dore okulları
Malatya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.55
  • EURO
    34.77
  • ALTIN
    2490.0
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    63649.34$

'Hedeflerimi 8 yaşındayken koydum'

19 Ocak, 2023, Perşembe 11:40Admin
'Hedeflerimi 8 yaşındayken koydum'

Türkiye'de “Müzik yapımcısı” denilince akla ilk gelen isim o... Henüz 10 yaşında babasının dükkânında işe başladı. Şehirleri tek tek dolaşıp plak sattı. Daha sonra kendi şirketini kurdu. Birçok ünlü ismin yetişmesinde, büyük rol oynadı. Yurt dışında prodüktörlük eğitimi alan, 7'den 70'e herkesin bildiği, tanıdığı ve Malatya'nın medarı iftiharı olan bir insan... Merkez Hasanbey Mahallesi'nde doğan Şahin Özer'den söz ediyoruz. Malatya Time Genel Yayın Yönetmeni Murat Çetin sordu, Özer tüm samimiyetiyle cevapladı.  

Şahin Özer çok nazik bir insan. Röportaja başlamadan söze giriyor: “Beni düşündüğünüz, buraya geldiğiniz için teşekkür ederim. Malatya Time güzel bir yayın. Masamın en üst yerinde Malatya Time'ı görebilirsiniz.” Medya sektöründe ayakta kalmanın zorluğunun farkında olarak ekliyor: “Sizin gibi kahramanlar çoğalmalı. Özellikle tanıtım önemli. O da zor bir iş. Bunu başarabilen, ayakta tutan Malatya Time'ın yöneticilerine, sahiplerine, Yeşil Malatya'ma, okuyucularınıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

 “40-41 TANE ÜNLÜ ŞARKICI ÇOCUĞUM VAR'

1956'da Malatya'da dünyaya geldi.10 yaşında yolu İstanbul ile kesişti.İlkokuldan sonra okulu bıraktı; ancak ortaokul ve liseyi azmedip dışarıdan bitirdi. Laleli Camii'nin altında plak satışı ve prodüktörlük yapan rahmetli babasının yanında çalışmaya başladı. Buradan Sultanahmet'e, Beyazıt'a gittiler. 1970'te Unkapanı'na taşındılar. 1980'te ise işleri ayırdılar. 1983'te “Şahin Özer Müzik”i kurdu. Uluslararası Müzik Yapımcıları Konfederasyonu (IFPI) Asya Grup Başkanı oldu. Birçok tanınmış ismi müzik piyasasına kazandırdı. “Bugün Türkiye'de, 40-41 tane ünlü şarkıcı çocuğum var” diyen Şahin Özer'i dinlemeye devam ediyoruz...  

RÖPORTAJ: MURAT ÇETİN

 Sayın Özer, az önce şahsım ve Malatya Time hakkında söylediğiniz sözlere teşekkür etmek isterim. Hemen her röportajın klasik sorusuyla başlayalım; Şahin Özer kimdir?

Malatya Merkez Hasanbey Camii'nin karşısındaki evde doğdum. Babaannem Yeşilyurtludur. Bir tarafı Yeşilyurt, bir tarafı Banazı… Annem Eski Malatyalı. Dedem Pütürgeli. Çok sevdiğim eşim ve 4 tane aslan gibi çocuğum var. 2 kız, 2 erkek. Allah herkese benimkiler gibi evlatlar nasip etsin inşallah.

 BENİ DEDEM VE BABAANNEM BÜYÜTTÜ

Malatya'dan ayrılma sebebiniz neydi?

Babam ile annem ayrı yaşıyordu. Beni dedem ve babaannem büyüttü. 10 yaşından sonra, hasretini çektiğim babamın yanına, İstanbul'a gönderdiler. Ben askerliğimi yaptıktan sonra, babam, mesleği bırakmak istedi ve gitti. Onun çalıştığı dükkânı kiralayarak devam ettim.  

DOĞDUĞUM YERİ UNUTMADAN DOYDUĞUM YERDEYİM

Malatya ile bağlarınız devam ediyor mu?

Bütün sülalem Malatya'dadır. Tabii ki gidip geliyorum. Orada başka bir hava kokluyoruz. O bana çok yarıyor. Havası ve suyu çok mutlu ediyor. Sevinçli ve kederli günlerde Malatya'ya gidiyorum. Malatya'da yaşayabilmeyi isterim. Malatyalı olmaktan duyduğum memnuniyeti, her zaman dile getiriyorum. Hatta “plakamızı söyleyeyim, siz anlayın “4x4'lük” diyorum. Doğduğumuz yeri unutmadan, doyduğumuz yerdeyiz. Malatya'yı her yerde temsil etmeye çalışıyoruz.  

MALATYA, TURİSTİN AKIN ETTİĞİ BİR YER OLMALI

Malatya Film Festivali'ni takip ediyor musunuz?

Geçen sene saygıdeğer valimiz ve belediye başkanımız beni davet ettiler. Ancak bir takım sebeplerden dolayı festivale gidemedim. Ben Malatya'daki her şeyi dünyaya götürmenin hesabını yaparım. Bizim birbirimizi tanımaya ihtiyacımız yok. 81 il birbirimizi biliyoruz. Etkinlikleri dünyayla paylaşmalıyız. Bu işler parayla değil,diyalogla olabilir. Bunu maalesef kendi içimizde başaramıyoruz. Birbirimizi çekemiyoruz ya da “Her şey benim olsun” diyoruz. İşin ehillerini göremiyorum! Malatya'da yediğim kayısının tadını hiçbir yerde alamıyorum. Öyleyse; ürünü altın değerinde satmalıyız. Malatya, turistlerin akın ettiği bir il olmalı.

HEDEFLERİMİ 8 YAŞINDAYKEN KOYMUŞTUM

Bu mesleğe girmenize kim vesile oldu?

Bizimkisi “Armut dibine düşer” misali. Baba mesleği gibi gördük. Bu renkli dünyada şarkıcılık yerine, idareci olmak istedim. Allah da bunu nasip etti. Ben hedeflerimi 8 yaşındayken koymuştum. “Bakan, milletvekili veya dünyanın en tanınmış insanlarından biri olacağım” diye ideallerim vardı. 

“DÜNYACA ÜNLÜ BİRİSİ OLMALIYIM” DİYORDUM

İyi bir akademisyen, doktor, yazar, siyasetçi olabilirdiniz. Neden bu kulvarı seçtiniz?

Üniversite sınavlarına girdim. Birçok fakülteyi yazabiliyordum; ama 8 yaşında koyduğum hedefler beni zorladı. “Dünyaca ünlü birisi olmalıyım” diyordum. Doktor, mühendis, inşaatçı her şey olabilirsiniz, fakat sevdiğiniz meslek ne ise, onu yapmalısınız. Mesela spora ilgili bir çocuk doktor veya mühendis de olabilir; ancak günümüzde kabiliyetine göre eğitiyorlar.10 yaşında babamın plak sattığı yerde, müzikle çok fazla zaman geçirmeye başladım. İnsanların sanat ve kültürle olan diyalogları hoşuma gitti. Büyüme çağımdaki bütün vaktim sanatçılar ile birlikte geçti.  

ARİF MARDİNLİ VE AHMET ERTEGÜN, HOCALARIMDIR

Allah bana yardım etti ve Amerika'nın en ünlü prodüktöründen 6 ay eğitim aldım. Arif Mardinli ve Ahmet Ertegün hocalarımdır. Geldiğim noktayla yetinmedim. “Yaptığımı satmalıyım” dedim. İngiltere'de Uluslararası Müzik Yapımcıları Konfederasyonu (IFPI)'a gidip, 6 ay da marketing eğitimi aldım. Ben birisini parlatacaktım ama, satabilecek mecra bulmalıydım. Tanıtıma ihtiyacımız vardı. Gitmeden önce de Cengiz Kurtoğlu, Arif Susam, Fatih Kısaparmak'ı yeni çıkarmıştık. Ama bizim için yeterli değildi. Batı ile entegrasyonu sağlamalıydık. Bunun yolu da yerinde öğrenmekti. Bu işleri Allah'ın yardımıyla başardık.

 “AHDE VEF”NIN OLMADIĞI BİR SİSTEMİ İDARE ETTİM!

Kimlerin ünlenmesinde katkınız oldu?

Çocuklarımın arasında; Cengiz Kurtoğlu, Arif Susam, Hakan Altun, Fatih Kısaparmak, Emel Müftüoğlu, Yonca Evcimik, Deniz Seki, Gökhan Özen, Davut Güloğlu, Güllü, Bülent Serttaş, Serkan Kaya ve Mustafa Sandal gibi birçok önemli isim bulunuyor. Hepsi sokakta bulup, meşhur ettiklerim. Albüm yaptığımız, onları dünya ile entegre ettiğimiz, müzik sektörüne yön verdiğimiz 20 sene var. Mesleğimi bırakmadım.Ama bir ara sisteme küstüm. “Ahde vefâ”nın olmadığı bir sistemi idare etmiş bir kardeşinizim...  

HEDEFİM, MALATYA'YA HEYKELİNİ DİKECEĞİM BİR ÇOCUK!

Meşhur ettikleriniz arasında Malatyalı olan var mı?

Malatyalı yok; ama Bülent Serttaş, Elazığlı. Serkan Kaya kardeşimiz var, yardımcı olmak istiyoruz.Ama Malatyalı kimse yok. Denk gelmedi. Yoksa Malatyalılardan birini dünyaya tanıtmak, bende gurur kaynağı olurdu. Yatkın birisini bulamadık. Kısa süreli hedeflerimin içinde “Malatya'ya heykelini dikeceğim bir çocuk” var. Malatyalı sanatçı dostlarımızla da iletişimdeyiz.  

SANATÇIDA ÖNCELİKLE “KARAKTER” ARARIM

Çalışacağınız isimleri tercih ve tespit ederken öne çıkan kriterlerleri sıralar mısınız?

Karakterli olması önemliydi. Baştacı yapılacak insanlara yön veriyoruz. Çünkü bizim makyajını yaptıklarımız emsal alınıyor. Bu arkadaşların Türk halkına uygun olması, bozulmayacak, şımarmayacak olması gerekiyor. Öncelikli konular bunlar. Daha sonrasında ise elbette sesi... 

SİSTEME KÜSMEK BANA ZARAR VERDİ

Son dönemlerde sizi sektörden biraz uzak görüyoruz. Bunun sebebi nedir?

Renkli dünyada birlik beraberlik ve ahde vefa yok. En büyük sebebi budur. 2000'den bu yana, başıbozuk düzeni yeniden toparlamak için çalıştım. Küsmenin belki insanlar tarafından algılanabileceğini düşündüm. Önemserler “Zorda ise yardım edelim” derler diyeceklerini sandım. Darılmanın sadece bana zararının olduğunu gördüm. Hiçkimsenin umurunda değildi. Bu, yaşamın içinde, her şeyde böyle. Eşiniz,çocuklarınız ve toplum ile ilişkilerinizde de aynı şekilde... Sonra dedim ki; “Renkli dünyanın içinde olacaksak kendimizi önemsetmeliyiz. Bunun için başarılı işler yapmalıyız.” Allah'a şükürler olsun, daha yüksek bir performansla hayata yeniden başladım.

 İNSANLAR; BABA, KARDEŞ, AĞABEY GİBİ SARILIYOR...

63'ündeyim. Yeni nesil de dahil herkes, sektöre 20-30 sene hizmet verdiğimi unutmadı. Yaptığımız işler o kadar güzel ve isabetliymiş ki,insanların beyninde, hafızasında ve gönlünde kalabilmişiz. Bu çok önemli. Mesela bugün, bir cenazeden geliyorum. Kiminle, kaç kişiyle tokalaştığımı bilmiyorum. İnsanlar Şahin Özer'i unutmamış. Baba, kardeş, ağabey gibi sarılıyorlar.

 MALATYA'YA HER ALANDA HİZMET ETTİM

İşinde başarılı, toplum tarafında sevilen birisiniz. Bunun sadakasını nasıl veriyorsunuz? Sosyal aktivitelerinizden bahseder misiniz?

Ben her yerde, her zaman varım. Malatya'da bugün milyonlar harcanan festivalleri, ben bedava yaptım. Sanatçılarımı oraya götürdüm. Bizde güzel bir atasözü vardır; “İyilik yap denize at. Balık bilmezse Hâlik bilir.” Vicdanım çok rahat. Ben Malatya'ya her alanda hizmet ettim. Gücüm yeterse de seve seve de devam ederim. Yeter ki Malatya görev versin. Çöpçü de olabilirim sözcü de... “Şahin Özer, Malatya için sokakları süpür” deseler, gücüm yettiğince süpürürüm. Çünkü ben orada doğdum, büyüdüm, suyunu içtim, oranın höllüğünde bezlendim. Doğduğunuz yere borcunuz vardır. Bunu maddiyatla ödeyemezsiniz. Maneviyatınız genişse, Allah da nasıl isterse öyle ödemeye çalışırsınız.

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ İLE TAM 35 YILDIR DOSTUZ

AK Parti'den İstanbul milletvekili aday adayı ve Beşiktaş Belediye Başkanı adayı oldunuz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile dostluğunuzdan söz eder misiniz?

Sayın Cumhurbaşkanımız ile tam 35 yıldır dostuz. Tanımaktan gurur ve şeref duyduğum, ülkem için çok önemli. Her yerde bağırarak da söylediğim gibi; İslam'ın son sancaktarı olan birisi. İyi-kötü gününde, hapishanede, insanların selam vermedikleri gün; özetle her dönemde yanında olmuşum. Önemli olan, insanın gönlünün zenginliği. İstanbul Jandarma Asayiş Vakfını Destekleme Derneği'nin de kurucu başkanıyım. Tayyip Bey ile arkadaşlık yapmam halinde tutuklanacağım yönünde tehdit edildim. O vakit komutana şu örneği verdim: “Sizi sevdiğimi biliyorsunuz. Siz de beni seviyorsunuz. 1-2 sene sonra emekli olduğunuzda sizi arayıp sormamamı ister misiniz?” Karşılığı şöyle oldu: “Hiç olur mu? Sen benim kardeşimsin.” Ben şu şekilde devam ettim: “O da benim kardeşim. Onu unutmamı istiyorsunuz. Böyle bir şey isterseniz, yarın sizi de hatırlamayız! Dostlarımız için gerekiyorsa hapse gireriz.”

 BEŞİKTAŞ'TA, 2004'TE OY ORANINI ARTIRDIK

Bunları söylediğimde Sayın Cumhurbaşkanımız için gazetelerde “Muhtar bile olamaz” manşetleri atılıyordu. O günden bugüne dostluğumuz, saygı çerçevesinde devam ediyor. Ölünceye kadar da böyle sürecek.Benim arkadaşlıklarım mezara kadar. 2004'te “sanat ve kültürün başkenti” gibi gözüken Beşiktaş ilçesinde AK Parti'nin adayıydım. Oy oranı yüzde 7'den yüzde 21'e çıktı; ama kaybettik. Dünyayı çok gezen biri olarak gördüklerimi Beşiktaş'ta uygulamak istedim.  

ÖZAL, MUHABBET İÇİN GECE DAHİ BENİ ARARDI

8. Cumhurbaşkanımız, merhum Turgut Özal'ın bulunduğunuz döneme nasıl bir katkısı oldu?

Allah rahmet eylesin. Özal'ın gece saat 02.30'da arayıp “Şahin ne yapıyorsun? Gel biraz muhabbet edelim” dediği birisiyim. Sabahlara kadar Sayın Cumhurbaşkanımız ile dünyayı konuştuk. O dönemlerde ben ayda 2 defa dünyanın çeşitli ülkelerine gidip geliyordum. Özal gördüklerimi anlatmamı istiyordu. Türkiye'yi dahi tanımayan bugünkü çocuklar şapkasını önüne alıp biraz düşünmeli! Cennet gibi bir ülkede yaşıyorsak, parçalanmadıysak kemer taşı Turgut Özal'dan sonra –Allah uzun ömürler versin- Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Özal o kapıyı açmasaydı, Sayın Erdoğan da oradan emin adımlarla girmeseydi bugün Türkiye bölünmüştü, başka ülkeler adı altında yaşayan vatansız insanlar olurduk.

 ERBAKAN ELİMDEN TUTUP HACCA GÖTÜRDÜ

Kanımız deli gibi akıyor. 200 küsur ülkeyi ve Türkiye'yi başka bir tarafa koymalısınız. Biz, bir karış toprak için canımızı verebilecek kadar cesaretliyiz. Bunu 15 Temmuz'da ve son olarak İdlib'de de gördük. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar insanı bir araya getiremezsiniz. Vatan nedir bilmiyorlar ki! Biz kenetleniyoruz. İnşallah maneviyatımız ve milliyetçilik gönlümüzden eksik olmaz. Siyasi partileri ve liderlerini çok iyi tanırım. Mesut Yılmaz ile pek aram olmadı. Rahmetli büyüklerimiz Alparslan Türkeş'in gönlünde ve gözünde olan; Necmettin Erbakan'ın elinden tutup hacca götürdüğü, hatta orada saçını kesen biriyim. Sayın Devlet Bahçeli ile de aram çok iyidir... 

YENİ NESLİN ANLAYACAĞITÜRDE MÜZİK YAPIYORUZ

Bu işin duayeni olarak size müracaat edenlere hangi tarz müziği tavsiye ediyordunuz?

Gelen çocuğun şekline, sesine, tipine uygun ne ise, onu tavsiye ederdim. İyi türkü okuyorsa ve o çocuğun dış görünüşü de buna uygunsa türkücü oluyordu. Yeni neslin anlayabileceği bir şekilde olmasına özen gösteriyoruz. Mesela; Cem Karaca'nın şarkısını türkü formatında okuttum. İçine de rap koydum. Amacım hem türküyü sevdirmek, hem de gençlerin hevesine uygun bir çalışma yapmaktı. Bunu başardık.  

MAALESEF TEKNOLOJİYE YENİK DÜŞTÜK!

Sizce müzik piyasası doğru bir yolda ilerliyor mu?

Maalesef teknolojiye yenik düştük. En çok kazanan sektör iken, bugün müzik yapımcıları iflas etti. “Ben telefondan indiririm, radyodan dinler, televizyondan izlerim” deniliyor. Ama bu, dünyada böyle değil. Bizim ayarımızdaki bir ülkede telif ve mekanik haklardan elde edilen gelir, 5 milyon dolar. Arada olgunluk farkı var.

 AHMET KAYA'YA “YUH”ÇEKENLER, ARKASINDAN AĞLADI

Ahmet Kaya halen güncel, eskimeyen ve herkesin dinlediği bir ses. Yurt dışında vefat etmesini ve yaşamının sonlarındaki muameleleri nasıl okudunuz?

Bazı şeyler, bazılarına ters geldi. Sebebi onların istediklerinin olmamasıydı. Önemli olanın dillerin değil, gönüllerin zengin olduğunu sonradan anladım. Ahmet Kaya ile ilgili kavganın olduğu mekânda ben de bulunuyordum. İnsanları susturan, yanlış yaptıklarını anlatmaya çalışanlardan biri de bendim. Ahmet'i “Vatan haini” olarak gösterdiler. Ama sonradan Ahmet'e “yuh” çekenlerin, rahmetlinin arkasından ağladıklarına şahit oldum. Ahmet Kaya'yı aramaya başladılar. Arkadaşlık yaptığım biriydi. Kardeşim gibiydi ve yurt dışında ölmesi bizi çok üzdü. Keşke Türkiye'de olsaydı. Ama Yaradan'ın bir şeyleri gözümüze soka soka göstermesi gerekiyordu. “Türkiye'de yaşasaydı ve vefat etseydi, bu kadar emsal olarak gösterilmezdi” diye düşünüyorum. Allah rahmet eylesin...  

GENÇLERE, YAŞANANLARI ANLATMALIYIZ

Eski ve yeni Türkiye arasındaki farklara dair sizin yorumunuz nedir?

Biz bir süreç geçirdik. Bu; var olmak ve yükselmekti. Şuanda şahlanışı yaşıyoruz. Sıkıntı içinde görünsek de, dünya bize gıpta ile bakıyor. Türkiye birçok şeyi başardı. İşte; askeri mühimmat, insansız hava araçları ve otomobil yapıyoruz. Ben Malatya'ya iki günde gittiğimi hatırlıyorum. Şimdi çıktığımız otobanlar, tüneller örnek gösteriliyor. Marmara Denizi'nin altından geçiyoruz. Bizim ortak olmamız gereken bir kader var. Yüzlerce yıldır Türkler eğilmemiş. Sevincimize ve başarımıza ortak olalım. Kendimizle gurur duyarak yürüyelim. Bundan 40 sene önce Türkiye'nin bu kadar gelişeceğini söyleselerdi “Hadi canım” derdim. Gençlere geçmişte yaşananları anlatmalıyız. 

BATI MI RAHAT, BİZ Mİ?

Mezhebi ve dini ne olursa olsun “Yaradılanı severim, Yaradan'dan ötürü” ifadesini her yerde kullandım. Benim için her şeyden önce birinin insan olması çok önemli. Her yerde, iyi ve kötüler var. Biz her zaman iyileri emsal göstermeliyiz. Çünkü başka bir vatan yok. Demokrasiyi yaşıyoruz; ama anlatamıyoruz. Örneğin; 4 yıl önce Amerika'da otobanda 4 kişi gidiyoruz. Ben, arkada Arif  Susam ile oturuyorum. Trafik ekipleri çevirdi. Şoför arkadaşımıza “Ne yaptık ki bu kadar korkuyorsun?” dedim. “Hızlı gittik” dedi. Polis eli, belindeki silahında geldi. Biz kıpırdamadan duruyoruz. Torpidodan ruhsatı çıkarana kadar 1 dakika geçti. Eli, ağır makinalı gibiydi. Biz ise polisler ile kardeşiz, arkadaşız. Onlar mı demokrat biz mi?Ülkemizin kıymetini iyi bilmeliyiz.

 9 KELİME-9 YANIT:

TÜRKİYE: Vatan, bayrak.

MALATYA: Orası olmasaydı ben olmazdım, Malatya'yı anlatmamıza imkân yok.

TURGUT ÖZAL: Reis, canımız, aydınlığımız.

AŞK:Allah.

KADIN: Olması gereken, anne, bacı, kardeş, hanım, kız.

İSTANBUL:Doyduğumuz yer.

SANAT:Toplumları bir araya getiren, el ele tutturan yaşam şekli.

MÜZİK: Hayatın renkli tarafı.

EVLAT: Ciğerimin yarısı.