© Malatya Time

PSK. Danışman Furkan DENİZ / 81 İl Birincisi mi, 81 Nobel Adayı mı Ülkemize Katma Değer Sağlar?

PSK. Danışman Furkan DENİZ yazdı.


2025 yılı LGS & YKS birincilerinin fotoğraflarına bakarak gururlandığımız bu günlerde, durup kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor:

Ülkemizin yarınlarında, dünya ile rekabet edebilen bir ülke olabilmemize en çok katkı sağlamasını beklediğimiz bu denli başarı gösteren gençlere ne kadar alan açıyoruz?

Gençliğimizin LGS & YKS gibi sınavlara verdikleri bu yoğun efor; il birinciliği, Türkiye 20.si gibi başarılarla sonuçlansa da, maalesef ülkemize katma değer katmıyor. Çünkü gençler bu sınav süreçlerini büyük bir yılgınlıkla tamamlıyor. Aylarca — özellikle YKS öğrencilerinde bu süre çoğunlukla 2 veya 3 yıla yayılabiliyor — sosyal ilişki kurmadan, hareket etmeden, masada test çözen, dijital içeriklerle zaman geçiren gençliğimiz, sınav sürecinin sonunda depresif belirtiler ve yoğun bir kaygı ile bu süreci tamamlıyor.

Elde ettikleri üniversiteye yerleşmenin mutluluğunu yaşamaya başlamaları bile, çoğunun bedeninde iz bırakan bu yıpratıcı sürecin etkisini hafifletmiyor. Özellikle dereceyle yerleşen; ülkemizin fen ve matematik alanlarında başarılı gençleri, üniversite ve sonrası için yeterli motivasyon ve psikolojik iyi oluşla kariyerlerine devam edemeyebiliyor. Bu da, en potansiyelli gençlerimizin araştırma, merak etme ve üretme süreçlerine zarar verebiliyor.

Gençlerimizin; bilim üretmek, yazılım, sağlık ve yapay zekâ gibi alanlarda, kendi öz şefkatlerini aksatmadan bu denli yoğun çabalayacakları eğitim programlarına ve projelere ihtiyacımız var. Nobellere ihtiyacımız var.

Aksi takdirde, bu başarılı gençler sadece yerel tabelalarda kalacak, anılarda yer edinecek isimler haline dönüşecek.

81 il birincimizin veya dereceye giren gençlerimizin, 5-10 yıl sonra 81 farklı dalda Nobel’e aday olacak çalışmalar yapacağı bir hedefle yeni eğitim dönemine başlamalıyız. Gençlerimizin bu potansiyeline bakış açımızı; bulundukları lisenin, özel okulun ya da dershanenin “rekabet başarısı” ile sınırlamamalı, şehir panolarına yalnızca “Türkiye 1.si” yazmakla yetinmemeliyiz.

Çünkü birkaç gün sonra bu afişlerin yerini başka bir “1.si” alacak. Peki ya sonra?

Bu potansiyelli gençlerin Avrupa’daki araştırmacı gençlerle rekabet halinde olduğunu gösteren, şehir panolarına asılacak daha anlamlı bir tablo hayal etmek daha iyi bir fikir olmaz mıydı?

...

YAZININ TAMAMI BURADA

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER