Karikatürlerle Temmuz
ÖZEL HABERUsta gazeteci Murat Çetin, Temmuz ayında da her pazartesi “Hasbihal” köşesinde Malatya’nın nabzını tuttu. Gündeme dair ne varsa, perde arkasıyla birlikte ele aldı. Bazen bir fotoğraf karesindeki gülümsemeyi sorguladı, bazen de şehirde olmayan bir altyapının üzerine kurulan vitrinleri yazdı. Kalemi keskin, dili açık… Yalnızca olanı değil, olması gerekeni de anlattı. Yazdıkları sadece birer köşe yazısı değil; Malatya’nın hâlini, ruhunu ve kırgınlığını yansıtan tanıklıklardı. Ve her yazı, Kasım Özkan’ın karikatürleriyle görsel hafızaya kazındı.
İşte Temmuz ayı böyle geçti…
Murat Kurum Neden Gelmedi, Biliyor musunuz?
Temmuz ayında Malatya’da en çok konuşulan konulardan biri, Murat Çetin’in “Hasbihal” köşesinde gündeme taşıdığı ve büyük ilgi gören yazısıyla yankı uyandıran bir soruydu: “Murat Kurum neden gelmedi?” Daha önceki iki iptalin ardından, üçüncü kez de Malatya ziyareti gerçekleşmeyen Kurum’un gelmemesi şehirde spekülasyonlara yol açtı. Kimi kırgınlıktan, kimi sert raporlardan, kimi de altyapı yetersizliğinden bahsetti. Ancak Murat Çetin, bu söylentilerin ötesine geçerek asıl nedeni net bir şekilde ortaya koydu: Kurum, İstanbul’daki deprem hazırlıkları ve İzmir’deki yangınlar nedeniyle Malatya’ya gelememişti.
Kasım Özkan’ın bu yazıya eşlik eden karikatüründe, dört gözle bekleyen ama arka arkaya hayal kırıklığı yaşayan bir Malatya halkı resmedilmişti.
**
Minare Yıkıldı, Müdür Kıpırdamadı!
Temmuz ayında yankı uyandıran bir diğer yazı, yine usta kalem Murat Çetin’in kaleme aldığı ve Malatya’daki kamu sorumluluğu krizine ışık tutan “Minare Yıkıldı, Müdür Kıpırdamadı!” başlıklı yazıydı. Büyük ilgi gören bu yazı, 6 Şubat depreminin ardından Malatya’da yıkılan üç önemli camiyi (Söğütlü Camii, Yeni Camii, Ulu Camii) ve Vakıflar Bölge Müdürü’nün bu yıkım karşısındaki kayıtsızlığını sert bir dille eleştirdi.
Kasım Özkan’ın karikatürü, yıkım karşısında harekete geçmeyen bürokrasinin ve değer kaybının görsel bir ifadesiydi.
**
Vali Gitti, Belediye Fark Etmedi!
Temmuz ayında Murat Çetin’in kaleme aldığı ve kamuoyunda oldukça ses getiren yazılardan biri de, Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı trajikomik bir hata üzerinden şekillenen “Vali Gitti, Belediye Fark Etmedi!” başlıklı eleştiriydi. Yazı, belediyenin bir basın bülteninde görevine yeni başlayan Vali Seddar Yavuz yerine eski vali Aydın Baruş’un ismini kullanmasıyla yaşanan kurumsal dağınıklığı gündeme taşıdı.
Bu hatanın ötesinde, yazının dikkat çektiği asıl nokta; şehrin yönetiminde hâlâ güncellenmeyen, tekrara düşen ve refleksleri körelmiş bir zihniyetin hüküm sürmesiydi. Çetin, “kurumsallık” kavramının artık sadece bir klasör adı olarak kaldığını; düşünsel ve yapısal anlamda işlemediğini, ironik ve eleştirel bir dille vurguladı.
Kasım Özkan imzalı karikatür, sistemsizliğin ve otomatiğe bağlanmış yönetim anlayışının hiciv dolu bir tasviriydi.
**
Sami Er Konuştu, CHP Yürüdü!
Temmuz ayında Usta Gazeteci Murat Çetin’in gündeme taşıdığı ve okurlar arasında büyük ilgi uyandıran bir başka başlık, Malatya’da yaşanan siyasi gerilimi ortaya koyuyordu. CHP’nin Malatya Meydanı’nda düzenlediği mitingde, aslında bir AK Partili olan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in açıklamaları okunuyor, halk ise bu durum karşısında şaşkınlığını gizleyemiyordu.
Murat Çetin’in ifadesiyle, Malatya’da siyasi muhalefetin yeni adresi artık CHP değil; AK Parti içindeki muhalifler olmuştu. Bu durum, şehrin siyasi dinamiklerinde önemli bir değişimi işaret ediyordu.
Karikatür, siyasetin iç içe geçmiş karmaşık ve ironik durumunu gözler önüne seriyordu.
**
Veli Ağbaba’ya Pas Geldi, Topa Vurmadı… Yoksa Kaleci Aynı Takımdan mı?
Temmuz ayının önemli gündem maddelerinden biri de, Murat Çetin’in köşesinde yer alan ve CHP’li milletvekili Veli Ağbaba’nın Malatya’ya yönelik sessizliği üzerine dikkat çeken yazıydı. Ağbaba, Türkiye genelinde eleştirel ve aktif bir muhalefet figürü olarak tanınırken, Malatya özelinde sessiz kalması okurların ve Murat Çetin’in tepkisini çekti.
Karikatür, muhalefetin görevini yapmamasıyla yaşanan boşluğu hicvediyordu.
**
Kulp Takmazsan, Kulp Takarlar!
Temmuz ayında Murat Çetin’in Hasbihal köşesinde yer alan ve okurlar tarafından dikkatle takip edilen bir başka yazı, Malatya’daki gazetecilik ve ifade özgürlüğü üzerineydi. Çetin, kendi emeğiyle, kendi imzasıyla yazdığı yazıların bile bazı kesimlerce sürekli sorgulandığını ve her adımın yalanlanmaya çalışıldığını dile getiriyordu.
Malatya’da yazıların doğruluğu ya da önemi değil; kim tarafından, ne amaçla yazıldığı ve yazılmadığına dair çıkarımların ön planda olduğunu vurgulayan Çetin, bu durumu gazeteciliği bir meslek olmaktan çıkarıp adeta sabır ve dayanıklılık işine dönüştüren bir iklim olarak nitelendiriyordu.
Kasım Özkan’ın darbeli çizimi, durumu tam anlamıyla özetliyordu.
**
Etti mi 23 Milyar?
Temmuz ayında Malatya’da en çok konuşulan yazılardan biri de Murat Çetin’in “Etti mi 23 Milyar?” başlıklı eleştirisiydi. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından göreve başlayan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, belediyenin borcunu “17 milyar TL, faiziyle 23 milyar TL” olarak açıklamış; bu rakam şehirde büyük yankı uyandırmıştı.
Ancak Murat Çetin, resmi bütçe verilerini ve Sayıştay raporlarını inceleyerek bu borç iddialarının çarpıtıldığını gösterdi. 2019-2023 yılları arasında belediye gelirlerinin 6,5 kat artışla 495 milyon TL’den 3,2 milyar TL’ye yükseldiğini; toplam gelir ve giderler arasında yaklaşık 3,2 milyar TL açık bulunduğunu vurguladı.
**
Gülüyoruz, Çünkü Acıyı Anlamıyoruz
Usta Gazeteci Murat Çetin, Temmuz ayında yayımlanan yazısında, 15 Temmuz’un acısını yaşayan Malatya’da kaydedilen trajik bir görüntüyü sert bir dille ele aldı. Şehit babasının evinde çekilen ve sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf üzerinden, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in ve protokolün davranış biçimini sorguladı.
Kasım Özkan’ın karikatüründe, gülümseyen protokol figürleriyle karşılaştırılan donuk ve yorgun bir şehit babasının yer aldığı sahne resmedilmişti.
**
Yanarsa Ağbaba, Sönerse Çınar
Temmuz ayında Murat Çetin, Malatya’daki siyasi gerilimleri ve karşılıklı suçlamaları çarpıcı bir şekilde ele aldı. Organize Sanayi Bölgesi’nde Ağbaba ailesine ait iş yerinin yangın haberiyle başlayan yazıda, CHP’li Veli Ağbaba ile AK Partili Mehmet Çınar arasındaki rekabet ve karşılıklı hedef gösterme politikaları gündeme taşındı.
Karikatür oldukça düşündürücüydü.
**
Devletin Şoförü
Murat Çetin, Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin resmi avukatının, kendisi hakkında “şoför” ifadesi nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunmasını sert bir dille ele aldı. Yazısında, Sabri Bayat’ın kişisel alınganlığını kamusal yetkiyle destekleyerek adeta devletin mekanizmasını harekete geçirmesini eleştirdi.
Çetin, Belediye Başkanı Sami Er’in yıllardır kendisi hakkında hiçbir dava açmadığını, eleştiriler karşısında sessiz kalıp olgun davrandığını hatırlattı.
**
Kale İçeriden Sarsıldı: Sami Konuştu, Özgür Yüklendi, Kurum Geldi
Temmuz ayında Malatya’nın siyaset ve kamu hayatında yaşananlar, AK Parti’nin uzun süredir “kale” olarak gördüğü bu şehrin artık içeriden çatırdadığını gözler önüne serdi. Sami Er’in belediyenin devasa borcunu açıklaması, muhalefetin bu tabloyu yüksek sesle dile getirmesi ve en sonunda Murat Kurum’un seçim öncesi ziyaretiyle yaşanan gelişmeler, Malatya’nın eskisi gibi kolay kazanılan bir saha olmadığını ortaya koydu.
Murat Çetin’in kaleminden çıkan bu değerlendirmeler ve Kasım Özkan’ın çarpıcı karikatürleri, Malatya’nın 2025 Temmuz’unda yaşadığı iç sarsıntının sesi oldu.
**
Çarşı Var, Altı Yok!
Murat Çetin, “Çarşı Var, Altı Yok!” başlıklı yazısında, Malatya’daki çarşı projesinin sadece dış görünüşte tamamlandığını; ancak esas hayati altyapının —su, elektrik, kanalizasyon, doğalgaz ve internet gibi— hâlâ eksik olduğunu vurguluyor.
Fotoğraflarda her şey tammış gibi görünse de içeride işleyen bir ticaret hayatı yok. Müteahhit işi ağırdan alıyor, esnaf dükkânlarını kullanamıyor. Bu durum, Malatya’nın ekonomik hayatının depremle durduğunu; çarşının sadece “makyaj” yapıldığını, gerçek anlamda ayağa kalkmanın altyapı sağlanmadan mümkün olmadığını ortaya koyuyor.
**
Matem Günü Çorbayla Kamufle Edilemez
Murat Çetin, “Matem Günü Çorbayla Kamufle Edilemez” başlıklı yazısında, Malatya’da Muharrem ayının onuncu günü olan Aşure Günü’nün anlamının yitirilip; gerçek bir matem yerine sadece çorba dağıtımıyla geçiştirildiğine dikkat çekiyor. Aşure’nin tatlı ama Kerbela’nın kanla yazıldığını hatırlatarak, Malatya’nın gerçek sorunlarının çorba buharıyla örtülemeyeceğini güçlü biçimde ifade ediyor.
**
Temmuz ayında Murat Çetin’in yazdıkları, sadece Malatya’ya değil; Malatya üzerinden yönetime, siyasete ve adalete ayna tuttu.
Her başlık bir sarsıntıydı, her satır bir hatırlatma…
Çünkü bu şehir unutmuyor; ihmal edilen camiyi de, boş vitrinli çarşıyı da, sabırla yazan gazeteciyi de.
Ağustos ayında ne olur bilinmez ama Murat Çetin’in kalemi yine bildiğini yazacak. Hasbihal köşesi yine dolacak.
Biz de “Gündeme dair ne var ne yok?” diye soranlara her pazartesi o köşeyi işaret etmeye devam edeceğiz.
– EDİTÖR
İlginizi Çekebilir