-Neden “memleket” için dua gerekli?
-Malatya’nın “tek milletvekili” Öznur Çalık mı?
-“Yeni Aysunlar” gelir mi?
- Aysun Bay Karabulut bundan sonra “Rektör” olabilecek mi?
-Sadıkoğlu “neyi” göremedi?
-Sadıkoğlu için, “İki cihetten fırsat” niteliğindeki durum ne?
-Fiskos Köşesinde kimler var?
-Haftanın karikatüründe ne var?

Amerikan Senatosu’nun 1950’lerdeki dini liderlerinden biri olan Dr. Edward Hale’a sormuşlar: “Senatörler için dua ediyor musunuz?”. Hale, bu soruya “Senatörlere bakıyorum ve memleket için dua ediyorum!..” diyerek cevap vermiş.
Bu hikayeyi aklıma getiren sebep, geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Malatya il Başkanı Hakan Yılmaz’ın bir paylaşımıydı. “Malatya İYİ Parti il Başkanı ve bir Malatyalı olarak soruyorum” diye kendi sosyal medya hesabında bir paylaşımda bulunan Hakan Yılmaz, “Öznur hanım; şu soruların cevabını bekliyoruz” diye de eklemiş. Ardından da “manifesto” niteliğinde 7 tane soruyu sıralamış.
Soruları incelediğimde, her Malatyalı gibi, benim de cevabını beklediğim sorular olduğunu gördüm. Sayın Yılmaz’ın, neden sadece Öznur Çalık’a bu soruları yönelttiğini ilk önce garipsedim. Çünkü bu soruların tek muhatabı Öznur Çalık değil, AK Parti’nin diğer üç milletvekili ve MHP’nin bir milletvekili olmalıydı. Soruların “retoriğine”, “siyak” ve “sibakına” bakınca, Öznur Çalık’ın ismi kasten tercih edilmişti…
-İYİ Parti İl Başkanı Hakan Yılmaz’ın ya diğer milletvekillerden “haberi” yok! Ki bu mümkün değil.
-Ya da “kabil-i hitap” bulduğu tek kişi AK Parti MKYK üyesi ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık’tır.
Eğer ikinci ihtimal söz konusuysa ve yapılan tasvir doğruysa; Amerikalı Hale’dan esinlenerek “Memleket için dua etmek gerek” derim.

YENİ AYSUNLAR GELMESİN DİYE!..
Aylardır, Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Aysun Bay Karabulut’la ilgili “skandallar”, “usulsüzlükler”, “yolsuzluklar” ve bunların haberleri konuşuluyor. Bugüne kadar yazılan-çizilenlere hiçbir cevap verilmedi. Ancak mahkemeye gidilip, devlet biraz daha meşgul edilerek zarara uğratıldı.
Karabulut, yazılanlara cevap vermediği gibi, onu o makama oturtanlar da cevap vermedi. Özellikle Karabulut'un ablası ve Ak Partinin en üst yöneticilerinden olan Öznur Çalık'tan da cevap bekledi tüm kamuoyu. Lakin oradan da her hangi bir cevap gelmedi.
Aylardır yazılanlar karşısında Yükseköğretim Kurumu, dayanamadı ve nihayet adım atmaya başladı. Aldığım istihbaratlar neticesinde, Aysun Bay Karabulut'un bundan sonra “Rektör” olamayacağını net bir şekilde söyleyebilirim. Bırakın rektörlüğü, bahsi dahi mümkün değil.
Ben burada, konunun unutulan veya görülmeyen önemli bir kısmını yazmak istiyorum. İddia edilen olayları, Karabulut’un tek başına yapması mümkün değil. Bu işlerin altına imza atacak suç ortakları da olmalı. Hatta bazılarında “Bay Karabulut'un hiç suçu yok” diyecek duruma geliyorum.
Bunca yanlış iş yapılırken, tıpış tıpış gelip imza atanları, karşı çıkmayanları, makam/mevki için yanlış işlere bulaşanları, nereye koymak lazım? Sırf “kadro almak” ve “yükselmek” için her işe “imza atanlar”, kurumu yönetiyor maalesef.
-Mesela ataması yapılmaması gerektiği halde Ömer Akkuş'un atamasını imzalayanlar ne kadar masum olabilir ki?
-“Temizlik elemanıyken” “remil atan” sonrasında ise “Öğretim Görevlisi” yapılan ve şimdi “Rektör Danışmanı olarak Üniversiteyi yöneten” kişinin, şartları sağlaması için, “sahte tecrübe evrağını imzalayanlar”; bu devlete ne katkı sağlar ki?
-Malatyayı hiç görmemiş, “yaşayıp”/“yaşamadığı” belli bile olmayan birisini “Sosyal Tesis İşletmesinde” işe başlatanlar ve aylarca görmedikleri adama “maaş” ödeyenler; helali/haramı bilir mi acaba?
Hasıl-ı kelam, yapılan her yanlışın altına imza atan birileri var. Bu imzaları atanların hepsi bir beklentiyle yapıyorlar bu işi. Hiç kimse kusura bakmasın; bile bile bir yanlışa imza atıp, karşılığında kadro alanların ne şerefi vardır, ne ahlakı, ne de onuru..! Bu tür insanlar sadece bu memleketin başına bela olmuş asalaklardır. Bunların tek faydası; onurlu ve şerefli insanların kimler olduğunu ortaya koymalarıdır. Öyle ya bu türler olmayınca, onurlu/şerefli insanlar hak ettikleri yerlere gelirler. İmza atmayarak, türlü türlü baskıya maruz kalanlar, oradan oraya sürgün edilenler, kurumlarına geri dönenler, kurum değiştirmek zorunda kalanların kıymeti, ancak onursuzların ayyuka çıkmasıyla belli olur.
Her şeye imza atanlar yapılan her yanlışta suç ortağıdır. Emin olun, bunlar bu işten en büyük zararı görecekler. Kişilikleri oturmamış bu insanlar, makam/mevki/para uğruna, her şeyi yapabilecek zavallılardır. Geçmişlerine baktığınız zaman, ya cezalarının varlığını görürsünüz; ya da ruhsal problemlerinin olduğunu... “Kullanılmaya müsait” bu tiplere bir şey vaad edin, boş senede bile imza atarlar. Devletimizin öncelikle bu zavallılardan “hesap sorması” gerekiyor. Çünkü konu, ancak böyle “rehabilite” edilebilir. Yoksa bir Aysun gider, başka Aysun gelir. Tezgah aynı şekilde işlemeye devam eder.

SADIKOĞLU, BUNU DA GÖREBİLSEYDİ!..
Ünlü fizikçi Albert Einstein’ın “İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça, hiçbir şeye ulaşamaz” sözü çok manidardır. Bu sözün daha iyi anlaşılması için, yönetmenliğini Chiwetel Ejiofor’nun yaptığı “Rüzgarın oğlu” isimli sinema filmini izlemenizi tavsiye ederim. “Yokluk” ve “yoksulluğun” konu edildiği filmde, zor şartlara rağmen, “azmin” elinden hiçbir şeyin kurtulmadığı anlatılır.
Filmde, azimle birlikte “düşüncenin”, “düşünmenin” ve “düşünerek” hareket etmenin önemini de görürsünüz. Yukarıdaki manidar söz ile filmden bahsetmeme sebep olan olay, bir ziyaretin sebep ve sonuçlarıdır.
MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, önceki gün, Malatyamızın çiçeği burnunda Valisi’ni ziyaret etti. “İyi de Sayın Valiyi Malatya’nın bütün bürokrasisi ziyaret etti. Sadıkoğlu’nun ziyareti neden bu kadar çok dikkatini çekti?” diye sorabilirsiniz. İşte cevabım: Bu ziyaret MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu için, “İki cihetten fırsat” niteliğindeydi. Lakin Sadıkoğlu, sadece birini gördü!
Birincisi: MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nun gördüğü fırsat; Giden Vali yerine gelen yeni Valiydi. Çünkü giden Vali Aydın Baruş ile Sadıkoğlu’nun arası hiç de iyi değildi. Hatta aralarında “husumet olduğu” kamuoyunda konuşuluyordu. 1’inci OSB’de yaşananlar ve giden valinin yaptığı “nanik” hareketler; herkes için malumu ilam olmuştu. İşte bu durumda Malatya Valisi’nin değiştiği haberi, eminim Sadıkoğlu için son zamanların en “müjdeli haberi”ydi. Bu süreçte, devletin valisiyle arayı “sıcak” tutmanın farkına varmış olan MTSO Başkanı, bu ziyaretle önümüzdeki günler için güzel bir başlangıç yaptı…
İkincisi: MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nun göremediği fırsat; Gelen Malatya Valisi Hulusi Şahin’in şehre gelmesini nimet bilerek, “yaklaşan MTSO seçimleri” için, bütün yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra; 70 meclis üyesini de toplayıp, muhtemel rakiplerine, “güç gösterisi” yapabilirdi. “Yapmadı veya yapamadı”. Burada acaba diğer meclis üyeleri davet edilmedi mi bilmiyorum ama, aksi yönde bir kanaatin oluştuğu kesin. Çünkü Oğuzhan Ata Sadıkoğlu her zaman böyle “münbit”, “müsait”, “müstait” ve “münasip” bir zemini kolay kolay bulamaz. Onun için düşünmek ve düşünerek aklını kullanmak çok önemlidir. Özellikle böylesine bir konumda olanlar için!…
İlgilisine not: Yapılan ziyarette Malatya Valisi Hulusi Şahin’i ziyaret eden MTSO meclis üyeleri şu şekildedir: Hasan Özkan, Hakan Er, Celal Abbas Karaduman, Eyüp Tav, Ömer Dinç, Mesut Özdemir, Mikail İkiz, Zekeriya Çelebi, Selim Gültekin, Oğuz Alkan, Osman Yıldırım, Bünyamin Yılmaz, Eşref Kalan, Ayhan Altınok, Mustafa Eroğlu, Özcan Dündar, Cumali Karahan ve Cemil Yıldırım.
FİSKOS: Önceki gün MTSO eski başkanı Hasan Hüseyin Erkoç’u aradım. Bana “Murat Bey kardeşim, bütün makamlar gelip geçicidir. Beni mutlu eden tek şey, şu anda Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan insanlardır. Yaklaşık 30 bin insan oradan ekmek yiyorsa, burada benim ve eski başkanlardan Mücahit Fındıklı’nın büyük emeği var” dedi.
Bu münasebetle, küçük bir kulis bilgisi verelim:
-MTSO başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’na karşın aday olmayı planlayan İş insanı Akif Baştürk’ün önümüzdeki hafta adaylığını duyuracağı…
-Akif Baştürk’ün çeşitli “STK”larla birlikte, “İş insanları”nın ve “Siyasilerin” de desteğini aldığı, gelen bilgiler arasında.
Geçtiğimiz haftalardaki yazdığım sözü hatırladınız mı? “Demedi deme İbrahim…”.
Selam ve dua ile
Fiemanillah
Malatyalı seçmen kızar, bağırır, çağırır Öznur ablalarıyla konuşunca mum gibi olup yine oy vermeye devam ederler. Liste başı öznur çalık olunca arkasından gelecek zirzibillere oy verniyorlar. N e öznurlar biter ne aysunlur.....
Oğuzhan beyden oy verenlerin beklentileri vardı fakat o bir süre sonra oy verenleri görmezden gelmeye başladı çok güçlendiğini düşündü ve hatalar yaptı ve bunun sonucunu seçimde hep beraber göreceğiz.
Bence İyi parti il başkanı Hakan Yılmaz, kısa yoldan popüler olmak istiyor. Onun için AK partili milletvekilleri içerisinde en etkili bir siyasetçi olan Öznur Çalık üzerinden sesini duyurmak istiyor. Tespitiniz güzel ve farklı bir bakıştan olayı yakalamışsınız. Ama İYİ parti il başkanı Hakan Yılmaz ise uyanık davranmış ve sesini nasıl duyuracağını iyi tespit etmiş. Burada Hakan Yılmaz’ın haklılığından ziyade, güçlülüğü önem arz ediyor
Oğuzhan başkanımız şehrimize hizmet etmeye devam edecek hem de Tbmm'de. Hayırlı olsun başkanım.
Oğuzhan bey'in rakibi eğer aday olursa çok güçlü ve nufusu olan biri mevcut duruma da bakılırsa Sadıkoğlu nun hem siyasi hemde iş dünyasından destek alması zor gibi.
Malatya'da halkla hemhal olan tek vekil Çalık. O yüzden hesabını da ondan sormuşlar.
Murat Bey Aysunlar bitmez şekil değiştirir. Güçlünün, güçsüzü ve sessizi ezdiği bir nesil yetiştiriyorlar. Her şeyi güçlü olana mubah görülen bir nesil yetiştiriliyor. Yaşayıp göreceğiz.
MTSO seçim sonuçları şimdiden hayırlı olsun. Ben bu bilgilerle seçim sonuçlarını gördüm. Çünkü bir önceki seçimde de tahminleriniz tutmuş ve desteklediğiniz başkan olan Sadıkoğlu kazanmıştı. O yüzden verdiğiniz bilgilere güveniyorum. Yeni başkan hayırlı olsun. Demedi demeyiz
Evet muhatap Öznur Çalık! Başka siyasetçi mi var memlekette.
Ülkenin geldiği durumun sebeplerinden biridir liyakatsizlik. Adamcılık ve yandaşlıktan süre gelen bu durum ülkemizi 50 yıl geriye götürdü umarım bu bir başlangıç olur.
Sadıkoğlu nun mumları azalıyor...
En çok bu haftaki yazıda Aysun hanım ın bir daha rektör olamayacağını öğrendiğim için tebessüm ederek okudum. inşallah ülkedeki diğer birçok kurumunda bu tarz yöneticilerden arınması dileğiyle.
Yeni MTSO Başkanı hayırlı olsun malatyamıza.
MTSO'nun önümden her geçtiğimde aklıma hep son seçimden 2 gün önce yapıp, seçim sonucunu doğrudan etkileyen müsiad röportajınız geliyor. Yaptığınız röportaj ile eski yönetim kazanma ihtimalini kaybetmişti. Bana öyle geliyor ki MTSO seçimleri yaklaşırken galiba sizi takip etmemiz gerekiyor...