© Malatya Time

Rıdvan SAÇU / Sözünün Eri, Dürüst Çocuk: Ona Bırakılacak En Değerli Miras

Rıdvan SAÇU yazdı.

Değerli okurlarım,

Aynaya baktığımızda ne görüyoruz? Birbirimize verdiğimiz tutulmayan sözlerin, söylenen "küçük" yalanların, "idare etmelerin" toplumumuzun ruhunda açtığı derin çatlakları... "Aman canım, ne olacak ki", "bir kereden bir şey olmaz", "işimi halledeyim de gerisi önemli değil" derken, aslında hangi değirmeni çevirdiğimizi hiç düşündük mü? Çocuklarımızın gözlerinin içine bakarken, onlara öğütlediğimiz dürüstlüğe kendimizin ne kadar riayet ettiğini sorguluyor muyuz? Yoksa yalan, artık toplumsal bir "hayatta kalma becerisi" mi oldu?

Bu yazıda, dürüstlük ve sözünde durma erdemini sadece nasihatler üzerinden değil, neden bu durumda olduğumuza dair cesur bir özeleştiri, kültürel kodlarımızın etkisi, bilimin ışığı ve inancımızın rehberliğiyle ele alacağız. Çünkü "Sözünün Eri, Dürüst Çocuk" yetiştirmek, sadece kendi evladımız için değil, toplumsal vicdanımızı yeniden inşa etmek için bir zorunluluktur.  Bu sebeple yazı dizimizin bu başlığını biraz daha uzun ele aldım ama emin olun değerli okurlarım aylarca okunsa bile konunun önemi sebebiyle az gelecektir.

Dürüstlük Neden Kayboldu? "Yeşilçam Sendromu" ve Sosyal Medya 

Bizler, "bizim çocuklarımız daha iyi olsun" derken, istemeden onları dürüstlüğün "kaybedenlerin" özelliği olduğu yanılgısına mı düşürdük? Bu iyi niyetli ama bazen yıkıcı yaklaşımın kökenleri derinlerde yatıyor olabilir. Düşünün Yeşilçam filmlerini... Kötü adamlar hep kurnaz, her zaman bir yolunu bulup haksız kazanç sağlayan, tiplerdi. Peki ya iyi ve dürüst karakterler? Onlar genellikle saf, iyi niyetli ama maddi olarak fakir, hep zorluklarla mücadele eden, hatta çoğu zaman "ezilen" taraftı. Senaryolar, bilinçaltımıza "dürüst olursan kaybedersin, sömürülürsün" mesajını mı fısıldadı? Bu kültürel kod, dürüstlüğü bir "zayıflık" olarak mı algılamamıza neden oldu?

Bu kültürel erozyona bir de modern zamanların en güçlü zehri eklendi: Sosyal medya. Özellikle TikTok gibi platformlarda, yayınlar ve içerikler aracılığıyla çocuklara ve gençlere adeta tek bir mesaj pompalanıyor: "Asıl amacın lüks bir yaşam sürmek, zevklerini tatmin etmek ve ne pahasına olursa olsun para kazanmak!" Kısa süreli, abartılı, gösterişli ve çoğu zaman gerçek dışı "içeriklerle", kolay yoldan ün ve para kazanma hayaliyle yanıp tutuşan bir nesil yaratılıyor. Oysa aynı platformların farklı ülkelerdeki versiyonlarında, eğitimle ilgili, bilimle ilgili içerikler öne çıkarılıyor, çocuk ve gençlerin kişilik gelişimlerine zarar veren içerikler ise acımasızca yasaklanıyor. Bu çifte standart, bir tesadüf mü dersiniz? Donald Trump'ın, TikTok'u korkunç meblağlar karşılığında satın alma ısrarının temelinde, sadece ticari bir çıkar mı yatıyordu? Yoksa bir ülkenin geleceğini, genç neslinin zihinsel ve ahlaki yapısını şekillendiren bu devasa gücün farkında mıydı? Bu durum, dürüstlük ve ahlaki değerler yerine anlık haz ve gösterişi merkeze alan bu dijital bombardımanın, uluslararası bir stratejinin parçası olabileceği gerçeğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

Toplum olarak, anlık çıkarlar için söylenen küçük yalanların nasıl bir domino etkisi yarattığını göremedik mi? Bir banka sırasında öne geçme, bir sınavda kopya çekme, bir trafikte kural ihlali... Her biri, o büyük güven ağının bir ilmeğini gevşetti ve bizi bugünkü güvensiz topluma taşıdı. Bu erozyonun temelinde, dürüstlüğün bir "kazanç" değil, bir "kayıp" olduğu algısı yatıyor.

Uluslararası Verile Bizlere Neler Anlatıyor?

Uluslararası şeffaflık, güven ve dürüstlük endekslerinde gelişmiş ülkelerin (İskandinav ülkeleri, Kanada, Yeni Zelanda gibi) neden üst sıralarda yer aldığını incelediğimizde, bu değerlerin sadece ahlaki değil, aynı zamanda pratik birer "kazanç" olduğunu görüyoruz. Bu ülkelerin eğitim sistemleri, dürüstlüğü, etiği ve ahde vefayı müfredatlarının ayrılmaz bir parçası haline getirir.

Bilim de bu gerçeği destekliyor: Dürüstlük, sadece vicdani bir yükümlülük değil, bireysel ve toplumsal başarı, refah ve mutluluk için elzemdir. Psikolojik araştırmalar, dürüst insanların daha az stres yaşadığını, daha iyi uyuduğunu ve daha sağlam sosyal ilişkilere sahip olduğunu gösteriyor. Güvenin yüksek olduğu toplumlarda ekonomik büyümenin daha sürdürülebilir olduğu, dürüst liderlerin şirket performansına olumlu etki ettiği bilimsel verilerle kanıtlanmıştır. Yani dürüstlük, sadece "iyi olmak" değil, aynı zamanda "başarılı ve mutlu olmak" için de kritik bir faktördür.

İnancımızda Dürüstlük

Bizim inancımızda dürüstlük ve sözünde durmak, sadece bir erdem değil, imanın ve karakterin ayrılmaz bir parçasıdır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), daha peygamber olmadan önce bile "Muhammed-ül Emin" (Güvenilir Muhammed) olarak anılırdı. Onun sözünde durma ve dürüstlük konusundaki örnekliği o denli büyüktür ki, en büyük düşmanları dahi ona mal emanet etmekten çekinmezdi. Medine'ye hicret ederken dahi, kendisine emanet edilen malları sahiplerine ulaştırması için Hz. Ali'yi görevlendirmesi, bu ahlakın en çarpıcı örneklerindendir.

Kur'an-ı Kerim'de de ahde vefa ve dürüstlük, defalarca emredilir. "Ey iman edenler! Sözleşmelerinizi yerine getirin." (Maide Suresi, 1. Ayet) buyrulurken, verilen sözlerin kutsallığı vurgulanır. "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin." (Ahzab Suresi, 70. Ayet) emri ise, dürüstlüğün takva ile doğrudan ilişkisini gösterir. Dürüstlük, fıtrattan gelen, insana en çok yakışan özelliklerden biridir; İslam, bu fıtri güzelliği korumayı ve geliştirmeyi öğütler.

Çocuğunuza Dürüstlük Zırhı Giydirmenin Etkili Yolları:

Peki, bu güvensiz çağda, çocuğumuza korkudan değil, içsel bir değer olarak dürüstlük ve sözünde durma bilincini nasıl yeşerteceğiz? İşte bu hayati karakter özelliğini inşa etmek için atabileceğiniz somut adımlar:

"Yalanı Değil, Hatayı Affedin": Güvenli Bir İtiraf Ortamı Yaratın

Çocuğunuz hata yaptığında, tepkinizin yalanı mı yoksa hatayı mı hedef aldığını iyi gözlemleyin. Yalan söylediğini anladığınızda aşırı tepki vermek, onu daha büyük yalanlara itebilir. Ona, herkesin hata yapabileceğini, önemli olanın hatayı kabullenmek ve dürüstçe itiraf etmek olduğunu öğretin. Yalanı asla hoş görmeyin, ancak hatayı itiraf ettiğinde (yalan söylemediğinde) ona karşı daha anlayışlı ve affedici olun. "Hata yapman sorun değil, herkes hata yapar. Önemli olan bana doğruyu söylemen. Doğruyu söylediğin için seni tebrik ediyorum," diyerek, itirafın cezasız kalmayabileceğini (hatasının sonuçlarına katlanması gerektiğini) ama yalan söylemenin asla bir seçenek olmadığını öğretin. Bu yaklaşım, çocuğun yalanı hatadan daha büyük bir sorun olarak görmesini engeller ve ona, sizinle her şeyi paylaşabileceği güvenli bir ortam sunar.

"Tutumayan Sözün Kırık Camı": Kendi Örneğinizle Güven Köprüsü Kurun

Çocuğunuza verdiğiniz her sözün, onun gözündeki itibarınızı ve güvenilirliğinizi belirlediğini unutmayın. Tutamayacağınız hiçbir sözü kolayca vermeyin. Eğer bir söz verdiyseniz, ne pahasına olursa olsun o sözü tutmaya gayret edin. Eğer beklenmedik bir durum oluşur ve sözünüzü tutamayacak olursanız, bunu dürüstçe ve samimiyetle açıklayın, telafi etme yollarını gösterin: "Sana söz verdiğim gibi sinemaya gidemeyeceğiz çünkü annenin hastaneye gitmesi gerekiyor. Sözümü tutamadığım için çok üzgünüm, ama telafi etmek için yarın ne yapabiliriz?" Kendi verdiğiniz sözlere gösterdiğiniz özen, çocuğunuzun sözün değerini ve güvenirliğin önemini öğreten en etkili derstir.

"Dürüstlüğün Dalga Etkisi": Başkalarına Karşı Sorumluluk Duygusunu Geliştirin

Dürüstlük sadece "yalan söylememek" ile sınırlı değildir. Çocuğunuza, dürüstlüğün başkasının hakkına girmemenin, emanete sahip çıkmanın, adaleti gözetmenin de çok daha geniş bir anlama geldiğini öğretin. Okulda kopya çekmenin sadece kendine değil, sınıf arkadaşlarına ve öğretmene karşı da bir haksızlık olduğunu anlatın. "Eğer bir arkadaşının defterini izinsiz alırsan, bu ona yalan söylemek gibi olur, çünkü onun izni olmadan eşyasını kullanmış ve hakkına girmiş olursun," gibi örneklerle, dürüstlüğün toplumsal sonuçlarını vurgulayın.

"Dürüstlük Kahramanları; Karakter Gelişimine İlham Verin

Çocuğunuza dürüstlüğü ve sözünde durmayı sadece bir kural olarak dayatmak yerine, bu değerleri yaşayarak göstermiş gerçek kahramanlarla ilham verin. Peygamberimizin hayatından, dört halifenin adalet ve emanete riayet örneklerinden, tarihimizdeki dürüst liderlerin veya kahramanların kıssalarından bahsedin. "Peygamber efendimiz (s.a.v) küçükken bile kimseye yalan söylemezdi, bu yüzden herkes ona güvenirdi," gibi, dürüstlüğün insana nasıl bir itibar ve güç kazandırdığını gösterin. Bunları, dürüstlüğü sadece bir görev olarak değil, bir "kahramanlık" ve "kimlik" olarak görmesini sağlar.

Sonuç ve Çağrı:

Dürüstlük, bir çocuğa bırakabileceğimiz en değerli mirastır. Bu miras, ona sadece iç huzur değil, aynı zamanda hayat boyu sürecek sağlam ilişkiler, sarsılmaz bir itibar ve en önemlisi, kendine ve dünyaya karşı dürüst bir duruş hediye eder. Güvensizliğin ve sahteliğin kol gezdiği bu çağda, çocuklarımızın karakterine ekeceğimiz bu tohumlar, gelecekte yeşerecek güven bahçelerinin temeli olacaktır. Onlara dürüstlüğün kaybettiren bir zayıflık değil, en güçlü zırh olduğunu öğretmeliyiz.

Ünlü İtalyan yazar ve düşünür Machiavelli "Bir hükümdar için sözünde durmaktan daha övgüye değer bir şey yoktur" derken, biz bunu kendi hayatlarımıza uyarlarsak:

"Bir insan için sözünün eri olmaktan, dürüstlükten daha büyük bir itibar ve karakter nişanesi yoktur."

"Ve Filistin'deki acılara, zulme direnmek için yola çıkan Sumud Filosu gibi vicdanın son kaleleri, tarafsız denizlerde bile vahşice engellenirken; haykırıyoruz: Bu utanca daha ne kadar sessiz kalınacak ey İslam Âlemi?"

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER