Güven Siyasetin En Kırılgan Noktası Oldu: Bir Hatırlatma, Bir Fırtına

20 YIL ÖNCESİNİN HATIRLATMASI

Tüfenkci, konuşmasında 20 yıl öncesine uzandı. İş insanlarının icraya verildiğini, evlerine haciz gittiğini, bankalardaki hesaplarının bloke edildiğini hatırlattı. Bu örnekleri “ibret” olsun diye verdi, siyasette ders çıkarılması gerektiğini söyledi. Mesaj açıktı: Güven ortamı bir kez sarsıldığında, toplumun en güçlü kesimleri bile mağdur olur.

KARADAĞ’IN BEKLENMEDİK ÇIKIŞI

Fakat Tüfenkci’nin sözleri sonrası Haşim Karadağ sahneye çıktı. Oysa ne adı anılmıştı, ne şahsına bir gönderme yapılmıştı. Buna rağmen Karadağ, çıkışı kendine yonttu. Bir müjde gibi algıladı, demagojiye başvurdu, sert bir üslup sergiledi. Gürültü kopardı, fırtına estirdi. Sanki söz doğrudan ona söylenmiş gibi ayağa kalktı.

GÜVENİ KAYBEDEN, SÖZDEN RAHATSIZ OLUR

Tüfenkci’nin çıkışı aslında siyaset için bir ders niteliğindeydi. Geçmişin hatırlatılması, bugünü onarmak içindi. Fakat tartışmalar bir kez daha konunun özünden uzaklaştı. Kamuoyunda sorulan soru ise basit oldu: “Gerçeğin neresine itiraz var?” Cevap kendiliğinden verildi: Güven meselesinde üzerine alınan, aslında güvenini çoktan kaybetmiştir.

PAZARTESİ HASBİHAL YAZISINA BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ