Mehmet Ali KÖROĞLU / Malatya Time 'da Kalemime Besmele İle Yeni Bir Başlangıç
ÖZEL HABERMehmet Ali KÖROĞLU yazdı.
YAZARLIK: HAFIZADAN MESULİYETE AÇILAN BİR YOL
Yazarlık benim için yalnızca kelimeleri sıraya dizmek değil; şehrin, ülkenin, zamanın ve insanın hafızasını diri tutma gayretidir. Kalem, bir yandan iç dünyamızın sessiz yankısını kâğıda düşürürken, öte yandan kamusal vicdanın nabzını tutar. “Nûn. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun.” (Kalem, 1) ayeti, yazının kutsal emanet oluşunu bize hatırlatır. Bu emanet, her satırı ölçüp biçmeyi, her hükmü hakikatin terazisinde tartmayı gerektirir.
Yıllardır köşe yazarlığında ısrarımın sebebi budur: Hakikate borçlu ve bunu insanlığa yaymakla yükümlü olduğumu bilmek. Bir metni yayımlamak, yalnızca bir fikir beyan etmek değil; okurun zihninde ve yüreğinde bir iz bırakmayı göze almaktır. Söz, sahibini arar; doğru söz ise, sahibini sorumluluğa davet eder. İşte bu yüzden kalemimi, günübirlik fırtınaların değil, kalıcı değerlerin rüzgârına emanet ederim.
Bugün Malatya Time ailesinde yeni bir sayfa açarken yanımda getirdiğim şey, yalnızca cümleler değil; bir duruş, bir yükümlülük ve çocuk denebilecek yaşta başlayan uzun bir yolculuğun birikimidir. Yazı masasının başına her oturduğumda kendime aynı soruyu soracağım: “Bu satır, okurun aklını berraklaştırıyor, kalbini genişletiyor ve şehirle bağını güçlendiriyor mu?” Cevabı evetse kalem yol alacak; değilse bekleyecek. Sabırla beklemeyi bilecek…
İLKELERİM: HAKİKAT, ADALET, İSTİKRAR
Bir köşe yazarı, önce hakikate sonra okuruna sadakat borçludur. Ayetin diliyle, “Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun.” (Nisa, 135) Adalet, köşe yazısının hem konusu hem üslubudur: Delile dayanmayan öfke, isabet gibi görünse de hakikate hizmet etmez. Bu sebeple her yazıda rakamın hakkını sayıya, sözün ağırlığını kaynağa ve iddianın mesuliyetini imzama yüklemeyi ilke ediniyorum.
İstikrar, okuyucuyla kurulan güven köprüsüdür. Bugün söylediğini yarın bozan kalem, yalnızca kendini tüketir. Eleştirinin şahsi husumete, övgünün de kör bağlılığa dönüşmesine izin vermeyeceğim. Şahıslar geçer, ilkeler kalır; gündem dalgalanır, gerçek sakinliğini korur. Yazılarımda berrak bir kaynak arayacak, bulanık suyla değirmen döndürmeyeceğim.
Bu ilke seti, beni tarafsızlığa değil; ilkelere taraf olmaya çağırıyor. Mazlumdan yana, kamusal faydadan yana, emekten, ehliyetten ve liyakatten yana bir tarafgirlik… Yeri geldiğinde alkışlayacak, yeri geldiğinde itiraz edeceğim; fakat her defasında ölçülü ve delilli bir dil kuracağım. Çünkü kalemin saygınlığı, sahibinin hürmetinden başlar.
MALATYA’NIN NABZI: YERELİN DERİNİ, GENELİN DESSANI
Malatya’yı yalnızca bir coğrafya değil, bir anlam evreni olarak okurum. Kayısı bahçelerinden çarşıların hareketine, eğitim kurumlarından sivil toplumun nabzına kadar hayatın her katmanında görünmeyen düğümleri çözmeyi denerim. Yerelin küçük görünen ayrıntıları, çoğu zaman ülke ölçeğindeki büyük resmin anahtarıdır. Bu yüzden mahalle aralarındaki bir su arızası ile bütçe cetvelindeki bir kalem hatasını aynı ciddiyetle ele alırım.
Şehrin sorunlarını yazarken, şehirlinin onurunu incitmeyecek; başarıları anlatırken, alkışın gözünü boyamasına izin vermeyecek bir ton tutturmaya niyetliyim. Bir yandan somut verileri, raporları, tutanakları takip edecek; öte yandan esnafın tezgâhına, öğrencinin sırasına, annenin mutfağına kulak vereceğim. Çünkü hakikat, hem resmi metinde hem sokak dilinde saklıdır.
Malatya Time bu dengeyi kurmak için güçlü bir mecradır: Hızlı haberin aklı, derin analizin vicdanıyla buluştuğu bir zemin. Burada yazacağım her köşe, haberin hızını aşan bir derinlik ve tartışmanın gürültüsünü delen bir sükûnet arayacak. Zira gürültü çok, sükûnet kıymetlidir.
OKURLA SÖZLEŞME: DİL, ÜSLUP VE ETİK
Okur, yazının gerçek sahibidir. Bu nedenle dilimi açık, üslubumu sahici, argümanımı görünür kılacağım. Hakaretin cümle ekonomisinde yeri yok; ironi bile merhametle sınanmalı. Fikirle kavga edebiliriz, fakat insanı incitmeyeceğiz. Yanıldığımda düzeltmekten, eksik bıraktığımda tamamlamaktan, yeni bir bilgi ortaya çıktığında pozisyonumu revize etmekten kaçınmayacağım.
Kaynağı olan her bilgi kaynakla; kanaat olan her yorum kanaat olarak sunulacak. Alıntılarda tırnak, iddialarda ispat, rakamlarda referans… Kalem, okurdan gizli iş yapmaz. Bu şeffaflık, yalnızca mesleki bir mecburiyet değil; ahlaki bir vecibedir.
Ve en mühimi: Bu köşe bir “aidiyet” değil, bir “emniyet” alanıdır. Farklı düşünen okuyucunun kendini güvende hissetmesini, şehrin tüm renklerinin bu sayfada yan yana durabilmesini istiyorum. Çünkü ortak akıl, ortak zemin ister; ortak zemin ise güvenli bir dilde kurulur.
AYNI SAYFADA BULUŞMA DAVETİ
Bugün Malatya Time çatısı altında yeni bir başlangıca “Bismillah” derken, kalemimi hem geçmişin tecrübesine hem geleceğin umuduna yaslıyorum. Her yazıyı, şehrin vicdanına bırakılan küçük bir emanet gibi göreceğim. Emanete riayet, yazıda doğruluk; doğruluk ise okurla kurulan uzun soluklu bir yoldaşlıktır.
...
İlginizi Çekebilir