Sahte Kaymakam, Gerçek Başkan
01 Eylül 2025, Pazartesi 13:31Kemal Sunal…
“Deli Deli Küpeli” filminde sahte kaymakam olmuştu.
Akıl hastanesinden kaçmıştı.
Kaymakamlık makamına sığınmıştı.
Bekçi de onu kaymakam sanmıştı.
Ve bütün kış boyunca kaymakamlık yapmıştı.
Ama ne olmuştu?
Sahte kaymakam, gerçekten daha sahici çıkmıştı.
Adildi.
Haklıydı.
Halktan yanaydı.
Şimdi bakalım Sami Er’e…
Seçimden önce “teknik adam” dediler.
Eksiklik değil, kusurmuş.
İkinci adammış.
Gölgede kalmış.
Koltuk arkasıydı.
Üsküdar’da çalıştı.
Fatih’te çalıştı.
Bağcılar’da çalıştı.
Büyükçekmece’de bulundu.
TOKİ’deydi.
Zaten her lafında, “Ben TOKİ’deyken” diye övünüyor.
Ama bugün?
Ne tekniklik var.
Ne adamlık.
Ne de vizyon.
Sadece propaganda.
Sadece statü.
Sadece vitrin.
Sahte kaymakam halkı yönetebildi.
Gerçek başkan şehri yönetemedi.
İroni şu:
Kemal Sunal’ın sahte kaymakamı daha adildi.
Sami Er’in gerçek başkanlığı ise, daha sahte çıktı.
Su Yoksa Başkan da Yok
Musluğu açıyorsun…
Su yok.
Musluğu açıyorsun…
Çamur var.
Musluğu açıyorsun…
“Tıs” diye bir ses geliyor.
Banyo yapamıyor Malatyalı.
Tuvalete gitmeye üşeniyor.
Çünkü…
Belki su yoktur, taharet alamayacak.
Bulaşıklar birikiyor.
Çamaşırlar kokuyor.
Herkes terli.
Bir kısmının teri ekşimiş.
Halbuki su var.
Kaynak var.
Rezerv var.
Ama musluktan akmıyor.
Kayıp, kaçak, beceriksizlikle heba oluyor.
Peki Başkan ne yapıyor?
Sorunu mu açıklıyor?
Çözümü mü sunuyor?
Hayır.
Afiş asıyor.
Broşür dağıtıyor.
“Arguvan’a şu kadar yatırım.”
“Darende’ye bu kadar yatırım.”
Rakam çok…
Su yok!
Efendiler…
Suyu idare edemeyen, şehri idare edemez.
Afişle başkanlık yapılmaz.
Broşürle belediyecilik olmaz.
Ve unutmayın…
Susuzlukla sınanan halk, seçimde susmaz.
Musluk açıldığında su akmazsa…
Sandık açıldığında hesap akar.
Bu işin faturası size pahalı patlar!
Veli Ağbaba’nın Malatyası
Bakırköy’de başarılı bir başkan var…
Ayşegül Ovalıoğlu.
Malatyalı.
Ataşehir’de başarılı bir başkan var…
Onursal Adıgüzel.
Malatyalı.
Tekirdağ’da büyükşehir belediye başkanı var…
Candan Yüceer.
Malatyalı.
CHP’de Malatyalılar Türkiye’nin dört bir yanında var.
Başarılılar.
Yükseliyorlar.
Kazanıyorlar.
Ama Malatya’da?
Yoklar.
Peki neden?
Cevap basit.
Cevap tek.
Cevap: Veli Ağbaba.
Mıhlanmış koltuğa.
Kapatmış kapıyı.
Kesmiş gençlerin önünü.
Muhalefetsiz muhalefet yapıyor.
Türkiye’nin dört bir yanında Malatyalılar CHP’de siyaset yapıyor.
Başarıdan başarıya koşuyor.
Ama kendi memleketlerinde?
Tıkanıyorlar.
Çünkü Veli Ağbaba’nın Malatya’sında siyaset yapmak mümkün değil.
Çünkü en fazla il başkanı olabiliyorsunuz.
Daha ötesi yok.
Dışarıda başarı, içeride başarısızlık…
Ve bunun tek sebebi:
Veli Ağbaba.
Güven Denildi, Güven Kalmadı
Bülent Tüfenkci çıktı, dedi ki:
“Kulüpte güven ortamı yok.”
Doğruydu.
Hatta 20 yıl öncesinden örnek verdi.
Ne olmuştu o zaman?
İş adamları icraya verilmişti.
Evlerine haciz gitmişti.
Bankadaki hesaplarına bloke konmuştu.
Koca koca insanlar mağdur edilmişti.
Yani ibret olsun diye anlattı.
Ders çıkarılsın diye söyledi.
Ama işte tam burada…
Haşim Karadağ sahneye çıktı.
Bunu kendine pay çıkardı.
Bir müjde gibi algıladı.
Demagoji yaptı.
Cerbeze sergiledi.
Ve saldırıya geçti.
Halbuki…
Ne adını söyledi Tüfenkci.
Ne şahsını hedef aldı.
Ne de ağzına aldı.
Peki Haşim Karadağ ne yaptı?
Ortalığı toz duman etti.
Fırtına kopardı.
Gürültü çıkardı.
Sanki söz ona söylenmiş gibi ayağa kalktı.
Ne dedi kardeşim?
Yalan mıydı?
Yanlış mıydı?
Gerçeğin neresine itirazın var?
Oysa mesele basitti.
20 yıl önce yaşanan mağduriyet, bugüne ışık tutsun diye hatırlatılmıştı.
Ama ders olması gerekirken, bahane oldu.
Ve işte bütün mesele bu:
Güven meselesinde üstüne alınan, zaten güvenini kaybetmiş demektir.
Başhekim
Acil…
Malatya’nın en çok ihtiyacı olan yer.
Kapısı hiç kapanmaz.
Gece gündüz doludur.
Felaket vurur, acile koşulur.
Kaza olur, acile koşulur.
Hayatla ölüm arasında ince bir çizgi vardır, adı acildir.
Ve bu şehrin başhekimi çıktı dedi ki:
“600 metrekare yetmiyor, 2000 metrekare yapacağız.”
Naif bir sesle söyledi.
Ama iddialı bir cümleydi.
Geçici ünite kurulacak.
Triaj sistemi olacak.
Tomografi, ultrason, laboratuvar, izole odalar olacak.
Yani sadece büyütmek değil, modernleştirmekti niyeti.
Klasik bir bürokrat gibi konuşmadı.
Kibirle kürsüye çıkmadı.
Siyaset yapmadı.
İşini anlattı.
Evet…
Doç. Dr. Erol Karaaslan…
Başhekim.
Naifliğiyle öne çıktı.
Başarısıyla kendini gösterdi.
İşiyle konuştu.
Şehre umut verdi.
Malatya çok badire gördü…
Deprem gördü.
Don gördü.
Susuzluk gördü.
Ama acilde nefes alan bu şehir için, en azından bugün bir ışık yandı.
O ışığın adı…
Başhekim.
Kalem Hakkı: Savcıya Taşeron Başkan
Sami Er’in belediyecilik modeli hazır: “İş yapma, dosya yap.”
Önce Malatya City dosyası, şimdi Buğday Pazarı ve Recep Tayyip Erdoğan Dünya Kayısı Ticaret Merkezi dosyası… Hepsi savcıya pas!
Belediye başkanı mı, yoksa savcının stajyeri mi belli değil.
Kendi döneminde musluktan akan suyu tutamayan başkan, eski dönemin taşını toprağını karıştırıyor.
Malatya hizmet bekliyor, o ise dilekçeyi dosyalıyor.
Sormazlar mı: Bu şehir sana yol, su, ekmek diye oy verdi… Savcıya klasör diye değil!
LAF EBESİ: “Lakabın Hikâyesi”
İnanç Siraç Kara ÖlmezToprak’a “Halkın Vekili” diyorlar.
Övgü değil bu.
İroni.
Çünkü halk meydanda yok, vekil afişte çok.
Sami Er’e “223 Sami” diyorlar.
Bir yanlış hesap yüzünden.
Ama Malatya’nın hesabı zaten yanlış.
Elektrikte yanlış, bütçede yanlış, borçta yanlış.
Bayram Taşkın’a “8–5 Bayram” diyorlar.
Mesai bitince başkan da bitiyor.
Ama Malatya’nın mesaisi 24 saat sürüyor.
Bir şehir düşünün…
Siyasetçisi isimle değil lakapla anılıyor.
İcraatıyla değil, alayla ölçülüyor.
Ve sandık günü…
Lakaplar pusulada yazmıyor ama tokat gibi çıkıyor.
FİSKOS MASASI:
Malatya’da bu hafta kulisler yine hararetli… Ziyaretlerden uyarılara, eğitimden STK’lara kadar perde arkasında çok şey konuşuluyor!
– Fatma Şahin’in Ziyareti Dedikoduya Yol Açtı!
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in Malatya ziyareti kulisleri hareketlendirmiş. “Keşke Sami Er de Şahin’in çalışmalarından ilham alsa” temennisi dillendiriliyormuş.
– Sami Er’e Genel Merkez’den Yeni Uyarı!
AK Parti Genel Merkezi’nin Sami Er’i bir kez daha uyardığı konuşuluyor. “Teşkilat ve milletvekilleriyle birlikte, medya önünde görüntü ver” denilmiş. Parti disiplini sahaya böyle yansımış.
– Milli Eğitim Müdürü Yeni Sezona Hazır Değilmiş!
İl Milli Eğitim Müdürü Behçet Bakır’ın, yeni eğitim-öğretim yılına dair ciddi bir hazırlık yapmadığı konuşuluyor. Okul açılışı yaklaşırken şehirde “nerede organizasyon?” sorusu sorulmaya başlanmış.
– MASTÖB Genel Kurulu Yapılmamış!
Geçen yıl yapılması gereken Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB) genel kurulu hâlâ yapılmamış. Bu yüzden mevcut yönetimin yetkisiz olduğu kulislerde konuşuluyor. “Temsiliyet boşluğu” fısıldanıyor.
– Malatyalının Sabrı Tükeniyor!
Depremden bu yana her musibeti çeken Malatyalılar, paratoner gibi yıpranmış. “Artık sabır da tükendi” diyenlerin sayısı artıyor. Şehir yavaş yavaş göç veriyor, Malatya kan kaybediyor.
Fiskos Masası yine fısıldadı…
Çünkü Malatya’da en sıcak gündem, çoğu zaman serin odalarda konuşuluyor!
Selam ve dua ile
Fi-emanillah
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Evren
01-09-2025 20:05Şimdilerde hummalı Bir çalışma var merkez çarşıda. Cumhurbaşkanı geleceği için içinde esnaf olan belli bölgeler gerekli. Cumhurbaşkanı gidince Kalan yerler artık ne zaman biter Allah bilir.
Haluk
01-09-2025 20:01Sami Er hep uyarılıyor... Fakat anlaşılan o ki pek de oralı değil ne vatandaşın nede Ankara'nın uyarıları belli ki karşılık bulmuyor. Gittiği yere kadar mantığı var sanırım.
Sami Sunal
01-09-2025 19:55niçin çıktım? nasıl çıktım? bunu izaha gerek yok. gördünüz, yürüdüm çıktım! ama, çıkmamış da olabilirim. çıkmışsam çıkmışımdır, çıkmamışsam çıkmamışımdır. görünen köy... uzakta değildir. buraya çıktık da sonradan çıkmadık mı dedik? bunlar bi takım uydurma laflardır... sahi ya ben buraya neden çıktım? kim çıkardı yav beni buraya?!
Erhan;
01-09-2025 17:40peki o övdüğün CHP li başkanlar bu durumda ki Malatya da olsalardı acaba ne yapabilirlerdi. ? hem o bahsettiğin başkanların da öyle başarısı falan yok. oralar silme CHP li seçtikleri hiç bir şey yapmasa bile CHP liler başkan kendilerinden olduğu için hoşnutlar Aslında demek istiyorsun ki , vermek istediğin mesaj "ey Malatya halkı gelecek dönem CHP li bir kişiye oy verin ki ihya olasınız"
Cem
01-09-2025 16:57Susuzluktan sinanan malatya seçimde susar. Malatya halkı Urfa değil. Malatya halkı Adıyaman değil ki gerekli dersi tokat gibi yapıştırsin. Ders verilmediği için şehir merkezi eskisinden daha kötü. Hiç birseyinde iyi olacağı yok. Kimse kendini avutmasin.
Şevket
01-09-2025 15:00Malatya da hizmet üretilmemesindeki belli bir grubun mensubiyeti de çok etkili.. Sami Bey daire başkanlarını müdürleri ilçe belediyeleri de dahil Ahmet Çakır döneminde görev almış başarısız olmuş kiişilerden seçti.. Bu kişiler de Gürkan dönemine karşı bir duruşla sidik yarışıyla Malatya ya zaman kaybettirerek ve çok can yakarak devam ediyorlar.. Olan Malatya ya oluyor.. Mesela Türkiye çapında bir proje olan Kayısı Ticaret Merkezine neden hala esnaf taşınmıyor!! Mevcut kayısı pazarı Malatya ya yakışıyor mu? Babacan gidip söz verip size dokunmayacağız neden diyor? Yazık yahu yazık..
Levent Karataş
01-09-2025 14:56Kurumsal güven, üç sütuna dayanır: öngörülebilirlik, hesap verebilirlik, katılımcılık. Malatya ölçeğinde bu sütunları tesis etmek için küçük ama etkili adımlar mümkün: kulüp ve belediye bütçelerine bağımsız denetim, aylık faaliyet raporu, paydaş toplantıları ve “vatandaş panosu.” Tüfenkci’nin sözünü kişiselleştirmek yerine bu çerçevede ele alsaydık, gündem polemik değil protokol olurdu. Haşim Karadağ dâhil tüm aktörlere düşen, “adımı değil sistemimi konuşun” diyebilmektir. Çünkü sermaye güveni sever; güveni olan şehir de yatırım çeker. Malatya’nın bugünkü tartışması, yarının kredi notuna yazılıyor. Bu notu şimdiden düzeltmek elimizde.
Özge Akın
01-09-2025 14:56Sürekli geçmişle kavga eden yönetimler bugünü ihmal eder. Oysa vatandaşın sabah kapısında bekleyen üç gerçek var: su, ulaşım, ekmek. Yargının yolu açık olsun; ama belediye koridoru şantiye yoluna çıkmıyorsa, dosyaların sonu seçmenin sandığındaki faturaya çıkar. İyi yönetişim, hesap sormakla hizmet üretmeyi aynı anda yürütme sanatıdır. “Ben temizim” iddiasının en sağlam kanıtı, çalışan musluktur. Malatya’nın ihtiyaç duyduğu paradigma, “savcıya klasör” değil “vatandaşa kazanım”dır. Bu şehir dosya başlığı değil, proje başlığı duymak istiyor. Unutmayın: Dilekçe değil, dönüştürdüğünüz cadde sizi anlatır.
Nazım Korkut
01-09-2025 14:56Metindeki Kemal Sunal göndermesi rastgele değil; ahlaki otoritenin resmî otoriteden üstün tutulduğu o sinema evreni, bugünün Malatya’sında yankı buluyor. Halk, çoğu zaman “bürokrasi dili”ne değil, “vicdan dili”ne tepki veriyor. Sahte kaymakamın adalet duygusu gerçek başkanı yutuyorsa, demek ki biz yöneticide mizahı değil merhameti özlüyoruz. Yönetici halkın kapısına yalnız protokolde değil gündelik işlerde görünür şekilde gitmelidir. Sinema gerçeği basitleştirir ama aynayı doğru tutar: Seçilmişlik değil sahicilik, rıza üretir. Bu yazının ironisi, aslında bir çağrıdır: Yetkiyi taşımak için evvela vicdanını dik tut.
Gökçe Atmaca
01-09-2025 14:55Lakaplar mem kültürünün ham maddesi; kısa sürede yayılır, algı inşa eder. Siyasal iletişimde lakapla markalanmak ilk bakışta görünürlük sağlar ama uzun vadede negatif çerçeveyi kalıcılaştırır. “223 Sami” veya “8–5 Bayram” şehir çapında dolaşıyorsa, karşı iletişim yalnızca tekziple kurulamaz. İnsanların aklında bir sayı bir davranışa bağlanmışsa, onu ancak istikrarlı karşı-örnekler kırar: gece şantiyesi, kriz masası yayını, veriyle konuşan başkan. Algı savaşında en etkili cevap, tekrar tekrar sergilenen farklı davranıştır. Laf kalır ama iş değiştirir. İsimlerinizden önce rutininizi değiştirin; şehir sizden bunu duyuyor.
Ahmet Baki
01-09-2025 14:55Kulislerde dolaşan “uyarı”, “ziyaret”, “atama” hikâyeleri gerçek olabilir; fakat kamuoyuna ulaşan versiyonları çoğu kez bağlamdan kopar. Bunun ilacı muhalif ya da yandaş medya değil; kurumsal şeffaflık. Belediyenin medya birimi, haftalık veri bülteni yayımlasa; ihale, ödeme, yatırım, kesinti, personel, proje ilerleme yüzdeleri şeffaf olsa; “fiskos” yerini “dashboard”a bırakır. Dedikodu, veri yokluğunda hüküm sürer. Malatya’da bilgi ekosistemi bozuk; siyasetçi konuşuyor ama veri konuşmuyor. O yüzden söylenti her kapıyı çalıyor. Bu kentin gündemi fısıltıyla değil rakamla yönetilirse güven büyür, kutuplaşma küçülür.
Ceren Duman
01-09-2025 14:54Annem geçen ay acile kaldırıldı; koridorda sedyede bekledik, kapılar arasında gidip geldik. Şimdi başhekimin genişleme ve modernizasyon planını duyunca “nihayet biri işin özüne bakıyor” dedim. Beni umutlandıran, siyasî atışma değil, operasyonel detay oldu: triaj, görüntüleme, izolasyon. Vatandaş için büyük sözler değil, büyük kolaylıklar kıymetli. Yalnız, planın takvimi ve ara hedefleri de ilan edilmeli. “Üç ayda şu birim bitecek, altı ayda personel şu kadar artacak” gibi. Çünkü Malatya çok şey yaşadı; insanların sabrı vaat değil takvim istiyor. Bu tonu korursanız, bu şehir size duayla sahip çıkar.
Sevim Kar
01-09-2025 14:54Ekonomik aktörlerin güveni, futboldaki moral gibidir; bir kez bozulursa skor tabelası hızla aleyhe döner. Tüfenkci’nin “güven yok” uyarısını kişiler üstüne almak yerine kurumsal protokole çevirmek gerekirdi: şeffaflık ilkeleri, denetim takvimi, kamu–özel ilişkilerinde çıkar çatışması beyanı. Haşim Karadağ’ın savunmacı tepkisi, sorunu kişisel mücadeleye indirgedi. Oysa burada aranan, isme bağlı olmayan güven mekanizması. Kulübün ve şehrin ekonomik paydaşlarıyla “güven sözleşmesi” yapılabilir: açık bütçe, bağımsız denetim, yılda iki kere kamu sunumu. Güveni cümle değil sistem inşa eder; Malatya buna hazırsa, tartışma itibar tazeler.
Yavuz Erden
01-09-2025 14:53Sahte kaymakam metaforu, temsilin meşruiyetle değil performansla ölçüldüğünü hatırlatıyor. Seçilmişlik, yetki kaynağıdır; yeterlilik garantisi değil. Yönetim bilimi, “çıktı meşruiyeti” der: Vaat ettiğini üretirsen rıza genişler. Sami Er’in teknik geçmişi, süreci yönetebileceği umudunu doğurmuştu. Bugün yaşanan ise protokol siyaseti. Kent yöneticisi, meseleleri “çözüm odaklı atölye” mantığıyla kolektif akla açmadıkça, gücünü yalnızca hiyerarşiden alır; bu güç kırılgandır. Metaforun sızısı tam burada: rol yapanın adaleti hatırlanıyor, yetki sahibinin adaleti aranıyor. Malatya’da meşruiyeti büyütecek tek şey, “performans verisi + katılım.”
Dilek Tetik
01-09-2025 14:53Siyasette “tekel” iyi yönetilmez; eleştiri üretmeyen ortam, ezberi ödüllendirir. Malatya’da gençlere açılan yolların Ankara’daki vitrinlerle sınırlı kalması üzücü. Liderlik, koltuğu savunmak kadar ardışık liderler yetiştirmektir. Ağbaba başarılı olabilir; ama başarı, kendi şehrinde alternatif doğurmayı reddederse sürdürülebilir olmuyor. Kadın ve gençlik kollarında şeffaf ön seçimler, gölge kabineler, politika atölyeleri kurulsa farklı bir tablo çıkardı. İstanbul’da parlayan Malatyalı siyasetçiler memlekette proje ve kadro eşleştirmesi yapmadıkça bu kent “yedek kulübesi” olmaktan kurtulamaz. Siyaset gençleşmezse şehir yaşlanır. Bunu görmek için anket değil, sokak yeter.
Kerem Albayrak
01-09-2025 14:53Kulis haberlerinin artması, resmi iletişimin zayıfladığına işaret eder. “Vali uyardı, genel merkez ikaz etti, şu STK şu sözü verdi” gibi cümleler, kurumların kendi ağızlarından düzenli bilgi vermediği ortamlarda yankı bulur. Bu da şehirde güvensizliği büyütür; çünkü bilgi yerini söylentiye bırakır. Belediyenin ve il teşkilatlarının haftalık şeffaf brifingleri olsa, kulisler magazin tadında kalır. Şimdi ise kulis ana yemek, resmi açıklama tatlı bile değil. Kulis iyidir, nabızdır; ama nabızla tedavi yapılmaz. Kamu yönetimi nabzı tutar, teşhisi koyar, reçeteyi açıklar. Malatya’ya açık protokol ve düzenli veri akışı şart.
Kerem Albayrak
01-09-2025 14:53Kulis haberlerinin artması, resmi iletişimin zayıfladığına işaret eder. “Vali uyardı, genel merkez ikaz etti, şu STK şu sözü verdi” gibi cümleler, kurumların kendi ağızlarından düzenli bilgi vermediği ortamlarda yankı bulur. Bu da şehirde güvensizliği büyütür; çünkü bilgi yerini söylentiye bırakır. Belediyenin ve il teşkilatlarının haftalık şeffaf brifingleri olsa, kulisler magazin tadında kalır. Şimdi ise kulis ana yemek, resmi açıklama tatlı bile değil. Kulis iyidir, nabızdır; ama nabızla tedavi yapılmaz. Kamu yönetimi nabzı tutar, teşhisi koyar, reçeteyi açıklar. Malatya’ya açık protokol ve düzenli veri akışı şart.
Gülay Öner
01-09-2025 14:52Evde iki çocuk, biri sınava hazırlanıyor; su yok. Bulaşık bekliyor, çamaşır kokuyor, yaz sıcağında duş hayal. “Debi düştü” dediler mi, halkın dilinde sabır yükseliyor. Vallahi teknik kelime bize su getirmiyor. Mahalle gruplarında saat saat haberleşiyoruz: “Şebeke geldi mi?” Bu şehirde bir duyuru uygulaması olsaydı, kesintiyi planlayıp insan gibi haberdar etselerdi kimse bu kadar öfkelenmezdi. Ben esnafım; dükkânda temizlik yapamadığım gün müşteri kaybediyorum. Afiş yerine takvim istiyoruz, slogan yerine vana değişimi. Su; siyaset değil, hayat. Musluk açıldığında hikâye değil, su akmalı. Gerisi gerçekten teferruat.
İsmail Kurt
01-09-2025 14:52Siyasetçilerin lakaplarla anılması, o kentte siyaset dilinin kurumsallıktan pop kültüre kaydığını gösterir. “223”, “8–5” gibi şifrelerin yaygınlaşması, eleştirinin veri yerine ima ile yapılmasına zemin hazırlar; bu da ölçülebilir sorunu kişiselleştirir. Kent hafızası, isimleri performansla değil imayla sakladığında hesap sorma mekanizmaları zayıflar. Bu yüzden lakaplara gülmek kolay, yönetime ölçüt koymak zor gelir. Çözüm, performans tablolarını kamuya açmak: kaç kilometre hat yenilendi, kayıp-kaçak kaç puan indi, kaç mahallede kesinti süresi azaldı? Lakaplar o zaman söner. Malatya’nın siyaseti delik şebekeye dönmesin; konuşmayı değil göstergeleri tamir edelim.
Murat Şahin
01-09-2025 14:51Acil servisin 600 m²’den 2000 m²’ye çıkarılacağı vaadi, sahadan bakan biri için yalnızca metrekare değil, akış tasarımı meselesidir. Triaj alanının netleşmesi, görüntüleme noktalarının kapıya yakınlaştırılması, enfeksiyon izolasyonunun ayrıştırılması, bekleme–müdahale–gözlem üçlüsünün ring şeklinde çalışması gerekiyor. Başhekimin “işe odaklı” dili kıymetli, çünkü politik slogan değil operasyonel plan duyuyoruz. Lakin bu planın personel dağılımı, vardiya dengesi ve tıbbi sarf bütçesi olmadan duvara asılı bir posterden farkı yok. Siyasetin gölgesinden uzak, teknik bir yol haritası çıktığında Malatya’nın nefesi açılacak. Biz sahada “lafın değil, layout’un” fark yarattığını biliyoruz.
Pınar Selek
01-09-2025 14:51Geçmiş dosyaların yargıya taşınması “hesap verilebilirlik” açısından doğrudur; fakat belediyeciliğin ana işi savcılık vekaleti değildir. Bir belediye aynı anda hizmet üretip geçmişin muhasebesini yapabilir; bunun yolu, idari ve hukuki süreçleri birbirine karıştırmamaktan geçer. Kamuoyu önünde dosya sallamak siyasal iletişimde prim yapar, ancak yargı dosyayı değil delili sever. Dava süreçleri sessiz sürer; asfalt, su, ulaşım ise gürültülü talep eder. Malatya’nın temel göstergelerinde bir ilerleme göstermeden “yolsuzluğu ben temizliyorum” demek, seçmeni rızaya değil sabıra çağırır. Şehrin beklediği savcı değil, plan–bütçe–icraat takvimi. Aksi halde dosyalar biter, güven biter, dönem de biter.
Faruk Dündar
01-09-2025 14:50CHP’nin Malatyalı başkanları ülkenin dört yanına yayılmışken memleketin kendisinde siyasi oksijenin düşük olması tesadüf değil. Siyasetin doğası, rekabet ve kadro üretmektir; burada gördüğümüz ise sahnenin tek kişiye terk edilmesi. Tek sesli yapılar kısa vadede istikrar gibi görünür ama uzun vadede düşünce üretimini kurutur. Malatya’da genç kadrolar parti içi mekanizmalarla değil, şahsi referanslarla ilerleyebiliyorsa bunun adı kurum değil kulistir. Ağbaba’nın etkisi elbette inkâr edilemez; ancak etkisi olan herkes, yerelde farklı seslerin doğmasına da alan açmakla sınanır. Başarı İstanbul’da fotoğraf, Malatya’da boşluk üretmemeli. Memleket kendi evlatlarına nefes borusu olmak zorunda.
Selin Karaca
01-09-2025 14:49Malatya’nın su meselesi teknik olarak “kayıp–kaçak yönetimi” ve “arz-talep dengelemesi”dir; ama bizde mesele iletişim ve liyakat krizine dönmüş durumda. Halk musluğu açtığında suyu değil, belirsizliği görüyor. Kayıp-kaçak oranları şeffaf açıklanmadıkça, zonlama planları ve yeni hat yatırımları takvimlendirilmedikçe “debimiz düştü” cümlesi yalnızca bir kaçış kapısıdır. Belediye, muhtar ve meslek odalarıyla kriz masası kurup saatlik kesinti haritası paylaşsa dahi tansiyon düşer. Sorun çözülemeyebilir ama ciddiyet görünür. Şu an görünen ise reklâm panosu. Malatya çöl değil; planı, bütçesi, denetimi olmayan idarenin susuz alanı. Önce suyun yolunu, sonra sözün yolunu açmak gerek.
Muharrem yalçın
01-09-2025 14:44Sami Er geçmişi suçlamaya devam etsin hizmet vermemeye devam etsin partisine muhalif olmaya devam etsin.. Malatya da Selahattin Gürkan ın yüzde doksan bitirme aşamasına getirdiği Güney Kuşak yolunda yaptığı hatalarla dağın başında alt yapı yetersizliğinden yolu göl etmeyi başarmış biri.. Bölgenin en büyük parkı olan yüzüncü yıl parkını Gürkan ın eseri diye göle su vermeyi oradaki sosyal tesisi açamamış biri.. Yani bırakın eser ortaya koymayı mevcutları bile yönetemiyor..