© Malatya Time

Ankara'dan Malatya'ya Uzanan Görünmez Yardımın Malatya Şivesiyle Anlatımı

Bir vakitler, Ankara'nın yüksek dağlarının ardında, Mansur isminde, sözlerin taştan betondan sağlam olduğuna kanı koyan bir başkan yaşarmış. Bu başkan bir gün, gönlünden bir iyilik fıskiyesi püskürerek, Malatya'ya destek olma fikriyle dolup taşmış. Sosyal medyanın veliahtı Twitter'a sarılarak, bu niyetini millete ilan etmiş. Ama bakın siz, bu destek, Malatya'nın dökük dökük sokakları yerine, dijital alemin dört bir yanında yankı bulmuş.

Malatya'nın toz toprak içindeki mahallesinde, Veli ismindeki bir yiğit, Mansur Başkan'ın bu tweet'ini gözüne kestirivermiş. Hemen harekete geçmiş, hayalindeki çekiçle, törpüyle, yıkık dökük evinin avlusuna dalıvermiş. Veli'nin bu hallerine tanık olan komşuları, hayretle, "Veli baa, bu ne iş?" demişler. Veli, tebessümle, "Ankara'dan gelen destekle evimi yapıyorum ben," diye cevap vermiş. Komşuları birbirine şaşkın şaşkın bakış atmış; çünkü etrafta ne bir yardım ne de onarım için bir malzeme görünmekteymiş.

Zaman akıp giderken, Ankara'dan Malatya'ya uzanan bu yardım köprüsü, maalesef hala gözle görülür bir hâl alamamış. Malatyalılar her gün, Twitter'da bir yenisini eklenen teşekkür tweet'leriyle karşılaşır olmuşlar ama, ellerine geçen somut bir şey olmamış.

Sonunda Veli, bu sanal dayanışma macerasını "Ankara'dan Malatya'ya Uzanan Büyük Görünmez Köprü" adında bir masal kitabına dönüştürmeye karar vermiş. Kitabın son sayfasına da şunları eklemiş: "Ve herkes tweet atmış, ama kimsenin evi baştan aşağı yeniden yapılmamış. Çünkü tweet'ler, kuvvetli olsalar da, maalesef gerçek dünyada duvar örmüyorlar."

Bu hikâyeyi okuyan Malatyalılar, gülümseseler de, gerçek bir dayanışmanın ancak elle tutulur yardımlar ve somut adımlarla mümkün olduğunu içten içe iyi biliyorlarmış.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER