Latif Memiş iddialara Malatya Time'da cevap verdi
ÖZEL HABERMABEK'ten sorumlu Vali Yardımcısı Latif Memiş, iddialarla ilgili konuşmuştu. Memiş'in Malatya Time'a yaptığı açıklamaları sürüyor. İşte ikinci bölüm
MALATYA TİME ÖZEL
Kısa adı MABEK olan Malatya Beydağı Konaklama Tesisleri'nden sorumlu Vali Yardımcısı Latif Memiş, son zamanlarda kamuoyuna yansıyan iddialara cevap verdi. Latif Memiş'in davetlisi olarak MABEK'i gezen Malatya Time Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çetin, Suriyeli sığınmacıların yaşam şartlarını yerinde gördü. Birleşmiş Milletleri tarafından dünyanın en iyi kampı seçilen MABEK'te Murat Çetin'e açıklamalarda bulunan Vali Yardımcısı Latif Memiş, iddiaların asılsız ve kasıtlı olduğunu belirterek kendisi için malum olan faillerden de yasal çerçevede hesabını soracağını söyledi. Kamu menfaati doğrultusunda yaptığımız haberlerin geri dönüşü niteliğindeki bu röportajı Malatya Time farkıyla okuyacaksınız. Dün birinci bölümünü yayınladığımız röportajda bugün kamuoyu tarafından merak edilen sorular ve Vali Yardımcısı Memiş'in verdiği cevapları bulacaksınız.
RÖPORTAJ: MURAT ÇETİN
Eleman alımlarıyla ilgili sorularımıza cevap veren Memiş'e, kamp yöneticisi konumundaki Nihat Yazıcıoğlu'nun Orman İşçisi statüsünde olduğu ve hangi özelliklerinin mevcut göreve uygun görülmesini sağladığını sorduk. Binlerce memur, öğretmen, diyanet mensubu varken ve özellikle Arapça bilenler varken Nihat Yazıcıoğlu'nun tercih edilmesindeki sebepleri sorguladık. "Tercih sebepleri arasında herhangi bir referans var mıydı?" diye de ekledik.
Latif Memiş bu sorumuza, “Ben buraya gelene kadar Nihat beyi tanımıyordum. Kimsenin referansı yok. Buraya gelen insanlar hakkında bir tane bile referans almadım. Burada vali yardımcılığım süresince kimseden referans almadım. Eski valimiz de dahil olmak üzere “Şu adamı işe alın” diyen olmadı. Burası ilk kurulurken karma karışıktı. AFAD'dan gelenler, bir sürü memur, bir sürü müdür, bir sürü işçi vardı. 24 saat buradaydık. Bir taraftan misafirleri kabul ediyorduk. Bir taraftan da organizasyonu yapmaya çalışıyorduk. Ben en çok çalışan, organizasyonu en iyi yapan, verilen görevi yerine getiren, insanlarla diyalogları iyi olan ve kuralları çok iyi uygulayanları takip etmeye çalışıyordum. Bu saydığım vasıfları taşıyan Nihat beyi gördüm o günlerde. Bu insanı tanımıyordum adını bile bilmiyordum. O sırada kim olduğunu bile bilmiyordum. Birkaç kez de denedim. Yaklaşık 4-5 gün herkesi denedim. Baktım sonra Vali beyin yanına giderek “Sayın Valim buraya bir kamp yöneticisi tayin etmemiz lazım” dedim. “Nihat diye biri var ama kamu işçisidir kendisi” dedim. Vali bey de “Kamu işçisi sorun olur mu?” Diye sorunca, ben de “Bu adam bu işi yapabilecek bir adamdır.” Dedim. Diğer kampları araştırdım. Yine bir kamu işçisinin yönetici olarak atandığı olan da var içlerinde. Harran Kampı var mesela. Nitekim Harran Kampı için BM yetkilileri de “Sizden sonra en iyi kamp Harran Kampı'dır” demişlerdi. Sonuç olarak ben bu arkadaşı hiç tanımıyordum. Deneyerek buldum ve hiç de pişman olmadım.” şeklinde cevap verdi.
GÜVENLİK GÖREVLİLERİYLE İLGİLİ SIKINTININ KAYNAĞI NE?
Kampta görevli olan güvenlikçilerle ilgili bazı iddialar da vardı. Bu iddialarla ilgili olarak Vali Yardımcısı Memiş'e, “ Güvenlik görevlilerinin mesai saatlerinde değişikliğe gitmenizin sebebi neydi? Güvenlik görevlilerinin istifa etmeleri için baskı uyguluyor musunuz? Amir olarak atanan kişilerin güvenlik görevlilerine hakaret ettikleri doğru mu?" Sorularını yönelttik arka arkaya.
Latif Memiş de cevabında “Biz burada insanlara gülümseyerek hizmet ederken, kimsenin kimseye hakaret etme hakkı yoktur. Hakaret eden zaten anında gider. Yönetici olması veya Ahmet-Mehmet olması fark etmez. Hemen gönderilir. Size samimi olarak söylüyorum. Burada hakaret varsa maalesef bazı güvenlik görevlilerinden diğer insanlara geliyordu ve biz de onları gönderdik. Kimi ne gerekçeyle gönderdiğimiz de biliniyor. Gerçek bu. Güvenlik görevlilerinin mesai saatleriyle ilgili şunu söylemek isterim. Onların istediği 12-36 saattir. Topladığınız zaman 48 saat yapar. Bu arkadaşlar 24 saatte 6 saat çalışmak istiyorlar. Haftada 48 saat çalışmaları gerekiyor. Biz bunlara iki şık söyledik. “Ya 12 saat çalışın 24 saat dinlenin, ya da 8 saat çalışın 16 saat dinlenin” dedik. 8-16 saat 24 saat yapar. 24 saatte 8 saat çalışmış olurlar. 6 gün çalışılırsa 48 saat yapar. Bir gün de izin yapıyorlar. Normal olanı budur. Ama onlara 12-24'ü de teklif etmişiz. Benim bir kamu görevlisi olarak bu insanları daha az çalıştırma şansım var mı? Şimdi bu arkadaşların bize iftira atmalarının en büyük sebebi budur. Ayrıca dediğim gibi gülümsemeyen herkesi göndermişken bir yöneticinin bunlara hakaret etmesine nasıl göz yumarız. Burada 120 tane güvenlik görevlisi var ve aşırı çalışmaları söz konusu değildir. Dediğim gibi hiçbir kimseyi de biz işe almış değiliz. Hiçbirini tanımam. Hiçbirine bir garazım söz konusu olamaz.” ifadelerini kullandı.
AK PARTİ İL YÖNETİMİYLE GÖRÜŞEN GÜVENLİKÇİLER TEKRAR İŞE ALINDI MI?
Güvenlik görevlilerinin Ak Parti il yöneticileriyle görüşmelerinden sonra baskı uygulandığıyla ilgili iddiaları da sorduk. “Hatta işten çıkartılan 5 güvenlik görevlisinin bir belediye başkanının aramasıyla yeniden işe alındıkları iddia ediliyor?” diye de ekledik.
“Beni hiçbir işi için hiçbir belediye başkanı aramadı.” diyen Latif Memiş “Kuralları sabit olarak uyguladığımı herkes bilir. Bunun için de beni arayan olmaz. Belki Hamza beyi veya başka birini arayan olmuştur. Beni bilirler prensiplerim vardır. Çok net bilirler. Bunların Ak Parti ile görüşmeleri falan tamamen hedef saptırmadır. Ben bunların herkesle görüşmelerini zaten serbest bırakmışımdır. Çok da umurumda değil. Sadece sorulara cevap veriyorum. Sayın Valim sordu bunu bana, ben de açıkladım. İletişimsizlik varsa kötü sonuçlar doğuyor. İnsanlar bir hakları varsa arayabilirler. Ben kamu görevlisiyim. Ben kamudaki kuralları uygulamak zorundayım. Hakları varsa nerede aramak istiyorlarsa istedikleri yerde arayabilirler. İşten çıkarılan 5 kişi için de sadece korkutmak istedik. Sebebi de şudur: Bu personelimiz çok da becerikli personeldir. Bir tel yırtılmak istenmiş. Biz de bir savunma almak istedik. O sırada bu arkadaşların silkelenmeye ihtiyaçları vardı. Tutanaklarını şirketlerine gönderdik. Şirketin de tavrı “Biz bunları işten çıkarıyoruz” şeklindeydi. Bu sonra bana döndü. Sanki ben işten çıkarıyormuşum gibi gösterdiler. Ben zaten süreçlerin içinde değilim. Ben buranın yönetiminin kurallarını koyuyorum. Yönetimine karışmıyorum. AFAD'ın satın almasına ben karışmam. 96 tane satın almanın video kaydı vardır. Bir sorun olursa açarız vali beyin huzurunda izleriz. “Konulan kurallara göre yönetiliyor mu?” diye düşünüyorum."şeklinde sözlerini tamamladı.
SAYAÇLARLA İLGİLİ İDDİALAR
Haber merkezimize gelen iddialardan biri de “270 bin lira civarında sayaç alındığı ve bunların Mormaş'a faturalandığı” iddiasıydı. “Bunun yasal dayanağı var mı?” var mı diye Latif Memiş'e sorduk.
Latif Memiş, “Yasal dayanağı var tabii ki. Ne kadar tuttuğunu bilmiyorum. Müfettiş incelemesi de yapıldı. Tamiratları Mormaş vasıtasıyla yapıldı. Ne kadar yapıldı onu bilmiyorum çünkü mali işlere karışmıyorum. Devlete kazandırmışız.” şeklinde cevap verdi.
KAMP YÖNETİCİLERİNİN AKRABALARI ŞİRKETTE GÖREVLENDİRİLDİ Mİ?
Latif Memiş'e yine iddialardan biri olan “Kamp yöneticilerinin akrabalarının şirket görevlisi yapıldığıyla ilgili iddiayı da sorduk. “Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?” diye de ekledik.
Latif Memiş kendinden emin bir şekilde bu soruya şöyle cevap verdi: “Kamp yöneticisi olarak ben varım, Nihatbey var ve Atilla bey vardı. Yani isim listesini sorarsınız. Nihat beye “Bu adamı işe aldık senin akrabanmış” deseniz o adamı anında kovar. Biz kamp yöneticileri olarak böyle bir şey için suçlanabileceğimizi bilerek hareket ediyoruz. Burada Nihat beyin veya benim böyle bir işte dahlimiz olamaz."
DEVLET MEMURLARININ ŞİRKET EMRİNE VERİLDİĞİ İDDİASI
Vali Yardımcısı Memiş'in cevapları arka arkaya vermesi bizi daha çok soru sormaya itiyordu. Normalde bu kadar çok soruyu sorduğunuz her hangi bir insanda bir sinirlilik hali olur. Ancak Latif beyde böyle bir şeye şahsen şahit olmadım. Devlet memurlarının şirket personeli emrine verildiğiyle ilgili iddiayı dile getirdiğimizde Latif Memiş, “Böyle bir şey söz konusu dahi olamaz. Devlet memuru olup da şirket personelinin emrine vermemiz mümkün değil.” diyerek kesin ve net konuştu. Memiş cevabının devamında “Biz burada 17-18 tane kamu görevlisiyiz. Onlara yardımcı olacak büro personellerinden birer tane eleman yetiştirmelerini istiyoruz. Bu şu anlama gelmesin. Bir devlet memurunu oradaki işçinin emrine vereceğimizi düşünemezsiniz. Zaten mevzuat açısından da mümkün değil. Ben 22 yıllık idareciyim böyle bir şeye müsaade etmem.” ifadelerini kullandı.
TARTIŞMALARIN MALATYA'YA ZARARI VAR MI?
Birleşmiş Milletler tarafından en iyi mülteci kampı olarak gösterilen MABEK'le ilgili iddiaların MABEK'i olumsuz yönde etkilediğini düşünüyor musunuz? MABEK'in imajına zarar verdiğini düşünüyorsanız ne gibi tedbirler almak istiyorsunuz?” şeklindeki sorumuzu Latif bey de teyit eder nitelikte cevapladı. Latif Memiş, “Elbette iddialar olunca imajdan ziyade Malatya'ya zarar veriyor. Malatya bugüne kadar misafirperverliğini üst seviyede gösterdi. Sokaklarda bir tane bile dilenci göremezsiniz? İnsanlar iftiralar atarak, kendi kendilerini yaralamaya çalışarak kendi imajlarını zedeleme konusunda çaba sarf ederken bunun bir sonu olur. O hakkını doldurur ve dışarıdan kendini eritmeye başlar. Bu Malatya'nın bileceği bir iştir. Biz bu kampın kapısını 1 hafta açsak Malatya'da asayiş probleminden geçilmez.” diyerek bir tespitte bulundu.
EMRİNDEKİLERE HAKARET ETTİ Mİ?
Emrindeki personele hakarete varır şekilde hitap ettiği iddiasını söylediğimiz de Latif Memiş şaşkın bir ifadeyle “Benim yapıma ters olan bir durumdur hakaret etmek. Bugüne kadar değil hakaret etmek, sesimi bile yükseltmemişimdir” dedi. “Basına yansıyan haberlerden sonra personelinizi tehdit ettiniz mi?” diye hemen bir soru daha sorduk.
Latif Memiş, “Basına yansıyan haberlerden sonra hiçbir personelimle toplantı yapmadım. İftira atıldığı gibi AFAD'a da gitmedim. Kimseyi çağırmadım ve kimseyle toplantı yapmadım. Tek söylediğim şu oldu: “Şu yazıyı okuyun. Müfettiş çağırmak istiyorum. Hazırlıklarınızı yapın yasal sürece sonra bakacağız” dedim. Bunu da sadece Nihat bey ve AFAD müdürüyle konuştum. Ne kimseye konuştum, ne de kimseyi tehdit ettim. Bu iddia sahiplerini bulmak için bir hangi bir çabam olmadı. Ayrıca zaten faillerin kim olduğunu biliyordum. İddia sahipleriyle yasal süreçte hesaplaşacağız. Bu süreç biter Allah nasip ederse yasal bir zeminde yapacağımızı yaparız. Kimseyle toplantı yapmadım. Kimseye hakaret etmem çünkü karakterimde böyle bir şey yoktur. Bundan bir veya bir buçuk ay önce temizlik ve güvenlik görevlileriyle toplantı yaparak “Kendinizi düzeltin” dedik. Ellerinden ekmeğini almak istemedim. “Lütfen davranışlarınıza dikkat edin” dedim. Ben hayatım boyunca kimseye hakaret etmedim. Sesimi dahi yükseltmedim.” Şeklinde konuştu.
KİRALANAN ARAÇLARLA İLGİLİ NE SÖYLEDİ?
Sayın Valim bize gelen bir iddia da “Kampta Türkiye menşeli araçların kullanılması şart iken Türkiye menşeli olmayan araçlar kiralanıyor” şeklindeydi. Bu konudaki görüşlerini sorduğumuz Latif Memiş, “Parasal işlere karışmadığımı belirtmiştim. Burada Türkiye menşeli olması veya olmamasıyla ilgili bir kural yok. Sadece kiralama yapılmış. Bu araçlar önceden tespit edilmiş. Aracın vasıfları belirlenmiştir. Markası önemli değildir. İl Özel İdaresi'nin kapanmasıyla gelen minibüslerimiz olmuş. Kendi kiraladığımız otobüsleri dahi iptal etmişiz. Minimum olarak kiralama yapmışız. Ben kampa bir günde 5 veya 6 defa gidip geliyorum. Ben neyle gidip geleceğim. Kamp müdürü 6-7 kere gidip geliyor. Ben sabahın 5-6'sında gelip denetleme yapıyorum. Buradaki yöneticilerin hiçbiri akşam saat 5'te mesaisini bitirip evine gitmemiştir. En erken çıkan 8 veya 9'da çıkar. Bu insanlara hangi araçların kiralandığından mı bahsedeceğiz.” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
İlgili haber 1:
Malatya Valisi Kamçı'ya açık mektup
İlgili haber 2:
Malatya Valisi Kamçı'ya açık mektup-2
İlgili Haber 3
Memiş: İddia sahipleriyle yasal zeminde hesaplaşacağız-1
İlginizi Çekebilir