Dul Kadının 4 Ay 10 Günlük Sessizliği
FIKIHBir kadının kocası vefat ettiğinde başlayan iddet süresi, sadece hukuki bir zorunluluk değil; aynı zamanda toplumsal hafızada derin anlamlar taşıyan bir bekleyiştir.
Kimi meseleler vardır ki sadece satır arası bir hüküm değil, hayatın tam ortasında duran bir imtihandır. Dul kalan bir kadının yeniden evlenebilmesi için belirlenen 4 ay 10 günlük iddet süresi de böyle bir meseledir.
Bugünün hızına aldırmadan, takvimin yavaş aktığı o günler… Kadın için sadece yeni bir evliliğe hazırlanmak değil; kaybı kabullenmek, hatıralarla yüzleşmek ve yarınlara adım atmaktır.
İslam hukukunun çizdiği bu sınır, çoğu zaman tartışılır: “Neden bu kadar süre bekleniyor?” diye. Oysa mesele sadece nesep güvenliği değil; aynı zamanda kadının ruh dünyasına tanınan bir sükûnet payıdır.
İddeti hiçe sayıp erken evliliklere yönelenler, aslında hem dini hem de insani bir çizgiyi aşar. Çünkü bu bekleyiş, sadece kadının değil, toplumun da hafızasında yer eden bir onurdur.
HÜLASA
İddet, ölüm sonrası kadının bekleme süresidir.
Hamile ise süre doğumla sona erer.
Hamile değilse dört ay on gün sürer.
Bu süre bitmeden evlenmek haramdır.
Kadın nafaka alamaz ama miras ve mehir hakkına sahiptir.
İddet boyunca esas olan, evde kalmasıdır.
İlginizi Çekebilir