Anma Töreni Değil, Tapma Töreni!

Yeryüzünde belirli döngüler vardır. Bu döngüler, baskın grubun zayıf gördüğü grubu, kendi bakış açısına göre şekillendirmesiyle varlığını muhafaza eder. Ve her canlı kendinden daha çömezini görünce yönlendirmeye çalışır. Peki ya insanoğlu ne yapar? Kaleşçe planlarına minicik çocukları alet edecek kadar nötrsüzdürler çünkü saf ve temiz duygular içinde olan çocukları, yetişkinlere oranla yönlendirmek daha kolaydır. Bir sonraki etapta çıkar savaşları, siyasi görüşler ütopyalarına taraf toplamak için de çocukların temiz yüreklerini, bilgiye açık zihinlerini allak bullak etmeyi amaçlamaktadırlar. Birde bu amaçlara zemin oluşturanlar eğitimci kimliği taşıyorsa; içinde bulunduğumuz dönemin, siyasi çıkarlar tarafından organize edilmiş şebekeler, olduğunu söylemek yanlış olmaz ki 10 Kasım münasabetiyle Atatürk'ü Anma Etkinlikleri'nde, tanık olduğumuz görüntüler yok mu sanki Anma Töreni değil de Tapma Töreni düzenlemişler!

SKANDAL GÖRÜNTÜLER

Geçtiğimiz günlerde 10 Kasım Mustafa Kemal Atatürk'ü Anma Programı dolayısıla özel bir okulda Atatürk ilkerini, posterle birleştirdikleri kareografi önünde İlkokul öğrecilerinin secde ettiği görüntüler, "okullarda skandal" adı altında karşımıza çıkmıştı. Bu görüntülerden sonra "acaba diğer okullarda ki 10 kasım etkinlerinde de aynı durum söz konusu mu?" sorusu üzerine farklı illerde ve farklı okullarda eş zamanlı olarak aynı görüntülerin ortaya çıkması, önceden organize edilmiş bir program olduğunu göstermektedir. Ayrıca 10 Kasım programını amacından uzaklaştıran görüntüler, kamuoyunda büyük tepkilere neden olmasının yanında geldiğimiz noktanın ne kadar vahim olduğuna işaret ediyor.

Bu görüntüler üzerine skandalla ilgili inceleme ve soruşturma başlatan Milli Eğitim Bakanlığı, "10 Kasım Atatürk'ü anma programını anlamından uzaklaştırarak pedagojik açıdan kabul edilemez bir algıya sebebiyet veren söz konusu etkinlikle ilgili inceleme/soruşturma başlatılmıştır" ifadelerini kullandı.

SAHİ NASIL OLDU?

İlkokul yıllarımda 10 Kasım Anma Etkinlikleri'nde "Atatürk ölmedi, yüreğimde yaşıyor" diye devam eden şiirler okutulurdu. Tabi o zamanlar kendi çıkarları peşinde koşup, çocukların gelişimini olumsuz etkileyecek gösteriler düzenlenmezdi. Günümüze geldiğimizdeyse organize işler peşinde koşan, özde değil sözde öğretmenler tarafindan, öğrencilerin mahsumiyetleri suistimal edilerek secde gösterileri gerçekleştiriliyor. Oysa Atatürk ilkelerinden Laiklik'e ters düşen bir durum değil mi bu? Hani Laiklik ilkesiyle din ve devlet işleri birbirinden ayrılmıştı. Sahi nasıl oldu da bunun farkına varamadınız ki idealleriniz ve söylemleriniz birbirine ters düştü.

ÖZRÜ KABAHATİNDEN BÜYÜK

Yenişafak gazetesinin haberine göre Gaziantep'teki Mehmet Ali Eruslu İlkokulu'ndaki Anma etkinliklerinde de çocuklara secde ettirdikleri fotoğraflar gelince Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, okul müdürü H.S ile etkinliği gercekleştiren ve ismi açıklanamayan öğretmen hakkında soruşturma başlattıklarını belirtti.

Öte yandan, öğretmen ve okul müdürünün ilk savunmasında "Etkinliği izleyen arka sıradaki öğrenci ile velilerin de kareografiyi görebilmeleri amacıyla dizlerinin üstüne eğildiklerini ve secdenin söz konusu olmadığı" yönünde ifade verdiği öğrenildi. İşte özrü kabahatinden büyük dediğimiz kişilerdir bunlar.

NEYİ TEMSİL ETTİKLERİ BELLİ

Her ne kadar bu etkinliği düzenleyenler öğretmen olarak çıksa da karşımıza, aslında Atatürkseverliği dini provakatörlüğe dönüştüren siyasal grupların üyeleridir. Yoksa bir eğitimcinin, ögrencilerinin pedagojik gelişimini olumsuz etkileceyek davranışlara müsade etmemesi gerekirken, öğretmen sıfatıyla buna çanak tutuyorsa; onca sene emek verip, aldığı diplomanın bir geçerliliği kalmıyor ve bu kişiler öğretmen falan da değildir. Olsa olsa üç beş çapulcunun eteklerine iliştirilmiş karaktersiz kimselerdir. Çünkü çocukların duygularını istismara dönüştüren bu beyin yoksunları, değerli öğretmenlerimizin adına leke düşürmekten başka bir halta yaramıyorlar.

ORGANİZE EDİLMİŞ PROJE

İlk olarak basın yayın kuruluşlarının internet sitelerine düşen, özel bir okulda 10 Kasım Anma Töreni'ndeki rezalet görüntülerin birden fazla okuldan gelen görüntülerle örtüşmesi, organize edilmiş bir proje olduğunu göstermektedir. Yoksa bir kişiye ait olan fikir birden fazla kişiler tarafından canlandıralamaz. Şöyle düşünün; size ait özgün bir fikriniz var. Siz bunu ikinci bir şahısla paylaşmadığınız sürece sadece sizin gerçekleştireceğiniz etkinliğe dönüşür. Ama art niyet peşindeyseniz, yandaş olarak gördüğünüz grublarla daha fazla kitlelere ulaşmak adına böyle arayışlar içine girersiniz.

O zaman şöyle diyebiliriz: İlkokul çağındaki çocukları, projelerine alet edip, çocukların bilinçaltına baskıda bulunarak, dini sömürüleriyle toplumda kargaşa oluşturmaktan vazgeçmeyen unsurların desteklediği bir projedir.

HELAK OLMALARI YAKINDIR

Her seferinde farklı kurgularla toplum üzerinde tesiri etkili komploların ardı kesilmiyor. Çocuklara secde ettirilen görüntülerin yanı sıra bir de ortaya çıkan yeni bir videoda küçücük çocuklara öğretmenleri tarafından "Mustafa Kemal Atatürk yaratıcı" dedirtiliyor.
Tamam, Mustafa Kemal Atatürk'e minnet borcumuz olabilir ama; cahiliye döneminden kalma, putlara tapma geleneğini Mustafa Kemal Atatürk üzerinden tekrar canlandırarak ona bir yaratıcı(hâşa) gözüle bakamazlar. Diyelim baktılar Allah(c.c )'a şirk koşanların helak olmaları yakındır.

PUTPERESLER

Cahiliye döneminin putperest yapısının filizlenmeye çalıştığını gördüğümüz şu günlerde özgürlükten dem vurup yemedikleri halt kalmayan kişilerin, yok artık dedirten görüntülerle putpersliğe soyunduklarını belirtmek gerekir. Bir kıyaslama yapmak gerekirse de cahiliye döneminde, kendine faydası olmayan cansız heykel figürlerine olağanüstü anlamlar yükleyip tapılıyordu. Şimdiyse putların yerine posterler koyuluyor ve hadsizliği zirveye ulaştırarak, buna tapmak için toplumu tahrik ve teşvik ediyorlar. Bunları yaparken neyin özgüvenini yaşıyorlar bilmiyorum ama kuldan utanmadıkları gibi Allah(c.c)'dan da korkmuyorlar. Çünkü puta tapmak daha inandırıcı geliyor kendilerine. Hani şu insanlar tarafından biçimlendirilmiş, hareketsiz ve kendi ihtiyacını karşılamaktan aciz olanından(!) fakat o putları, yerle bir edecek kudretin Hüdâ'da olduğunu bilmeyecek kadar beyinsizler.

AMACINIZ HADDİNİ AŞTI

Hani siz laiktiniz, liberaldiniz, demokrattınız ne oldu? Her durum ve her koşulda Atatürk ilkelerinin arkasına sığınıp kendinizi aklamaya çalıştınız ama bu sefer öyle bir tökezlediniz ki siz bile farkında değilsiniz. Bazı gruplar yok olmaya yakın son demlerini yaşar ya işte sizde son demlerde çalkalanıp duruyorsunuz.

Ve siz, kendini bilmez ey bre cahiller, amacınız haddini öyle bir aştı ki öğretmenlik mesleğini karalamaya çalışırken, "insanın yüz karası" olma ünvanını aldınız. Tebrikler. Belki bir süre bununla övünürken(!) küçük çocukların üzerinden kurgular gerçekleştirmeyi bırakırsınız. Çünkü kuyruk acınız daha büyük.

Selma Karakaş Tutuş