© Malatya Time

Ne oldu? Ne olacak?

Prof.Dr. Fikret Birdişli yazdı.

İnsanlar yaşadıkları bölgelerde zaman içinde kendi koşulları ve inançları çerçevesinde iyi ya da kötü iç tutarlığa sahip bir hemostatik denge oluştururlar.  

Örneğin İslam dünyasında bu denge otoriter sultanın, şeriatla dengelenmesi ve kutsal bir adalet duygusunun hükümdarı sübjektif sınırlandırması, -dine dayandığı için- çoğunlukla yönetimden bağımsız bir hukuk (fıkıh) anlayışının, toplumun sultana karşı sığınağı haline gelmesi gibi pratiklere dayanmıştır.

Ayrıca gelenekler ve inançlar ticaret ve iktisat konularında tümleşik uygulamaları destekler. Örneğin Osmanlının uyguladığı provizyonist iktisat politikası halkın israfa karşı hassas olan dini inançları ve gelenekleriyle birlikte çalışmıştır. Özgürlükler ve bireysel haklar ise Doğuda, Batıda olduğu gibi bireysellik ve serbestlik formunda değil, toplumsallık (cemaatçilik)  ve sorumluluk formunda kendini göstermiştir. 

Hülasa, modern demokrasi ve özgürlük anlayışı öncelikle Batının kendi tarihsel tecrübesi ve pratik ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkmış ve gelişmiştir.  Burada temel sorun, Batıda gelişen bu formun evrensel gerçekliği temsil ettiği yanılsamasıdır. Oysa Batıdaki liberalizm ve demokrasi, içinde bir takım evrensel prensipler barındırsa bile bir bütün olarak dünyanın her bölgesine veya ülkesine uygulanabilir pratikleri içermemektedir. 

...

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN BURAYA > TIKLAYINIZ. 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER