© Malatya Time

Yiğit MAMSUROĞLU / Trambüste Bir Sabah

Yiğit MAMSUROĞLU yazdı.

Sabah 07.20.
Turgut Özal Tıp Merkezi’ne gitmek üzere trambüse bindim.
Göz kontrolü için sıradan bir hastane günüydü ama Malatya sabahı, trambüste yaşananlarla film sahnesine döndü.

Trambüs tıklım tıklım doluydu. Herkesin yüzünde aynı ifade:
Yorgunluk, sabırsızlık, endişe ve bir de hafif öfke.

Bir anda önden bir ses yükseldi:
“Orta tarafa, arkaya ilerleyin!”
Sert, buyurgan, sabırsız bir tonda.
Hemen arka taraftan yanıt geldi:
“Yer yok!”

Ön taraftaki adam bağırmaya devam etti:
“Trambüs gitmeyecek, kaptan kapıları kapat! Arkadan biletsiz biniyorlar!”

Bu kez orta yaşlı bir kadın karıştı tartışmaya:
“Niye bağırıyorsunuz? Arkada gerçekten yer yok!”

Öndeki adam sustu. Şoförden çıt çıkmadı.
Belli ki o da yorgundu, yılmıştı.

Genç bir yolcu söze girdi:
“Altı aydır otobüse biniyorum, ayakta durabildiğime bile şükrediyorum.”

Kadın yeniden konuştu:
“Nerede belediye başkanı? Başkan mı var ki?”

İlk bağıran adam, bu sefer başka bir yolcuyu kastederek ekledi:
“Millet koyun gibi, kimse cevap vermiyor!”

Trambüsün içinde hasta, hasta yakını, hemşire, doktor, öğrenci, görevli…
Kısacası Malatya’nın sabahı vardı.
Ve o sabah, bir şehrin nasıl bir psikolojiyle güne başladığını gösteriyordu.

Düşünün…
Bu insanlar az sonra ya ders anlatacak, ya hasta bakacak, ya öğrenci karşılayacak…
Ama zihinleri ve bedenleri, yolculuğun daha başında yıpranmış.

Kriz yönetimi sıfır.
Toplu taşıma yetersiz.
İnsanlar gergin, şehir yorgun.

...

YAZININ DEVAMI BURADA

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER