-Ankara’da, “Yolu Malatya’dan geçenler” programına dair izlenimlerim…
-“Yolu Malatya’dan Geçenler” ne demek?
-Adamlık nerelerde aranmalıdır?
-Yemekli etkinlikleri takip edenlerin amacı ne?
-Davet edilmediği yere gitmek istemenin “hırsızlık” ile eş değer olduğunu biliyor musunuz?
-İş yapmayıp boy göstermek isteyenler kimler?
-Haftanın karikatüründe ne var?

Şair Eşref’e: “Efendim” diye sormuşlar. “Hicivleriniz, zehir gibi olmasına rağmen, neden hicvettiğiniz kişilerin isimlerini vermiyorsunuz?”
Şair Eşref: “Numarasız gözlük gibi kullanılsın diye…” karşılık vermiş. “Bütün bozuk kişilere uygulanması için, öyle yapıyorum” diye de eklemiş. Maalesef şöhret müptelası, o kadar bozuk plaklarımız varken; hangisinin ismini vereyim ki?
İmam-ı Gazali Hazretleri, “Davet edildiğin yere gitmek vacip, davet edilmediğin yere gitmek ise hırsızlıktır” diye buyurur. Bu sözleri bana der-hatır ettiren sebep, Malatya’mızın boş ve kof gündeminin, bu minval üzere olmasıdır.
Malatya Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz günlerde Ankara’da güzel bir organizasyona imza attı. “Yolu Malatya’dan Geçenler” ismiyle düzenlenen organizasyon, Ankara İlbank Sosyal Tesislerinde’ydi. Katılımın hayli yüksek olduğu organizasyonda, Malatya’da görev yapmış bürokratlar bulunuyordu. Malatya’nın tanıtımı açısından önemli organizasyonlardan biri olduğuna inandığım gece, aynı zamanda Malatyalıların vefasının da göstergesiydi. Malatya’ya hizmet etmiş bir çok bürokratlarla hasret giderildi.
Gayet başarılı bir şekilde yapılan organizasyon bittikten sonra, Malatya’mızın iş yapmayıp, boy gösterme meraklısı sivil toplum kuruluşu yöneticilerinden çatlak sesler yükseldi. İş yapmayan ve iş yapmak isteyeni de engelleyen zihniyet, yine davulu zurnayı kapmış, “Biz niye davet edilmedik?” tarzında feveran etmeye başlamıştı.
“Biz niye davet edilmedik?” diye feryat-figan edenlerin cehaletleri bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Okumayan, okuduğunu anlamayan bu zevat, organizasyonun ismi olan “Yolu Malatya’dan geçenler”i de anlayamamıştı. Belki anlarlar diye bir açıklama yapayım: Yolu Malatya’da geçenler demek; Malatya’da yaşamayan, Malatyalı olmayan ve Malatya’ya bürokrat olarak gelen kişiler için kullanılıyor. Yani Malatyalı olmayıp, görevi icabı Malatya’da bulunan (Hakim, Savcı, Kaymakam, İl veya Bölge müdürü, Vali gibi) kişiler demek oluyor.
Feryad-u figanla ortalığı birbirine katan zevatın derdi ne ola ki?.. Gündemi boş yere meşgul etmekten başka amaçları ne?
Kendisi henüz görevine Malatya’da devam eden Vali Bey’in bile bulunmadığı bir programda, sivil toplum kuruluşu başkan veya yöneticilerinin ne gibi bir ayrıcalığı olabilir? Kaldı ki; bunların hepsi Malatya’da doğmuş, büyümüş ve varlığını Malatya’da devam ettiren kişilerdir.
“Ahde vefa” adına yapılan organizasyonu takdir etmek yerine, almışlar ellerine sazı-borazanı “Bizi niye davet etmediler?” türküsünü söylüyorlar.
Malatyamızın en büyük sorunu, temsil yetkisinden yoksun ve liyakatsiz kişilere, koltukların teslim edilmesidir. Bunun böyle olduğunun en büyük kanıtı da, gündemde “zirve olayım” derken, “dipte gezinenlerin” varlığıdır.
Malatya için proje üreten, Malatya için çalışan ve Malatya’nın gelişmesi için didinen birinin “zaman fakiri” olması gerekir. Oranın-buranın yemeğini-gecesini kovalayacak vaktinin olmaması gerekir. O kişinin gece veya yemek kovalamak yerine, her yönüyle Malatya’ya katma değer sağlaması gerekir. Malatya-Ankara ve İstanbul arasında “mekik” dokuması gerekir.
Anlaşılan, birileri programa davet edilmediğinizden dolayı, kulağınıza “adam yerine konulmadığınızı” üflemiş. Adam olduğunuzdan şüphe eden yok. Bence siz, sizi ilgilendirmeyen konuların peşine düşerek; kendinizi tartışılır konuma getirmeyin. Adamlık böyle şeylerde aranmaz. Atalarımız boş konuşmamış “Taş yerinde ağırdır” diye. Oturun, oturduğunuz yerde…
Bu arada dilin kemiği yok ya, o sebepten organizasyonun yapıldığı sosyal tesislere verilen ücret hakkında, çok absürt rakamları telaffuz etmişler. O rakamları duyunca, bir an için ben de sosyal tesisin çok pahalı bir yer olduğunu düşünerek, mantıksız buldum. Çünkü İstanbul’un en lüks otellerinde dahi, bahsedilen miktarın onda biri fiyatına böyle bir organizasyon yapmak mümkündür. Bari atarken, biraz destekli atın…
Bu yalanı geçtik de, bunlara inananlara ne demeli?.. Kaldı ki; gündemimizin “yemek” gibi basit şeyler olmasına, dün de itiraz etmiştim; bugün de itiraz ediyorum. Bu tarz meseleler, bize yakışmaz.
Selam ve dua ile
Fiemanillah
Sayın editör, neden çağrılmadik diye feveran edenlerin bur tabak yemek gibi dertleri olduğunu sanmıyorum. Malatyanin tek sahibi selahattin gurkan değil, ev sahipliğini beraber yapmak istedikleri için söylemiş olabilirler. Bu kadar ağır yazmanızı gerektirecek bir durum yok zannımca.
Malesef Malatya'daki STK ların bir çoğu hiç bi şey yapmadıkları gibi iyiliğe engel olup, onu bunu "şucu, bucu" diye damgalayıp kendilerine yakın veya kendi adamlarına makam mevki verme derdindeler.Ya da o, bu ziyaretimize geldi diyip foto atmaktan başka Bi şey yapmıyorlar.
Murat Bey, yolu Malatya'dan geçenler programını çok taktir ettiğimi belirtmek isterim. Aynı zamanda Büyükşehir Belediyesine burdan yeni bir proje olarak şunu demek isterim. Malatyalı olup, Ankara'da Bürokrat olarak görev yapan insanlar içinde bir organizasyon yapılmalıdır. Malatya açısından büyük bir gövde gösterisi olur diye düşünüyorum.
Allah zenginin gözünü doyursun fakirin karnı doysa yetiyor. Boy gösterecekler diye ne bu telaş. Artık halk gözünü açtı! Koskoca şehrin temsilcisi olan Belediye Başkanımız davette yerini almış. Ne gerek var kuru kalabalığa. Bu durumu şöyle değerlendiriyorum: Dışı dolu içi boş insanlar
Geçenlerde bir habere rastladım. İsim vermeden eleştirimi yapmak istiyorum. Zaten haberi gören kimden bahsettiğimi anlayacaktır. Kapıya sıkışan BİR kedi haberi... Mevkı sahibi bir isim BU KONU HAKKINDA AÇIKLAMA YAPIYOR. Ekiplere teşekkür ediyor. Fotoğraf çektiriyor. Bu yazdıklarım yanlış anlaşılmasın. Bütün canlı dostlarımız bize emanet. O ayrı konu. Ama olayın bu kadar abartılması ne kadar doğru diye düşündüm. Hep şunu düşünürdüm. Büyük mevkilere gelen insanların işi çok zor. Bütün sorunların üstesinden gelebilmek için üstün zeka ve yoğun çaba gerekiyor. Ama yaşım ilerledikçe ve hizmet diye önümüze sürülenleri görünce bu ülkede bir makam sahibi olmak o kadar da zor şeyler değilmiş diyorum. Alt tarafı iki ziyaret, bir kedi haberi, birkaç yemekli toplantı ile oluyormuş. Ha bir de bir bakanla fotoğrafınız olunca da tadından yenmez
Ehliyet ve liyakat sahibi olmak çok farklı bir kavram... Bu kavramların vücut bulmuş halini görmek mümkün değil.
Murat Bey, kaleminize sağlık. Sizi öncelikle tebrik etmek isterim. Gündem o kadar yoğunken ve sorunlar ardı ardına gelirken bu tarz konuların konuşulmasının bir diş sarımsak kadar faydası yok! Çünkü şu ziyaret haberlerinden midem bulanmaya başladı. Haberlere bakıyorum; o ziyaret senin bu hayırlı olsun dilekleri benim diye diye zamanlarını boşa harcayan insanlar çoğunlukta. Kimine göre belki ağır bir kıyas olacak, ama kumar gibi alışkanlıkların zararlarından bahsediyoruz ya... Burada Zaman gibi önemli bir kavramın da boşa harcanmasından bahsediyoruz. Bu ziyaretleri zararlı alışkanlıklardan ayıran tek şey helal-haram kavramı oluyor. Onun haricinde zaman boşa harcanıyor. Zaman çok önemli bir nimet. STK'lar zaman kavramının önemine dikkat etmeli! Malatya'ya ne yaptık desinler! Ne yapsak kalkınabiliriz. Yemekli toplantıyı kovalayan onlarca ensesi kalın yetti de arttı artık...
Unuttuğunuz bir şey var... Bahsettiğiniz kişilerin taziye, düğün ve ziyaretler dışında yaptıkları pek bir şey olmadığından sosyal medya hesaplarından değişik bir organizasyonda bulunarak içinde malatyanın geçtiği bir paylaşım derdindeler. Kaçırınca da sitem ediyorlar bence normal.
Bir şeyleri doğru okumak liyâkat gerektirir..Herkes kendi işini doğru yapsa yerinde olacaktır..Malatya bu konuda potansiyelinin çok gerisinde..Böyle bir mesele bunun bir yansıması..