© Malatya Time

Zekâtını Fakire Verdi, Ama Yine de Mekruh Oldu!

İyi niyet her zaman yeterli mi? Zekât verdin, ama sünneti unuttun… Kur’an’ın emri mi, akrabanın hatırı mı? Fakire ulaştı ama sevap eksildi!

Elinde bir miktar para var.
Zekât düşmüş.
Sen de aldın, verdin bir fakire.
İçin rahat. Görev tamamlandı sandın.
Ama işte tam burada dur!

Fıkıh kitapları diyor ki:
Zekât, sadece fakire verilmez…
Evvela, yakınındaki fakire verilir.
Yani seninle kan bağı olan, ihtiyaç içinde kıvranan, senden medet uman akraba…

Sen ne yaptın?
Akrabayı atlattın.
Komşuyu unuttun.
Gittin, şehir dışındaki bir tanıdığa veya cami önündeki ilk rastladığına verdin.
İşte bu, mekruh oldu.

Zekât geçerlidir, evet.
Ama sünnete aykırıdır.
Yani sevap azaldı, hayır eksildi.
Mekruh ne demek?
Doğru ama yanlış! Yani “helal” ama “gönül koyan” türden…

Unutma:
Zekât bir arınma ibadetidir.
Ama önce en yakındakini gözetmeyen, uzağa attığı para kadar vicdanını da eksiltir.

HÜLASA:
    1.    Zekât verirken öncelik akrabalara verilmelidir
    2.    Uzak bir fakire vermek caizdir ama sünnete aykırıdır
    3.    Bu durumda zekât geçerli olur ama mekruh olur
    4.    Akrabayı es geçmek, ibadeti eksiğe düşürür
    5.    Sevap kazanırken sünneti kaybetmemek gerekir

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER