Kâinatın Kodlarını Çözmek: İlahi İşaretler Üzerine Derin Bir Tefekkür

Bu muazzam kâinat, adeta bir kitap; her bir varlık, ilahi bir harf olarak karşımıza çıkar. Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin Risale-i Nur külliyatı, bu harfleri okuma sanatını bizlere öğretir. İşte bu, ilm-i hakikat dediğimiz derin bir bilgi yolculuğudur; eser, fiil, isim, sıfat ve zat üzerine kurulu bir anlayıştır. İlahi bir ders verme havasıyla yazılmış bu metin, kâinattaki ilahi işaretleri anlamamız için bize rehberlik eder.

“Fenzur ila asari rahmetillahi keyfe yuhyil arda ba’de mevtiha; inne zalike le muhyil mevta, ve huve ala kulli şey’in kadir.” Bu ayet, Allah’ın rahmetinin eserlerini, ölümden sonra yeryüzünü nasıl dirilttiğini, ölüleri nasıl dirilteceğini ve her şeye güç yetirebilir olduğunu anlatır. Üstad, bu ayeti yüz defa tekrar ederek, her bir kelimenin derinliklerine inmemizi ve ondan ilahi dersler çıkarmamızı önerir.

Bu, zaten sahabe mesleğidir ve Risale-i Nur okuyucuları, bu meslek üzerine yoğunlaşmalıdır. Bu yaklaşım, bizi sadece bilgiyle donatmaz, aynı zamanda ruhumuzu ve karakterimizi de şekillendirir. Kâinattaki her detayda Allah’ın eserlerini görmek, onların içindeki fiil ve hareketleri okumak, isim ve sıfatları anlamak; işte bu, Risale-i Nur mesleğinin bize öğrettiği derslerdir.

Gelin, ilahi işaretlere kulak verelim ve bu hakikatler ışığında, kâinatın sırlarını keşfetmek için yüreklerimizi ve zihinlerimizi açalım. Gerçekten de, ilm-i hakikat yolunda ilerlemek, sadece bilgi edinmek değil, aynı zamanda ruhumuzu ve zihnimizi geliştirmek demektir. Bu yolculuk, kuru teoriden çok daha fazlasını gerektirir; o, aynı zamanda bizleri bütünüyle dönüştürebilir.

Murat Çetin