© Malatya Time

KAYISI REKOLTESİ OYUNU!

Timur İnce yazdı...

 

Yeni kayısı sezonu en geç 10 gün içinde başlayacak. Kayısı sezonu henüz başlamadı ama katakullisi erken başladı. Bu yıl nerden kayısıyı vuracaklar diye tam beklerken ilk operasyon rekolte üzerinden geldi. “Vay anasına” dedirten bir hamle çünkü rekolte rakamları üzerinde oynamak veya rekolte rakamlarını yüksek göstermek kimsenin aklına gelmezdi. Böylece rekolteyi yüksek oranda tutmak kayısı fiyatlarını istediğim gibi düşürürüm anlamına gelir ki; arz-talep meselesini, pazar payını ve geçimi kayısıya dayanan 50 bin ailenin halklarını istikrarsız hale dönüştürmekten başka bir şey değil.

 Bu yıl itibari ile Malatya'da kayısı rekoltesi geçen yıllara göre düşük olması sanırım birilerinin planlarını bozduğunu gösteriyor. Onun içindir ki rekolte rakamları Arap saçına dönmüş vaziyette. Rekolte rakamları 60 ila 85 bin ton arasında gidip geliyor. 3-5 bin ton fark olsa hadi neyse deyip geçeceğiz fakat bu fark 25 bin ton gibi astronomik olunca ister istemez bu işte yine bir hinliğin döndüğünü söylemeden geçemiyoruz. Şu günlerde 60 bin ton diyen de 70 bin, 85 bin ton diyen de var.

 Malatya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından 2020 yılı kuru ve yaş kayısı tahmini rekoltesi konusunda yapılan açıklama 85 bin ton denilmesi üzerine ilk itiraz Malatya'nın Kuluncak İlçesi Ziraat Odası Başkanı Hasan Yıldırım'dan geldi. Yıldrım; Rakamlar gerçeği yansıtmıyor diyerek, ziraat odalarının 60 bin ton olarak açıkladığını iddia etti.

 Derken ikinci itiraz Malatya Ticaret ve Sanayi Odasından (MTSO) geldi bu kez. Komisyon üyelerinin açıklanan bu rakamları Tarım İl Müdürlüğü'nün bazı taahhütleri üzerine onayladığını belirten MTSO Meclis Üyesi Merdan Demirtaş “Rekolte miktarı Tarım İl Müdürlüğü yetkililerinin söylemleri üzerine en az 10 bin ton fazla açıklanmıştır” dedi.

 Eş zamanlı olarak Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Yunus Kılınç'ın katıldığı bir radyo programında açıklanan rekoltenin üreticide hayal kırıklığı yarattığını...

 Hekimhan ilçesi Ziraat Odası Başkanı Hacı Parmaksız, oda binasında yaptığı basın açıklamasında, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yaş kayısı tahmini rekoltesinin 381 bin ton ve kuru kayısı tahmini rekoltesinin de 85 bin ton olarak açıklanmasını eleştirdi.

 AK Parti MKYK Üyesi ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık ise “hayır, kayısı rekoltesiyle ilgili 2020 için Türkiye geneli 104 bin, Malatya için ise 85 bin ton rekolte açıklandı. Tahmini rekolteleri speküle edecek rakamlardır” diyerek kesip attı.

 Malatya Valisi Aydın Baruş “rekolte 85 bin tondur” şeklinde noktayı koysa da acaba kim doğruyu söylüyor tartışması henüz bitmiş değil.

 Bu durumda Malatya Tarım ve Orman İl Müdürlüğünün “Tarım ve Orman İlçe Müdürlüklerimiz tarafından 2 Nisan-24 Nisan tarihleri arasında kayısı verim değerleri bağımsız olarak İstatistik Veri Ağı sistemine dönemler halinde girilmektedir. Daha sonra 2020 yılı için Bakanlığımız Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğünün (BÜGEM) talimatları doğrultusunda ve İl Müdürlüğümüzün koordinesinde Turgut Özal Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası, Malatya Ticaret Borsası, Kayısı Araştırma Enstitüsü, Kayısı Araştırma ve Geliştirme Vakfı ile Ziraat Odası üyelerinin bulunduğu -Kayısı Rekoltesi Tespit Komisyonu- oluşturulmuştur” gibi kendini tamamen aklayıcı, kusursuz ve topu bir kaç kurum ile yetkiliye, hatta fakülteye atacak cinsten açıklaması pek samimi gelmedi.

 Açıkçası Malatya kamuoyunu tatmin ettiğini söyleyemeyiz. Yani “kardeşim biz işi yıllardan beri ancak bu şekilde yapıyorduk, ister kabul edin, ister etmeyin, bizden bu kadar, işinize gelirse...” anlamına gelen bir tutarsız açıklama olduğu görülüyor.

 Çünkü veriler ile saha çalışması sonuçları arasında bir çelişki söz konusu. Veriler saha çalışması sonucu elde edilmedi, ihracatçılardan hazır şablon halinde alınmıştır. Tabiki çıkıp “biz doğru düzgün saha çalışması yapmadık, bizim ihracatçılar bu işi biliyor, her yıl onlar elimize verileri verir biz de yayınlarız” diyecek halleri yok ya!

 Dolayısıyla rekolte oranları köylü, çiftçi, kayısı üreticisini pas geçip ihracatçıları destekler bir nitelik taşıyor. Geriye kalıyor tek çare. Malatya kamuoyunun bir türlü kabul etmediği rekolte oranlarının tespiti yeniden yapılmasının gerekliliği! Siyasiler ile sayın valimizin resmi kuruma itimadı üzerinden yaptıkları açıklamaların rekolte spekülasyonunu gideremediği, aksine Malatya halkının kafalarında ki karışıklığı daha da artırdığı için yeni ve detaylı bir saha çalışmasının Malatya valiliği tarafından yapılması şart olmuştur artık.

 Şehrimizin mülkiye amiri Sayın Vali Aydın Bey'in bu konunun takipçisi olacağını temenni ediyoruz.

 Çünkü bir ilin tüm insanlarını ilgilendiren bir konu. Çünkü yıllık 250 milyon USD gibi ihracat rakamından söz ediyoruz. Üretici bu yıl manolya hastalığına maruz kaldı. Manolya hastalığı büyük hasar verdi kayısı ağaçlarına. Bunun yanında dal kuruması yaşandı, yanlış zirai ilaçların kullanımından doğan kalitesiz bir kayısı meyvesi oranı var. Bir de 23/24 Nisan'da meydana gelen don tehlikesi ağaçları etkilediği göz önünde tutulursa, üstüne bir de Covid-19 mağduriyeti nedeniyle üreticinin elinde ki veriler bir hayli düşük. Genel bir tablo ile 2020 kuru kayısı rekoltesi 60-65 bin ton arası olduğu yönünde bir oran söz konusu.

 Malatya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü rekolte rakamları şişirme olup, rekolteyi yüksek tutarak ihracatçının kayısı üzerinde ki tahakkümünü korumaya çalışıyor. Yüksek rekolte fiyatların indirilebilmesi ile orantılı bir değerlendirmedir. Lütfen daha fazla insanların, fakir fukaranın, köylünün ekmeğiyle oynamayın. Yüksek elektrik faturaları karşısında motopomplarla su çekip ağaçlarını sulayan bu insanları ezmenin yöntemi bu olmamalı. Biraz vicdanlı olun. Bu cihetle Malatya Tarım ve orman il müdürlüğü hangi ilçede, hangi köy ve alanda saha çalışması yapmış verilerini kamuoyu ile paylaşması gerekir. Mesela şahsen naçizane ben bir kayısı üreticisi olduğum halde bahçelerimde herhangi bir saha çalışması görmedim. Çevrede ve bölgemde de...

 Malatya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü derhal hatasını kabul ederek gerçek verileri halkımızla paylaşmalıdır. Aksi taktirde birinci elden yetkili veya yetkililer her kim ise bir şehrin ekmeğiyle oynadıkları için istifa etmeliler.

 Rekolte oranlarını dahi doğru düzgün yapamayan Tarım ve Orman İl müdürlüğü şehrin can damarı endüstriyel ürün kayısıyı olumsuz yönde etkileyen böyle bir tartışmaya malzeme yapılmasına fırsat tanıdı bu gün. Iğdır Malatya kayısısı kalitesiyle asla bir alakası olmayan ürünleriyle kayısı tahtına göz dikmişken bizimkiler Malatya kayısısını çeşitli nedenlerle speküle ediyorlar.

 Şimdi Kayısı üreticisi kime inanacağını şaşırmış durumda. Bir yandan eline geçecek ürün ortada, diğer yandan resmi kurumların şişirdiği rakamlar. İki derede bir arada kalmış Malatya halkı. Kayısı rekoltesi bu denli asparagas hale gelmesine sebep olanlar yıllardır aynı oyunu oynuyor aslında. İlk değil bu. Rakam ayarlamasını yapanlar “nasıl olsa millet yer, bu halk sorgulamaz, peşine düşmez, biz ne dersek tartışmasız kabul edeceklerinden bari rekolteyi yüksek gösterip güncel fiyatları yarın öbür gün aşağı çekmek konusunda elimizde bir kozumuz olsun” diyen; hani yıllardır kayısının kaymağını yiyen malum tayfa alışmışlar her yıl kayısıya bir kılıf uydurmaya. Bu kez mızrak çuvala sığmadı galiba. Evirip çevirip, bir oradan bir buradan getirir götürüp derken önce ürünü ayağa düşürür, ardından ucuza kapatır ve nihayetinde kazananlar hep onların olduğu,  kaybedenler ise üretici, çiftçi zavallı Malatya halkı olan oyun bu kez duvara tosladı. Verilerin ne denli önemli olduğu bir daha anlaşılıyor.

 Bu danışıklı dövüş yıllardır devam ediyor Malatya'da.  Nitekim bir gün kimse “ne oluyor?” demedi. Nasıl bir ütopik maksat ise zerre kadar kimseye ilgilendirmedi, ilgilendirmemeye de devam ediyor. Ne Tarım il müdürlüğünü, ne siyasileri ne de şehrin pragmatiğini elinde tutan STK, sivil toplum örgütlerini.

 Kırk yıldan beri süregelen bir roterik.

 Çünkü aslında ortak, durağan, objektif veya herkesin üzerinde uzlaştığı “ortak fikirlerin, ortak faydanın, Milli servetin” ticari faaliyeti dışında milli bir şuurla bakılmamasıyla alakalı. Tarih daha çok siyasal iktidarları meşrulaştırmaya yönelik bir geçmiş inşası fırsatı sunar. Hatta icadı üzerine kurulu bir “siyasi tarih” ve “ders” olarak karşımıza çıkıyor. Her dönemin farklı kahramanları ve stabil karakterleri vardır. Bu yüzden siyasiler önünde daima iki seçenek durur. Ya kahraman olur ya da sıradan kişiler olarak görevleri bittiğinde unutulmaya mahkumdurlar.

 Merhum Necmettin Erbakan o kahramanlardan biriydi. Ve şöyle diyordu bir konuşmasında. “Şayet Karadeniz fındığı İsraillilerin olsaydı taneyle eczanelerde ilaç niyetine satılırdı!” Aynı düşünce kayısı için de geçerli fakat Milli bir haslet ve şuurla değil de üç-beş rantçının, müteahhit zihniyetli bitirimin komplike hırsları eline teslim edildiği için kayısının her gün sonrası prestiji Türkiye ve dünya denkleminde eriyip yok olmaktadır.

 Başkan Recep Tayip Erdoğan “İstanbul'a ihanet ettik” sözüyle en azından bir öz eleştiriye gitmişti. Sizde Malatya'ya bunu yapmayın. Malatya'ya ihanet etmeyin.  Recep tayip Erdoğan kadar cesur olup öz eleştiri dahi yapamazsınız çünkü. Yalan yanlış, şişirme rekolte rakamları Malatya ve biricik geçim kaynağı kayısıya zarar vermekten öteye gidilemez. Bari onu bir düzgün yapsaydınız! Yahu bir ilin kayısı rekoltesini insan hiç mi hesaplayamaz! Bu kadar mı çaresiz kaldınız. Yazık gerçekten.

 TİMUR İNCE

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER