
Millet olarak, siyaseti çok severiz. Dost meclislerinde, kahvehane köşelerinde, hatta otobüste bile siyaset yapmaya bayılırız. Memleket kurtarıp, milleti refaha ulaştırmanın yollarını buluruz. Ancak siyasetten anlayamadığım ya da anlamak istemediğim bir konu var ki; siyasi rakipleri hakkında ağıza alınmayacak “hakaretlerde” bulunup, daha sonra hiçbir şey dememiş veya duymamış gibi yaparak birbirlerinin elini sıkmalarıdır. Bir birleri hakkında ağza alınmayacak laflar, hakaretler, iddialar, ithamlarda bulundukları halde; yine de aynı masada oturup muhabbetlerini ederler. Dahası partiler arası transferlerle aynı partide siyasete devam ederler. Buna da “profesyonellik” derler.
Örnek verecek olursak; hemen hemen her şeyde birbirine zıt iki parti olan CHP ve Saadet Partisi’nin aynı ittifakta yer alması, Eski Başbakan ve Bakanlardan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın altılı masada bulunması…
Geçtiğimiz günlerde Malatya’da bir masa kuruldu. CHP MYK üyesi ve Malatya milletvekili Veli Ağbaba’nın yanısıra, Ak Partili milletvekilleri Bülent Tüfenkçi, Öznur Çalık ile Ahmet Çakır, AK Parti Malatya İl Başkanı İhsan Koca ve MHP il Başkanı da söz ettiğim masada bulunuyordu. Siz bu durumu nasıl yorumlarsınız bilmiyorum. Bana göre bu ve yukarıda verdiğim misal gereği vardığım kanaat; menfaat üzerine bina edilen şeyin adı, siyasettir.

BU FOTOĞRAFIN VERDİĞİ MESAJ NE?
Vatandaştan “kopuk” bir şekilde siyaset yapan İhsan Koca, “apansız” hareketleriyle şaşırtmaya devam ediyor.
Konuya bir cihette bakınca, Ak parti Malatya il başkanı İhsan Koca tarafından “aday” gösterilmediklerinden ötürü, Akçadağ Belediye Başkanı Ali Kazgan “bağımsız”; Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu ise “Millet İttifakı” adayı olarak, 31 Mart’taki yerel seçimlere girmiş ve Ak Parti’nin bu ilçelerde kaybetmesine sebep olmuşlardı.
Konuya diğer cihetten bakacak olursak da “biat” kültürünün hakim olduğu iddia edilen Ak Parti’deki iki belediye başkanı, bu geleneği bozmuş ve Ak Parti Malatya İl Başkanı İhsan Koca, Cumhurbaşkanına “hesap” vermek zorunda kalmıştı. Peki bu fotoğraf karesinde İhsan Koca, Ali Kazgan ve Haluk Cömertoğlu’nu bir araya getiren sebep ne ola ki?..
“DEMEDİ, DEME!..”
Geçtiğimiz Cumartesi, Malatya’da bir restoranda, yaklaşık yüz kişilik bir toplantı tertip edildi. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki iş insanlarının yanı sıra, çarşı esnafı da toplantıya iştirak etti. Katılımcılar tam anlamıyla; şehrin mozaiğini yansıtıyordu. Farklı siyasi görüşten onlarca insan bulunuyordu. Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) eski başkanı Hasan Hüseyin Erkoç’un yanı sıra, mevcut meclis üyeleri de vardı.
Toplantıda, “MTSO’ya kim başkan olmalı?” sorusunun cevabı arandı. Vahap Küçük ve Erman Ilıcak gibi ticarette “rüştünü” ispat etmiş iş insanlarımızın adı da zikredildi. İş yoğunluklarından ötürü mezkur isimlerden “olumsuz” cevap alınma ihtimali ortaya çıkınca, Malatya’da bulunan bir iş insanının bu vazifeyi “deruhte” etmesinin, daha da doğru olacağı vurgulandı. Bu kanaat neticesinde bütün gözler bir anda, Akif Baştürk’e yöneldi. Akif Baştürk’ün “Başka bir aday üzerinde yoğunlaşalım” teklifi geri çevrilip, kendisinin önümüzdeki aylarda yapılacak seçimlerde MTSO’ya “aday” olmasına karar verildi. Böylece, önümüzdeki günlerde Akif Baştürk’ün adaylığını açıklamasını beklemeye koyulduk.
Büyük bir çoğunluğumuzun hatırlayacağı televizyon dizisi Kurtlar Vadisi’nde şöyle bir replik vardı: “Demedi deme İbrahim”. Hatta bir çoğumuzun diline pelesenk olmuş o repliği MTSO başkanlığı için adaylığa uyarlayacak olursak; Demedi deme İbrahim; Akif Baştürk, birkaç güne adaylığını açıklar.
BARUŞ’UN, AKILDA KALAN BİR İCRAATI YOK
Geçtiğimiz hafta Resmi Gazete’de yayımlanan Valiler Kararnamesi’yle, 3 buçuk yıldır Malatya’mızda görev yapan Aydın Baruş, Isparta Valiliği’ne atandı. Ülkemizin önde gelen valilerinden; Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu ve Van Valisi Mehmet Emin Bilmez de merkeze çekildi. Söz konusu kararnameyle, Malatya’mızın yeni valisi Hulusi Şahin de Batman’dan geldi.
Atamalar sonrası Aydın Baruş'un 3 buçuk yıllık karnesini değerlendirmek istedim. Bu kadar görev yaptıktan sonra, bir şehirden ayrılırken bıraktığınız eserlerle anılırsınız. Ayrılık gözyaşlarıysa anlıktır! Sayın Baruş, mütevazi ve mütedeyyin bir insan. Bu konuda hiç kimse olumsuz bir tek kelime etmez-edemez. Gösterişi sevmeyen, gözden uzak, hayır hasenatı seven bir kişiliktir kendisi. Fakat şehirde giderken, kendisini hatırlatacak eser bırakmamıştır. Görev yaptığı süreçte, ayyuka çıkan bütün olumsuzluklara karşın kılını kıpırdattığını görmedik. Onlarca yolsuzluk, usulsüzlük davası oldu; sesi soluğu çıkmadı.
Müdahil olması gereken bütün konularda sürekli bir adım geride durdu. En ufak memur atamalarında bile, inisiyatif almayarak, birçok insanın mağduriyetine sebep oldu. Devletin Valisi gibi değil, sıradan bir memur gibi davrandı sürekli. Maalesef giderken akıllarda bu haliyle hatırlanacak.
Atamayla ilgili ilginç konuşmalara da şahitlik ediyoruz. "Valiyi kim gönderdi?" diyenler var mesela. Normal şartlarda valiler bir şehirde iki yıl görev yaparlar. Başarılı olanlar ise üç yıl sonra giderler. Çok çok başarılı olanlar da 4 yılı görür. Bütün bunların istisnasına bakacak olursak; İstanbul ve Ankara valilerini görürüz. Geçtiğimiz yaz, Valiler Kararnamesi yayınlanmadığı için, Aydın Baruş, bugüne kadar Malatya'da kaldı. Aslında görev vakti geçen yaz dolmuştu. Yani öyle iddia edildiği gibi birilerinin baskısıyla gitmedi. Siyasilerin Vali hakkında, illa ki olumlu ya da olumsuz görüşleri olmuştur. Fakat gönderilmesindeki asıl sebep, görev süresinin dolmasıdır.
Malatya'nın yeni Valisi Hulusi Şahin de, Aydın Baruş ile hemen hemen aynı dünya görüşüne sahip ve aynı ekolden geliyor. Batman’dayken belediye başkanlığı görevini de yürüten Hulusi Şahin, siyasi yönüyle biraz ağır basacak gibi. Şehrimizin “dominant” siyasetçileriyle anlaşıp anlaşamayacağını zamanla göreceğiz. Bölge insanını ve bölgenin özelliklerini bilen biri olması, büyük avantaj. Belediyeciliği de biliyor olması, artı bir değer. Yeni Valimizin, belediyelerimizin Ankara’yla münasebetlerinde öncülük edebileceğini düşünüyorum. Hayırlı olsun.
“KAYISI YANDI” YAYGARASI YALAN MIYDI?
Sözde, çiftçiyi koruduğunu söyleyen bazı işgüzarlar “Kayısı tamamen yandı” diyerek, büyük bir “yaygara” kopardılar. Sosyal medya hesaplarından da desteklenen bu iddianın sonucunda, 1. Kalite kayısının fiyatı, bir anda 150 lirayı gördü. Ortaya atılan bu iddianın asılsız olduğu haberleri üzerine fiyat bir anda 100 liranın da altına gerilemiş durumda.
Sosyal medya hesapları üzerinden yayılan ve aynı kaynaklardan çıkan resim ve haberlerin gerçeği yansıtmadığı ve rekoltenin geçen yıl ki 60 bin tonluk rakamın en az iki katı olduğunu sahadan ayrıntılı bilgiler alarak tespit ettik. Özellikle Kale, Baskil, Battalgazi ve Darende ilçeleri olmak üzere, her yerde yandığına dair bilgilerin “kasıtlı” yayıldığını gördük. Çeşitli kaynaklardan, özellikle de muhtarlardan aldığımız bilgiler, hasarın yüzde 30-40 civarında olduğu yönünde.
Konunun “meddahlarının”, sahaya danışmadan zaman zaman meclis kürsüsünde, “afet yalanına” “uğunarak” sarılmalarının altında, ne gibi sebeplerin yattığını az-çok biliyoruz. Biliyoruz bilmesine de yine de soruyoruz: “Kayısı tamamen yandı” yaygarası, kimlere veya hangi “simsarlara” yaradı?
Son soru da devlet yetkililerine: Sahadan bilgi almadan ortaya atılan bu iddianın, büyük oranda yalan çıkması üzerine, resmi kurumların bir adım atması gerekmez mi?

FİSKOS
Yazdığımız kulis bilgilerinde “Öznur Çalık”ın ismi çokça geçiyor. Hal böyle olunca Öznur hanım, “Yine mi ben?” diye sitem edecektir. Fakat Malatya siyasetinde, Öznur Çalık “kompetanı” olmadan denklem kurulamıyor. Sadece ben değil, özellikle Ak Parti’de siyaset yapan-yapmaya çalışan herkes, benimle aynı fikirde. Anlaşılan o ki “Öznur Çalık takibi” adım adım devam ediyor.
“Öznur Çalık denklemleri”nin sonuncusu şöyle: Malatya’da siyasette iddialı birisiyle Öznur Çalık, ekip çalışması yapmaya başlamış. Bu çalışmaya göre; Öznur Çalık, Büyükşehir Belediye Başkanı olacak, ondan boşalan milletvekilliği koltuğuna da “mezkur” kişioturtulacak.
Selam ve dua ile
Fiemanillah
Karşılıklı anlaşmışlar. Pazarlık bitmiş gibi görünüyorlar. Çay şeker çorba, hazine arazileri, ihaleler. Falan filan.
Murat Çetin Hocam siyaset yemeğinin cevabı Demietrelin cevabı şöyle olurdu dün dündür bugün bugün
Anlaşılan Malatyanin sahibiyiz diyenler Tso başkanlığına da göz dikmişler. Oğuzhan başkan seni Tbmm de görmek istiyoruz.
Sırtını ismi "yüksek mezkureye" dayıyorsa bal gibide olur gardaş. Kadınlar devlet ricalinden el çektirilmez ise Allah korusun, Mevlam köküne el çektirir...
Öznur Çalık'ın olmadığı bir Malatya siyaseti düşünemiyorum olumsuz söylerler olsa bile bence Malatya siyasetinin en etkili ismi ve her kurumun başına yakışacak bir isim.
O zaman yeni MTSO başkanı hayırlı olsun diyelim.
MTSO mevcut başkanla devam etmesi zor görünüyor zaten siyasilerin desteği de yok Malatya için hayırlısı olsun.
Öznur Çalık bence belediye başkanlığından ziyade Aile ve Sosyal politikalar bakanlığına daha çok yakışır umarım bakan olur.
Mevcut şartlarda iktidarın oy alması çok zor görünüyor hal böyle olunca siyasilerin yaptığı matematik boşa çıkabilir.
Tso başkanı Oğuzhan başkanı seversiniz sevmezsiniz ama adam çalışıyor. Çalıştığı için sevemedi zaten kimse. Bizim malatyada çalışanı değil çalışmayım emredersiniz diyeni severler. Oğuzhan başkanın yerinde olsam hiç uğraşmam bunlarla, vekil ol destekciniz başkan.
Kayısıdaki don olayı konusunda bosbogazlik yapanların tespit edilerek yargı önüne çıkarılması gerekir. Ceplerini doldurmak uğruna sosyal medya tetikçilerini kullanan tüccar ve STK yetkililerinin yüzüne tukurulmesi gerekir aksi halde şeker de yağda ve daha birçok gıda maddesinde oynanan oyunlar marka değerimiz olan KAYISI da devam eder durur.
O masada iç seslerin aktif olduğunu biliyoruz ama kanıtlayamayız.
Ankara'dan gelen heyetin; "Hasar oranı yüzde 80" demesini nasıl yorumlarsınız? Bu bir ekip işi miydi? Kazanan kim oldu? Bunları sormak gerekli.
Klavye silahşorları, iş başındaydı. Üç beş kayısısı yanan sosyal medyada fotoğraf paylaştı. Olan vatandaşa oldu
Don olayının olduğu gecenin sabahı iki yetkilinin konuşmalarını da dinledim. Ramazan Özcan ve Fevzi Çiçek. MTB başkanı Ramazan bey bir felaketten bahsederken Fevzi Çiçek biraz daha sakindi. Ziraat odası başkanı panik yapılmamasına işaret etti. O gün Ramazan Özcan'ın 2014 yılındaki gibi korkunç bir don olayı ile karşı karşıyayız demesi hepimizi ürküttü. Ama Çiçek'in konuşması ile sakinledik. Tez canlı olmanın mantığı neydi anlamadım. Bugün görünen hasarın düşük olması da sevindirici bir gelişme.
Kayısılar yandı denildiğinde anlamamız gerekeni yanlış anladık. Toplum olarak her şeyin en olumsuz tarafını düşünmeyi severiz. Burada konunun yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Don olayı olduğunda kentin her bölgesi etkilendi anlamını taşımaz. Hepsinin yanması gibi bir durumu düşünmek mantığa da ters düşüyor. İllaki kayısı olacaktı. Tezgaha inecekti. O zamandan bunu kestirmek zor olmasa gerek. Zaten ilk etapta söylenen de hasar tespit çalışmalarının sonlanmasıyla sağlıklı bilgi verileceği oldu.
MTSO çok fazla kan kaybetti. Bundan önceki seçinde Sadıkoğlu'nu desteklemiştiniz. o zaman hepimiz kendisine çok güvendik. Ancak fevri tavırları ani çıkışları beni ve çevremdekileri yanılttı. Kentin üst düzey yetkilileri ile ters düşmesini hayretle izledik. Kısacası beklediğimiz gibi olmadı. Malatya gibi bir kentin ticarette sanayide daha ileri gitmemesi için bir neden yok. Yanı başımızdaki Antep ya da Maraş'tan ne eksiğimiz olabilir ki? Tabi ki yönetici eksiği diyoruz.
Murat Bey, uzun zamandır sizi takip ediyorum. Geçmiş seçimlerde de nokta atışı yaptığınıza şahitlik etmiştim. Gerek belediye başkanlığı seçimlerinde gerek MTSO seçimlerinde dediklerinizi bekleyip göreceğiz.
Öznur Çalık hakkında yıllardır belediye başkanı olacak söylemleri vardı. Anladığım kadarıyla bu bilgi kesinleşmiş gibi görünüyor. Kulis bilgilerinize göre aktardıklarınız onu gösteriyor. Benim kendi şahsi fikrim kente bir kadın eli değmesi güzel olur. Öznur Hanım'ın elinden her yemek yenir:) Siyasi tecrübesi ile Malatya daha yaşanabilir olabilir.