© Malatya Time

Suat GÜLŞEN / Damda Yatma Zamanı

Suat GÜLŞEN yazdı.

Bundan yıllar önce Tecde’nin tüm evleri kerpiçten, damları toprak ve çatısızdı.  O zamanlar klima nedir bilinmiyor, vantilatörler henüz evlerde kullanılmıyordu. Zaten bunları çalıştıracak elektrik de yoktu. Gaz lambasının solgun ışığı aydınlatmaya çalışırdı Tecde gecelerinin karanlığını.   Tecde gölüne kurulmuş olan bir Hidroelektrik santrali vardı. Orada üretilen elektrik yalnız Malatya Mensucat Fabrikasına veriliyor, dokuma tezgâhlarını çalıştırıyordu. Küçükken bu santralin içini, Mensucat Fabrikasında çalışan babamla birlikte görmüştüm. Santralin bekçisi bizi gezdirmişti. Göl suyu çok büyük borularla aşağıya iniyor, hızla gelen su türbini döndürüyordu. Türbinden çıkan su da dereye karışıyor, Alibey ve Samanlı sokakları boyunca evlerin önündeki arıktan akarak bahçeleri suluyordu. Teknolojinin serinleten konforu henüz halkın yaşamına girmemişken, sıcak yaz gecelerinde serin ve rahat bir uyku için damlar tercih edilirdi. Damda yatmak bir gelenek, bir kültür, yaz gecelerinin bir tutkusuydu. Her ne kadar evler bahçe içinde olsa da, güneşin yakıcı ışınları akşama kadar evlerin içini fırına çevirir, içerilerde yatılmaz olurdu. Tek çare yaylaya çıkar gibi dama çıkmak olurdu. Bunun için dam hazırlanır, süpürülür ve gerekirse yaz başında perdah yapılırdı.

...

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN BURAYA > TIKLAYINIZ. 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER