Sami Er 23 Milyar Dedi, Sayıştay 3.2 Milyar Gösterdi: Kim Doğruyu Söylüyor?

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in açıkladığı “23 milyar lira borç” kamuoyunda tartışma oluşturdu. Ancak Sayıştay raporları ve resmi bütçe verileri farklı bir tablo ortaya koyuyor. Peki Malatya gerçekten borç batağında mı? Yoksa bu bir algı yönetimi mi?
Malatya’da 31 Mart seçimlerinin ardından göreve gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in ilk açıklamalarından biri, belediyenin borç durumu oldu. Er, kameralar karşısına çıkarak “Belediyenin borcu 17 milyar TL, faiziyle birlikte 23 milyar TL’yi bulmuş” dedi.
Ancak bu açıklama, hem kamuoyunda hem de mali verilerle ilgilenen uzmanlar arasında ciddi bir şaşkınlık meydana getirdi. Çünkü ortada, bu büyüklükte bir borcu doğrulayan resmî bir belge bulunmuyor.
Rakamlar Ne Diyor?
Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin 2019–2023 arası Sayıştay denetimlerinden geçmiş bütçe verilerine göre:
• 2019 Geliri: 495 milyon TL
• 2023 Geliri: 3 milyar 278 milyon TL
• Toplam 5 Yıllık Gelir: 7 milyar 288 milyon TL
• Toplam Gider: 10 milyar 516 milyon TL
• Açık: Yaklaşık 3,2 milyar TL
Bu verilere göre, toplam açık 3,2 milyar TL civarındayken, Sami Er’in beyan ettiği 23 milyarlık borcun kaynağı belirsizliğini koruyor.
Faiz Düşmüş, Yatırım Artmış
Yine aynı dönemde dikkat çeken bir başka unsur ise belediyenin faiz giderleri:
• 2019’da giderlerin %21’i faizdi
• 2023’te bu oran %2,95’e düştü
Ayrıca 2023 yılında yapılan harcamaların %63’ü yatırım gideri olarak kayıtlara geçti. Bu da borcun, yatırım kaynaklı ve sürdürülebilir olabileceğini düşündürüyor.
Algı mı, Gerçek mi?
Başkan Sami Er’in “enkaz devraldık” söylemi kamuoyunda bazı çevrelerde destek bulurken, muhalefet ve bazı bağımsız gözlemciler bunun “yönetememe kaygısıyla üretilmiş bir savunma refleksi” olduğunu savunuyor.
Murat Çetin’in Pazartesi Hasbihal köşesinde yazdığı gibi:
“İki ay kamu konuştuk, üç ay algı yürüttük, dört ay da sessiz kaldık… Etti mi 23 milyar? Etti! Ama halk hâlâ soruyor: Nerede bu borç?”
Soru Net: Nerede Bu Borç?
Ortada Sayıştay denetimlerinden geçmiş veriler ve resmi tablolar var. Ancak açıklanan 23 milyar TL’lik borç yükü ne bu tablolarda ne de bütçe dengesinde görünüyor. Kamuoyu şimdi tek bir sorunun peşinde:
Bu borç gerçekten var mı? Yoksa algı üzerinden bir zemin mi hazırlanıyor?
Yazının tam metni ve detaylar için: https://www.malatyatime.com/makale/etti-mi-23-milyar-78543
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Ayşe Tuncer
22-07-2025 19:04Bu haberin en çarpıcı yönü, bir belediye başkanının kamuoyuna yaptığı açıklamayla Sayıştay’ın resmî verileri arasında böylesine büyük bir fark bulunmasıdır. Gazetecilik açısından bu durum, haber değeri kadar medya okuryazarlığı açısından da kritik bir örnektir. Kamu yöneticileri kamuoyuna açık ve belgeli konuşmak zorundadır. Aksi takdirde, toplumun bilgiye erişim hakkı zarar görür.Sayıştay verileri, kamu adına yapılan harcamaların resmî denetimidir. Bu denetim verileri 3,2 milyarlık bir açık gösteriyorsa, 23 milyar gibi astronomik bir borçtan söz etmek, ya dramatik bir yorumdur ya da manipülatif bir söylem stratejisidir. Bu farkın nedeni kamuoyuna açıklanmadığı sürece, yapılan beyanlar güven vermekten uzak kalır.Gazetecilik bu noktada devreye girer. Basının görevi, yöneticilerin iddialarını belgelerle karşılaştırmak ve gerçekliği ortaya koymaktır. Bu haber bunu büyük ölçüde yapmış. Ancak burada sadece rakamların değil, bu rakamların toplumda nasıl algılandığının da izlenmesi gerekir. Çünkü kamuoyunda oluşan yanlış algılar, en az yanlış harcamalar kadar zararlıdır. Medya bu algıyı düzeltme sorumluluğunu taşımalıdır.
Cemal Aydın
22-07-2025 19:03Kamu mali yönetimi açısından en kritik konulardan biri, borcun sürdürülebilirliğidir. Burada yalnızca borcun toplam miktarı değil, borcun yapısı, kaynakları ve vadesi de önemlidir. Sami Er’in göreve başlar başlamaz yaptığı açıklamada “faiziyle birlikte 23 milyar lira borç” ifadesi kullanması, hem teknik olarak belirsiz hem de kamuoyunu etkileme amacı taşıyan bir söylem olarak yorumlanabilir.Sayıştay raporlarında görülen 3,2 milyarlık bütçe açığı ile 23 milyar borç arasındaki uçurum, ancak borç tanımında bir belirsizlik varsa anlaşılabilir. Örneğin, bazı bağlı iştiraklerin borçları da bu hesaba dâhil edilmiş olabilir; ama o zaman da hangi kurumların ne kadar borcu olduğu ayrı ayrı belirtilmelidir. Bu yapılmadığında, kamuoyunun kafası karışmakta ve idari itibar zedelenmektedir.Ayrıca faiz oranlarındaki düşüş ve yatırımlara ayrılan harcamaların artışı, belediyenin geçmişteki borçlanmasının riskli değil, kontrollü bir borçlanma olduğunu düşündürüyor. Belediyelerin büyüyen şehirleri finanse etmek için borçlanması doğaldır. Ancak bu borçlanmanın şeffaf biçimde izah edilmemesi, kamu yönetimi açısından ciddi bir eksikliktir.
Elif Karaca
22-07-2025 19:03Belediye başkanlarının kamuoyuna yaptığı açıklamaların, özellikle mali verilere dayandığında, yasal sorumluluk doğurabilecek sonuçlar içerdiği unutulmamalıdır. Sami Er’in “belediyenin faiziyle birlikte 23 milyar borcu var” açıklaması, ciddi bir itham ve kamuoyunu yönlendirme aracıdır. Ancak ortada bu açıklamayı doğrulayan bir mali tablo bulunmamaktadır.Sayıştay raporları, 2019–2023 arasında belediyenin toplam gelirinin 7,3 milyar, giderinin ise 10,5 milyar lira olduğunu; dolayısıyla açık miktarının 3,2 milyar lira civarında gerçekleştiğini göstermektedir. Bu rakamların kamuya açık ve denetlenmiş olduğu göz önüne alındığında, 23 milyar borç iddiası ile aradaki farkın ya belgelendirilmesi ya da açıklanması gerekir.Eğer bu fark temellendirilemezse, kamu görevlisinin yanıltıcı beyan verdiği gerekçesiyle hukuki sorumluluğu gündeme gelebilir. Şeffaflık ilkesi, özellikle mali beyanlarda en temel idari ilkelerden biridir. Mevzuat açısından da bu tür açıklamaların bilgi edinme hakkını çarpıtmadan, somut belgelerle desteklenerek yapılması gerekir. Aksi hâlde, bu tür iddialar sadece bir siyasi manipülasyon aracı olarak değerlendirilebilir.
Ahmet Doğan
22-07-2025 19:02Ekonomik olarak değerlendirildiğinde, Sami Er’in 23 milyar TL’lik borç açıklaması, kamu maliyesi açısından oldukça çarpıcıdır. Ancak bu iddia, Sayıştay tarafından denetlenmiş verilerle örtüşmemektedir. Belediyenin 5 yıllık toplam bütçe açığının 3,2 milyar lira olduğu resmî kayıtlarda yer alıyorsa, bu durumda ya borcun tanımı farklı yapılmıştır ya da kamuoyuna açıklanan rakamlar keyfîdir.İktisat bilimi açısından borç sadece miktar değil, aynı zamanda kullanım biçimi ve getiri oranlarıyla değerlendirilir. Belediyenin harcamalarının yüzde 63’ünün yatırım harcamalarına ayrıldığı ve faiz yükünün yıllar içinde düştüğü dikkate alındığında, bu borcun büyük ölçüde üretken olduğu da söylenebilir. 2019’da %21 olan faiz oranı 2023’te %2,95’e düşmüşse, bu aynı zamanda finansman stratejisinin makul yürütüldüğünü gösterir.Ekonomik analizlerde enflasyon etkisi, reel büyüme, nakit akışı ve borç servis oranı gibi parametreler de dikkate alınmadan yapılan tek taraflı açıklamalar yanıltıcı olabilir. Bu bağlamda, yeni yönetimin kamuoyuna karşı daha titiz, belgeli ve iktisadi gerçekliğe dayanan bir iletişim yürütmesi beklenir. Aksi takdirde kamu güveni ciddi şekilde zedelenir.
Gülşah Yıldırım
22-07-2025 19:02Sami Er’in göreve başlar başlamaz yaptığı açıklama, Malatya kamuoyunda dikkat çekici bir etki yarattı. “Belediyenin borcu 23 milyar lira” ifadesi, ilk bakışta ciddi bir ifşa gibi görünse de, bu açıklamanın arkasında hangi verilerin olduğu net değil. Sayıştay’ın 2019–2023 bütçe gerçekleşmelerine göre, Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin toplam açığı yalnızca 3,2 milyar lira düzeyinde. O hâlde, aradaki yaklaşık 20 milyar liralık farkın gerekçesi nedir?Bu durum, siyaset bilimi açısından kamu yöneticilerinin beyanlarının hangi koşullarda toplumsal algı oluşturmak amacıyla kullanılabileceğini açıkça ortaya koyuyor. Yeni bir yönetim için “enkaz devraldık” söylemi klasikleşmiştir; bu açıklama da o çizgide okunabilir. Ancak burada sorun, iddia ile veriler arasındaki devasa uçurumdur. Bir belediye başkanının göreve başlarken ortaya koyduğu rakamlar, yalnızca siyasi pozisyon değil aynı zamanda idari sorumluluk da taşır. Halka yanlış bir borç algısı verilmesi, güven erozyonuna neden olur.Sonuç olarak, açıklamanın teknik dayanağı netleşmediği sürece, bu tür iddialar siyasal bir retorik olmaktan öteye geçemez. Yerel yönetimlerin hesap verebilirliği, resmi verilerle çelişmeyen, şeffaf beyanlarla mümkündür.