© Malatya Time

HER GÜN AŞURE, HER YER KERBELA!

Adem İnsanoğlu yazdı...

Yazınız başlığına bakılarak; “Kerbela Hadisesini” ya da Muharrem Ayının faziletlerini yazacağımı düşünenler yanılmış olurlar. Kerbela'dan hareketle; Irak veya Suriye konulu bir yazı yazacağımı düşünenler de yanılmış olurlar. Yazının başlığı eski bir ezgiden alıntı. Zamanın gençlerini İran ve Şia'ya meyletme çabası içerisinde olan grupların, gençlerin aklını yıkamalarına yardımcı bir ezginin sözleri bunlar. Asla tasvip etmediğim ve şiddetle eleştirdiğim bu ezginin yazımın başlığında yazılı cümlesi, Malatya'nın son bir ayını adeta özetlemiş durumda.

Vizyoner(!) belediye başkanlarımız her gün bir başka yerde devasa tencerelerden halka aşure çorbası dağıtırken, Malatya'da her gün su sıkıntısı çekilmekte ve Malatya adeta Kerbela'ya dönüştürülmektedir. Başkanlar aşure dağıtmaya devam ededursun; kışın kapımızı çaldığı, dağların beyaza büründüğü bu günlerde halk sürekli su kesintileri sebebiyle, perme perişan bir halde hayatına devam etmektedir. MASKİ her gün, “Falanca yere borular döşedik” diye haber gönderirken, hiç kimse “İçinden su geçecek mi?” diye bir soru sormuyor maalesef. Malatya'nın içme suyu sorunu ve gelecekte olası muhtemel sorunlarla ilgili plan, program ve çalışma yok. Ama paneller oldukça çok. Halkın onca sorununu gören yok. Ama aşure dağıtan çok.

Süslü cümleler de kullanıyoruz bazen, “Bizim toplum aşure gibidir. Her çeşit insan var” diyerek… İnsanları ırkları ve mezheplerine ayırabiliyoruz ama onları maddi durumlarına göre ayıramıyoruz. Fakir fukara edebiyatı yapmasını iyi biliyoruz ama garip gurebanın sorununu çözmek için kalıcı bir çözüm yolu üretemiyoruz. Makam araçlarının; sayısını artırıyoruz, modelini yükseltiyoruz. Ama fiyatlarına fahiş zam yaptığımız halk otobüslerinde veya trambüste birbirinin nefesini çeken, birbiriyle kardeş olmak zorunda olan halktan bîhaberiz.

Malumunuz bir darbe süreci yaşadık. Gariban halk sayesinde atlattığımız darbe girişiminden kurtardığımız ülkemizde, darbeden arta kalan makam koltuklarına sıkı sıkıya sarılanlar var; kendisini orada tutan halkı hiç göremeyecek kadar kör! Darbesavar gariban halka; zam üstüne zam yaparak darbe vurmaya çalışan belediyelerimiz var; böylelikle halka teşekkür ettiklerini düşünen… Elle tutulur dişe değer bir hizmeti yok belki belediyelerimizin ama başkanlarının boy boy afişleri dolu dolu reklam panolarında! Sahi kimin cebinden çıkıyor bu reklam ücretleri? Kimse soruyor mu acaba?

 

 

S.O.S. Veren Kaptaj!

Malatya son 2 aydır içme suyu konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Kendi cazibesi ile dağın dibinden çıkarak, evlerimize kadar gelen Malatya'nın meşhur şebeke suyu, yanlış uygulamalar ve bilinçsiz tüketim sorunu sebebiyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Burada sorun sadece kaçağa bağlı aşırı tüketimden kaynaklanmamakta, yöneticilerin beceriksizliği ve iş bilmezliği de önemli bir sebep olarak karşımıza çıkıyor. Yani suçu sadece tüketicide bulup, “Kaçak tüketim çok fazla” demekle, Malatya'nın su sorununu çözüme kavuşturmak mümkün değil. Atamalarda ehliyet ve liyakatın hiç aranmadığı kurumların başında belediyeler geliyor maalesef. Eğitimi, becerisi, bilgi birikimi ve tecrübesine bakılmadan; “kimin nesi” olduğuna bakılarak, yapılan atamalar sebebiyle, belediyeler bazen çiftlik diye tabir edilir. Hal böyle olunca da sorun ve sıkıntıların merkezinde belediyeler olur. Halbuki tam tersi bir yöntem tercih edilmelidir. Zira milletin en çok sorun ve sıkıntısı doğrudan belediyelerle ilgilidir. Liyakat ve ehliyete uyulmadan yapılan atamalar, sorun ve sıkıntıları gidermek yerine daha çok artmasına sebep olurlar. Hele su ve kanalizasyon idaresi gibi stratejik bir birime yapılacak atamaların, ince elenip sık dokunacak bir tercihle yapılması şart. Aksi halde sorunlar büyür ve şehir giderek “Kerbela'ya” döner. MASKi'ye yapılan atamalara bakılınca; ehliyet ve liyakatten söz etmek mümkün görünmüyor. İşte yaşadığımız sorunların temelinde bu ehliyetsiz ve liyakatsiz kişilerin almış olduğu kararlar ve yaptıkları uygulamalar yatıyor. Malatya'nın içme suyunu karşılayan kaptaj artık s.o.s veriyor yani can çekişiyor. Böyle giderse birkaç yıl sonra Malatya'nın yarısının bile su ihtiyacını karşılayamayacak duruma gelecek. Büyükşehir ve MASKİ yöneticilerinin bir an önce alternatif kaynaklar veya yerine göre yerel kaynaklar bulmaları şart. Kış ve ilkbahar aylarında kaptajda aşırı debiden kaynaklı su fazlalığının depolanabilir bir sisteme dönüştürülmesi bu alternatiflerden birisi. İçme suyu barajları, yakın ve uzak kaynak suları ile sondajlar başka alternatif kanalları. Bu hafta Adıyaman/Sincik İlçesine 35 km mesafeden 70lt/sn su getirildi. Malatya için bu tür kaynaklar var ve bunların kullanılması gerekiyor. Aksi halde bir iki yıl sonra şehrin bir kısmı tamamen susuz kalabilir. Bu sebeple, alternatif kaynakların şimdiden hazır hale getirilmesi elzem.

 

FETÖ'de Yapılan Yanlışlar…

FETÖ ile mücadele edilen illere baktığımız zaman sayısal olarak en başta gelen illerden birisi Malatya. Fakat daha öncede yazdığım gibi ben Malatya'daki mücadeleyi biraz tiyatro biraz mizansen olarak görüyorum. Dikkat ederseniz Malatya Valiliği tarafından açığa alınan kişilerden neredeyse hiçbiri ihraç listesinde yer almıyor. Listede Malatya'dan memurlar elbet var ama ne hikmetse bu memurlar Valilik tarafından açığa alınanlar değil, Bakanlıklar veya Genel Müdürlükler tarafından açığa alınanlar. Demek ki Valilik bu konuda ciddi hatalar yapıyor. Duyduğumuz kulağımıza gelen o kadar iddia var ki; hangisini yazalım diye şaşırıyoruz. Hepsini yazmak yerine bizim taraftan görüneni söylemek daha doğru olur diye düşünüyoruz. Bize gelen iddialara göre; Malatya Valiliğinde OHAL'den sorumlu Vali yardımcısı, dedikodu dahil her iddiayı dikkate alıyor ve en ufak bir emare bulursa, memuru açığa alıyor. Hatta açık bulmak için özel bir çaba sarf ettiğini söylemekte yanlış olmaz. Ayrıca öyle milat olarak 2014 yılını da baz almıyor, yeter ki bir emare olsun; yılı hiç önemli değil. Sohbete gideninden gazete abonesine, dernek üyesinden vakıf üyesine, hesap açanından para havale edenine, çocuğunu dershaneye göndereninden özel okulda okuyanına kadar herkesi açığa alıyor. Üstelik tüm bu işlerin yapıldığı yıla bakmıyor bile!

Bütün bunları yapmasının mantıklı, haklı, insani, vicdani ve ahlaklı bir sebebini bulamıyoruz. Fakat bu davranışın sebebinin; olsa olsa “bu işi sulandırmak” olduğunu düşünüyoruz. Evet, maalesef devletimizin Malatya'da bu işin başına verdiği kişi bilerek veya bilmeyerek FETÖ davasını sulandırıyor. Konunun öyle olmadığına milleti ikna etmek zorunda aksi halde bu durumda görünen o. Malatya Valisi Mustafa Toprak bir an önce bu tiyatroya son vermelidir. Devletin milat olarak esas aldığı 2014 yılını baz alarak açığa aldığı kişileri tekrar gözden geçirmelidir. Aksi halde vebalini aldığı kişiler var ise, o vebalin altında kalır bizden uyarması.

Aynı sulandırma çabası bazı Kaymakamlarda da görülüyor. Özellikle bir kaymakamın, personeli ile ilgili soruşturmayı bitirdiği ve bu sefer eşleri ile ilgili soruşturma yapmaya başladığını duyduk. Eşlerin kimlik fotokopisi ve telefon numaralarının istenildiğini ve bu durumun Türkiye'de bir ilk olduğunu öğrendik. Kaymakamlarımıza tavsiyemiz FETÖ'yle mücadele ederken, mülki amirliğini yaptıkları ilçelerin diğer sorunlarını da göz ardı etmemeleridir. İlçelerin bir sürü sorunu var, bütün mesaiyi FETÖ'ye harcarsanız ilçenin sorunları giderek artar ve altından kalkılmaz bir hal alır. İlçelerimiz için projeler üretin, kaynak bulun, turist çekecek faaliyetler yapın, tarımsal kalkınma için hamleler yapın… FETÖ'yle mücadeleyi elbette bir kenara bırakmayın fakat bütün mesainizi de buna harcamayın!

Bütün bu yanlışların yanında hâlâ el atılmamış kurumlar var, belediyeler ve özel idareler bunların başında geliyor. (Gerçi Malatya'da özel idare yok ama yerine kurulmuş olan bir kurum var) Özellikle belediyelerle ilgili hiçbir çalışma olmadı, birkaç açığa alma dışında. İhraç edilen memur sayısı ise neredeyse yok. Belediyelerden FETÖ ve FETÖ ile iltisaklı kurumlara yapılan bağış ve yardımlar ile hibelerin iyice araştırılması gerekiyor. Valilik OHAL ve Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu konuyu da değerlendirmesi gerekiyor.

FETÖ'yle ilgili önemli hatalardan bir tanesi de açığa alınıp geri dönen kişilerin eski görev yerlerine iade edilmesi sorunu. Özellikle yönetici konumunda olanlar için bu durumun oldukça büyük sıkıntılar doğuracağı kesin. Yönetici olup aynı şekilde görevine iade edilen birkaç kişi var Malatya'da. Bunların ilk işleri muhtemelen personelleriyle uğraşmak olacaktır. “Kim beni şikayet etti” gibi bir bahane bularak, personel içinde cadı avına çıkacak bu kişilerin verimli olmayacağı kesin. Aynı şekilde personellerde de verim düzeyi düşecektir. O sebeple, bu tür kişilerin bekletilmeksizin bir rotasyona tabi tutulması oldukça önemli.

 

Malatya'da ahvali bundan ibaret. Bir tarafta koca kazanlarda dağıtılan aşureler, diğer tarafta su sıkıntısı çeken mahalleler. Bir tarafta FETÖ'yle mücadele ediyorum diyerek masum insanları açığa almalar, diğer tarafta elini kolunu sallayarak ortalıkta gezen gerçek FETÖ'cüler. Bir tarafta lüks makam arabasıyla seyahat eden yöneticiler diğer tarafta fahiş fiyata otobüsle sıkış sıkış seyahat eden halk. Bir tarafta darbesavar gariban millet, diğer tarafta onları göremeyen devlet! Maalesef her yönüyle giderek Kerbela'ya dönüşen bir Malatya var karşımızda. Allah sonumuzu hayretsin.

 

Selametle…

Adem İnsanoğlu

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER