?Spor, Şiddet Ve Medya? Paneli

Malatya?da ?Spor, Şiddet ve Medya? paneli düzenlendi.Malatyalı Spor Yazarları tarafından gerçekleştirilen panele, teknik direktör Ziya Doğan, Süper Lig eski hakemi ve spor yorumcusu Selçuk Dereli ile TRT spor programcısı Erdoğan Arıkan konuşmacı olarak katıldı. Malatya Belediye Konferans Salonu?nda gerçekleştirilen paneli Malatya Belediye Başkan Yardımcısı ve Yeni Malatyaspor Kulüp Başkanı Ertan Mumcu, Üst Klasman (Süper Lig) hakemi Suat Arslanboğa, Malatyaspor Eski yöneticilerinden Ali Cengiz, eski hakem Dursun Cumali Sucu, Malatya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (MASKF) Başkanı Seyfullah Özdemir, TÜFAD Malatya Şubesi 2. Başkanı Muharrem Zeyno, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Nakli Ekibi Başkanı Prof. Dr. Sezai Yılmaz, spor taban birlikleri temsilcileri, antrenörler ve sporcular izledi.Malatyalı Spor Yazarları Derneği Başkanı İsmail Karataş, bir birliktelik sağlamak için bu derneği kurduklarını belirterek, ?Bu birliktelikte yolumuzun uzun ve zor olduğunu biliyoruz. Fakat arkadaşlarımızın büyük bir özverisiyle derneği kurduktan sonra ilk olarak böyle bir panelle hem derneğimizi tanıtmak hem de unutulmuş olan Malatya?mızın ismini bir nebze olsun tekrar gündeme getirmeyi amaçladık. Bu amacımıza da ulaşacağımıza inanıyorum? diye konuştu.Malatya Belediye Başkan Yardımcısı ve Yeni Malatyaspor Kulüp Başkanı Ertan Mumcu ise, futbolun sevgi ve şefkate ihtiyacının olduğuna işaret ederek, ?Futbol bir fenomen, futbol hakikaten kitleler açısından seyir zevki çok yüksek, dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok enteresan bir spor branşı. Özellikle ülkemizin son 1 yıl içerisinde futbolda içinden geçtiği şu dönemde, çok anlamlı bir panel olduğuna inanıyorum. Futbolun sevgiye, şefkate, merhamete ihtiyacı vardır. Futbolu seviyorsak, futbolu kucaklamamız gerekiyor. Onu aslında bir çocuk gibi büyütüp bezlemeliyiz. Zira son yıllarda ülkemizde, ilimizde peş peşe gelen başarısızlıklar, futboldan bir kopma, futbola bir negatif bakış açısı gelişmeye başladı? dedi.Panelde spor ve şiddet konusunda görüşlerini bildiren teknik direktör Ziya Doğan, ?Medyanın şiddeti yapanları zaman zaman gündeme getirmesi; teknik adamlardan futbolcusuna kadar herkesin sorumluluğu var. Bunlar hep bizim zamanımızda yapmış olduğumuz hatalardan kaynaklandı ve bugün önlenemez bir hal aldı. Ama çıkan yasalar uygulanırsa, Avrupa?da seyrettiğimiz takımlar gibi çok rahatlıkla bilinçli bir seyirci oluşur. Avrupa?da futbolun üst seviyesindeki ülkeler seviyesine gelmemiz için yasaları mutlaka uygulamamız gerekiyor. Başta medya eğitici rolünü çok iyi oynarsa, spor adamları ve yöneticiler de hep beraber birlikte hareket edersek, bilinçli insanları tribüne çekip, bilinçsizleri yasalarla dışarıda tutarsak, o zaman çok rahatlıkla maçlara gidip, seyredebilir? ifadelerini kullandı.Eski hakem ve spor yorumcusu Selçuk Dereli ise, sporda iyi ve kötünün ayrılması için ceza ve ödül kavramının uygulanması gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:?Hassas günler geçiriyoruz ama bu sürecin olumsuzluğa götürmesindeki önemli neden ?sporda şiddet? yasasının uygulanabilirliği ile ilgili sıkıntılardan kaynaklanıyor. Yani maalesef bir önceki şiddet yasasında İl Spor Güvenlik Kurulları?nın yetkileri çok fazla olmasına rağmen uygulanmasında yaşanan o sıkıntılar, bir nebze bu sıkıntıların sebebi olmasa da, bir yol açmış olabilir. O yüzden bu hassas süreci atlattıktan sonra mutlaka ?sporda şiddet? yasasının tekrar ele alınması gerekiyor. Hata yapan varsa, onun cezayı çekmesi gerekir. İyi yapan varsa da, onun ödül alması gerekir. Bununla iyi ve kötüyü ayırt edebiliriz.?Dereli, gerilimin ve şiddetin kimseye bir fayda sağlamadığını vurgulayarak, ?Avrupa?da birçok sahada maç yönettim. Dünya?da ırkçılığın olmadığı belki de Avrupa?da tek ülke Türkiye?dir. Ben Türkiye?de ırkçı tezahüratlar yapan bir taraftar topluluğu görmedim. En kıran kırana oynanan maçlarda, en şiddetli maçlarda bile görmedim. O anlamda taraftarlarımızın hakkını da bu konuda teslim etmek gerekir. Çünkü bugün UEFA?nın ve Avrupa futbolunun en önemli sorunu; ırkçılıktır. Ve bununla ilgili çeşitli yaptırımlar ve tedbirler alınmıştır. Türkiye?de sporda şiddete sürükleyen nedenlerin başında yöneticilerin bazılarının yapmış olduğu davranışlar, toplumu son derece olumsuz yönde geriyor. Trabzonspor-Fenerbahçe maçından önce kulüp yöneticilerinin birbirleri hakkında açıklamalar ve yaptıkları söylemler, o maçı nerelere getirdi. Hepimiz sahaya atılan maddeleri, oyunun gerginliğini gördük. Gerilimin hiç kimseye faydası yok. Kavga etmeden tartışabilmeyi, karşımızdaki insanın fikirlerini dinleyebilmeyi bir erdem olarak görmemiz gerekir. Yani ?ben her şeyin iyisini bilirim? dememeliyiz. Ben hakemliği bıraktım halen yeni şeyler öğreniyorum? şeklinde konuştu.Türkiye?de profesyonel yöneticiliğin olmadığını savunan Dereli, ?Futbol endüstrisinin ve ekonomisinin gelmiş olduğu boyutların maalesef kulüpler bünyesinde bakıldığında Türkiye?de profesyonel yöneticilik yok. Herhangi bir kulüpte ben bunu görmedim. Derneklerle yönetiliyor. Bu yapının da değişmesi lazım? görüşünde bulundu.TRT spor programcısı Erdoğan Arıkan da, panelin medya ile ilgili olan bölümünü değerlendirdi. Arıkan, Malatya Spor Yazarları Derneği?ni yaptığı çalışmadan dolayı kutlayarak, ?Günümüz Türkiye Spor Yazarlar Derneği (TSYD), o kentin takımı biraz gerilemişse maalesef uzak duruyor herhalde. Bende TSYD üyesiyim. Kendi açımızdan bakmamız gereken bir konu diye düşünüyorum? dedi.Kanunların uygulanabilmesi için herkesin duyarlı olması gerektiğinin altını çizen Arıkan, ?Önemli olan bu kanunları uygulayabilmek. Önemli olan işe kararlılıkla gidebilmek. Örneğin bir taraftar sahaya atlıyor, emniyet müdahale ediyor, o emniyetin elinden o taraftarı ilk alan kişide ya bir yönetici ya da futbolcular oluyor. Bunu yapmayacaksınız. Bir defa bunun uygulanabilir bir şey olduğunu düşünüyorsanız ve de uygulanmasını istiyorsanız, hep birlikte buna karşı çıkacağız. Hep birlikte tribündekilerde buna karşı çıkacak? ifadelerini kullandı.Arıkan, gelecek nesillerin en iyi şekilde yetiştirilmesi gerektiğini kaydederek, ?Yıllardır futbolu takip ediyoruz. Gördüğümüz şu, zor bir ülkede yaşıyoruz. Gelişen bir ülkede yaşıyoruz. Bir takım şeyler için acele ediyoruz. Dünya ile kendimizi kıyaslamayı seviyoruz. Ama dünyayı yakalamak o kadar kolay değil. Nesillerin değişmesi gerekiyor. Önemli olan da nesiller değişirken, biz bu nesilleri doğru yetiştirebiliyor muyuz? Artık onlara yenidünyanın gerektirdiği eğitimleri verebiliyor muyuz? Ve onları yeterince hazırlayabiliyor muyuz? Sorun birazda burada gibi geliyor? diye konuştu.Medya?nın kendisini yenilenesi gerektiğini ifade eden Arıkan, ?Medyanın eğitici yönünden önce doğru bakış açısını yakalaması lazım. Bence eğitim birincisi ailede, ikincisi de okullarımızda olur. Bunun dışında medyadan bir eğitim görevi beklemek ve o sorumluluğu beklemek özellikle bu ekonomik ortamda çokta doğru değil. Çünkü medya hep kendisini izlettirebilmek için çalışıyor. Buna TRT?de dahil. Bizlerinde izlenme kaygısı var ve bizimde izlenme kaygımız olmalı. Ben buna yürekten katılıyorum. TRT, en iyi yayınları yapan kuruluş. En zararsız yayınları yapan kuruluş. O zaman yayınları izlettirebilmek içinde bir takım çareler düşünmeli. Dolayısıyla TRT?nin de izlenme kaygısı olmalı. Ama medyanın öncelikli olarak kendisini yenilemesi lazım? dedi.