaşmaya başladı. Hal böyle olunca millet üzerinde olumsuz etkiler meydana geldi. Altyapının bozulmadığı elektrik ve suyun dahi kesilmediği bir afette yaşananlar daha büyük afetlere hazırlık konusunda çok daha büyük gayret göstermemiz gerektiğini işaret ediyor bence...

 CORONA VİRÜS SINIRDAN GEÇERSE, VAY MALATYA'NIN HALİNE!

Geçtiğimiz hafta “Kar ve yağmur için rahmet olduğu”nu vurguladığım bir yazı kaleme almıştım. Bu yazımı Malatya Büyükşehir Belediyesi'ni destek amaçlı yazdığımı iddia edenler de oldu. Doğru bildiğimi yazmaktan imtina etmediğimi ve etmeyeceğimi beni tanıyan herkes bilir. Eh bugünkü yazımız da Malatya Büyükşehir Belediyesi'ni yerelim biraz (!)

Bildiğiniz gibi şu anda Dünyayı kasıp kavuran bir virüs meselesi var. Çin'de binlerce insanın ölümüne sebep olan Yeni Tip Corona Virüsü (covid19), son olarak sınır komşumuz İran'da görüldü. Gelip sınırlarımıza dayandı. Ülkemizde görülmesi “An meselesi” diyebiliriz. Ülke olarak Sağlık Bakanlığı'nın öncülüğünde bir takım tedbirlerin alındığını biliyoruz. Alınan bu tedbirler “Yeterli mi, değil mi?” bilemiyorum. Fakat şundan eminim ki, bu virüs ülkemize gelse en fazla zarar vereceği şehirlerin başında Malatya gelir. Geçtiğimiz hafta yağan kar sonrası Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin yetersiz çalışmaları bu kanıya varmamdaki en büyük etkendir. 30 santimlik karda bile sınıfta kalan Büyükşehir Belediyesi Corona Virüs'le nasıl mücadele eder? Şehrin temizliği, dezenfektesi, ilaçlanması nasıl yapılacak? Bilemiyorum. Belediyemizin bu konuda mutlaka bir özeleştiri ve çalışma yapmaları gerekiyor. Bahsettiğim konuda çok ciddi bir sınav bekliyor bütün kurumlarımızı. Bunun için şimdiden iyi bir ön çalışma şart. Bu iş, sosyal medyadan fotoğraf paylaşmayla çözülecek bir iş değil. Ciddi bir emek lazım. Son bir not, Malatya şehir merkezinde, devlete ait sadece bir adet hastane var. Corona virüs için tedbir alınırken bu durum da göz önünde bulundurulmalı.

 TEKNİK DİREKTÖRÜ VE PRİMİ BİR DÜŞÜNMEK GEREK…

Peygamber Efendimiz'in buyurduğu “Nazar deveyi kazana, insanı kabre götürür” misali Yeni Malatyaspor başkanı Adil Gevrek'e nazar değdi zannımca. Süper Lig'de zirve mücadelesi veren bir takım görüntüsüyle bugünlere gelen Yeni Malatyaspor, bir anda tepe takla dibe vurmaya başladı. Antalyaspor yenilgisi, Yeni Malatyaspor için tehlikeli haftaların başladığını da gösterdi. Ligin dibindeki takımlarla aradaki puan farkının iyiden iyiye kapandığı bir dönemde Yeni Malatyaspor yönetiminin acil ve radikal kararlar alması gerekiyor.

Kamoyuyla paylaşılan bilgilere göre, yeni teknik direktörün futbolcular üzerinde herhangi bir yaptırımda bulunmadığını düşünmeye başladım. Küme düşmemek için Adil Başkan, “Futbolcuların üzerinde gölgesi olacak bir teknik adam getirmek zorundadır” diye düşünüyorum. İş bununla da bitmeyerek, galibiyet primi uygulamasının acilen devreye sokulması gerekmektedir. Hatta küme düşmemek için de prim verilmeli bence. Boşuna dememişler “Parayı veren düdüğü çalar”.

Prime dayalı maçlar Yeni Malatyaspor'un üzerindeki bu talihsizliği kaldıracaktır kanaatindeyim

Selam ve dua ile
Fiemainllah