dore okulları
Malatya
18 Mayıs, 2025, Pazar
  • DOLAR
    38.77
  • EURO
    43.89
  • ALTIN
    4143.5
  • BIST
    9.391
  • BTC
    102916.45$

Alişan HAYIRLI / Ah Mençuna, Yaktın Bizi!

Alişan HAYIRLI / Ah Mençuna, Yaktın Bizi!
Alişan HAYIRLI yazdı.
Narin

Artvin’de beni misafir eden Muhammed sabah kalktığımızda dedi ki, “Alişan abi gece Mençuna Şelalesi diye sayıklıyordun!”

Doğrudur.

Yıllardır görmeyi arzu ettiğim Allah’ın yeryüzünde yarattığı en güzel şelalelerinden biriydi… Ah bir görebilsem diyordum. Aslında Arhavi’ye iki defa geldim, Çifteköprü’ye kadar geldik fakat dört kilometre ötedeki Şelale’yi görmek nasip olmadı. Her seferinde bir engel çıktı.
Bu sefer kararlı ve istekli geldim. Mutlaka görmeliydim. Bu hasret artık sona ermeliydi.

Yatmadan önce Muhammet ile Mençuna’nın hayalini kurduk, yarın Allah vere yağmur yağmaya deyip durduk. Demekfazla şuur altımıza yerleşmiş ki gece Mençuna Şalelesi diye sayıklamışım…
Sabah kalktık ki ne kalkalım, Arhavi’yi sel götürüyor. 

Oturdum ağladım.

Muhammet “Alişan abi ağlama bir çaresini buluruz. Yağmur da olsa gideriz. Üzülme” dedi. Aslında bana teselli veriyor. Yağmurun duracağı yok. 

Eskimalatya’lı hemşerim IbrahimTomul'u aradım. “Yağmur da olsa hadi gidelim” dedim. Bu yağmurda gitmek çılgınlıktır dedi. Biz de çılgınız dedim. 
Ve yola koyulduk. 

Arabada dua ediyorum, “Allahım hiç olmazsa Şelale’ye çıkıp inecek kadar bize müsaade et!”

Aaaaa bir de ne görelim, Allah sizi inandırsın, Çifte Köprü'ye geldiğimizde ne yağmur vardı ne de sis. Allah bizim duamızı kabul etmişti. Çok şükür. Ben size Şeyh Hasan’ın oğluyum diyordum da inanmıyordunuz. Ne oldu?
Çocuklar gibi sevindik. 

Çifte Köprü üzerinde yürüyüp, tarihe yolculuk yaptıktan sonra, hiç vakit kaybetmeden, dört kilometre ötedeki Mençuna Şelalesi’ne doğru yol almaya başladık. 
Ama ne yol!

Aman Allahım! 

3,2 kilometrelik yolu alırken kendimizi cennete giden bir yolda hissettik. Yanımdaki Muhammed’e dedim ki, “Beni dürt, kafama vur kendimize gelelim, sahiden burası dünya mı, yoksa öldük te biz cennete mi geldik?”
Abartıyorsam Allah canımı ala!

Aracı park edeceğimiz ve yaya olarak yürümeye başlayacağımız yere geldik. Musa’nın mütevazı çay ocağına… Ama ne zevk biliyor musunuz? Tavşan kanı çayımızı içtik, dünyalar tatlısı Musa ile sohbetimizi yapıp, asma köprüden geçip, 800 metrelik patika yola vurduk kendimizi…

Yine aman Allahım, demek zorundayım. Asıl cennete giden yol burasıymış meğer dedim dendi kendime… Karşıdaki irili ufaklı şelaleler, dereler, orman, tarihi evler… Her bir metrede bize ayrı güzellikte güzel bir cennet sahnesi sunuyor. Sis ve kuş sesleri arasında uçar gibi yol alıyoruz. Kanatsız, iki ayaklı melekler gibi yol üzerinde, sanki hayal aleminde yüzüyoruz.

Derken, dünyanın en güzel şelalesinin sesini duydum. 

“Şelalenin sesi duyulduuuuuuuuuu!”

Yol arkadaşlarım Muhammed ve İbrahim geride kaldıkları için bağırıyordum. Sanki “kara göründü” der gibi… Sanki ne oldu!

Ne olmadı ki, biraz sonra Allah’ın yeryüzündeki muhteşem bir eserini görecektik. 

Ve yaklaştık.

Ve işte Mençuna Şelalesi!
Evet hiç yanılmadım. 

Öyle bir şelale ki, anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır. Hani gidip görmek lazım derler ya, ha işte aynen böyle…

Yemyeşil ormanın arasından, bir çağlayan gibi fışkıran su, aşağıya öyle şiddetli düşüyor ki, rüzgarın da etkisi ile en az 50 metre ötedeki bizleri su damlacıkları ile ıslatıyor. Yanına yaklaşmak, sevmek ve okşamak mümkün değil. 
Alıp sizi götürür, çarpar, dereye fırlatır. 

Uzaktan seyredebilir, akışını dinleyebilir, tabiatla dansını huşu içinde temaşa edebilirsiniz.

...

YAZININ DEVAMI BURADA

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!