dore okulları
Malatya
03 Mayıs, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.32
  • EURO
    34.76
  • ALTIN
    2389.1
  • BIST
    10258.74
  • BTC
    59073.16$

Valinin kıvrak zekası olmasaydı...


Valinin kıvrak zekası olmasaydı...
Darbe gecesini çok iyi hatırlayalım. O gece bambaşka bir geceydi.
Narin

Sorular çok!

Cevapların hepsi kıyamda...

Bu bir övgü değildir. Sosyolojik bir saptamadır.

Darbe gecesini çok iyi hatırlayalım. O gece bambaşka bir geceydi. Çok acının bir araya geldiği, vahşet ve dehşetin, endişenin en çoğul haline rastladığımız, Ordu'muzun kendi seçkinci-devletçi varlığını bir kontrol mekanizması olarak değilde; devletin de üstünde görev tavrıyla darbe gerçekleştirmeye çalıştığı, kan döktüğü, kendi halkını düşmanca bir zilletle ezip geçtiği olağanüstü bir geceyi unutmak mümkün mü?

En önemli sorun ise; bütün bu bahsettiklerimizin kaynağında Ordu'nun yer alması. Gözbebeğimiz, peygamber ocağı dediğimiz Ordu. Maalesef modernleşmenin sembolü sayılan o Ordu... Devletimizi dış güçler karşısında zaruri gösteren ordu, vesayetci, özgürlüklerin önünde ki engel, fren, el freni, set, barikat, duvar ne derseniz deyin o'dur işte.

Ordu'muz kendi halkına bir daha silah çekti. 300 civarı vatandaşımızı tüyü bitmemiş yetimin hakkının da bulunduğu silah ve mühimmatı kullanarak vurup öldürdü. Siz hiç 12.7 mm'lik Doçka mermisiyle bir insanın vurulması ne demektir bilir misiniz, o gece bunu da gördük. Tankların sivil halka ateş etmesi durumu tarihte az görülen bir şey. İşte halkımız bire bir yaşadı bu mefhumiyeti. Darbe kalkışmasında bu ordu 2000 yaralı bıraktı geride. Maddi hasardır şuydu, buydu hesaplayacak terminolojide değiliz şimdilik. Daha sonraları tekrar yazıp tartışabiliriz bu konuları.

Şimdi asıl değinmek istediğim hususa geleyim.

Ordu'nun sivil yönetimi Pensilvanya'dan bir şizofreni'den aldığı talimatla tasfiye etmeye çalıştığı o geceye:

Aslında çok şey tam tersine dönebilirdi.

Özellikle "pilot bölge" seçilen Malatya'da bunun telafisi mümkün olmayacak büyüklükte acılar sonrasında, başarıya giden bir darbenin alt yapısını kattiyen tamamlayabilirdi.

Ne var ki olmadı!

Hiç düşündünüz mü?

Malatya valisi sayın Mustafa Toprak'ın ya o kıvrak zekası olmasaydı. Gecenin ilerleyen saatlerinde Kayseri'den kalkıp Malatya Erhaç havaalanına inen 8 adet devasa kargo uçaktan şüphelenip -derhal- sıkı önlemler oluşturmasaydı... Sayın belediye Başkan'ı Çakır'la koordineli bir şekilde hareket ederek darbenin başlamadan kolunu bacağını kesecek; hızlı, o çok hızlı tarihe geçecek mühim nüktelerden oluşan müdaheleyi yapmadığını düşündünüz mü hiç? Saf devlet anlayışını uygulayan gücün 'yeterlilik' tabiri darbe ile sınandı, belli oldu. O (Kargo) uçaklar Kayseri'den kalkıp Malatya'ya indi değil mi? Yeni Kayseri valisi Malatya'nın bir önceki valisiydi, Malatya'dan Kayseri'ye tayin edildiğini biliyoruz. Yerine İzmir'den sayın Mustafa Toprak atandı. Emin olun ki sayın Mustafa Toprak o gece Kayseri valisi olsaydı o uçakların kalkmasına demek ki izin vermeyecekti. Tamamen strateji refleksi ile alakalı bir hamledir bunun adı. Yada savaşma sanatı, psikolojik harpte diyebiliriz. Başarı ölçüsüylede açıklanabilir. Peki, Kayseri valisi Malatya'da kalmış olsaydı... Kayseri'de uçakların kalkış yapmasına gösterdiği normaliyeti Malatya'ya inerken de göstereceğine göre nice olumsuz gelişmenin yaşanması sıradan sayılmayacak mıydı? Her şey çok ani gerçekleştiği o saatler... Bir küçük hattanın büyük yıkımlar getireceği mühim dakikalar. Türkiye'nin çok önemli bir dönemeçte beklediği 15-16 Temmuz takviminde tam bir zeka çarpışması da devredeydi. Oyuna karşı oyun kuruluyor, karşıt güç gösterileri özenli, öne sürülen her hamle bir milletin kaderini belirleyecekti.

Mühimmat yüklü uçakların Kayseri'den kalkmasını bırakın, uçaklar kalkıp Malatya'ya kadar gelip sokulmuştu bile. Uçakların Malatyaya indiği haberini alan sayın Toprak süratle olayın üzerine gitti. Çareler düşündü. Sonucunun ne olacağını iyi bir öngörüyle sezmiş olmalıydı ki kıyasıya önlemlere girişti. Alınan her önlem darbecilerin gücünü tüketiyordu. Saatler ilerledikçe darbeciler kaybetmeye başladı. Çünkü karşılarında devlet elini iyi kullanan bir vali vardı. Oysa mühimmat ve lojistik yüklü kargo uçakların diğer bölge ve illere ibretlik sayılacak korkunç bir savaş sahnesini Malatya'da oluşturmaya gelmişlerdi. İşte Valimiz kimsenin görmediğini gördü. Nelerin yaşanılacağını çoktan anlamıştı. Sorular, cevaplar, puzleler, varsayımlar ve olası ihtimalleri bir araya getirmeyi deneyin nasıl derinlikte bir sonuç karşımıza çıkıyor.

Varın siz düşünün artık!

Şimdi anladınız mı sayın Vali Toprak'ın nasıl bir dehşeti berteraf ettiğini... Sadece Malatya'da değil Türkiye'de de darbe sürecinin önünü kesti. O Vali'ki Türkiye Cumhuriyeti tarihine nasıl bir katlı sağladığını, asıl darbeye giden süreci Malatya Erhaç'ta durdurduğu ve 2'ci ordunun gücünü pasifiziye çekerek, darbecilerin umut bağladığı Malatya'yı işgalden kurtaran bir kahramanlıkla, darbeyi tüm hazırlıkları ile birlikte başarısızlığa gömdüğü gerçeğini kim göz ardı edebilir? Tüm bu objektif koşulları tarihe büyük punt harflerle yazmak gerekmiyor mu?

Ama Türkiye gözünün önünde oluşan ve yaşananları daima Ankara merkeziyetli bir tanı olarak gördüğünden bu kavramlaştırmada, onu doğuran geniş manada çoğu gerçek hikayenin kahramanı değerlendirilmedi. Başımıza gelenleri hep farklı kurguladık. Siyasilerin ön plana çıkma yarışında asıl devleti ıskaladık, yada olduğundan farklı algıladık.

Şimdi diyeceksiniz ki; Vali görevini yaptı, yapması ve yapılması gerekenler zaten bunlardı. Hayır efendiler hayır. Öyle kolay olmuyor bu işler. Malatya valisi Mustafa Toprak o talihsiz gecede görev bilincinin üzerinde çok şey yaptı.

İnanın çok şey!

TİMUR İNCE

 

elsan

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!