Rıdvan SAÇU / Olaylara Geniş Bakabilen Çocuk: Tek Pencereden Değil, Her Yönden Görmenin Erdemi
ÖZEL HABERRıdvan Saçu, yazı dizisinin 4. bölümünde “Olaylara Geniş Bakabilen Çocuk” yetiştirmenin hayatî önemini kaleme aldı. Siyah-beyaz değil, gri tonları görebilen, empati ve çok yönlü düşünme becerisiyle donatılmış bireyler için aile içinde atılabilecek somut adımları örneklerle anlattı. Saçu, yazısını Filistin'de yaşanan çocuk dramlarına dikkat çekerek çarpıcı bir vicdan çağrısıyla sonlandırdı.
Değerli okurlarım,
Aklını kullanan, kendini bilen ve merak eden çocukları yetiştirmenin ne kadar önemli olduğunu konuştuk. Ancak tüm bu değerli özellikler, tek bir pencereden dünyaya bakmaya devam ettiğimiz sürece eksik kalır, Bilgiye sahip olmak, eğer farklı perspektiflerden bakma yeteneğiyle desteklenmiyorsa, sadece kendi doğrusunu mutlaklaştıran, tahammülsüz ve çatışmacı bireyler yaratabilir. İşte bu yüzden, dördüncü durağımız, "Olaylara Geniş Bakabilen Çocuk" yetiştirmenin altın kuralları.
Toplumumuzda ne yazık ki "ya bendensin ya da düşmanımsın" anlayışı, en küçük aile içi tartışmadan en büyük toplumsal çekişmeye kadar her yere sızmış durumda. Siyah ve beyazdan ibaret sandığımız dünyamız, gri tonlarını, hatta cıvıl cıvıl renklerini görmezden geliyor. Kendi doğrusunu mutlak hakikat sanan, farklı düşünceye tahammülsüz nesiller yetiştirdikçe, bırakın birbirimizi anlamayı, yan yana durmayı bile unuttuk.
Düşünün bir an; iki kardeş, aynı olayı bambaşka yorumlar. Biri "Ali bana vurdu!" derken, diğeri "O benim oyuncağımı aldı!" diye kendini savunur. Her ikisi de kendi penceresinden haklıdır, ama asıl hakikat, ancak her iki pencereden de bakıldığında ortaya çıkar. Tek bir pencereden bakmak, sadece gerçeğin bir parçasına sahip olmak demektir; bu da çoğu zaman yanlış anlamaların, haksızlıkların ve bitmek bilmeyen kavgaların kaynağıdır. Unutmayalım ki, peşin hükümler ve tek taraflı bakış açıları, çoğu zaman haksızlığa ve vicdanın körelmesine yol açar.
Olaylara Geniş Bakabilmek Neden Hayati Önem Taşır?
Bu beceri, günümüz dünyasında artık bir lüks değil, hayati bir zorunluluktur
Olaylara geniş bakabilmek, her şeyden önce empati ve anlayışın temelidir. Çocuğumuza başkalarının gözünden bakmayı öğrettiğimizde, ona sadece kendi duygularını değil, başkalarınınkini de önemsemeyi öğretiriz. Bu beceri, onu "benim doğrum tek doğrudur" tuzağından korur ve toplumsal çatışmalara yol açan kendi fikrini mutlaklaştırma eğilimini kırar. Böylece farklılıkları bir tehdit değil, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Müminler arasında farklılık, rahmettir" buyurarak, düşünce çeşitliliğinin bir zenginlik olduğunu vurgulamıştır.
Geniş bir bakış açısı, aynı zamanda karmaşık dünyayı anlamlandırma ve sorun çözme yeteneği kazandırır. Çünkü hayattaki çoğu sorunun tek bir çözümü yoktur ve farklı açılardan bakmak, daha yaratıcı ve kalıcı çözümler bulmamızı sağlar. Bu yetenek, çocuğumuzu medyanın ve sosyal platformların sunduğu tek taraflı bilgilere karşı da korur. Her duyduğuna inanmak yerine, "Acaba bu işin bir de diğer yüzü var mı?" diye sorma ve doğrulama alışkanlığı kazanır.
Olaylara Geniş Bakabilen Çocuk Yetiştirmenin Altın Kuralları
Dilerseniz çocuğumuzun bakış açısını genişletecek, farklı düşüncelere saygı duymasını sağlayacak ve "tek doğru" yanılgısından koruyacak temel ebeveynlik davranışlarına odaklanalım.
1. Altın Soru: "Sen Ne Düşünüyorsun?" Gücünü Kullanın
Çocuğumuz bir sorunla bize geldiğinde ilk refleksimiz yargılamak veya kendi fikirlerimizi dayatmak olabilir. Oysa ona sunacağımız en kıymetli hediye, önce onu anladığımızı hissettirmektir. Yargılamadan dinleyin, sonra da "Anlıyorum, yani sen bu durumda kendini dışlanmış hissettin, öyle mi?" diyerek onun bakış açısını özetleyin. Bu duruluk, çocuğun anlaşıldığını hissetmesini sağlar. Ardından, altın soruyu yöneltin: "Bu konuda senin fikrin ne? Sen ne düşünüyorsun? Neden böyle düşünüyorsun?" Bu soru, çocuğun kendi düşüncelerini örgütlemesini, özgün bir bakış açısı geliştirmesini ve empati kurarak "tek taraflı haklılık" tuzağından kurtulmasını sağlar. Çocuğunuza, kendi sesinin ve yorumunun değerli olduğunu hissettirmek, olaylara geniş bakma becerisinin en sağlam temelidir.
2. Evinizi "Farklı Fikirler Okulu" Haline Getirin
Evde sadece tek bir siyasi görüşün, tek bir yaşam tarzının, tek bir "doğru"nun konuşulmasına izin vermek, çocuğunuzun ufkunu daraltır. Haberlerde veya çevrenizde yaşanan bir olay hakkında, bilinçli olarak farklı bakış açılarını dile getirin. "Amcan öyle düşünüyor, teyzen böyle... Sence hangisi neden böyle düşünüyor olabilir? Nedenleri ne olabilir?" diye sorun. Çocuğunuza, herkesin kendine göre bir doğrusu olabileceğini, önemli olanın bu doğruların arkasındaki nedenleri anlamaya çalışmak olduğunu öğretin. Farklı görüşteki insanlara karşı saygılı bir dil kullanın. Bu, çocuğunuzun "ötekileştirmeden" düşünmeyi, farklılıkları bir zenginlik olarak görmeyi öğrenmesini sağlar.
3. "Hikâyelerle Bakış Açısı Genişletme" Sanatı
Çocuklara sadece "iyi" ve "kötü" karakterlerin olduğu, net doğru-yanlış çizgileri olan hikayeler sunmak, onların dünyayı basite indirgemesine neden olabilir. Okuduğunuz kitaplarda, izlediğiniz filmlerde (yaş grubuna uygun) karakterlerin motivasyonları üzerine sohbet edin. "Sence o karakter neden öyle davrandı? Belki onun da bir hikayesi, bir derdi vardır?" gibi sorularla, iyi-kötü, doğru-yanlış kavramlarının bazen gri alanları olabileceğini gösterin. Çocuğunuzun, tek bir karakterin gözünden değil, tüm karakterlerin penceresinden olaya bakmasını teşvik edin. Bu, ona "derinlikli düşünme" ve "önyargısız yaklaşma" becerisi kazandırır.
4. "Çelişkilerle Yüzleşme"ye Cesaretlendirin
Çocuğun kendi fikirlerindeki veya gözlemlerindeki çelişkileri görmezden gelmek, onu rahatsız edici sorulardan korumak, onun düşünce gelişimini engeller. Çocuğunuzun bir konuda çelişkili iki farklı görüşe sahip olduğunu fark ettiğinde, onu bu durumla yüzleştirmekte çekinmeyin. "Demin böyle düşünüyordun, şimdi böyle... Hangisi sana daha doğru geliyor ve neden?" gibi sorularla onu kendi düşüncelerini tutarlılık açısından değerlendirmeye teşvik edin. Bu, onun "öğrenme rahatsızlığına" alışmasını ve kendi fikirlerini de dışarıdan bir gözle sorgulamasını sağlar. Bu beceri, ileride medyanın sunduğu çelişkili bilgileri ayıklama yeteneğinin temelidir.
Sonuç ve Çağrı:
Tek pencereden bakmaya devam ettiğimiz sürece, yanı başımızdaki acıları göremeyiz, kendi içimizdeki çelişkileri fark edemeyiz. Olaylara geniş bakabilen çocuklar yetiştirmek, sadece kendi evlatlarımıza değil, geleceğin daha anlayışlı, daha hoşgörülü ve daha barışçıl bir toplumuna yapılan en büyük yatırımdır. Unutmayalım ki, dar bir pencereden görülen dünya, aslında dünyanın kendisi değil, sadece o pencerenin bize gösterdiği kadardır.
Ünlü yazar ve düşünür Ursula K. Le Guin'in de dediği gibi:
"Bakış açısı ne kadar genişse, dünya o kadar büyür. Bakış açısı ne kadar darsa, dünya o kadar küçülür."
Ne yazık ki, göğe uzanan binalar, son teknoloji harikası şehirler ve milyonlarca bilimsel makalelerle övünen dünyamız, Filistin'de açlıktan can veren küçücük bedenlere karşı körleşmiş durumda. Oysa bir milletin gerçek gelişmişliği; tek bir çocuğun bile üzülmemesini, acı çekmemesini ve ölmemesini sağlayabilmesinde yatar. Bu acı tablo, tüm o ihtişamın, aslında vicdanımızı örten sahte bir örtüden ibaret olduğunu yüzümüze çarpıyor.
İlginizi Çekebilir