© Malatya Time

'Bitkiler ve yapraklarla dost oldum…'

 

Yaprak sanatının önemli ismi Ömür Köroğlu:

Bitkiler ve yapraklarla dost oldum… 

YÜKSEL AKÇA 

Ömür Köroğlu yaprak sanatının günümüzdeki önemli isimlerinden biri. Uzun zamandır emek verdiği bu sanat dalında ilginç eserleriyle dikkatleri üzerine çekiyor.  Biz de Milli Gazete olarak konunun uzmanı Ömür Köroğlu'yla bir söyleşi gerçekleştirme imkanı bulduk.  Köroğlu, bu sanatın Osmanlı döneminde de varlığını sürdürdüğünü ancak o zamanın teknolojisiyle bunların günümüze kadar saklanamadığını aktardı. Sorularımızı samimiyetle cevap veren Ömür Köroğlu, “Yaprak sanatıyla oluşturduğu tablolarda, kullandığı malzemenin niteliğine paralel peyzaja ağırlık verse de "VAV" harfi betimlemesi gibi değişik tarzları da deniyor.

 Sayın Köroğlu, doğanın renklerini sanatla buluşturuyorsunuz. Bu ilgi çekici sanatla iştigal edişiniz hayatınızı nasıl etkiliyor?

 Hayatın içinde de, doğada olan her şey mevcut. Günlük yaşamımızda, üstesinden gelmekte zorlandığımız haller olabiliyor. Tam da bu esnada, doğanın “ Yalın, saf hali “ beni dinlendirirken, güçlendiriyor da... Doğa gibi muhteşem bir eserin içine, o bitkilerin ve ağaçların alemine daldıkça hayrete düşer, düşünür, düşünürken dinlenir, dinlenirken hayal ederim. Yaprak sanatı en çok baktığımı görmeyi, gördüğümü hissetmeyi, hissettiklerimi de yaşamayı öğretti bana.

 Osmanlı döneminde de yapılan bu sanatın günümüzdeki dikkat çeken temsilcilerinden birisiniz? Bu sanata katkınızı kendi sözlerinizle anlatabilir misiniz?

 Turizm Kültür Bakanlığına yapmış olduğum müracaatla bu eşsiz sanatın “Yaprak Sanatı” olarak, güzel sanatların bir dalı noktasında literatüre girmesine vesile oldum. Ardından açmış olduğum pek çok kişisel sergi ve davet edildiğim festivallerde yaprağın hallerini sanata dönüştürmenin keyfini yaşadım. Çiçekler ve ben önce yol arkadaşı, sonra iyi bir dost olduk. Zaman içinde birbirimizi tanırken, o bana rengârenk güzellikler içinde yaşamayı öğretti. Ben de ondaki güzelliği eserlerimde yaşatmaya çalıştım.

 Tamamen doğal ortamlardan topladığınız ve herhangi bir boya ihtiyacı hissetmeden ortaya çıkardığınız eserleri çeşitli zamanlarda sergilerinizde sanatseverlerle buluşturdunuz. Sergilerinize olan ilgiyi yeterli buluyor musunuz?

 Dünyanın pek çok yerinde çalışılan bu sanat, Türkiye'de henüz çok iyi bilinmemekte. Açmış olduğum sergilerde, katıldığım festivallerde ve olimpiyatlarda almış olduğum ödüllerle, sanatımı tanıtmaya gayret ediyorum. Açmış olduğum sergilerde ve canlı performans sunumlarında, insanların yüzlerindeki hayranlık ve hayret ifadesi ile izlemeleri beni oldukça mutlu ediyor.

 Yaprak Sanatı eserlerinden oluşan serginize ‘Beşinci Mevsim' adını vermenizin nedenini öğrenebilir miyim?

 Sergilerimden birinin adı ‘5. Mevsim'di. Bu ismi vermemizin nedeni, 4 mevsimden toplanan bitkilerle farklı ve her mevsimi doğasında taşıyan bir mevsim oluşturmuştum çünkü. Yazın sıcağı, baharın neşesi, kışın soğuğu ve sonbaharın hüznünü anlamlarıyla tablolara yansıtmaktı gayem.

 Sanatınız inceliklerinden bahsedebilir misiniz?

 Doğaya çıkıp malzemeleri toplamak ve işin mutfak kısmını oluşturmak oldukça yorucu olmasına rağmen, bir o kadar eğlenceli benim için. Keşfettiğim her yaprak, aslında orada vardı. Benim onu alıp resme yerleştirmem hem hayal hem fikirdi. Yaprağın doğru teknikte ilaçlanıp kurutulma aşaması, bu kadar zahmetten sonra en tarifsiz duyguları yaşadığım andı.

 Bir tabloyu oluşturmak için ne kadar zaman harcıyorsunuz?

 Eserlerin tamamlanma süresi birbirinden farklı. Tamamıyla benimle ve duygularımla ilgili. Bendeki ruh halleri ve ilhamın süresine bağlı. Tek bir yaprağı, yüzlerce yapraktan oluşan eserde yerine yapıştırırken, birbirlerine göre oran ve ölçülerini de hesaplamak gerekiyor. Bu noktadan bakıldığında, eserin meşakkatle oluşturulması uzun zamanlara dek sürebiliyor.

 Unutulmaya yüz tutmuş olan bu sanatı canlandırma adına, yeni sanatçıların yetiştirilmesi gibi farklı çabalarınız var mı?

 Şayet amaç, sanat ve doğa ise; sevenlerimizle bir arada olmaktan, öğrenmek ve öğretmekten, çok büyük keyif alıyorum. Bu noktada yetiştirdiğim öğrencilerim var ve halen de derslerimize devam ediyoruz. Gönlünde aşk, fikrinde çiçek ve ruhunda naifliği hisseden ve taşıyan herkesle bir arada olabilmek, onlarla sohbet ederken feyz almak çok güzel.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER